Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14 B C S TRATEJİ ölgeye yaptığı son gezisine Putin karşılık verdi, ABD kamuoyu memnun edilemedi… Bush’un Asya stratejisi Barış ADIBELLİ Araştırma Görevlisi Ankara Üniversitesi, SBF adibelli@politics.ankara.edu.tr luslararası arenada, ABD’ye olan desteğin en düşük olduğu bir dönemde, Başkan Bush, Güney Kore’de yapılmakta olan AsyaPasifik Ekonomik İşbirliği’nin (APEC) toplantısına katılmak için 15–21 Kasım tarihleri arasında Asya ülkelerini kapsayan bir ziyarete çıktı. Bu gezi, Güney Kore, Japonya, Çin Halk Cumhuriyeti ve Moğolistan’ı kapsıyordu. Gezide dikkat çeken en önemli nokta, Moğolistan’ın da ziyaret listesine alınmasıdır. Bush yönetimi, bu geziye başlamadan önce oldukça iyi hazırlanmıştır. Dışişleri Bakanı Rice, Ekim ayında dört Asya ülkesini kapsayan bir geziye çıkarak, Başkan Bush’un gezisi için gündem oluşturarak, nabız tutmaya çalışmıştır. U Bush Moğolistan’da. (21 Kasım) Güney Kore ziyareti ezinin ilk durağını Güney Kore oluşturmaktaydı. Her ne kadar, caddelerde 18 bin kişi ABD’yi ve küreselleşmeyi protesto etse de, Bush, Latin Amerika’dan daha sıcak karşılandı. Elli yıllık bir müttefiklik geçmişi bulunan ABD ve Güney Kore, Kore yarım adasında barış ve istikrarı sağlamak için yıllarca birlikte çalıştılar. Bu samimi duygular içerisinde, Bush, Güney Kore lideri Roh Moohyun ile özel bir görüşme yaptı. Görüşmede ağırlıklı konu bu ülkede bulunan Amerikanaskerlerinin durumuydu. Bilindiği üzere, Güney Kore’de, 34.500 Amerikan askeri bulunuyor. Güney Kore, burada konuşlanmış olan Amerikan as G The Guardian 30 Kasım kerlerinin masraflarını karşılamak istemiyordu. Bush, bu konuda yönetimi ikna etmeye çalışarak, Amerikan birliklerinin bölgede barış ve istikrar için gerekli olduğunu ifade etti. Aynı zamanda, ABD’nin Güney Kore ve Amerikan askerlerinden oluşacak bir bölgesel kuvvet kurma niyetinde olduğunu da belirtti. Özellikle, Yongsan garnizonunun da içinde bulunduğu Amerikan birliklerinin yeniden konuşlandırılması konusunda anlaşmaya varıldı. Üzerinde anlaşmaya varılan diğer bir konu ise, Bakanlar düzeyinde “İttifak Ortaklığı için Stratejik Danışma” diyalogunun başlatılmasına karar verilmesidir. Bu diyalogun ilk toplantısının, 2006’da yapılması planlanmaktadır. Yine, Bush, Kore yönetiminin Irak ve Afganistan’da barışın tesisi için yaptığı katkı nedeniyle, yönetiminin ve Amerikan halkının şükranlarını sunmuştur. Bush, 19 Eylül’de, Altılı görüşmelerin dördüncü turunda Kuzey Kore ile prensipte uzlaşmaya varılması ve ortak bir açıklama yapılmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, Güney Kore’nin çabalarını övmüştür. Daha sonra, Bush, Osan’daki Amerikan hava üssünde, Amerikan askerlerine bir konuşma yapmış, konuşmasında ağırlıklı olarak 11 Eylül ve sonrasında yaşananlarla, terörle savaş ve Irak’taki duruma değinmiştir. Japonya’dan Çin’e masaj ush, Güney Kore ziyaretinin ardından, ABD’nin Uzakdoğu’daki en önemli müttefiki Japonya’ya gelmiştir. Burada, Japon Başbakanı ile bir araya gelen Bush, işbirliği mesajları vererek Japonya’nın Irak’taki askeri desteğine teşekkür etmiştir. Ardından Bush, Kyoto’da temel gündem maddesini Çin ve Tayvan’ın oluşturduğu bir konuşma yaptı. Bush’un Çin’le ilgili mesajlarını Çin ziyareti öncesi Japonya’dan vermesi oldukça dikkat çekiciydi. Bush, konuşmasında ilk kez Tayvan’dan ayrı, bağımsız bir siyasal birim olarak bahsetmiştir. Tayvan’ın bir zamanlar otoriter bir yönetimle yönetildiğini, ardından ise, demokrasinin buraya hâkim olarak, Çin halkına refah ve özgürlük getirdiğini söyleyen Bush, Tayvan’ın Çin Halk Cumhuriyeti için en güzel örnek olduğunu, Çin’in demokratikleşme ve geniş siyasal, dini özgürlükleri vatandaşlarına verme konusunda Tayvan’ı örnek almasını tavsiye etti. Bilindiği üzere, Genişletilmiş Ortadoğu Projesi gündeme geldiğinden bu yana, bir “model olma” kavramı da gündeme oturmuştur. Ortadoğu’da model olarak Türkiye gösterilmekteydi. Bugün anlaşılıyor ki, ABD’ye göre Asya’nın otoriter yönetimleri olarak görülen Çin, Kuzey Kore ve Myanmar (Burma) v.s. model olarak kendilerine B Tayvan’ı örnek almaları gerekmektedir. Oysa Tayvan, dünyanın en uzun askeri sıkıyönetimini uygulayan bir yer olması nedeniyle bir paradoks ortaya çıkmaktadır. (Tayvan’da 1 Mayıs 1949 yılında sıkıyönetim ilan edilmiş ve ancak 1987 yılında kaldırılmıştır.) Dolaysıyla, model oluşturulma, ya da sorunlu bölgelerin içerisinde sorunsuz, istikrarlı ve küresel hegemon ile uyumlu politik adacıkların oluşturulması, 11 Eylülden sonra, başlayan ABD’nin küresel politikasındaki değişimin bir parçası olduğu görülmektedir. Bush’un konuşmasının resmi metnine bakıldığında, ağırlıklı olarak Tayvan’ın övüldüğü ve örnek olarak gösterildiği görülmektedir. Buna karşın ABD, 1972’den bu tarafa imzalamış olduğu üç bildirgeyle, Tayvan’ın Çin’e ait olduğunu kabul etmektedir. Bush’un daha önceki Asya gezilerine bakıldığında, Tayvan sorununun hiç bu kadar farklı bir şekilde gündeme gelmediği görülmektedir. Bush, Japonya’da Kuzey Kore ve Myanmar’a (Burma) demokratikleşme yönünde adım atmaları yönünde çağrıda bulunmuştur. Bu geziyle birlikte, adı daha önce pek duyulmayan ve bölgede Çin’in askeri müttefiklerinden birisi olan Myanmar’ın Bush’un uyarı listesine alınması da düşündürücüdür. Çin ve Myanmar bir takım askeri anlaşmalar imzalayarak, Çin donanmasının Myanmar limanlarını ve askeri üslerini kullanması sağlanmıştır. Myanmar’ın stratejik konumu nedeniyle Çin açısından önemli bir yer olarak görülmektedir. Çin, Myanmar’daki ortak deniz üsleri sayesinde, yakın bir gelecekte, Bengal körfezi, stratejik deniz yolları, Malakka Boğazı ve Hindistan’ı kontrol altında tutma kabiliyetine sahip olacaktır. Aslında, ABD’nin tepkisi Myanmar’ın Çin’le olan askeri ilişkileri nedeniyledir. Özellikle, Malakka Boğazı üzerinde Çin donanmasının söz sahibi olması, ABD’nin Uzakdoğu’daki ki müttefikleri Güney Kore, Japonya ve Tayvan’a enerji taşımacılığını tehlikeye sokacaktır. Çin ziyareti ush, gezisinin üçüncü durağı Pekin’e 19 Kasım Cumartesi akşamı geldi. Bush’un 2001’den bu tarafa Çin’e üçüncü gelişi ve Çin devlet başkanı ile 2005 yılı içerisinde beşinci görüşmesi olmuştur. Bush’un Çin gündemi maalesef bildik şeylerin ötesine geçemedi. Bush’un gündemini ABD’nin Çin lehine dış ticaret açığı, Çin para birimi Yuan’ın ger ush’un Asya’da dört ülkeye yönelik gezisinin alt yapısı daha önce Rice’nin temaslarıyla oluşturulmaya B çalışıldı. Güney Kore’den başlayıp Japonya, Çin ve Moğolistan ile süren geziler sırasında Rusya lideri Putin de, bölgede bulunuyordu. Putin, ABD ile Çin arasında ülkesini dışarıda tutan bir tutuma karşı Japonya’ya petrol boru hattı önerdi. B ?