27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

“ELTA Tarım olarak amacımız, 2004 yılı sonuna doğru devraldığımız Gökçeada tarım işletmesinde başta zeytin olmak üzere, bitkisel üretimin bütün dallarında ve hayvansal üretimde sertifikalı organik üretim yapmaktır” sının yanında, geleneksel olarak yapıla gelen tarım kimyasal ilaç kullanımını en asgari düzeyde tutmuştur. Bu nedenle çevre kirliliği yok denecek kadar azdır. Bu yüzdendir ki, Gökçeada tam anlamıyla organik tarıma uygun, iyi bir alt yapı ve önemli potansiyele sahiptir. Organik tarım kavramına toplum olarak biraz uzağız galiba... Çok haklısınız. Yalnızca Türkiye’de değil, dünyada da organik tarım bilinci yeni yeni gelişmektedir. Yoğun tarım, konvansiyonel tarım veya ‘‘yeşil devrim’’ terimleriyle ifade edilen tarımda ileri ve yüksek teknoloji kullanımı, ciddi çevresel sorunlara neden olmaya başlamıştır. Biyolojik çeşitlilik azalmış, mekanizasyona gereksinim, gübre ve tarımsal mücadele ilaçlarının kullanımı tarımsal kimyasallara bağımlılığı artırmış, tarımsal üretimde maliyetler artmış, risk büyümüş, daha da önemlisi tarımsal doğal kaynakların sürdürülebilirliği tehlikeye düşmüştür. Öte yandan, tarımda modernleşme çabaları, tarıma girdi temin eden sektörlerin üreticiyi sömürme aracı haline gelmiştir. Dünyada ne yeşil devrim, ne de son yıllarda Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GMO) kullanımı, açlık sorununa çözüm getirmediği gibi, Türkiye benzeri tarımsal nüfusu yüksek ülkelerde sosyal ve ekonomik sorunları da artırmıştır. Adada ne türde bir organik tarım yapmayı düşünüyorsunuz? ELTA Tarım olarak amacımız, 2004 yılı sonuna doğru devraldığımız Gökçeada tarım işletmesinde başta zeytin olmak üzere, bitkisel üretimin bütün dallarında ve hayvansal üretimde sertifikalı organik üretim yapmaktır. Tamamı verim çağında değişik yaşlarda yaklaşık 20 bin adet organik sertifikalı zeytin ağacına sahibiz. Organik sele ve salamura zeytin üretimi yanında organik zeytinyağı üreterek iç ve dış pazara markalı olarak sunacağız. Büyükbaş 250, küçükbaş 1500 adet hayvanı barındıracak tesislerimiz bulunmaktadır. Zeytin ve meyve plantasyonları dışında, 900 dekarlık kapasitemizle organik kaba ve kesif yem üretimiyle organik süt ve süt ürünleri ile organik et ve et ürünleri üreteceğiz. Koyun yetiştiriciliğinde Küba Modelini de düşünmekteyiz. Organik tarımda kullanılmak üzere sertifikalı fide ve fidan üretimine başlayacağız. Gökçeada’nın zeytin ve bağ florasına katkı yapmak, değişik meyve türlerinde organik üretim yollarını göstermek, yöre çiftçisine öncülük yapmak, ada üreticisinin ufkunu açmak önem verdiğimiz konuların başında gelmektedir. Bu konularda başta Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi olmak üzere, çeşitli kurum ve kuruluşlarla yakın ilişki içerisindeyiz. Gökçeada Kaymakamlığı, Tarım İl ve İlçe Müdürlüğü, öteki resmi ve özel kuruluşların katkı ve yardımlarını alıyoruz. Gökçeada halkının desteği ise bizi daha da yüreklendiriyor. Gökçeada’da ekolojik turizme uygun alt yapıya sahibiz. Trafik ve kargaşadan uzak, doğayla iç içe, hobi bahçeleriyle birlikte konaklama hizmetleri sunmayı tasarlıyoruz. ELTA Tarım İşletmesi olarak adada eko turizmi geliştirmek ve ürettiğimiz organik ürünleri çevre dostu ziyaretçilere sunmanın yanında, bu ürünlerin yurt içi ve yurt dışı pazarlarda tanınmasını sağlama yönünde pro jeler geliştiriyoruz. Girişimlerinizi sürdürürken karşılaştığınız sıkıntılar oldu mu? Firma olarak büyük sorunlarla karşılaşmadık. Tam tersine, biraz öncede belirttiğim gibi gerek ada halkından gerekse resmi ve özel kuruluşlardan özendirici destekler alıyoruz. Kuşkusuz Türkiye tarımının sorunları bizim de sorunlarımız olarak devam ediyor. Tarım politikalarının AB politikaları doğrultusunda yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Özelliklede yeni yasalaştırılmış olan Organik Tarım Yasası’nın öngördüğü yönetmelik ve düzenlemelerin ivedilikle hazırlanıp uygulamaya konması gerekiyor. Bunlar genel sorunlarımız. Ama Gökçeada’nın çok önemli özel bir sorunu var, o da ulaşım sorunu. Gökçeada halkı, genellikle geçimini tarım, hayvancılık ve balıkçılıkla sağlıyor. En küçük bir hava muhalefeti, ada halkının bazen günlerce dış ilişkilerini aksatıyor. Köhne bir araba vapuru ve feribotla ulaşım sorununu çözmek olanaksız. Bu yakıcı sorunun çözümü devletin yerel yönetime desteğine bağlıdır. Bu acil sorun çözüme kavuşturulduğunda, adamızın da, ada halkımızın da yazgısının değişeceğinden kuşku yoktur. Hıdır Oktay: “Gökçeada’da ekolojik turizme uygun alt yapıya sahibiz. Trafik ve kargaşadan uzak, doğayla iç içe, hobi bahçeleriyle birlikte konaklama hizmetleri sunmayı tasarlıyoruz.” Gökçeada’da yılda 250 ton üzüm üretiliyor Ç ANAKKALE (Cumhuriyet) Gökçeada Tarım İlçe Müdürlüğü verilerine göre, adada işlenen 17 bin 889 dekar tarımsal arazinin 6 bin 756 dekarı sulanabilmekte geri kalan 11 bin133 dekarı ise sulanamıyor. Yaklaşık 12 bin ladolyes çeşidi zeytin ağacının bulunduğu adada, verimli yıllarda ham zeytin üretimi yaklaşık 3 bin ton, üretilen zeytinyağ miktarı da yaklaşık olarak 550 tona ulaşıyor. 2004 yılında ise 2122 Ocak’ta meydana gelen kuvvetli fırtına ve kar yağışı nedeniyle zeytin ağaçlarında dal ve gövde kırılmaları neticesinde verim azalmaları meydana geldiği belirtilen Tarım İlce Müdürlüğü raporlarında Gökçeada’daki tarımsal faaliyetler ile ilgili şu bilgiler yer verildi: ‘‘Buğday (7500 dekar), arpa ( 5000 dekar), fiğ (779 dekar), yonca (1100 dekar), korunga (150 dekar), silajlık ve dane mısır (197 dekar), domates (200 dekar), biber (100 dekar), patlıcan (150 dekar), salatalık (100 dekar), karpuz (200 dekar), kavun (100 dekar). Koyun (35 bin 30 baş), keçi ( 5 bin125 baş), sığır (393 baş), tek tırnaklı (158 baş), tavuk (12 bin baş), hindi (1.600 baş), arı (2.500 kovan).’’ Gökçeada’da, 360 dekarda yaklaşık 250 ton sofralık üzüm üretiliyor. 17
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear