Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Fidancılığı geliştirmek için... İbrahim YETKİN Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı ıllar önce, Bursa ovasında bir meyve bahçesini geziyordum. Yeni yetişen bazı meyve fidanları dikkatimi çekti, üreticiye bunları hangi fidanlıktan aldıklarını sordum. Cevap, çok düşündürücüydü: Fidanlar aslında bizim ülkemizde yetişen türlere aitti, ama bunlar Yunanistan’a götürülmüş, orada "doku kültürüyle", yani yapraktan üretilmiş ve daha sonra Yunanistan’dan ülkemize ithal edilmişti. Y neler yapılıyor? 2007 bütçesinde, virüsten bağışık meyve bahçesi kuran üreticilere dekar başına 300 YTL destek verilmesi öngörülüyor. Bu arada, başlatılan bir projeyle dış pazarın istediği çeşit ve kalitede üretim yapılabilmesi için elma ve turunçgil bahçelerinin yenilenmesi konusunda bir çalışma başlatılacak. Proje kapsamında 10 ilde 20 bin dekarlık alanda her bir bahçenin her yıl en az yüzde 20’si yenilenecek. Hepsi bu kadar!.. biri olan asma üretimi, üzüm fiyatlarındaki büyük düşüş ve şarap üretimi üzerindeki ağır vergiler nedeniyle duraklama dönemine girmiş bulunuyor. *** Peki neler yapılabilir? Öncelikle fidan üretimi meyve üretimdeki gelişme ve kârlılığa bağlı olduğu için, meyve üreticilerinin durumlarını düzeltecek önlemler alınmalı. Bunun için ise meyve üreticilerinin de içinde bulunduğu tarım sektörüne bakışın değişmesi gerekiyor. Bir zamanlar milli ekonominin temeli olarak kabul edilen bu sektörün günümüzde "milli ekonominin kamburu" gibi gösterilmek istendiği malum. Milletin efendisi olarak nitelenen "üretici köylümüzün durumunu ise geçenlerde Alanya’da yaşanan bir olay çok açık ortaya koydu: Hatırlayalım, önemli bir narenciye üretim merkezi olan Alanya’da Ziraat Odası başkanı ve üreticiler Alanya Meyve Üretme İstasyonu’nda bir araya gelerek, mezar şeklinde açılmış üç ayrı kuyuya, narenciye ürünlerini gömmüşler, çukurların başına da mezar taşı dikmişlerdi. Mezar taşının üzerinde de "Efendi öldü, ağlayanı yok, çiftçi öldü, kefeni yok" yazmışlardı.. Burada yapılan 15 bin narenciye üreticisi adına yapılan açıklamada, Alanya’da 5 yıl önceye kadar narenciye üreticiliğinin en gözde işler arasında olduğu, ancak ürün fiyatlarının düşmesiyle birlikte narenciye üreticilerinin de gözden düştüğü, bu nedenle üreticinin narenciye bahçelerini sökme kararı aldığı belirtilmişti. Bütün bunlar olurken, dertlerini dile getiren çiftçiler, son dönemde alışıldığı üzere azarlanmış, itilip kakılmıştı. *** Bu arada, fidancılığın hızla geliştiği dönemde oluşturulan narenciye bahçeleri, son yıllarda bu ürünün ihraç imkanları uygulanan yanlış ihracat politikaları nedeniyle neredeyse ortadan kalktığı için bir bir sökülüyor. Oluşturulan elma bahçelerinde üretilen elmalar elde kaldığı ve üretici her yıl zarar etmeye başladığı *** Aslında, ülkemizde yaygın meyve ve asma fidanı üretimine, 1930’lu yıllarda başlanmıştı. O dönemde Tarım Bakanlığı ve kamuya bağlı tarımsal işletmelerde kurulan fidanlıklar ve üretme istasyonlarında gerçekleştirilen üretim, üreticinin ticari olarak meyveciliğe yönelmesi ve yeni ürün çeşitlerinin tanıtımı açısından önemli bir görevi yerine getirmişti. 1985 yılına kadar kamu ağırlıklı yürütülen fidancılık çalışmaları, bu yıldan itibaren, özel sektöre yönelik teşviklerle geliştirilmeye çalışıldı. 1988 yılında yayınlanan bir genelge ile kamuda fidan üretiminin azaltılması ve mevcut çalışmalarda da ağırlığın özel sektöre materyal sağlamak amacıyla "damızlık" üretimine verilmesi, bir talimat şeklinde ortaya koyuldu. Böylece Tarım Bakanlığı, fidan üretimi alanında kendi görev alanını damızlık ve üretimi ve kontrol amaçlı sertifikasyon çalışmalarıyla sınırlamış oldu. *** Şimdi, fidan üretimini geliştirmek için "ne yapmak lazım" diye bir soru sorulursa, bir kere bu bakış açısını değiştirmek lazım derim. Bunun ardından, fidan üreticilerinin bir sektör olarak örgütlenerek kendi "üretici birliklerini" kurmaları lazım. Destekleme politikalarının üretimi geliştirmeye yönelik bir bakış açısıyla ele alınıp, damızlık çeşitlerin adaptasyon sağlayabileceği bölgelerin tespit edilmesi ve seçici bir destekleme politikasının gündeme getirilmesi lazım. İhracat primlerinin meyve ihracatçısına rekabet imkanı verebilecek düzeye getirilmesi lazım. Zeytinyağı sanayii, meyve suyu sanayii, şarap sanayii gibi sanayilerin üretimi ve fidancılığı geliştirme açısından oynadıkları önemli rol göz önüne alınarak ülkemize önemli ölçüde döviz de sağlayabilecek bu sanayilerin desteklenmesi lazım. *** Bu değişim sonucu, 2000 yılına gelindiğinde meyve fidanı üretiminde özel sektörün ağırlığı yüzde 70’i geçmiş bulunuyordu. 19982000 yılları arasında kamu kesiminde üretilen fidan oranı ise yüzde 80 civarında azalmıştı. Ancak, toplam üretim açısından önemli bir gelişme sağlanmış ve 1996 yılında 21.6 milyon ton olan toplam fidan üretimi 1999 yılında 55 milyona kadar çıkmıştı. Bu süreçte, gerçekten iyi çalışmalar yapan ve Güney Amerika’ya bile fidan ihraç eden özel kuruluşlarımızın rolü olduğu kadar, Bademli gibi çiftçilerimiz tarafından kurulan örnek fidancılık işletmelerinin de büyük rolü vardı. Ancak, ne yazık ki, bu çalışmaların daha ileri götürülebilmesi için yeterli destek verilemedi; örneğin, yazımın başında belirttiğim doku kültürü ile üretim yöntemine ilişkin bu kooperatifimizin yaptığı bazı projeler yeterli destek bulamadığı için hayata geçirilemedi. *** Peki, ülkemiz açısından bu kadar büyük bir potansiyel taşıyan bu sektörün gelişmesi için şu anda için bir zamanlar hızla yayılan elma bahçeleri neredeyse kendi kaderine terk ediliyor. Ülkemizde fidan üretiminde başı çeken zeytin fidanı üretimi, üretici birliklerinin piyasaya yönlendirilerek destekleyici işlevlerinin ortadan kaldırılması, buna karşılık ürün destek mekanizmaları yaratılmaması nedeniyle bir açmazla karşı karşıya geliyor. Sofralık ve yağlık zeytin üretimi açısından gerekli planlama ve yönlendirme yapılmadığı için bir tarafta yığılma, diğer tarafta açık büyüyor. Yine fidancılığı ayağa kaldıran önemli ürünlerden *** İşin teknik boyutuna ilişkin çok şeyler de söylenebilir, ama bugünkü bakış açısı değişmeden, "teknik teferruat" üzerinde fazla konuşmanın bir yararı olacağını sanmıyorum. 18