23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

10 21 ŞUBAT 2009 CUMARTESİ sergi Seni Seviyorum Sanat insanı havalara uçurabilir mi? Peki ya aşk? 2009 yılında Ankara, Zagreb, ve Seul’de kişisel sergiler açan sanatçı Genco GÜLAN’ın yeni serisi “Seni Seviyorum” sergisinde sanatçının son dönemde ürettiği ve aşk ile bir tuttuğu fotoğraf ile videolar yer alacak. Sanatçının “Seni Seviyorum” serisinde gerçek insanlar ile çalışan Gülan, kendisine model olarak sporcuları seçmiş. Kule ve tramplen atlayıcılarının serbest düşüş anlarını gökyüzünde fotoğraf ve video ile kaydetmiş olan sanatçı, bilgisayar ile müdahalenin minimumda tutulduğu “Seni Seviyorum” serisindeki yeni yapıtları ile bir anlamda insanın uçabileceğini kanıtlıyor. Sergi 7 Mart’a dek sürecek. (Tel: 0 212 263 33 90) Çağdaş Polonya sanatından örnekler İstanbul’da sanat eğitimi veren okullar arasında iki ekolün öne çıktığını biliyoruz. Biri, Paris Ecole des Beaux Arts geleneğini eğitiminin ana ekseni olarak belirleyen (İstanbul Devlet Güzel Sanatlar akademisi) ESRA Mimar Sinan Güzel ALİÇAVUŞOĞLU Sanatlar Üniversitesi, diğeri ise Bauhaus anlayışı esraali?yahoo.com çerçevesinde kurulan (Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu) Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi. Her iki okulun da kuruluş amacını, misyonunu, yapısını belirleyen bu iki ekolün bugün nasıl devam ettiği ya da hangi bağlamlarda biçim değiştirerek sürdüğü tartışılabilir, tartışılmalıdır. Ancak, bu okulların kuruluş nedenlerinin, model alınan ekollerle bağlantısını gözardı etmemek gerekiyor elbette. Dolayısıyla, zaman içinde pekçok şey dönüşüp şekil değiştirse de okulların belleğinde kuruluşunda model alınan ekolün izlerini sürmek çok da zor görünmüyor. Örneğin, Bauhaus geleneği ile kurulan Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin sadece ana galeriyi sergileme mekanı olarak kullanmakla yetinmeyip, tüm koridorlarını bir galeri gibi öğrencilerin işlerine ayırması buna örnek olarak verilebilir sanırız. Bauhaus’un, sanatın yaşamla iç içe olması gerektiğine yönelik anlayışının bu koridor galerilerle sürdüğünü söylemek mümkün... 1990’ların ikinci yarısından sonra galeriye çevrilen fakülte koridorlarının, öğrencilerin kendilerini temsil etmelerine olanak sağlayacak biçimde düzenlenmiş olması son derece önemli; özellikle de Bauhaus geleneğinin bu okulda devam edip etmediği soruları söz konusu olduğunda. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin her bölümüne ait koridorgalerilerinin yanı sıra hayli geniş alanı kapsayan bir de ana galerisi var. Bu galeride uzun yıllardır ulusal ya da uluslararası pekçok sergi gerçekleştiriliyor. Bunların içinde özellikle uluslararası sanat kurumlarının/okullarının çalışmalarının sergilendiği etkinlikler, öğrencilerin farklı ülkelerdeki sanatsal oluşumları görmeleri için bir fırsat niteliğinde. İşte bu türden bir etkinlik daha, çağdaş Polonya sanatından Satılık Anna Heidenhain, sanatı dekoratif bir obje olarak sahiplenme olgusu ile buna benzer şekilde kendi kişiliğimizi kurarcasına dekore ettiğimiz yaşam alanlarımız arasındaki paralellikleri ortaya koyuyor. 14 Mart’a dek Daire Sanat’ta izlenebilecek olan “Satılık”, bizi kendimiz için inşa ettiğimiz “yuva”lara ve de bu yolla dışarıya aksettirmeyi amaçladığımız kimliklerimize olan aidiyetimizin samimiyetini sorgulamaya yönlendiren bir sergi. (0 212 244 12 68) Deniz Deniz örneklerin sunulduğu sergi, fakültenin ana galerisinde izleyicilerin karşısına çıkıyor şu günlerde. Polonya Wroclaw Üniversitesi Sztuk Pieknych Akademisi sanatçılarının yapıtlarının yer aldığı “Art – Polland” başlıklı sergiyle aslında sanatını çok yakından tanımadığımız bir ülkenin sanat anlayışını izleme olanağı elde ediyoruz. 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılması ve Doğu Avrupa ülkelerinin özerklik ve bağımsızlık mücadelesi içine girmesi, bu ülkelerdeki sanatı ve kuşkusuz sanatçıyı da derinden etkileyen olguların başında geliyor. Diğer Doğu Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Polonya’da da sanatçıların tüm bu yaşananlara ürettikleri işlerle yanıt aramaya çalıştıkları görülebiliyor. Bu sergide de gelenek, kimlik, uygarlık ve hakim medeniyetin sınırları üzerinde dolaşıyor sanatçılar ve tüm bu sürecin içinden çıkan yapıtlarıyla döneme ilişkin eleştirilerini izleyicilerle paylaşıyorlar. Tıpkı çağdaş Türk sanatında olduğu gibi yoğunlukla 1990’lardan itibaren politik eleştiriyi içinde barındıran, kimlik sorunsalını, yerleşik düzeni irdeleyen yapıtlar üreten Polonyalı sanatçılar, bu sergide de bu sürecin izlerini görünür kılıyorlar. Sonuç olarak ArtPoland başlıklı bu sergi, bir üniversite, sanatçı yetiştiren bir eğitim kurumunun sergisi. Dolayısıyla çağdaş Polonya sanatının geneline ilişkin olmasa da, bir kesiti hakkında bilgi sahibi olmamıza aracı oluyor. Polonya’nın sanat alanındaki önemli eğitim kurumlarından Sztuk Pieknych Akademisi 1947 yılından bu yana, Polonya’da geleceğin yaratıcı tasarımcı ve sanatçılarını yetiştiriyor. Çağdaş Polonya özgün baskı ve resimlerinin izlenebileceği sergi, 5 Mart’a dek açık kalacak. “ArtPoland” 4 Şubat – 5 Mart 2009 Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Acıbadem Kampüsü, Kadıköy İstanbul Telefon : 0216 339 01 89 Deniz Deniz’in ABRA Sanat Galerisi koleksiyonundaki çalışmalarını artzade.com’daki güncel sergilerden online olarak izleyebilirsiniz. Sanatçı hem ele aldığı konuları plastik ifadenin içinde özgün bir yapı oluşturarak çoğaltmakta ve tekniğin imkanlarını sonuna kadar kullanmaktadır; hem de geometrik bir yapı, yarı kübist bir işçilik ve renk skalasındaki zengin açılım noktalarında konuyu olabildiğince ileriye doğru taşımaktadır. Sergi, 15 Mart’a dek www.artzade.com sitesinden izlenebilecek. tiyatro Van Gogh Kurduğu Tiyatro Gerçek’le tiyatroya yeni bir soluk ve anlayış katan Hakan Gerçek, Gordon Smith’in yazdığı Van Gogh’la perdelerini açtı. Gerçek, Van Gogh portresini sahneye taşırken, Van Gogh’un Postacı Roulin’in portresini çizdikten sonra sarfettiği cümleden yola çıkıyor: Ben de bu müthiş ressamı sahneye taşıyorum ve soruyorum: “Onun hakkında ne düşündüğümü aktarmak istedim. Bilmiyorum, bilemiyorum başarabildim mi? Hakan Gerçek’in yönettiği ve oynadığı Van Gogh, 26 Şubat’ta Akatlar Kültür Merkezi’nde. (Tel: 0 212 351 93 84) Izİzlenim ? ÜMRAN BULUT Renk sembolizmi ve çizginin özellikleri birlikte kullanılmışlar. Bazılarında öylesine bir yoğunluk hissediliyor ki, birden filmin ne denli unutulmaz olacağını keşfediyorsunuz. Ardından, “hangi yönetmen anlatmak istediğini böylesine coşkulu aktarabilmeyi istemez ki?” deyiveriyorsunuz. Kurosawa’nın çizimlerinin bu anlatımcı dili için çizildiğini öğrenmiş olmanız, size “Kim onunla oynamazdı ki?” dedirtiyor. Doğrudur, işine tutkuyla sarılmış, sanatını ve üretimini yaşamının en anlamlısı kılmış yönetmenle çalışmak müthiş olmalı! Soruyu yanıtlayalım: Van gogh’la önceleri tanışmış olmak, Chagall’ı bilmek, Degas’nın ve Rouault’ un renklerini öğrenmek. Bu bilgi ve görgülere ulaşmış birinin Shakespeare’ın, Tolstoy’un, Dostoyevski’nin düşünce okumalarıyla bezenmesi nasıl da baş döndürücüdür! Şimdi de, şımaralım ve şöyle diyelim: Kurosawa tüm bunları kullandı ve saygın başarısına kavuştu. Bizler 20.yüzyılın başından günümüze savaşların, barışların, ekonomik, etik, ahlaki kavramların dolambacında yaşayaduralım, tüm kavramları birbirlerine dolayıp dizerken Kurosawa’dan nasıl yapalım da etkilenmeyelim? Sorgulama ve çözüm safhasına gelince Kargaşa’dan, umranbulut@gmail.com Kurosawa’nın Desenleri “İşine tutkuyla sarılmak” mı dediniz? Birçok alanda birçok ismi sıralamak kolay. Bir tanesi de Akira Kurosawa kuşkusuz... Kurosawa (19101998) sinema tarihinin unutulmaz yönetmenlerinden. Çoğu ustanın (F. Fellini, I.Bergman, F.F. Coppola, A.Tarkovski, M.Ritt, G.Lucas gibi) etkilendiği önemli bir usta. Kurosawa’nın sanatla tanışması çocukluk yıllarına rastlıyor. Önceleri ailesinden edindiği olanakla Batı sinemasından birçok örnek görüyor, ardından güzel sanatlar okuluna kayıtlı olarak resimle uğraşıyor. Böylece sürekli yenilediği ve geliştirdiği sanatçı kimliği onun sinemaya farklı yaklaşımını kolayca güçlendiriyor. Filmlerinde evrensellik gündelik yaşamla iç içe girerken izlekler özellikle insancıl değerlerin yanında belirginleşiyor. Açlık, felaket, iktidar, savaş, intikam, delilik, düş ve diğerleri… 1920’lerden sonra sanatla özellikle resim ve sinemayla bütünleşmiş olarak yaşıyor. Yeteneği ve çalışma azmi, kısa sürede sadece Japonya’ da değil, tüm dünyada “imparator” olarak tanınmasını sağlıyor. Uğraşıyor, üretiyor, izleniyor, ödüllendiriliyor dünyaca. Kurosawa geçenlerde bizimle yeniden buluştu. Desenleriyle bu kez. Bazı filmleri öncesinde yaptığı çalışmalarının bir ayağı bunlar. Pera Müzesi’nin iki katında bizimle birlikteler. Birçok desen arasından seçildiklerini öğrendiğinizde siz de kuşkusuz bir ustanın işine nasıl bir tutkuyla sarıldığını sezinleyeceksiniz. Yaşadığı tüm olanaksızlıkları yenme direncine hayran kalacaksınız. Sergide “Gölge Savaşçı”, “Kargaşa”, “Düşler”, “Hayır, Henüz Değil”, “Denizin Gözleri” isimli filmlerinin desenlerini görüyoruz ve birçok filminin neredeyse her karesinin desen olarak hazırlanmış olduğunu öğreniyoruz. Çekimlerden çok önceleri çalışılan bu titiz araştırmalar, kağıt üzerine karışık malzemelerle üretilmişler. Çizilmişler, boyanmışlar. Kostümlerin ayrıntılarından, filmin mekanlarına, artistlerin yüzlerinde donuklaşacak gerilimli duygulara oradan sizi hayata bağlayacak umuda değin herşey var bu desenlerde. Özellikle yansıtılacak yaşam felsefesini anlatan yapı dikkat çekici, etkileyici! Düşler’den ve diğerlerinden, yani onun evrenselliği içsellendirmiş dünyasından nasıl edelim de alıntılar yapmayalım? Bu mümkün değil… Sergiyi 26 Nisana kadar izleyeblirsiniz. Vakit tamam beyler Ünlü İngiliz şair T.S. Eliot’un şiirlerinden yola çıkarak tasarlanan ‘Vakit Tamam Beyler’ isimli hareket tiyatrosu, ‘Duru Tiyatro Çağdaş Sahnelemeler’ programı kapsamında 24 Şubat’ta Kadıköy Duru Tiyatro’da sergileniyor. Oyun, savaşlar ve doğal felaketlerle, giderek benzeşen şehirler ve aynılaşan yaşam biçimleriyle bir tür kıyamet gibi yaşadığımız günümüz yaşamına gönderme yapan oyun; her şey yolundaymış gibi yaparak ve gündelik rutine sarılarak yok saymaya çalıştığımız korku ve dehşet duygusuna teslim olan çağımız insanını, kadınlar üzerinden anlatıyor. (Tel: 0 216 338 56 36) snmdnmz@gmail.com C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear