Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C S TRATEJİ 23 ‘20 Aralık’ Internatıonal Herald Tribune ‘1718 Aralık’ S T R A T E J İ K İ T A P L I Ğ I P anmilliyetçilikten Postmilliyetçiliğe Avrupa Kimliği F.H. BURAK ERDENİR Ümit Yayınları,Ankara 2005 B kapısında beklemeye alınan Türkiye’nin “Avrupalı” olmadığının/olamadığının altının çizildiği bir ortamda Avrupalılığın/“Avrupa kimliği”nin gerçekte ne olduğunu sorgulayan bir kitap. Özellikle Türkiye’nin ve Türklerin kimlik ve kültür boyutunda, kendilerini Avrupalı olarak tanımlayanlarca yoğun şekilde ve kesin yargılarla eleştirildiği günümüz koşullarında bazı soruların yanıtlanması gerekiyordu: Avrupa nedir? Avrupalı kimdir? Avrupa’yı kuranlar Avrupalıları yaratmayı başarabilmişler midir? Avrupa halklarını oluşturan Avrupalıları bütünleştirecek ortak kültürel unsurlar mevcut mudur? Yoksa, Avrupa kimliği aslında sadece “piyasa yurttaşlığı” mıdır? Ortak politik değerler, ortak kültürel unsurların yerini alabilir mi? A Avrupalıların sahip olduğu ortak politik değerler, Türk kimliği ile ne derece örtüşebilir? Bir AB uzmanı olan Erdenir, Avrupa kimliği üzerine yazdığı kapsamlı eseriyle literatürdeki önemli bir eksikliği gidermiş oldu. Kitap, AB tartışmalarında ihmal edilen ancak resmin tamamlayıcı parçası olan “Avrupa kimliği” konusunu bütün boyutlarıyla ele alıyor. Avrupa fikrinin ortaya çıkmasının üzerinden yüzyıllar geçmişse de Avrupa halklarında ortak bir aidiyet hissi hiçbir zaman gerçek anlamda belirmemiş, bütünleştirici bir Avrupa kimliği var olmamıştır. Kolektif kimliğin oluşmadığı bir sistemde yönetimin meşruiyeti de sorgulanır hale gelecektir. Bu nedenle de Avrupalı adına karar alma sürecini işleten Avrupa Birliği kurumları Avrupalıların genel iradesini yansıtmadığı için ciddi bir “demokrasi açığı” ortaya çıkıyor. Avrupa kimliğinin kurgulanmasına yönelik en açık ve kapsamlı çabaların gerçekleştirildiği bir dönem olmasına rağmen 20. yüzyılın ikinci yarısındaki bütünleşme süreci dahi sorunsuz bir Avrupalılık yaratamamıştır. Anlaşılan, bütünleşme sürecinin kurumsal temellerini atan Ernst Haas’ın teknik alanlardaki bütünleşmelerin kültürel, sosyal ve siyasi bütünleşmeleri doğuracak bir zincirleme etki yaratacağı yönündeki teorisi, Jean Monnet’nin bütünleşen Avrupa’sında hayata geçirilememiştir. Ekonomik alanda bütünleşme ile teknik ve yasal uyum süreci konularında ciddi ilerleme sağlanmışsa da bir siyasi bütünleşme gerçekleşmemiş haliyle uluslarüstü kurumların ve kuralların hayata geçirilmesi, “yurttaşların sadakat hissinde kayma yaratarak” ulusdevleti aşan sosyopsikolojik bir topluluğun temellerini oluşturamamıştır. Kolektif kimlik oluşmadığı müddetçe aidiyet, sorumluluk ve sadakat dolayısıyla gerçek anlamda bir bütünleşme olamayacaktır. Avrupa bütünleşme sürecinin nihai hedefi Roma Antlaşması’nın ilk cümlesinin ifadesiyle “Avrupa halkları arasında daha yakın bir birlik” olsa da süreç, bürokratik ve teknik yapılanma aşamasında kalmış gibi görünüyor. O halde Türkiye, kimliksizliğe sürüklenirken Avrupa’da ulusal kimlikler baskın aidiyet unsuru olmaya devam edecek. Nitekim yazar da bu noktaya vurgu yapıp Avrupa kimliğinin gerçekliğine duyulan kuşkudan yola çıkarak, bunun aslında tarihsel bir kurgu olduğu sonucuna götürüyor okuru.