Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
sakı Milli’de ısrar ediyordu. Mustafa Kemal görüşmelerde yaptığı konuşmalarda “Sevr Antlaşması’nı kafasından çıkaramayan” milletlerle güven temelinde ilişkiler sürdürülemeyeceğini belirterek sözlerini şöyle sürdürüyordu: “Bizim bakımımızdan böyle bir antlaşma yoktur. Avrupa Misakı Milli terimini öğrenmemiş olabilir, ama yıllardan beri kan döktüğümüzü gören Avrupa ve bütün dünya, şu kanlı çarpışmaların neden ileri geldiğini elbette düşünmektedir. Misakı Milli ve milli hareketi İstanbul’un bilmediği yolundaki sözler ise doğru değildir. İstanbul halkı, bitin Türk milleti gibi milli hareketi bilmektedir ve ondan yanadır.” İki hafta süren bu görüşmelerde Milli Mücadele’nin Sevr Antlaşması’nın birtakım maddelerinin değiştirilmesini sağlamaktan çok daha öte bir amaç güttüğü, Türk milletinin milli sınırları içinde gerekli haklarının sağlanmasına uğraşıldığı vurgulandı. Bouillon Mustafa Kemal Paşa’nın bu ısrarlı tavrını Fransa’ya bildirdikten sonra görüşmelere ara vererek hükümetinin fikirlerini almak üzere ağustos ayında Paris’e ulaştı ve burada bulunduğu günlerde, Türkiye ile yapılacak antlaşmaya son şeklinin verilmesini sağlamaya çalıştı. Son antlaşma taslağı ve resmi yetki belgeleriyle eylül ayında tekrar Ankara’ya gelen Bouillon, buradan Fransa’ya yazdığı telgrafta, Ankara Hükümeti adına antlaşma görüşmelerini Yusuf Kemal, Münir ve Ali Fethi Beylerin sürdüreceğini, Mustafa Kemal Paşa’nın ise bir çeşit hakem rolü üstlendiğini bildiriyordu. Söz konusu iki taraf arasında yapılan görüşme ve tartışmalar sonucu on üç maddeden oluşan Ankara Antlaşması 20 Ekim 1921 günü imzalandı. Bu antlaşmayla I. Dünya Savaşı’nın galibi büyük devletlerden Fransa, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin siyasi varlığını resmen tanımış oluyordu. Doğu sınırına dair sorunları Bolşevik Hükümeti ile kurduğu diplomatik ilişkilerle çözen Ankara Hükümeti, güneydeki sınırları için de benzer bir başarı elde ederek dikkatini Batı Cephesi’ne yöneltmek için zaman ve güç kazanıyordu. Üstte Antep’te tahrip edilen Arslan Bey’in karargâhı. Sağda Yusuf Kemal Bey. Antep savunmasında şehit olanların çocukları için açılan yetimler okulunda öğretmen ve öğrenciler. 206