Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
TÜRK KARŞITLIĞI RANT SAĞLIYOR E Fransa’da ekonomide yaşanan sıkıntıların yansıması olarak yabancılara yönelik sert tutumlardan, yine bu çerçevede Fransız halkının büyük bir antipatiyle bakmaya başladığı AB genişleme sürecinden ve 2007 yılı Mayıs ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri bağlamında Fransa’da yaşanan iç politik çekişmelerden en fazla nasibini alan ülke olarak ise Türkiye görülüyor. Çünkü Türkiye, gerek Fransa’da yaşayan Türkler açısından gerek AB ile tam üyelik müzakerelerine başlamış bir ülke olma açısından gerekse de Cumhurbaşkanlığı seçimi yarışında bir iç politika malzemesi olarak kullanılma açısından siyasi partilere oy kazandırıcı bir araç olarak görülüyor. Bu açıdan da, Türkiye son zamanlarda Fransa’nın gündemini oldukça meşgul ediyor. 2007 yılı Mayıs ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri bağlamında Fransa’da yaşanan iç politik çekişmelerden olumsuz anlamda en fazla etkilenen ülke durumundaki Türkiye’nin, bu anlamda karşılaştığı en büyük sıkıntı ise Ermeni sorunu ve bunun Fransa’daki siyasi partiler tarafından bir iç politika malzemesi olarak kullanılmasıdır. Fransa’da, Sosyalist Parti’nin sözde Ermeni soykırımını inkâr edenlere para ve hapis cezası verilmesini öngören yasa teklifi, her ne kadar bu yazı yayınlandığında yasanın geçip geçmediği netlik kazanacak olsa bile Türkiye ile Fransa arasındaki ilişkilerin oldukça zor bir dönemden geçmesine neden oluyor. Tasarının tek amacı, Fransız siyasi partilerinin önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ermenilerin sempatisini kazanmaktır. Türkiye ile Fransa arasında iplerin çok fazla gerilmesine hatta kopma noktasına gelmesine neden olan bu tartışma, Fransa’daki 250 bin Ermeni oyundan kaynaklanıyor. Mayıs 2007 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimine aday olan Sosyalist kadın aday Segolune Royal en yakın rakibi İçişleri Bakanı ve Halk Hareketi Birliği (UMP) Partisi lideri Nicolas Sarkozy’nin bir iki puan önünde görünüyor. Royal’ın kazanması için 250 bin Ermeni oyunu almaya soyunan Sosyalistler bu yasa teklifini destekliyorlar. Ancak böyle bir seçim taktiği, Türkiye–Fransa ilişkilerinde ileride telafisi mümkün olmayan ciddi çatlaklara da yol açıyor. Ayrıca, Türkiye’nin AB üyeliğini savunan Sosyalist Parti’nin bu 987’den beri PSPC (Sosyalist) ve UMPUDF (Merkez sağ) şekilde bir seçim taktiği hükümetleri, Türkiye’nin AB’ye girişini hazırlıyorlar. Sadece Ulusal izlemesi de bir diğer tuhaf Cephe bu katılıma karşı çıkıyor. Zira: tutum. Nicolas Sarkozy’de en Türkiye bir Avrupa ülkesi değildir. yakın arkadaşı ve danışmanı, ? Türkiye bir Asya ülkesidir. Topraklarının yüzde 98’i bu kıtada yer ASALA terör örgütünün de alır. avukatı olan Patrick ? Türkiye Müslüman bir ülkedir. 70 milyon Türk’ün yüzde 98’i Deveciyan’a güveniyor. Müslüman’dır. Sarkozy, Deveciyan sayesinde ? Türkiye’de 2002’den beri İslamcı bir hükümet bulunuyor. tüm Ermeni oylarının kendisine ? Türkiye, 1916 yılındaki Ermeni Soykırımı’nı tanımamıştır. verileceğinden emin gibi Türkiye’nin AB’ye katılımı bir göç patlamasına yol açacaktır. görünüyor. Bu arada Fransız ? Fransa’daki milyonlarca göçmenin hâlihazırda 400.000’i Türk’tür. siyasetçilerinin üzerinde durup ? Sınırları olmayan bir Avrupa’da (2025 yılında 100 milyon olacak) tekrar düşünmeleri gereken ve Türkler Fransa’ya yerleşebilecek ve diğer Avrupalılar gibi yerel seçimlerde 250 bin Ermeni oyu nedeniyle oy kullanabilecekler. 70 milyonluk Türkiye’yi ve 10 ? Türkiye katıldıktan sonra, Fas ve Tunus gibi diğer Avrupalı olmayan milyar dolarlık bir pazarı ülkeler de AB’ye katılabilecekler. kaybetme riskini göze alıp Türkiye’nin katılımı Fransız Sosyal Sistemini bozacak. alamayacaklarını ? Tarımcılarımız Ortak Tarım Politikası’ndan aldıkları yardımları, değerlendirmeleri gereken çok Türk Tarımı destekleneceği için kaybedecekler. önemli bir noktadır. ? Bizim vergilerimizle ödenen bölgesel yardımlar, öncelikli olarak Türkiye’ye akıtılacak. RMENİ YASASI ? Fransız şirketleri, ücretlerin çok daha düşük olduğu Türkiye’ye yönelecekler. Sosyalist Parti’nin sunduğu GÖÇÜ SEVDİNİZ Mİ? O ZAMAN İSLAMLAŞMAYA bu yasa teklifi, Fransa’da siyasi BAYILACAKSINIZ! yelpazeyi ve Fransız milletvekillerini de ikiye bölmüş durumda. İktidardaki Halk Hareketi Birliği Partisi’nin milletvekillerinin önemli bir bölümü teklife karşı çıkmakta. Ancak bunların oylamaya katılıp katılmayacakları net değil. Teklifi sunan Sosyalist Parti içerisinde de çatlak sesler mevcut. Sosyalist Parti’nin Meclis Grup Başkanı Jean–Marc Ayrault’un başını çektiği bazı milletvekilleri teklife soğuk bakıyorlar. Ayrıca, yasa teklifi Meclis’ten geçse bile, Senato gündemine bir yıl içerisinde gelmedi taktirde, gelecek yıl seçimler olacağı için kadük durumuna düşecek. Hükümetin, Meclis’ten geçse bile, teklifin Senato gündemine gelmesini engelleyerek teklifin yasalaşmasını önleyebilme imkânı da bulunuyor. Durum Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından ise biraz daha rahat görünüyor. Chirac, Cumhurbaşkanlığı için aday olduğu 2002 Mayıs ayındaki seçimlerden yaklaşık bir yıl önce, 2001 yılında, Ermeniler tarafından gündeme getirilen sözde soykırım yasasını "Cumhurbaşkanlığına seçilebilmek" kaygısıyla onaylamak zorunda kalmıştı. Ancak, Jacques Chirac, 2007 Mayıs ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeniden aday olmayacağı için bu sefer, Meclis’ten geçse bile yasayı imzalamayarak Anayasa Mahkemesine gönderebileceği tahmin ediliyor. Yasa teklifi Fransız tarihçilerden sert tepki gördü. Aralarında, Elisabeth Badinter, Marc Ferro, C S TRATEJİ 7 Irkçı lider Le Pen Ekonomik sorunlar ve birkaç ay önce yaşanan getto isyanlarının tepkileri, AB üyeliği olasılığı nedeniyle direkt Türkiye’ye yöneliyor. Sorunlara çözüm üretemeyen siyasiler oluşan ranta oynuyor. Jacques Julliard, Pierre Nora, Mona Ozouf, JeanPierre Vernant, Pierre VidalNaquet gibi Fransız toplumunun yakından tanıdığı ve sözlerine itibar ettiği 19 tarihçi sözde soykırımın inkarını suç sayan teklifin geri alınması yönünde bir bildiri yayınladılar ve Fransız Parlamentosu’nun Ermeni baskı gruplarının tutsağı haline geldiği yönünde görüş belirttiler. Fransız tarihçiler ayrıca, tasarının yasalaşması halinde öğretmenlerin çok zor durumda kalacaklarını da belirttiler. Yasa teklifi Fransız ve batı basınında da yankı buldu. Leb Monden, "Ermeni sorununun Türk–Fransız ilişkilerini zehirliyor" yorumunda bulunurken, Liberation gazetesi ise "Fransa ile Türkiye arasında krizin gittikçe derinleştiği" uyarısında bulundu. The Washington Times, Reuters ve Globe and Mail gibi dünya basının önde gelen kuruluşları da yasa teklifi ile ilgili haberlere yer verdiler. Ermeni asıllı Fransız araştırmacı Isabelle Kortian’ın da ifade ettiği gibi, AB’nin Türkiye ile müzakereleri resmen başlatmış olmasına rağmen bazı Avrupa ülkelerinin açık bir şekilde "Türkiye’yi istemiyoruz" demek yerine Ermeni sorunu gibi konuları öne sürmeleri ve bunun Türkiye karşıtlarının kullandığı kozlardan biri olması uzun yıllara dayanan Türk–Fransız dostluğunu iç politika gerekçesiyle feda edilmesine neden oluyor. Sonuç olarak, İfade özgürlüğünü, tarihçilerin özgürlüğünü, özgür çalışmalarını kısıtlayan bu tür yasalar, özgürlüğü, demokrasiyi savunan bir ülkeyle hele hele bu değerler çerçevesinde bir birlik oluşturmayı düşünen AB üyesi bir ülkeyle hiç bağdaşmıyor. Bu tür yasa teklifleri, Fransa’nın ve onun sayesinde tüm Avrupa kıtasının benimsediği ve özümsediği özgürlük fikirleriyle, demokrasi idealleriyle de açıkça çelişiyor. Ayrıca, böyle bir düşünce tarzı Liberté, Égalité, Fraternité (Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik) kavramlarını bayrağına taşımış bir ülke içinde kabul edilmemesi gereken bir durumdur. Le Pen’in el ilanı ‘Avrupa içinde Türkiye’ye hayır’ 1