Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
29 EKİM 2008 ÇARŞAMBA 3 Mustafa Kemal’in bu fotoğrafı oluşturması hiç de kolay olmadı. Hüzünlü ruh hali Düşman gemileri arasından boynu bükük geçen 37 yaşındaki genç Mustafa Kemal’in ruhunda yaşadığı fırtınalar... şılaşmadan İstanbul’a gelip demirlemişti. Düşman gemileri arasından boynu bükük geçen 37 yaşındaki genç Mustafa Kemal’in ruhunda yaşadığı fırtınalar... Kızgınlık, öfke, acı ve tasa duyguları içindeki bu gelgitler, bir an için kafamızda canlandırılmalıdır. İşte, boynu bükük Mustafa Kemal’in bu acı tablo karşısında dışavuran duygularını yansıtan üç kelime... O rtaya çıkan karanlık tablonun kafamızda canlanması için yukarıda verdiğimiz bu anlatımlar yeterlidir. Haydarpaşa Garı’ndan eski ve küçük bir motorla işgal gemilerinin arasından geçerek Sirkeci yönüne doğru giden Mustafa Kemal’in içinde bulunduğu ruh halini anlamak pek de güç değildir. Çanakkale’de, İngiliz ve yandaşlarının donanmasını durduran, Anafartalar ve Conkbayırı’nda onlara unutamayacakları dersler veren İngiliz, Fransız ve Anzak güçlerinin Çanakkale’yi geçemeyip başarısız olarak geriye gidişlerini gören, Çanakkale destanını yaşayan ve yaratan bir genç generalin, bu yeni durumdan hüzün ve acı duyması kadar doğal bir şey olamazdı. Demek ki o kadar büyük gayret, demek ki Çanakkale’de şehit olan on binler boşunaydı... Çanakkale’de yenilerek yüz geri edilen bu donanma işte şimdi, hiçbir engelle kar İLGİNÇ VE ÖNEMLİ SORULAR Atatürk bu dönemde Harbiye bakanı olmak istiyordu. Neden? Bu dönemde gerçekten Vahdettin’in kızı Sabiha Sultan’la evlenmek istedi mi? Yoksa padişah mı, Mustafa Kemal’i saraya damat almak istiyordu? İstanbul’da eski politikacılar, askerler İttihat ve Terakki liderleri İngilizlerin baskısıyla Osmanlı hükümeti tarafından tutuklanırken Mustafa Kemal neden tutuklanmadı? Bu işten nasıl kurtuldu? Mustafa Kemal’in işgalci İngilizler, Fransızlar ve İtalyanlarla ilişkileri nasıldı? İtalyanlar, Ege bölgesinde Mustafa Kemal ve arkadaşlarına para ve silah verip Yunanlılara karşı milis örgütü kurması için öneride bulundular mı? Bu inanılması güç iddia gerçek midir? Eğer gerçekse alt yapısı ve gerekçeleri nelerdir? “Geldikleri gibi giderler!” Mustafa Kemal Samsun’a gitmeden önce İstanbul’da tam 6 ay kaldı; bu 6 ayda İstanbul’da ne yaptı? Bir yandan düşkünlüğün ve yoksulluğun ve öte yandan her türlü eğlencenin yan yana ve kol kola gezdiği mütareke İstanbulu’nda vur patlasın çal oynasın vakit mi geçirdi, yoksa Anadolu’da yapacağı çalışmaları mı planladı? YENİ YOL VE SEÇENEK ARAYIŞI İstanbul’daki çalışmaları G enç yaşında Ordular Komutanlığı rütbesine yükselen Mustafa Kemal, 13 Kasım 1918’de geldiği İstanbul’dan 16 Mayıs 1919’da ayrıldı; dolu dolu altı ay... Üzüntülü, acılı, tehlikelerle dolu altı ay... Bu süre içinde birçok temas, birçok toplantı, birçok görüşme, birçok girişim yapıldı, birçok ilişki kuruldu. Mustafa Kemal bu dönemde hem İttihat Terakki ve hem de ona tam karşıt olan Hürriyet ve İtilaf Partisi ileri gelenleriyle ilişkiler kurdu. Anadolu’dan gelen komutanlarla, Trakya’dan gelen örgütlerle görüştü. Basınla ilişkilerine özel önem verdi. Minber adını taşıyan bir gazetenin ortağı oldu, geri planda başyazarlığını yaptı. Bu gazetenin diğer iki ortağı eski arkadaşı Fethi Okyar ve Dr. Rasim Ferit Bey’dir. Mustafa Kemal, yabancılarla ilişki kurmaktan kaçınmadı. İngilizlerle, İtalyanlarla görüşmekten geri durmadı. Padişah Vahdettin’le ilişkisini koparmadı, bu 6 ay içinde padişahla 6 kez konuştu. Siyasal Yetenek Mustafa Kemal, hüzün ve umutsuzluklar içinde geçen bu 6 ayda yeni yollar bulmak, yeni seçenekler yaratmak için çalıştı. Zaman zaman köşesine çekilip kendini dinledi. Olup bitenleri yeniden değerlendirdi. O günleri yaşamış olan Prof. Yusuf Hikmet Bayur “Mustafa Kemal en büyük siyasal yeteneğini İstanbul’da geçirdiği bu altı ay boyunca göstermişti,” der. 3 ana aşama Mustafa Kemal’in İstanbul’daki faaliyetleri üç ana aşamada özetlenebilir. 3. Aşama: Anadolu’ya Geçiş Kararı 1. Aşama: Siyasal Girişimler Bu aşamada, Mustafa Kemal hükümette yer alıp Harbiye (Savaş) bakanı olmak için çalışmalar yapmıştır. Yasal yollardan siyasal girişimlerde bulunmuştur. Sivil giysileriyle meclise gitmiş, milletvekilleriyle toplantılar yapmıştır. 2. Aşama: İhtilalci Darbe Girişimleri Birinci yolun gerçekleşmesinin olanaksızlığı anlaşılınca, Mustafa Kemal ve arkadaşları ihtilalci metotlara yönelmişlerdir. Hükümeti darbe yaparak devirmek ve Kuvayı Milliyecilerin yer aldığı bir hükümetin oluşmasını sağlamak için ihtilalci yöntemler aramışlardır. Bunu gerçekleştirmek için bir İhtilal Komitesi kurmuşlardır. Her iki metodun, daha doğrusu barışçıl ve ihtilalci yolların denenmesi ve her çareye başvurulmasına karşın hükümette görev almanın olanaksızlığı ortaya çıkınca Anadolu’ya geçme planları yapılmaya başlanmış ve buna bağlı olarak Anadolu’da verilecek bağımsızlık savaşının kadrosunun oluşturulması için çalışmalara girişilmiştir. Mustafa Kemal bu aşamalar sırasında eşzamanlı ve iç içe olarak özellikle padişah, İngilizler, İtalyanlar, eski politikacılar, gazeteciler, eski komutanlar, genç subaylarla ilişkisini hiçbir noktada yitirmemiş, hep canlı tutmuştur. Bir yandan Vahdettin’le ilişkiler sıcak tutulup, saraya damat olma konuları gündeme çıkarken, öte yandan güzelliği ve kültür düzeyi kabul görmüş, saraya mensup Prenses Mevhibe Celalettin ile dostluğunu ilerletiyor ve onu bilgi toplamak için bile görevlendiriyordu. C MY B C MY B