26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

14 kendisine yeni bir misyon arama aşamasında bir fırsat olarak ortaya çıktı. NATO ilk kez Avrupa’nın dışında büyük çaplı bir harekat icra ediyor. Bu aynı zamanda NATO’nun gelecekteki varlığı için bir testtir. Ancak NATO Güney bölgenin sorumluluğunu alınca iş ciddileşti, riskler arttı, ABD’nin stratejik ortakları İngiltere ve Kanada dışındaki NATO ülkeleri ek asker talebine sıcak bakmadılar. Adı geçen ülkeler ve Polonya dışında pek çok ülkenin asker katkısı sembolik düzeyde bulunuyor. ABD, terörle savaşı diğer ülkelerle işbirliği halinde yaptığı görüntüsünü vermek için mümkün olduğu kadar fazla ülkeyi koalisyona dahil etmek istemiyor. Taliban’a yönelik operasyonlardan... C S TRATEJİ GELMEYEN DEMOKRASİ Başkan Bush’un söylemlerine rağmen, Afganistan’a demokrasinin getirilmesi ise tamamen aldatmacadan ibaret. Yukarıda kısaca belirtilen Afganistan’ın sosyoekonomik durumu değişmedikçe demokrasinin gelmesi olası değildir. Demokrasi, işgal altında seçim yapmak ve ABD’nin desteklediği kişileri (Karzai, Talabani) iktidara getirmek değildir. ABD, Irak’ta Kürtlerle yaptığı işbirliğinin benzerini Afganistan’da Kuzey İttifakını oluşturan etnik gruplarla yapıyor. Bu durum Paştunların daha çok dışlanmasına neden olurken, ileride üniter bir Afganistan kurulmasını zorlaştırıyor. Harekatın güneye ve doğuya kaydırılması ile asıl Afganistan savaşı şimdi başlıyor. Ancak ne ABD’nin, ne de diğer batılı ülkelerin bu savaşa ayıracakları ezici güçleri ve iradeleri yok. Bu koşullarda savaşın daha uzun süreceği beklenmelidir. Daha önce üç kez İngilizlere ve Sovyetlere yenilgiyi tattıran Afganistan coğrafyası ve halkı bir kez daha aynı başarıyı elde edebilir. Ancak Taliban ve El Kaide gibi köktendinci örgütler dini karakterlerini sürdürdükleri sürece, kendi halklarının çağdaş dünyanın standartlarına ulaşması olanaksızdır. Önemli olan, bu insanlara ABD’nin yaptığı gibi emperyalist bir amaçla değil, insani amaçla dini tutuculuktan kurtulup çağdaşlaşmalarına yardım etmektir. Bu amacın sadece askeri güçle gerçekleştirilemeyeceği bilinmelidir. NATO üyeleri yeni asker verme konusunda isteksiz davranırken, mevcut güçle Afganistan’a ‘istikrar ve demokrasi’ getirilmesi pek olanaklı değil. Türkiye, PKK konusunda ilerleme sağlanmaması nedeniyle İSAF’a yeni birlik vermemeli. örgütünü himaye ediyor. Son günlerde ortaya atılan koordinatörlük Türkiye’yi oyalamak, meşru savunma hakkını kullanmasını önlemek ve terör örgütünü siyasallaştırmak amacına yöneliktir. Kendi teröristine dünyanın öbür ucundan gelip silahlı güç kullanan ABD, bize yönelik terörü siyasallaştırmayı tercih ediyor. ABD PKK terörüne bizi tatmin edecek eylemli bir tedbir almadıkça ve bizim tedbir almamıza olanak sağlamadıkça Türkiye Afganistan’da ek kuvvet taleplerini reddetmeli, mevcut katkısını da yeniden gözden geçirmelidir. Dipnotlar (1) The NewYork Times, 27 Eylül 2006 (2) https://www.cia.gov/cia/publications/factbook/print/af .html (3) Aynı kaynak (4)http:// www.nato.int/docu/update/2006/09september/e0928a.htm (5) http://www.tsk.mil.tr/uluslararasi/isafint/index.htm (6) REGEHR Ernie "Afganistan;From good intentions to sustainable solutions" www. Plougshares.ca (7) Türkkaya, Prof. Dr. 11 Eylül: terörle savaş mı, bahane mi, Alkım Yayınları İstanbul, 2003 TÜRKİYE OYALANIYOR Terör tehdidi ile yıllardır mücadele eden Türkiye, ISAF harekatının başlangıcından itibaren ABD’nin terörle savaşına fiilen yardımcı oluyor. Oysa ABD bizim yanı başımızdaki ve kendi işgali altındaki terör Deutsche Welle: NATO Afganistan’da pes etmedi 29 Eylül 2006 ATO, Afganistan’daki görev alanını genişletmeyi sürdürüyor. Önce başkent Kabil’de başlayan, ardından ülkenin güneyine yayılan uluslararası güç görev alanını şimdi de doğuya genişletecek. Özellikle ülkenin güneyinde Taliban’ın giderek yeniden güçlendiği, koalisyon güçlerine büyük kayıplar verdirdiği bir dönemde NATO savunma bakanları toplantısından çıkan bu karar, "NATO’nun Afganistan’ı kaybetmeye niyetli olmadığı" mesajı olarak değerlendirildi. DW Brüksel temsilcisi Bernd Riegert, sunacağımız yorumunda, bu mesajın umut verdiğini, ancak yeterli olmadığını belirtiyor… NATO Afganistan’da hala pes etmedi. Ama vaatlerini yerine getirebilmesi için çok çaba sarfetmesi gerekiyor. Taliban rejiminin devrilmesinin üzerinden beş yıl geçmesine rağmen şiddet her geçen gün daha da tırmanıyor, İttifak, mücadele için gerekli birlikleri bir araya getirmekte ve yeniden imarı güvenceye almakta zorlanıyor. N NATO üyesi ülkelerde siyasi irade de giderek zayıflıyor. NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer ve Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Komutanı James Jones, asker, donanım, helikopter ve uçak istemek için ülke ülke dolaşıyor. Afganistan’ın çatışmaların en yoğun olduğu güneyinde ana yükü İngiltere, Kanada ve Hollanda taşıyor ve daha sakin olan diğer bölgelerdeki müttefiklerden dayanışma bekliyor. Almanya da bu ülkelerden biri. Savunma Bakanı Franz Joseph Jung Alman askerlerini sıcak çatışma bölgelerine göndermeye dirense de artan baskı karşısında bu direnişin ne kadar sürebileceği tartışmalı. NATO’nun temel sorunu Taliban’a karşı çok az adamının bulunması. Bu durum değişecek gibi görünmediğinden tek çare NATO’nun şemsiyesi altında Afganistan’da sivil toplum ve ekonominin gelişmesi. Ama bu da hala ağır aksak yürüyen bir süreç. Yardım vaadinde bulunmasına rağmen yardım göndermeyen pek çok ülke var. Ancak bu konuda NATO’da yapılan analizler daha da endişe verici boyutta. Afganistan’da insanlar Batı modeli bir demokrasiye olan inancı kaybetmek üzere. Halk kim kendisine daha fazla gelir garantisi verirse ona yönelme eğiliminde. Aşiretler ve İslami köktendinciler bu konuda yabancı askerler ve çok uzaktaki merkezi hükümetten çok daha uygun görünüyor. NATO öncülüğündeki birlikler için zaman daralıyor. İlerlemeler kaydedilmezse Afganistan kabusa dönüşecek. NATO, Afganistan ile doğu komşusu Pakistan arasında kavganın kızışmasından da endişeli. İki ülke liderlerinin birbirlerini Afganistan’ın doğusunda Taliban’ın güçlenmesinden sorumlu tutmaları iyiye işaret değil. NATO yetkilileri bu kavganın çok gereksiz olduğunu, çünkü sınır bölgesinde Afgan ya da Pakistan yönetimlerinin, hatta Amerikan ordusunun değil, Taliban’ın sözünün geçtiğini vurguluyorlar. Ülkenin geniş bölümlerinin hala Taliban, müttefik aşiretler ve diğer militanların kontrolünde olması savaşın ardından geçen beş yıl için düşündürücü bir bilanço.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear