24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

StYASET 84 TKVFİK ÇAVDAR bâzergân kaynakFarsça be/irgânın sözcuğünden Tuglacı'lanan anlamı Pars nın "Okyanus" sö/luğunde şöyle belirti 13 Aç kapıyı bezirgânbaşı saca dünyarım gittikçe küçülen ve duyarlı hale gclen tek bir piyasaya doğru dönüşnıeye başlaması ve eşitsiz gclişmesi önce yerli sonra da uluslararası tekellerin oluşınasıyla sonuçlanmıştır. Deyim yerinde görünürse günümüzün bezirgânları artık bu çokuluslu tekellerdir. Her bczirgân gibi bu çokuluslu tekeller de mallarını istedikleri fiyata saiabilccckleri, hammaddelerini cok ucuza kapatabilecekleri alanlar ararlar. Işte bu alanlardan biri de Türkiye'dir. Türkiye'nin önemini galiba bizlerden daha iyi bu çağdaş bezirgânlar ve onları temsil eden kuruluşlar anlamıştır. Nedir Türkarşın Türk işgücune çok az bu pay vermiştir. 1960 sonrasında Batı Avrupa ülkelerindeki ekonomik gelişmenin unsurları gerçekçi bir biçimde incelendiğinde yükün büyük bir bölumünün Türk işçilerinin sırtında olduğu ortaya çıkacaktır. tç pazarın kullammı da geniş ölçüde uluslararası tekellere bırakılmış durumdadır. Yalnız 1%0'tan sonra uygulanmaya çalışılan ithal ikamesi politikası bu pazardan dolaylı ve sınırlı da olsa bir "kapı payı" alınmasına neden olmuştur. İthal ikamesi ile yerli tekeller haline gelmiş olan bazı şirketlerin çokuluslu şirkctlerin Türkiye'deki uzantılan gibi hareket etmeleri gerçeğini gözardı edemeyiz. Buna rağmen bu politika iç pazarın getirdiği olanaklarla bir sanayileşme hamlesinin başlamasına da neden olmuştur. tın tepsi içersinde dış sanayi güçlerine teslimini de sağlayacaktır. Böylece iç pazar "kapı hakkı"almadan, hatta üste prim ödeyerek yitirilecektir. Bundan Turkiye ne sağlayacaktır? liyor: "Tüccar, vsnafboynuna asılı bir tablada igne, iplik, makara vb. satan gezginci esnafAlışverişte çok kâr peşiııde koşan kimse". Beziıgânbaşı aynı sözlükte şöyle açıklanıyor: "Darussaadt" agasına baglı ve padişah larafından kullanılacak çuha, bez, tülbent çeşidinden şeyleri saglamak ve bunları korumakla «orevli kimse." Bir de dilimizde kullanılan bezirgânlık kavramı var ki, sözlük onıı da şöyle lanımlıyor: "Bezirgflnca davranış". Çocukluğumuzda oynadığımız bir oyunda da bu sözcüğü kullanırdık. Halkbilimciler oyunun kökeni konusunda daha iyi açıklama yaparlarsa da bildiğim kadarıy "Faize Hiicum" filmi Sanınm asıl tartışılması gereken nokta da budur. Çokuluslu bezirgânların iç pazarı ele geçirmesi ve bu işlemi kolaylaştıran ekonomik politikalar sonucıında sürekli enflasyon, bunun getirdiği sürekli yoksullaşma kaçınılmaz olduğu gibi, işsizlik artacak, birçok sorunun çözum noktası olan ekonomik büyüme yetersiz bir düzeye inecektir. Böyle bir Türkiye'nin görümünü yakın geçmişımizde bulmak mümkündür. örneğin, Genco Krkal'ın baş oyuncu olarak katıldığı "Faize Hiicum" filmi bize bu yakın geçmişi anıınsatmaktadır. Bu filmde elinde avucunda olanları satarak, tek servetini faize yatıran ve so Tüm geçmişimizi, dayanaklanmızı ''yadigâr" bırakarak bir meçhule doğru gıdiyoruz. Koşarak. Bu neyin yarışıdır? Hangi bezirgâna hizmet etmektedir? Bilenlerimiz var, ama anlatmak ne mümkün... la oyun bezirgânların bir kente geldikleri vakit verdikleri kapı hakkına değinmektedir. Oyunda karşılıkh iki grup, sürekli bir biçimde şu dizeleri yineler: Aç kapıyı bezirgânbaşı Kapı hakkı ne verirsin? Arkamdaki yadigâr olsun... Yüzyıllar öncesinin t'eodal kurumu böylece günumüze oyunla yansıtılmaktadır. Kapı hakkı vermeden 24 Ocak'tan bu yana uygulanmakta olan Giimrük birliğinin önemi "Bezirgân" ve "bezirgânlık" kavramlarının Ortaçağ kökenli oldukları çok açık. Oıtaçağın kervan düzerek kentten kente tuketim malı götüren gezginci tüccarlarına verilen bir ad "bezirgâıT'lık. Kuşkusuz gelen tüketinı mallarının kente sokulması orada üretilen tüketim mallan üzerinde olumsuz etki yapacağı, kentin ekonomisini bir ölçüde zarara uğratacağı için tüccarlardan bir giriş ücreti alınmaktadır. Buna iiz gümrük resmi de diyebilirsiniz. Kapitalizmin gelişme aşamasında en fazla şikâyct edilen noktalardan biri bu yöresel güınrük resimleri olmuştur. Hatta bugünün Almanya'sının temelini oluşturan Unlü birlik bile "Giimrük Birligi" olarak adlandırılmıştır. Gelişen ve büyüyen dünya ticaretinin önunde gümrüklcr en büyük engeldi ve bunların kaldırılmasıyla kapitalizmin gelijmesi daha bir hızlandırılmış ve güçlendirilmiştir. GENCO IRKAL 1 H"\ VH V tıVJi > t>\ f üauvuı (>x«Mİılıı ctııı Cctııı Idfsr Kapı hakkı yerine Ortaçağ ticaretinde iki öneınli öğenin varhğını görmekteyiz: a Bezirgânlar yani gezginci tUccarlar. b Bankerler. Bu iki kurum birbirini yaratmış ve yekdiğeri ile birlikte yaşamını sürdürüp gelişmiştir. Ortaçağın ikinci evresinde kendini daha bir hissettiren merkantilist yaklaşım tüccarlar vebankerleri.ellerinde önemli sermaye birikimini tutan ve geleceğin sanayicisi olma yolunda ilerleyen unsurlar olarak pekiştirmiştir. öte yandan denizaşırı yörekiye'nin günümüzdeki önemi? Buna stratejik konumudur diye yanıt vermemizi bekIeyenler yanılırlar. Türkiye tümüyle ekonomik olan iki özelliği dolayısıyla önemlidir: i Geniş işgücü kaynağına sahip oluşu. ii Büyük bir iç pazar olması. KC Ortaçağın bezirgânlarımn yaptığı işi günümüzde çokuluslu tekeller sürdürüyor. Her bezirgân gibi çokuluslu tekeller de mallarını istedikleri fiyata satabılecekleri, hammaddelerini çok ucuza kapatabilecekleri alanlar arıyorlar. îşte bu alanlardan biri Türkiye'dir... ekonomi politikasında bizleri ürküten yön, elimizdeki bu iki önemli kaynağın dış tekellerin kullanımına açılmakta oluşudur. Türk parasının günlük değer yitirmesinin iş gücünün ucuzlamasına neden olduğu açıktır. öte yandan serbest piyasa ekonomisi çokuluslu tekellerin bu kez dolansız olarak yani "kapı hakkı" vermeden iç pazarı işgal etmeleri sonucuna bizleri götürecektir. Kuşkusuz ki iç pazarın çokuluslu şirketler tarafından geniş ölçüde kullanılması yeni yeni canlanmaya başlayan ulusal sanayii öldüreceği gibi, değerini anlayamadığımız bu büyük pazarın adeta alnunda hüsrana uğrayan yığınların dramı yanında köşeyi dönmek adına yapılan ve Ortaçağ bezirgânlığından başka bir şey olmayan ticari faaliyetleri de birlikte görmekteyiz. Mahmutpaşa örneği gezici satı cılar, her eve lazım diye kastanyet satanlar ve daha neler neler... Işte nıodelin önerdiği Türkiye'nin kısa yoldan resmi. Çocukların o geleneksel oyunlarında söyledıkleri gibi "kapı hakkı" olarak arkamızdakıleri, yani tüm geçmişimizi, dayanaklanmızı "yadigâr" bırakarak, bir meçhule doğru koşarak gidiyoruz. Bu neyin yarışıdır? Hangi bezirgâna hizmet etmektedir? Bilenlerimiz var, ama anlatmak ne mumkün. Batı'nın yiikünü çektik Türkiye sürekli olarak petrol ya da bcnzeri bir doğal kaynağa sahip olamamanın üzüntüsünü dile getirirken diğer ulusların sahip olamadığı çok önemli bir kaynağa yani işgücünü "optimal" düzeyde kullanmayı akla getirmemekte ya da uyguladığı ekonomik modellerle böyle bir en iyilenmiş kullammı sürekli olarak gözardı etmektedir. Oysa 1960'tan bu yana Türkiye'nin kullanamadığı işgücü dış ekonomiİerin yararına kullanılmıştır. Başta Almanya olmak üzere birçok Batı Avrupa Ulkesi bu kaynağın getirdiği katma değeri kendi dağarına atmış, ülkesini geliştirmiş, buna lerin sömürgeleştirilmesi, yani klasik deyimiyle koloniyalizmin başlaması sözünü ettiğimiz scrmaye birikimini daha da büyüten, bezirgânlıktan büyük tüccara, bankerden bankaya ıılaşan yolları da açmıştır. Sonuçta bezirgânlık tarihe karışmış, kapı hakkının yerini tüccarlar lehine çalışan yeni haklar, sömürü öğeleri almıştır. Türkiye'nin önemi Ulaşım ve iletişimin hızla gelişmesi, kı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear