22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

^ C J MHURİYETİ J şüncelerini şöyle açıklamaktadır: "Bu kitap, fikir ve hayatıyla bu milletin şeref ve haysiyetine, kendinden bir kıymet daha katmış nice meçhul insanlarımızdan birisi ve benim ancak tanıyabildiğim bir tanesi için yazıldı; fakat o kitabı yazanın yüreğinde BÜTÜN BU İNSANLARIN BU MİLLET BAHTINA ŞAN VEREN müşterek varlıkları beraberce yatmaktadır. Türk TARIHİNİ YERDEN KALDIRARAK, FİKRİN ŞAHİKASINA YÜKSELTEN BU İNSANLARIN yüzü suyu hürmetine varılmış bu (MİLLET BAHTD'na istedim ki, bu bilinmeyen (İNSANLAR)'dan birisinin daha hayatı ve eserleriyle tercüman olayım." Bu araştırmada, Tevfik Nevzat'ın 1865 yılında İzmir'de İkiçeşmelik'te başlayan, Paris'e kadar uzanan, sürgünlerle, baskılarla geçen ve Adana'da bir kuyuda son bulan acıklı yaşamı, dönemin siyasal ve düşünce yaşamının akışı içinde ele almmıştır. Somar, Tevfik Nevzat'ın ayrıca "yazılarını ve fikir cephesini" ele alan bir araştırma planını da hazırladı. Ancak bu da onun pek çok araştırması gibi ne yazık ki gün ışığına çıkmadı. Somar, Tevfik Nevzat üzerindeki bu eserini, II. Meşrutiyet'in ilanmın İzmir'deki yankılarına, seçimlere, İzmir'e yapılan ziyaretlere, Meclisi Mebusan'ın açılışına kadar getirdi. Meclisin açılışında Abdülhamit'le milletvekilleri arasında esen tatsız hava, Yıldız'da verilen bir "Hürriyet Ziyafeti" ile dengelenmeye çalışıldı: "Abdülhamit, Hattı Humayun'un bazı damaklarda bıraktığı tesiri daha başka, daha sihirli bir (macun)la büsbütün silmek ve o damaklara şahane bir taamın unutulmaz lezzetini bırakmak için daha parlak bir fırsat buldu". Milletvekillerine verilen bu ziyafet dönemin gazetelerinde geniş yer tutmuştur (Krş. Cumhuriyet Seçim 83, 4 Temmuz 1983, 11 temmuz 1983). Ziya Somar, İzmir'in tarihine büyük bir ilgi duyuyordu. Bundan ötürü İzmir'le ilgili ulaşabildiği yerli ve yabancı kaynakları taradı. Bunlar içinde onu en çok etkileyen bir yazı 1912'de Türk Yurdu'nda çıkmıştı. Bu yazıda o zaman İzmir'de yaşayan Türk toplumunun acıklı durumu oldukça çarpıcı bir anlatımla dile getiriliyordu. İmzasız olan bu yazıyı Türkçü Necip, kendisinin yazdığını Ziya Somar'a söylemiştir: "Anadolu'nun mütemeddin (medeni) bir şehrini tahayyül edenler, şüphe yok ki İzmir'i birinci derecede görürler. Yeni Kale'den geçince körfezin şark nihayetinde bir kitap yığını manzarasım gösteren İzmir, serviler, kubbeler ve minarelerle ka tı. Halit Ziya'nın gönderdiği mektup, Ziya Somar'ın eline geçince bütün sıkıntılarını unutmuş oldu. Mektup şudur: Yeşilköy: 26/6/1944. Çok değerli Meslektaş, Mektubunuzu ve ona refakat eden mühim eserinizi büyük bir memnuniyet ve alâka ile aldım. İki seneden beri gözlerime ârız olan bir zafı rüyet sebebiyle yazmaktan ve okumaktan memnu olmaklığıma rağmen kitabınızm cazibesine sürüklenerek onu birkaç hamlede okudum. Ne azim bir sabır işi başarmışsmız. Yanm asırdan fazla gerilere doğru giderek eski yazıların arasında üşenmez bıkmaz bir araştırma seyranı yapmışsmız. Bu, yalnız bir sabır işinden ibaret değildir; bulduğunuz şeyleri fikrinizin nüfuzu ateşinde döküp onlardan birer halka yapmış ve bu halkaları birbirine kenetliyerek, bütün o çağı ihata ederek sımsıkı bağlayacak bir zincir vücude getirmişsiniz. Âdeta hükmedilecek ki Serveti Fünun Edebiyatı Cedide ilk pınarmı İzmir'de bulmuştur. Var olunuz, edebiyat tarihine pek ünlü bir hizmet yapmış oluyorsunuz. Başardığınız işe hayran oldum. Bana gelince, ben de tamamiyle unuttuğum birçok hayat safhalarım sizin delâletinizle tekrar yaşamış oldum ve denebilir ki beni on sekiz yaşından alarak yirmi dördüne kadar gençliğe iade ettiniz. Gözlerimi yumarak kendimi o cidal ve sây yıllarında yeniden buldum. Bunun için de size minnettarım. Tevfik O kadar mestoldum ki yazı yazmaktan memnuniyetimi [memnuiyetimi olmalı ZA] unutarak size şu satırları karalamak ve şükran hislerimi kısaca ifade etmek mecburiyetini duydum. Sizi hiç tanımazdım. Kendinizi bana bildirmekle bir de kazanç temin etmiş oldunuz. Buna da çok müteşekkirim. Eserlerinizin fihristini tetkik ettim. Sizin gibi bir fikir adamı İzmir'de ne ile meşguldür acaba? Derin saygılarımı kabul ediniz aziz efendim." H. Z. Uşaklıgil Somar bir süre sonra İzmir tarihine yönelik çalışmalar zincirine oldukça sağlam bir halka eklemekte gecikmedi. Bu da Bir Adamın ve Bir Şehrin Tarihi, Tevfik Nevzat İzmir'in İlk Fikir ve Hürriyet Kurbanı (İzmir, 1948) başlığını taşıyordu. Somar, Tevfik Nevzat'la ilgili İzmir Milli Kütüphanesinde bulduğu malzeme ile yetinmemiş, onun kızı Benal Nevzat'a başvurarak özgün belgelere ulaşmıştır. Somar bu esere temel olan duygu ve dü 77
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear