01 Temmuz 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Başkanı Faik Yavuz: bir değişim yaşanıyor Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ni oluşturan çatının altındadırlar. Çeşitli kademelerde bu kuruluşlar temsil edilmektedir. Yeni bir Birlik oluşturulması mevcut yapının bozulmasına ve çok sayıda anlamsız sesin çıkmasına neden olacaktır. Böyle bir yapılanma anlamsızdır. Hükümet'in tarıma yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Tarım ve hayvancılık olmaksızın yaşamı sürdürmek mümkün değildir. Yemeden ve içmeden hayatınızı sürdürmeniz mümkün değildir. Türkiye her yıl biraz daha büyürken tarım ve hayvancılıkta küçülme yaşanmıştır. Hangi hükümet gelirse gelsin tarım ve hayvancılığa gereken önemi vermek zorundadır. Türkiye, kendi kendine yeten bir ülkeyken bugün tarım ürünleri ithalatı, ihracatını geçen bir ülke durumuna gelmiştir. Bunda hükümetlerin büyük vebali vardır. Bu hükümetin yaptığı ilk ve olumlu icraat bir Tarım Kanunu çıkartmasıdır. Tarımın, artık günün koşullarına göre bir yasası vardır. Bu önemli bir gelişmedir. Özellikle AB’ye tam üyelik müzakereleri sürecinde, tarım ve hayvancılığın önemli bir madde başlığı olduğunu hatırlarsak, sorunların daha çabuk çözebiliriz düşüncesindeyim. Tarım ve Hayvancılık geçmiş hükümetler döneminde de bu hükümet döneminde de desteklenmiştir. Ancak, bu desteklerin yerinde ve gerekli miktarda olduğu konusunda ki olumsuz düşüncelerim ne yazı ki değişmiş değildir. AB sürecinde tarım başlığının dondurulmasının etkileri ne olacaktır? Tarım ve hayvancılığın AB’ ye tam üyelik sürecinde en uzun görüşme maratonunun oluşturacağını her ortam da ve her platformda dile getiren ilk kişilerden biriyim. Türkiye’ de tarım ve hayvancılığın gelişebilmesi için öncelikle bu sektörlerdeki çalışan nüfusu düşürmemiz gerekmektedir. Bunu gerçekleştiremediğimiz sürece yapacağımız tüm çalışmalar istenilen hedefe varamayacaktır. Tarım başlığının dondurulmasının altında ekonomik nedenler kadar siyasi nedenlerde yatmaktadır. AB öncelikle kendi koyduğu kriterlerin yerine getirilmesini istemektedir. Bu da Türkiye’ de tarım ve hayvancılığın bitmesi anlamına gelecektir. Çünkü ülkemizdeki tarım işletmelerinin yüzde 95’i AB kriterlerine ne yazık ki uymamaktadır. Burada amaç Türk tarım ve hayvancılığını yok ederek AB’ye büyük bir pazar olmamızın istenmesidir. Türkiye, bu noktada, AB fonlarından ve kredi desteklerinden süratle yararlandırılmalıdır. AB Türk tarım ve hayvancılığının kendi normlarına ulaşabilmesi için gerekli bekleme süresini vermelidir. Öyle inanıyorum ki, Türkiye’ye gerekli destekler sağlanırsa, beş yıl içinde AB ülkeleri düzeyinde üretim yapan işletme sayımızı yüzde 90’ lar seviyesine çıkartabiliriz. Tarımda gelecek vaat eden ve geleceği kalmayan alanlar hangileridir? Tarım ve hayvancılık, yukarıda da belirttiğim gibi insanlık var oldukça vazgeçilemeyecek iki büyük sektördür. Elbette ki bu sektörlerde de geriye doğru baktığımızda büyük ilerlemeler yaşanmaktadır. Üretim aşamasında ve pazarlama aşamasında birçok yenilik tarım ve hayvancılıkta yerini almıştır. Ambalaj ve hijyen tarım ve hayvancılıkta önem kazanmıştır. Üretimden tüketime kadar yani tarladan sofraya gelene kadar tarımın her alanında hızlı bir değişim yaşanmaktadır. Bu nedenle tarımda gelecek vaat eden ya da geleceği kalmayan alan ayrımı yapmak çok zordur. Ancak ve iç ve dış pazarlarda talep görmeyen ya da az talep gören ürünlerden belli bir plan dahilinde vaz geçilmelidir. Türkiye zaman kaybetmeden ürün planlamasına geçmelidir. Yani tarım ve hayvancılıkta bilimsel uygulamalara neyi gerektiriyorsa yerine getirilmelidir. Bu yılın seçim yılı olması tarım sektörünü nasıl etkiliyor, etkileyecek? Geçtiğimiz seçim dönemlerinde sadece tarım için değil hemen hemen oy kullanan, oy potansiyeli yüksek olan kesimler değişik şekillerde nemalandırılmıştır. Bunun sonucu olarak, sadece tarım ve hayvancılıkta değil toplumun her kesiminde bir yozlaşma yaşanmıştır. Seçim yılı içinde olmamız eski beklentileri tekrar gündeme getirebilir. Ancak ülkenin geleceği için bu alışkanlıklarımızdan vaz geçmeliyiz. Siyaset ekonominin önüne geçerek, zaten bıçak sırtında olan dengelerin bozulmasına izin vermemeliyiz. Bu noktada siyasilerimize önemli görevler düşmektedir. Özellikle de büyük bir oy deposu olarak görülen tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimize, köylülerimize verdikleri desteklerde popülizmden kaçınılması ve rasyonel projelerin desteklenmesi en büyük dileğimizdir. En çok işlem gören ürünlerin fiyat hareketleri açıklandı A NKARA (Cumhuriyet Bürosu)Ankara Ticaret Borsası (ATB), borsada işlem gören ürünlerin 2006 yılı fiyat hareketlerini açıkladı. ATB’ nin tespitlerine göre, 2006 yılı içinde yüzde 58.8 artışla en çok fiyatı artan ürün kepek oldu. Kırmızı et ve fasulyede fiyatlar bir önceki yıl düzeyini korurken, pirinç, nohut, sıvı yağlar, kuzu eti, patates, mercimek, beyaz peynir, ham deri ve razmol’ un fiyatları bir önceki yıla göre düşüş gösterdi. Fiyatı en çok artan ürünler arasında kepekten sonra ikinci sırayı mısır, üçüncü sırayı da kuru soğan aldı. Fiyatı en çok artan ürünler arasında yumurta, beyaz et, makarna, katı yağlar, un, buğday, arpa, büyük baş canlı hayvan ilk sıraları aldılar. Fiyatları artan ve eksilen ürünlerin listesi şu şekilde gerçekleşti: Kepek Mısır Kuru Soğan Yumurta Beyaz et Makarna Katı Yağlar Un Buğday Arpa Büyük baş canlı Kırmızı Et Fasulye Pirinç Nohut Sıvı Yağlar Kuzu Eti Patates Mercimek Beyaz Peynir Ham Deri Razmol % 58.8 % 52.1 % 28.5 % 22.2 % 21.4 % 15.4 % 13.9 % 12.1 % 11.7 % 7.6 % 3.8 %0 %0 % 0.7 % 1.4 % 1.4 % 2.5 % 2.8 % 5.8 % 6.7 % 18.1 % 22.7 17
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear