23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Kesme Çiçek İhracatçıları Birliği Başkanı Osman Bağdatlıoğlu: ‘Çiçekte dertler bitmiyor’ NTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Yılda 40 milyon dolarlık döviz girdisi elde eden, yüzde 95’lik katma değer yaratan, 25 bin kişiyi istihdam eden Antalya’daki kesme çiçek sektörü, tarım sektörünün benzer sorunlarıyla boğuşuyor. KDV’nin yüksekliği, enerji maliyetleri, nakliye en başta gelenleri. Ancak sektörün aşmak zorunda olduğu başka sorunları da var. Bunların başını ise bitki çeşitleri hakları çekiyor. Avrupa Birliği’nin, 1995 yılından bu yana uyguladığı bitki çeşitlerini koruma sistemi gereği, yeni bir çeşidin üretimini, ihracatını, ithalatını yapan herkesin, ıslahçıdan izin alması ve royalty adı verilen telif ödemesini yapması gerekiyor. Aksi bir durum ise yasa dışı davranış olarak değerlendiriliyor ve ürünün girişi sınırda durdurulup, ürüne de el konuluyor. Kesme Çiçek İhracatçıları Birliği Başkanı Osman Bağdatlıoğlu, ıslahçı hakları alanında yaşanan sorunların, gerek ihracatçı, gerekse üretici için öneminin her geçen gün arttığını ifade etti. Yurt dışından ülkemize çelik, köklü fide gibi üretim materyali satan ıslahçı firmalara, telif ücreti ödenmesi gerektiğini belirten Bağdatlıoğlu, "Islahçı firmalar kendilerine ait çeşitlerin ücreti ödenmeden, çoğaltılarak yapılan üretime karşı gümrüklerinde ürünlere el koydurma gibi önlemler alıyor. Geçtiğimiz sezon Macaristan gümrüğünde, 3 tır bu nedenle durduruldu ve firmalara ödeme yapılmadığı için ürünlere el konuldu" diye konuştu. Islahçı firmaların, aşamalı bir geçiş dönemi için görüş belirttiğini, buna göre firmaların kullandıkları fidelerin belli bir bölümünü yasal olarak satın alacağını, bu oranın zamanla artırılarak bir kaç yıl içinde üretimin tamamında uygulanacağını ifade eden Bağdatlıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Ayrıca yabancı firmalar üreticilerden üretim yerleri, ürettikleri çeşitler gibi bilgilerin açıkça kendilerine verilmesini talep ediyor. Bu yolla yasal olmayan çoğaltımların zamanla azalacağı düşünülüyor. Alınan önlemlerin kısa bir süre sonra artırılması söz konusu. Islahçı firmalar, Türkiye’ye gelerek üretim yerlerini denetleyebilir. Islahçı haklarıyla ilgili bu sorun yalnızca Türkiye’de değil, diğer ülkelerde de yaşanıyor. Türkiye’de en büyük sorun sektördeki A şirketlerin kurumsallaşmamış olmasıdır. Royalty yükü belli büyük ölçekli firmaların üzerine düşmekte. Bu nedenle herkes eşit yük alarak ihracatın engellenmesine neden olabilecek bu konuda çözüm getirmelidir." Sektördeki bir diğer sorunun da Romanya’daki gümrük vergilerinin yüksekliği olduğunu söyleyen Bağdatlıoğlu, söz konusu sorunun Ukrayna ve Bulgaristan’da da yaşanabileceğini söyledi. Romanya’nın AB’ne tam üye olması yolunda 1 Ağustos 2005’te yürürlüğe giren ABRomanya ek protokolü ile AB menşeli ürün gruplarının, Romanya’ya ithalinde gümrük vergisinin sıfırlanması, üçüncü ülkelerden gelen ürünlerin gümrük vergilerinin artırılmasıyla başlayan sürecin sonunda, Romanya’ya ihracatın önemli oranda düştüğünü belirten Bağdatlıoğlu, " "Romanya bizim önemli pazarlarımızdan biri. Ancak son gelişmeler ihracatı olumsuz etkiledi. Geçtiğimiz yıllarda, Romanya’ya ihracat yüzde 27 artarken, uygulama yüzde 12’lik düşüşe neden oldu. 1 Kasım31 Mayıs arasında karanfile uygulanan vergi yüzde 140 olarak belirlendi. Bu yüksek artış ile AB menşeli ürünlerle rekabet edemez duruma geldik. Romanya’daki bu durum, Ukrayna, Bulgaristan gibi ülkelerle de aynı sorunun yaşanacağını gösteriyor" dedi. Geçtiğimiz yıl Rusya’nın sınır kapılarını Türk tarımsal ürünlerine kapatmasının ardından, bakanlığın zirai karantina amaçlı aldığı önlemlere de değinen Kuraklık hububatı etkiledi GAZİANTEP (A.A) Gaziantep Ziraat Odası Başkanı Zihni Kepkep, bu yıl yaşanan 49 günlük kuraklığın, hububat tarımını etkilediğini, ancak, bu alandaki zararın miktarının önümüzdeki aylarda yaşanacak yağışlara bağlı olduğunu söyledi. Kepkep, Türkiye'de hububat rekoltesinin yıllık ortalama 22 milyon ton, bölgede ise bu rakamın yaklaşık 2 milyon ton olduğunu anımsattı.Yağışlar açısından bu yıl 49 günlük bir kuraklık yaşandığını belirten Kepkep, bu kuraklığın, hububat tarımı açısından zararlı olduğunu ve mutlaka verim düşüklüğüne neden olacağını bildirdi.Verimin ne kadar düşeceğini bu aylarda söylemenin zor olduğuna dikkat çeken Kepkep, ''MartNisan ve Mayıs aylarında yaşanacak yağışlar hububat tarımında kuraklığın verdiği zararı belirleyecek. Bu aylarda yağışlar ve sıcaklık mevsim normallerinde seyrettiği takdirde, zararımız büyük olmaz'' dedi.Bahar aylarında yağışların istenilen düzeyde olmaması durumunda zararın büyük olabileceğine dikkat çeken Kepkep, bu aylarda yağış miktarının çok önemli olduğunu bildirdi.Şu ana kadar Gaziantep'te metre kareye 320 kilogram yağış düştüğünü, 49 günlük kuraklığın ardından gelen yağışların sıkıntıyı büyük ölçüde giderdiğini anlatan Kepkep, metre kareye düşen yağış miktarının yıllık 450 kilogram olması gerektiğini, bahar aylarında yağış miktarının 450 kilograma tamamlanması beklentisinin olduğunu dile getirdi.Yaşanan kuraklığın ağaç tarımı ve bağcılık açısından bir sıkıntı yaratmadığını, bunun yer altı su kaynakları ile ilgili olduğunu bu konuda da sıkıntı olmadığını ifade eden Kepkep, şöyle konuştu: ''Bu yılki yağış dengesizliği, global ısınmadan mı kaynaklı yoksa iklim şartlarıyla alakalı bir konu mu? Olayın bu yönü tartışılır. Çünkü 8090 yıl önce de böyle kuraklıkların yaşandığı söyleniyor. Yani bu zaman zaman karşılaşılan bir sorun. Ancak, yaşanan kuraklı,k hububat ürünlerinde verim düşüklüğüne neden oldu. Ağaç tarımı ve bağcılıkta şimdilik herhangi bir sıkıntı yok.Bahar aylarında yaşanacak yağışların etkisini bekliyoruz. Çünkü önemli olan bundan sonraki süreçtir.'' Bağdatlıoğlu, "İhracatı yapılacak ürünün 9 hafta öncesinden izlenmesi, raporlanması ve bitki sağlık sertifikasının bu rapora dayandırılması, üretim yeri muayene raporlarının her 10 günde bir yenilenmesi gibi önlemler gıda maddesi olarak tüketilen yaş sebze ve meyvede uygulanması gerekirken, gıda dışı süs bitkilerinde de uygulandı. İhracat sırasında karşımıza Osman çok ciddi bürokratik Bağdatlıoğlu, yıllardır engeller çıktı" diye yaşanan konuştu. Kesme çiçek üretimi sorunlara, yapan işletmelerin genelde ıslahçı haklar, 23 dekarlık alana sahip gümrüklerdeki yüksek küçük aile işletmeler verginin de olması, mevcut seraların eklendiğini teknolojiden yeterince söyledi... yararlanamaması da sektörün yaşadığı diğer sorunlar arasında. Organize tarım bölgelerinin çok önemli bir gereksinim olduğuna dikkat çeken Bağdatlıoğlu, modern seraların ancak bu sistemle gelişebileceğini söylüyor. Üretici ile ihracatçıları biraraya getirecek organize tarım bölgelerinin kurulması ile modern teknolojinin kullanıldığı, büyük ölçekli seralara geçilebileceğini ifade eden Bağdatlıoğlu, "Böylece yatırım maliyetleri azalır, verimlilik artar. Dış pazarın talepleri doğrultusunda üretim planlamasına gidilir ve dünya standatlarında kaliteli üretim yapılır. Ayrıca üniversite ve araştırma enstitüleri ile ortak arge çalışmaları yürütülebilir" dedi. Bağdatlıoğlu, sektörün diğer sorunlarını da şöyle sıraladı. "Üretimde ısıtma ve soğutma için kullanılan enerji maliyetleri yüksek. Diğer enerji kaynaklarına göre daha uygun maliyetli doğalgaz kullanımı henüz Antalya’da yok. Bu yüzden elektrik, kömür, mazot vb. kullanılıyor. Kesme çiçek ihracatında ürün çeşitliliğinin sağlanması ve kalitenin ön plana çıkarılması için ihracat mezatlarının kurulmasına gereksinim var. Mezat yurt dışı pazarlamada moder bir pazarlama altyapısı oluşturuyor. Ayrıca nakliye bir diğer sorunumuz. Hassas bir ürün olan kesme çiçek için en uygun taşıma aracı uçak. Ancak havayolu taşıma maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle sektör karayolu taşımacılığa yöneldi. Bu taşıma şekli de ürün kalitesinde ve vazo ömründe azalmaya neden oluyor. Sektörün pazar ülkelerine düzenli seferleri olan THY, rakip ülke havayollarına göre yüksek tarife uyguluyor. Charter uçak seferlerinin navlun ücretleri daha uygun olmasına rağmen üretim ve ihracat sezonu olan kış aylarında yeterli uçuş sayısına sahip olmaması ve ucuşlarındaki düzensizlik sektörün gereksinimine yanıt veremiyor. Ayrıca KDV oranının düşürülmesi de dış pazardaki rekabetimizi güçlendirir." Kesme çiçek üretim zincirinde halkalardan birinin kopuk olması halinde sağlıklı bir sonuç alınamayacağını, bütün ihracat potansiyelinin biteceğini de vurgulayan, Bağdatlıoğlu, "Tür seçimi, fide seçimi, hasat ve sonrası işlemler, ambalajlama ve nakliyenin iyi bir şekilde yapılması son derece önemli. Bunlardan birinin eksik olması durumunda, diğerlerinin hiçbir anlamı kalmıyor. Bu halkaları her zaman dikkate almamız ve eksiksiz gerçekleştirmemiz gerekiyor" dedi. 8
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear