27 Eylül 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Türk erkeğinin en büyük sorunu kendine güven Türkiye’nin önde gelen giyim markalarından Sarar, ülke çapındaki başarısını yurtdışına da taşımaya kararlı. Şu an Amerika, Belçika, Hollanda, Almanya, İspanya gibi ülkelerde toplam 15 mağazası bulunan Sarar’ın bugünlere nasıl geldiğini, SİNEM Türkiye’nin moda konusunda durduğu Türk erkeğinin modaya bakışını DÖNMEZ yeri, Sarar’ın Avrupa operasyon müdürü Emre Sarar’la konuştuk. Sarar, 16. mağazalarını Almanya’da açmaya hazırlandıklarını müjdeledi ve Türkiye’nin moda konusundaki büyük adımlarına dikkat çekti. Dünyada erkek modası kavramının kadınlara göre gelişmekte olduğunu belirtiyor Sarar öncelikle. “Ne zaman erkekler de ‘biz takım elbise giyiyoruz ama neden biz de kendimize yakışan renkleri, modelleri giymeyelim ki?’ diye düşündüler o zaman erkek giyiminde de gelişme sağlanmaya başlandı. Artık erkekler de dış görünümüne önem veriyor, vitrin geziyor, farklı renkler kullanıyor.” Türkiye’de canlı renk kullanımının henüz pek de yaygın olmadığını kabul ediyor Sarar. Yine de son 10 yılda bu konuda da ciddi bir ilerleme kaydedildiğini de söylemeden geçemiyor tabii ki. Teknoloji HAKAN AKARSU hakana?cumhuriyet.com.tr ? Tom Tom Türkiye’de ‘Etraf ne der’i unutun Türk erkeklerinin ne yazık ki henüz “etraf ne der?” düşüncesinden kurtulamadığı için renklere rağbet göstermediğini vurguluyor Sarar. “Acaba pembe giydiğim için bana ters ters bakarlar mı?”, “Herkes bana mı bakıyor acaba?” endişesinden kurtulmadan moda konusunda ilerleyemeyeceğimizin de altını çizerken, “Korkmadan, toplum tarafından yanlış anlaşılma, negatif bulunma korkusu olmadan giyinemiyoruz hâlâ. Biz giydiğimizin aynısı başkasında olmasın ister, bir taraftan da farklı şeyler denemek istemeyiz. Herkesin siyah ve lacivert takım elbiseye ihtiyacı vardır ama bir mağazadan bir siyah bir takım elbiseyle daha çıkmanın anlamı yok. Giyime özen göstermemiz gerekli, rahibi rahip yapan üzerindeki cübbedir. Giydiğimizi kendimize yakıştırmalı, bir yerde otururken rahat, huzurlu olduğumuz şeyi giymeliyiz. Biz en çok bu yüzden ilerleyemiyoruz. Toplumca kendimize güvenmiyoruz çünkü. Acaba nasıl görünüyorum diye düşünmekten stres altında oturuyoruz bir restoranda. Halbuki önemli olan evden çıkmadan önce aynaya bakarken kendimizi iyi hissetmemiz, kendimize yakışanı bulmamız, bu şekilde giyinmemiz gerekli” diyor. Türkiye dendiğinde akla henüz moda gelmediği bir gerçek. Sarar bunun, Türkiye’nin yurtdışına iyi pazarlanmadığı için olduğunu söylüyor. Şaraplarımızın, giyimimizin vurgulanması gereken yerde hamamların, nargilenin övgüsünün devam ettiğini söylüyor. Kendilerinin Sarar olarak yurtdışında Türkiye’de tasarlanan koleksiyonlarını sunduklarını ve bunu ürettikleri giysilerin kalitesi sayesinde başardıklarını vurguluyor. “Biz eğer nihai tüketiciye kaliteli ürünü doğru fiyata sunuyorsak bu ürün kabul görecektir diye düşündük ve 8 yılda yurtdışında 15 mağaza açtık. Şu an Armani’yle Ermenegildo Zegna’yla aynı sokakta mağazamız var. Bizden ürün alıp tatmin olup geri geliyorlar” diyor. ERKEKLERE PEMBELER Sarar, Türkiye’de moda konusunda çok önemli bir noktaya dikkat çekiyor: “Türkiye’nin moda konusundaki gelişimini daha dikkatli izlemek gerekiyor. 1925 yılında Şapka ve Kıyafet Devrimi yapıldı. Türk insanı bundan 83 yıl önce şalvar giyerken dünyada moda kavramı yayılıyordu. Türk insanı kısa sürede büyük bir değişim geçirdi.” Şimdi İtalya’da en ünlü alışveriş merkezinde Türk tasarımcıların giysilerini görüyoruz. Emre Sarar bu konuda: “Sadece 83 yılda Türkiye giyim, moda konusunda bu noktaya geliyorsa, bundan 10, 20 yıl sonrasında nerede olacağımızı tahmin edebiliyor musunuz? Sonuçta Türk insanı bir deney sürecinden geçiyor. Bundan 20 yıl sonra biz de pembeleri, kırmızıları rahat rahat görebileceğiz erkeklerin üzerinde.” Dış görünüme önem vermek gerektiğini, eskiden erkeklerin kendilerine hiç bakmadıklarını ancak şu an kendilerine özen gösterdiklerini söyleyen Sarar, “Eskiden erkekler aynaya bile bakmazdı. Şimdi tuvalette ellerini kurulama bahanesiyle saçını düzeltiyor, yakasını düzeltiyor. Artık erkekler de çekici görünmek istiyor, ayna karşısında vakit geçiriyor” diyor. Yurtdışında erkeklerin Türkiye’ye oranla daha cesur olduklarını dile getiriyor Sarar. Yurtdışındakilerin giyim konusundaki cesaretlerini ise toplumsal negatif geri dönüş almamalarına bağlıyor. Türkiye’deki genç nüfustan, kısa vadedeki büyük başarıyı değerlendirmek gerektiğini, Türk modasının dünya çapında konuşulmasının imkansız olmadığını söylüyor: “58 yıla kadar öyle bir dönem gelecek ki İtalyan değil Türk modasından bahsedeceğiz. Türkiye moda ülkesi olmasın ki?” Emre Sarar Navigasyon cihazları pazarında Avrupa’da yüzde 50, ABD’de yüzde 25 paya sahip olan TomTom ürünleri, Türkiye’de tamamen Türkçe içerikle Türkiye’ye özgü karayolları ve trafik koşullarına uyumlu olarak satışa sunuluyor. Tüm TomTom ürünleri tak çalıştır özelliğine sahip. Bu özellik, ürünlerin kutudan çıkarıldığı an, kullanım kılavuzunun okunmasına bile gerek olmadan, kullanıma hazır olması anlamına geliyor. Değişiklikleri öngören navigasyon menüsü ve net sembollerin yer aldığı geniş dokunmatik ekranı ile sürücülerin kolayca rotalarını planlamalarını sağlayan TomTom, yolculuk boyunca net Türkçe ses komutları ile sürücülerin gitmek istedikleri adrese stressiz ve kolaylıkla ulaşmalarını sağlıyor. Türkiye pazarına TomTom ONE Türkiye, TomTom XL Türkiye, TomTom XL Avrupa (Türkiye ve 34 Avrupa ülkesini içeriyor) ve en son sürümü TomTom GO 720 Avrupa kişisel navigasyon cihazlarıyla giren TomTom, dünyanın lider harita sağlayıcılarından biri olan Tele Atlas ile çalışıyor. Kodak, ürün portföyüne yeni bir MSerisi dijital fotoğraf makinesi eklediğini duyurdu. Kodak Easyshare M1093 IS şık tasarımlı ancak yenilikçi özellikleri de ön plana çıkaran bir makine. Makinenin en önemli özellikleri arasında hemen her ortamda daha iyi fotoğraflar çekebilmeniz için makineyi otomatik olarak ayarlayan Akıllı Çekim Modu teknolojisi de yer alıyor. Makinenin diğer özelliği ise yüksek çözünürlükte fotoğraf ya da video çekebilmesi. Üstelik dock cihazını kullanarak bu fotoğraf ve videoları yine yüksek çözünürlükteki televizyonunuzdan (HDTV) görüntüleyebilirsiniz. ? Yeni bir fotoğraf makinesi ? Performans, fiyatı yendi Fiyat Performans karşılaştırmalarında her zaman üst sıralarda yer alan Aidata, yeni ürünü Altima M54TL5013 dizüstü bilgisayar ile düşük fiyata yüksek performans sunuyor. AMD Turion 64 Mobil teknolojisiyle desteklenen Altima dizüstü bilgisayar, çift çekirdekli işlemcisiyle yüksek performans sağlarken, TFT LCD parlak geniş ekranı, bütünleşik kamerası, kablosuz ağ bağlantısı, 3D ses teknolojisiyle multimedya dünyasında oldukça başarılı. Sunduğu tüm bu özellikler ve 799 dolarlık cazip fiyatıyla dikkat çeken Altima dizüstü, aynı zamanda Microsoft Kablosuz Fare ve Bluetooth Dongle hediyeli. Emre Sarar Avrupalı insanların dış görünüme, sunuma her şeyden daha fazla önem verdiğini vurguluyor. Kadınların kremine ortak olma devri bitti YÜZ HARİTALAMA YÖNTEMİ Face mapping (yüz haritalama) yöntemine bağlı olarak 14 parçaya ayrılan yüzün her bir parçası özel olarak analiz ediliyor. Cilt bakım terapisti 14 bölgeye de büyüteç altında dokunarak sıcaklığını, nemini pürüzlerini kontrol ederken bir yandan da müşteriye bilgi veriyor. Böylece tüketici de cildi hakkında bilgi sahibi oluyor. Konsültasyon kartlarıyla cildindeki değişimi gözlemliyor. Dermalogica’nın iki yılda bir düzenlediği Uluslararası Dermalogica Kongresi’nin 8.’si İstanbul’da yapılıyor. Cilt bakım endüstrisindeki ilk ve tek kongre olma özelliğini taşıyan organizasyon dün başladı ve bugün Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda devam ediyor. 50 ülkeden 2 bin cilt bakım terapistini bir araya getirecek kongreye, profesyonel cilt bakımında önemli bir eğitim merkezi olan ve Dermalogica ürünlerini araştırıp geliştiren The International Dermal Institute’un kurucuları Jane Wurwand ile Raymond Wurwand da katılıyor. Erkeklerin eskiden gizli gizli eşlerinin kremlerini kullandığını söyleyen Dermalogica eğitim müdürü Melike Yumlu, artık erkeklerin kadınlardan daha bakımlı hale geldiğini söylüyor. üzerinde her gün mutlaka temizlenmesi Dermalogica’nin eğitim müdürü Melike gereken bir tabaka olduğundan söz ediyor. Yumlu cildin sağlığı için cildi UV “Yağ ve ter bezleri var ciltte. Cilt ışınlarından yazkış korumak gerektiğini, üzerinde ter, toksin, yağ birikirken bir sadece plajda değil, yürürken araba yandan dışarıdan duman, kir ve is kullanırken, bakkala gittiğimizde dahi yapışıyor. Yani cildimizin üzerinde her güneş koruma kremleri kullanmak gün bir tür bulamaç var. Bunu sabun gerektiğinin altını çiziyor. “Cilt kanseri haricinde temizleyici rakamları artık çok maddelerle temizlemek ürkütücü. Örneğin gerekiyor. Sabun cildi dış Avustralya’da güneş kremi çevreye karşı duyarlı hale kullanmak yasal olarak getirir. Kimse saçını zorunlu. Sadece sağlık sabunla yıkamaz mesela, açısından da değil, estetik ama saç ölüdür zaten. Ölü açıdan da. Örneğin ciltteki saçımıza kıyamıyoruz da kırışıkların yüzde 80 nedeni yaşayan cildimize güneş ışınları. kıyıyoruz.” ‘Anneannemizin zamanında bu Metroseksüellik kadar krem de yoktu, ne kadar kavramının ortaya çıkmasıyla sağlıklı ciltleri vardı’ diyoruz. erkeklerin de artık Aynı değil ki zaman. Yıl rahatladığını söylüyor 2008, stres, ozon Yumlu. Erkeklerin eskiden tabakasındaki aşınma gizli gizli eşlerinin bunların hepsi cildi kremlerini sürdüklerini hatta bozuyor” diyen Yumlu, kadın müşterilerinin cilt sağlığı için kremlerin çok çabuk nemlendirme ve bitmesinden şikayetçi temizleme yani temel Melike Yumlu. olduklarını anlatıyor Yumlu: bakımın en önemli “Şimdi saklamıyorlar hatta unsurlardan biri erkekler kadınlardan çok daha bakımlı olduğunun altını çiziyor. Cildin üstelik daha özenliler. En azından söz salgılama yaptığını, böbrekten dinliyorlar. Örneğin kadın, arkadaş sonra toksinleri dışarı tavsiyesinden çok etkileniyor. Bir anda atan organın cilt kendi kullandığı kremi bırakıp olduğunu belirtirken, arkadaşının cildine çok iyi gelmiş bir kreme başlayabiliyor. Herkese aynı cildin ürün iyi gelmez ki.” Erkeklerin aklına yattığında sorgulamayıp bilinçli bir şekilde kullandıklarını ve kadınlardan daha özenli olduğunu söylüyor. “Biz müşterilerimizin etiket okuyucusu olmalarını istiyoruz” diyen Yumlu, tüketicilerin lanolin, mineral yağ gibi maddeler içeren ürünlerden uzak durmalarını da öneriyor. ? En küçük büyük! En küçük Dual Core işlemcili masaüstü bilgisayar Nova P22, dijital ev kavramına yepyeni bir boyut katıyor. Kompakt yapısı, canlı renkleri, dokunmatik düğme tasarımıyla her alana kolayca sığabiliyor. NOVA P22, çok az yer kaplamasına rağmen içinde çoklu ortamlar ve multimedya uygulamalarında üstün performans sağlayan çok güçlü bir Intel Core 2 Duo işlemcisi barındırıyor. 300 Mbps bağlantı hızıyla eski 802.11g standardından 6 kat daha hızlı ve 8 kat daha geniş kapsama alanı sunan yeni 802.11n standardına sahip NOVA P22 ile internetten dosya indirmek çok daha hızlı. Dahili Bluetooth modülü ise dizüstü ve cep telefonu gibi taşınabilir elektronik cihazlarla kolay ve hızlı bir şekilde veri alışverişi yapmanızı sağlıyor. NOVA P22’nin ön tarafındaki bir çift HiFi hoparlörler sayesinde ek bir cihaza ihtiyaç duymadan yüksek kaliteli müzik keyfi yaşayabilirk, aynı zamanda analog ve dijital hoparlör desteği sayesinde Dolby Digital Live veya DTS ses sistemlerini de bağlayabilirsiniz. Bu küçük masaüstü bilgisayarla birlikte gelen Windows sertifikalı uzaktan kumanda sayesinde, PC başında oturmanıza gerek kalmadan istediğiniz müziği ya da filmi seçerek multimedya dünyasında özgürce dolaşabilirsiniz. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear