Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
sine çıkıp Türk bayrağını indirerek yerine Fransız bayrağını çekmesi üzerine telaşa kapılıp sokakları ve meydanları dolduran halk, kaleye doğru ilerlemeye başladı. Halkın tepkisinin yükselmesi ve Kuvayı Milliye teşkilatının hızlanıp güçlenmesi üzerine Doğu Bölgeleri Kumandanı General Querette ocak ayı sonlarında Maraş’a bir karargâh kurdu. İlk iş olarak şehrin ileri gelenlerini toplayan general, Müftü Rafet Bey’in Fransız işgalinin haksız olduğunu dile getirmesi üzerine toplantıyı terk ederek, kapıdaki muhafızlara da içerideki herkesin tutuklu olduğunu söyleyince halkın tepkisi daha da şiddetlendi. Maraş’a Kilikya ve Antep’ten kuvvet getirten Querette, bir yandan da hükümetle ortak çalışma bahanesiyle Adana’dan getirdiği memurları yerleştirmek üzere kendisine yer tahsis edilmesini talep ediyordu. Halk, Fransızların hükümete iştirak etme girişimini Maraş’ın Kilikya’ya bağlanması ve Müslümanların yok olması şeklinde yorumluyor, bunu kesinlikle kabul etmeyip her türlü felakete katlanmayı tercih ediyordu. Memurları ve bütün daireleri kontrol etmek üzere Querette tarafından atanan Binbaşı Kasrabi de eşraf ve ulemayı bir araya toplayıp, amacının asayiş ve düzeni sağlamaktan ibaret olduğunu, Maraş’ı başka bir yöntemle idare edeceğini, generalin de bu konuda kesin emirleri olduğunu, kaygılanmaya gerek olmadığını söylüyordu. Aldığı cevap ise, köylere saldırıp insanları katleden askerler yerlerinde kaldıkça köylülerin felakete maruz kalacağı, dökülecek kanın sorumluluğunun Fransızlara ait olacağıydı. Maraş’ta yaşananlar İstanbul’a umutsuz telgraflarla iletiliyor, Fransızların kışla ve değişik mevkilerden aralıklı olarak bombardımanda bulunduğu, çarşı pazarların büyük kısmının yandığı, derelerin cesetlerle dolduğu ve ölülerin kötü kokmaya başladığı bildiriliyor, şehrin görüntüsü şöyle tasvir ediliyordu: “...Nüfusça meydana gelen kaybın ne kadar olduğunun belirlenmesi şu durumda mümkün değildir. Fakat mahalle ve evlerden yükselen duman, mazlumlar ve ölülerin ahı gibi gökyüzüne çıkmaktadır. Şehir harabeye dönmüş ve kim bilir ne kadar ocak sönmüştür. Sağ kalan zavallılar da ateş ve açlıktan ölmeye mahkumdurlar. Acaba bu gaddarca davranışlar da medeniyetin gereği midir? Bu millete başka taraftan yardım yok, bari Allah yardım etse! Bombardıman ve müdafaa hâlâ devam etmektedir.” Ancak ahali müdafaada kararlıydı; kesintisiz ateş, elden geldiğince karşılanmaya çalışılıyordu. Günler süren çarpışmalardan sonra, General Querette’e, ateşi kestirmez ve şehri yirmi dört saat içinde terk etmezse şiddetli saldırılara maruz kalacaklarını belirten ve ateşkesi kabul ettikleri takdirde saldırıya uğramadan şehirden Üstte Maraş savunmasının ardından, Antep’i kuşatan Fransızlarla savaşmak için yola çıkan birlikler. Altta Maraş’ın işgalden kurtulması için mücadele verenlerden Muharrem Bey. Solda Maraşlı mücahitler. 195