27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

MUHAREBE BİR İMTİHAN SAHASIDIR “Efendiler, harp, muharebe, nihayet meydan muharabesi yalnız karşı karşıya gelen iki ordunu çarpışması değildir. Milletlerin çarpışmasıdır. Meydan muharebesi milletlerin bütün mevcudiyetleriyle, ilim ve fen sahasındaki seviyeleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle, kısacası bütün maddi ve manevi kudret ve faziletleriyle ve her türlü vasıtalarıyla çarpıştığı bir imtihan sahasıdır. Bu sahada, çarpışan milletlerin hakiki kuvvet ve kıymetleri ölçülür. Netice yalnız cismi kuvvetin değil, bütün kuvvetlerin, bilhassa ahlaki ve kültürel kuvvetin uygunluğunu ispat mertebesine vardırır. Bu sebeple meydan muharebesinde yenilen taraf milletçe ve memleketçe, bütün maddi ve manevi mevcudiyetiyle mağlup edilmiş sayılır. Böyle bir akıbetin ne kadar feci olabileceğini tahmin edersiniz. Asıl ordunun mensup olduğu millet feci âkıbetlere uğrar. Tarih, başlarındaki tacidarların, harîs politikacıların birtakım hayalî emellerle, vasıtası mevkiine düşen istilacı orduların, istilacı milletlerin uğradığı bu nevi fecî âkibetlerle doludur. Efendiler, kendilerine bir milletin talihi emanet edilen adamlar, milletin kuvvet ve kudretini yalnız ve ancak yine milletin hakikî ve temini mümkün menfaatleri doğrultusunda kullanmakla mükellef olduklarını bir an hatırlarından çıkarmamalıdırlar. Bu adamlar düşünmelidirler ki, bir memleketi zabt ve işgal etmek o memleketlerin sahiplerine hâkim olmak için kâfi değildir. Bir milletin ruhu zaptolunmadıkça, bir milletin azim ve iradesi kırılmadıkça, o millete hâkim olmanın imkânı yoktur. Halbuki, asırların ürünü olan bir milli ruh, sağlam ve daimî bir milli iradeye hiçbir kuvvet mukavemet edemez. Mahkum olmak istemeyen bir milleti, esareti altında tutmaya muktedir olacak kadar kuvvetli despotlar artık bu dünya yüzünde kalmamıştır. Türk milleti son mücadelelerinde, bilhassa burada kazandığı zaferle, gösterdiği azim ve irade ile malum olan bu hakikati bir defa daha tarihi sinesine çelik kalemle kazımış bulunuyor. Efendiler, AfyonkarahisarDumlupınar Meydan Muharebesi ve onun son safhası olan bu 30 Ağustos Muharebesi Türk tarihinin en mühim bir dönüm noktasını teşkil eder. Milli tarihimiz çok büyük ve çok parlak zaferlerle doludur. Fakat Türk milletinin burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu ve bütün tarihe, yalnız bizim tarihimize değil, cihan tarihine yeni cereyan vermekte kat’i tesirli bir meydan muharebesi hatırlamıyorum. Efendiler, bu muazzam zaferin muhtelif etkenleri fevkinde en mühimi ve aslîsi Türk milletinin kayıtsız şartsız hâkimiyetini eline almış olmasıdır. Bu hâdisenin tarihimizde ve bütün cihanda ne büyük, ne feyizli bir inkilâp olduğunu izaha luzum görmem. Milletimizin uzun asırlardan beri hanlar, hakanlar, sultanlar, halifeler elinde, onların tahakküm ve istibdadı altında ne kadar ezildiğini, onların hırslarını temin yolunda ne kadar büyük felâketlere ve zararlara uğradığını düşünürsek, milletimizin hâkimiyetini eline almış olması hâdisesinin bütün azamet ve ehemmiyeti nazarlarımızda tecelli eder. Gerçi büyük zaferin ferdasına kadar İstanbul’da halife ve sultan namı altında bir şahıs ve onun işgal ettiği hilâfet ve saltanat unvaniyle bir makam vardı. Fakat bu zaferden sonra millet o makamları ve o makam sahiplerini lâyık olduğu âkıbete isal etti.” Başkumandan Mustafa Kemal Paşa 287
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear