Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Hammadde için üretim planlaması yok Mücteba BİNİCİ Veteriner Tavukçuluk Derneği Genel Sekreteri lkemizde gerek tarım sektörü gerekse hayvancılık sektörü sermaye yeterliliğini bugüne kadar tam olarak karşılayamamıştır. Örneğin bir turizm sektörü, bir tekstil sektörü, bir otomotiv sektörü , bir beyaz eşya sektörü sermaye yeterliliğini sağlamıştır. Bu nedenle bu sektörlerde rekabet daha fazladır. Tarım ve hayvancılık sektörleri son zamanlarda spekülatif gelişmelere karşı açık kalmış ve bu spekülasyonlardan dolayı son derece zarar görmüştür. Bu zararları maalesef sektör ve üreticiler birlikte ödemişlerdir. Hayvancılığın en önemli bileşeni olan tavukçuluk sektörü et ve yumurta üretimi yaparak ülkemiz insanın protein gereksinimini ve sağlıklı gıdanın insanlarımıza ulaşmasını sağlayarak önemli bir işlev yapmaktadır. Bu sektör üretim olarak Türkiye’yi dünyada ilk yirmi ülke içerisine girmesini sağlamaktadır ve üç milyar beş yüz milyon dolarlık bir potansiyele sahiptir. İki milyon beş yüz bin insan yaşamını bu sektörden direk yada dolaylı olarak kazanmaktadır. Tavuk eti ile ilgili olarak şu anda altı entegrasyon ihracat yapabilecek durumdadır. Tavukçuluk sektörü bu aşamaya kolay gelmedi. Her sektörün yaşadığı büyümenin sıkıntılarını tavukçuluk sektörü de yaşamıştır. Sürekli büyürken ortaya çıkan problemler çözülmemişse doğal olarak bu problemlerde büyümeye devam etmektedir. Tavukçuluk sektörü et ve yumurtayı sürekli olarak halkımıza ucuz, hijyen kurallarına uygun ve sağlıklı olarak ulaştırma çabası içerisinde iken problemlerini ve çözüm önerilerini özetlemekte yarar görüyorum. 1. Tavuk eti sektörü sürekli kapasite arttırırken üretim yapacak kümes sayısı gereksinimi sağlayamamaktadır. Tavuk eti sektörü için üretim özellikle köylerde yapılmaktadır. Kümes üretiminin teşvik kapsamına alınması hem köyde yaşayan insanımızın gelirini arttıracak hem de köyden kente göçü azaltacaktır. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığı birçok konuda tarım ve hayvancılık sektörünü teşvik ile desteklerken hem kümes yapımının, hem kümes içerisinde bulunan modern ekipmanın teşvik kapsamına alınmasında yarar bulunmaktadır. 2. Kırmızı etin perakende fiyatında KDV yüzde 1 olmasına rağmen tavuk etinde hala yüzde 8’dir. KDV’leri farklı olmasına rağmen satılan her iki ürün de sonuçta ettir. Tavuk eti hem daha ucuz hem de kitlelere daha kolay ve çabuk ulaşırken KDV oranının böyle kalması bir adaletsizliktir. Sonuçta olan yine yurttaşa olmaktadır. Geçmişte Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı , Tarım ve Köy İşleri Ü konuda milyonlarca Avro harcarken maalesef ülkemizde sadece hastalık çıktığında tavukları imha için nadiren para harcanmaktadır. Devletimizin savunma dışında tarım, hayvancılık, sosyal güvenlik, sağlık, eğitim ve adalet konularında kısa, orta ve uzun vadeli stratejileri olmadığı için tavuk hastalıklarının yok edilmesinde de böyle bir stratejisi bulunmamaktadır. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı hastalıkların eradikasyonu (yok edilmesi) ile ilgili olarak kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler oluşturmak ve bunu yaşama geçirmek zorundadır. 5. Tavuk hastalıkları ile mücadelenin en önemli yollarından birisi de koruyucu hekimliktir. Bu bağlamda nasıl yem bitkileri üretimi, suni tohumlama, su ürünleri yetiştiriciliği vs gibi konularda yirmi dört kaleme destek veriliyorsa aşı ve dezenfeksiyon için de teşvik getirilmelidir. 6. İhracat ile ilgili olarak Üretim yapacak kümes sayısı tavukçuluk sektörü mutlaka gereksinimi gidermiyor... desteklenmelidir. Tavuk eti sektöründe altı entegrasyon bu konuda tüm yatırımlarını tamamlamıştır. Geriye sadece ihracat yapmak kalmıştır. Özellikle Avrupa Birliği nezdinde yapılacak çalışmalar ile bunun sonuçlanacağı kanaatindeyim. Bu desteğin rekabet koşullarına uygun olarak yapılmasında yarar vardır. Bu alanda yapılacak ihracat ülkemize döviz getireceği gibi üretimin artmasından dolayı köyde yaşayan nüfusun refahının da artması sağlanacaktır. 7. Tavuk hastalıkları özellikle Avian Influenza (kuş gribi) zaman zaman dünya kamuoylarının gündeminde olduğu gibi ülkemiz kamuoyunun da gündemine gelmektedir. Komşu ülkelerde yada ülkemizde olası bir Avian Influenza için acil eylem planı hazır olmalı ve bu hastalıkla ülkemiz kendi gereksinimini sağlayacak mısır ilgili olarak ülkemizin ekonomik açıdan zarar üretimini yaptı. Maalesef 2007 yılının başında görmemesi için biyogüvenlik ve güvenlik konsepti bulunduğumuz bugünlerde geçen yılki üretimin yoğun şekilde uygulanmalıdır. düşük olması nedeni ile nerede ise mısır karaborsaya 8. Köylerde yaşayan nüfusun eğitimi her alanda düşmüştür. Hammadde fiyatlarında ki artış doğal yetersizdir. Tavuk eti ve yumurta üretimi için eğitim olarak üretimin pahalı olmasına neden olmaktadır ve sektör tarafından yapılmaktadır. Tarım ve Köy İşleri bunun sonucunu tüketiciler pahalı tavuk eti ve Bakanlığı bu konuda eğitim için çalışmalar yapmak yumurta yiyerek ödemektedirler. Ayrıca pahalı zorundadır. Bu konu, hammadde üretimi de dahil girdilerle yapılan üretim ihracat açısından da rekabet düşünülmelidir. Bakanlık bu konuda yönlendirici güç gücümüzü olumsuz etkilemektedir. Üretimin olmalıdır. planlanmasında, mısırın yem bitkileri üretimi desteği Yukarıda belirtilen problemler devletimiz için içerisine alınmasında ülkemiz çıkarları açısından pahalıya mal olmayacak, söz konusu problemler büyük yararlar vardır. Aynı sıkıntı soya fasulyesi için çözüldüğünde üretimi ve özellikle köyde yaşayan de geçerlidir. Ülkemizin soya fasulyesi gereksinimi nüfusumuzun refahını arttıracaktır. Gelişmiş 1.200.000 (bir milyon iki yüz bin) tondur. Bunun ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de tarım ve 100.000 (yüz bin) ton civarındaki bir kısmı ülke hayvancılık stratejik bir sektör olarak içerisinde üretilirken geri kalan açık ithalatla değerlendirilmelidir. Anadolu toprakları ve insanı bu karşılanmaktadır. Tarım hammaddeleri ithalatı için ülke nüfusunu doyurabileceği gibi dünyada yaşayan yurt dışına göndereceğimiz dövizleri farklı alanlarda nüfusun önemli bir kısmını besleyecek potansiyele kullanmak ülkemiz yararınadır. de sahiptir. Yeter ki problemleri bilelim ve bu 4. Tavuk hastalıkları ile ilgi olarak devletimizin problemleri çözelim. Gerisi zaten kendiliğinden elle tutulur doğru dürüst bir eradikasyon (hastalığı gelecektir. yok etme) programı yoktur. Gelişmiş ülkeler bu Bakanlığı ile BESDBİR (Beyaz Et Sanayicileri Birliği) arasında tavuk etinin KDV oranlarının yüzde 1’e indirilmesi konusunda görüşmeler yapılmış fakat bugüne kadar hiçbir sonuç alınamamıştır. Üretici ve tüketicilerin mağdur olmaması için tavuk eti KDV oranının yüzde 8’den yüzde 1’e düşürülmesinde ve böylece her iki et türünün KDV’lerinin eşitlenmesinde her yönden yarar bulunmaktadır. 3. Tavuk eti ve yumurta üretimi için hammadde önemli bir gereksinimdir. Bu konuda herhangi bir üretim planlanması bulunmamaktadır. Nüfusunun yarısına yakın bir kısmının köylerde yaşadığı bir ülke için bu talihsizliktir. Köyde üretimi arttırarak refahı buralara götürmek kamu otoritesinin görevidir. Ne yazık ki son iki yıl öncesine kadar gereksinim duyulan mısırın nerede ise yüzde 50’si ABD’den ve diğer ülkelerden ithal edilmekteydi. 2006 yılında 6