05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Sl YASET 84 eski • yeoi cizgiler Güzelliğin gölgesi SEMİH BALC1OĞLU, 1928 htanbul doğumlu. Güzel Sanatlar Akademisi Grafik bölümünü bilirdi. İlk karikatürü 1943 'te yayımlandı. Taş ve TaşKarikatür dergılerini çıkardı. Karikatürcüler Dernegi kurucusu ve TGS Başkanlığı yaptı. Akbaba ve Vatan dahil, Babıali'dekı birçok gazete ve dergide çalışan Balcıoglu, karikatürü kâğıt ve çiniden kurtararak seramik, röliyef ve heykele aktardı. Yurl içi ve yurt dışındaki ödülterinin yanı sıra beş karikatür albumu ve Feril öngören'le beraber yayımladığı 50 yılın Türk mizah ve karikatürü adlı bir kitabı var. Halen Hurgün Yaytnlarındu çiziyor. Sanatın tanımının köküne doğru uzanan düşünürler bir ayna örneği verir'er. Sanatçı, onlara göre, dünyaya ayna tutan kışıdir, aynaya yansıyanlar da onun yaratttklarıdır. Bu resim için olduğu gibi, şiir, musiki için de geçerli bir örnektir. Yunan şairi Simonides, "Resim cessiz birşiir, şiirkonusan birresimdir" der. İ.Ö. V. yüzyılın sonlarında yetişmış bir Yunan ressamı elinde üzüm tutan bir çocuk resmi yapar. Üzümleröylesıne gerçek gibi görünür ki, kuşlar gelip gagalamaya başlar Ressamın bu gerçekçi başarıları ö'venlere verdiği yanıt şöyledir: "Çok üzülüyorum. Üzümleri iyi yapmışım, çocuğu yapmayı becerememişim. Eğer çocuğun resmini de iyi yapsaydım, kuşlar ondan korkar, gelip üzümleri gagalayamazlardı.' Sanat, toplumsal bir zorunluktan doğuyor. Sanatın doğuşu sürecinde, salt güzellığinden ötürü zevk alınacak bir uğraş olduğu bilinmiyordu, böyle bir kavram da yoktu. Mağara resımlerden, çanak çömlek yapımına değin uzanan sanat ürünlerine baktığımızda bunların belli bir işte kullanıldığını görürüz. Önce bir işe yarıyor, ardından estetik kaygı geliyor. Sanatı açıklamak için estetik tartışması XIX. ve XX. yüzyıllar içinde oluyor. Yeni klasikler, romantizm, realizm, naturalizm gibı akımlar sonunda görülüyor kı, tartışmacıların karşısına Marksist estetik çıkıveriyor. Marks ve Engels'in estetik üstüne doğrudan doğruya yazdıkları bir yapıt yoktur. Türlü konularda yazdıkları yapıtlar içinde estetik konularına da değiniyorlar. Marksist öğretıyi ilk kez bir estetik kuram biçimine sokmaya Plehanov (1856 1918) çaba harcamıştır. Plehanov'a göre, Marksizm, ekonomik teori üstüne oturtulmuş bir tarih felsefesidir. Tarihin gelişmesi bazı yasalara göre olur. Bu yasaların neler olduğunu bıze tarihsel maddecilik apıklar. Bu açıklamaya göre toplumlar belli aşamalara gelecektir. Üretim güçleri, üreten sosyal grupların birbıriyle ilişkisi, o toplumun ekonomik yapısını oluşturur. Bu ekonomik yapı (altyapı) toplumun üst yapısını belirler. Sanat da, bu üst yapıda belirlenenler arasına girer. Bir çağın sanat anlayışını, sanat biçemini bilinçli ya da bilinçsiz egemen sınıfın (sınıfların) çıkarı belirler. Kimi dönemlerde egemen sınıf ekonomiyi herkes için geliştıremse bile, sanatın serpilip gelıştiği görülür. Böyle bir gelişmeye örnek olarak Yunan sanatını ve Shakespeare dönemi gösterilir. Toplumların ilerleme aşamalarında burjuvazi tarih sahnesine çıktığında, çalışanların ve emekçilerin çıkarı ile burjuvazinin çıkarı bileşikti, buna göre de (sömürücü soylular ve kilise dışında) bir ideolojide birleşiyorlardı. Burjuvazinin çıkarları ile çalışanların ve emekçilerin çıkarları çatışınca ayrılık başgösterdi. Önce ileride görünen sanatçılar sonra geride kaldılar. Sanat ıçın sanat akımının bu döneme rastladığı söylenir. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra tek sosyalist ülke örneği Sovyetler Bırlıği olunca, sanatın oradaki gelişmelerine bakıldı. Toplumcu gerçekçilik üstünde duruluyordu. Sovyet Yazarlar Bırlığı1 nin birinci kongresinde (1934) toplumcu gerçekçiliğin ılkelerı saptandı. Parti adına açılış konuşmasını idanof yapmıştı. Toplantıya Maksim Gorki de katılmış, özlü bir konuşma yapmıştı. Sanatsal olayları kendi doğrultusunda, yani estetik açıdan ıncelemek eğiticı ve öğretici oluyor. Dostum öğretmen Yakup Şahan, Avner Ziss'in Estetik'ini dilimize kazandırdı (De Yayınları). Kitap, "Güzel Sanatlar Okulu öğrencileriyle sanat emekçilerınden oluşan dinleyiciler önünde verilmiş konferanslardan" oluşuyor. Bılım olarak estetiğin konularında oy birliği ile düşünmek olası değildi. Tanımı türlü türlü yapıla gelmiştır. Estetik terıminın Yunanca aesthetikos sözcüğünden geldiğini herkes bilir. Bu sözcüğün anlamı, duyarlığı, duyulunca algılananı, algılama yetisini belirler. Bu demek değıldır ki her kafadan bir ses çıkar. Estetik, her şeyden önce sanatın özünü ve genel yasalarını sanatsal yaratıyı inceleyen bir bilim olarak görünür. Çağımızın estetik bilimi, tarihten gelen akım ve örneklere de uyarak şiirden, sinemaya değin gelişen ve gelişmekte olan bütün sanat dalları ile uğraşır. Kalın çizgilerle belirleyecek olursak Estetik güzelin bilimi olmuştur. Güzel sorunu estetikte önemli bir yer tutar. Bundan olacak bir zamanlar estetiğe güzelin bilimi denmıştır. Şimdi diyenler var, ama sadece güzeli anlatmak estetiğe yetmıyor. Sanatın kurallarını ve yasalarını içeriyor, onlar bılınmeden güzellik de bilinmiyor. Güzel bilindıkçe de, bilinmesi uğruna uğraş verildikçe de güzeldir. Estetik, bir tanımlama ile güzellık kuramlarının ve yasalarının bilimidir. arsiv konusuyor "29 Ekim"in öncesinde Mustafa Kemal Paşa, 28 Ekim 1923 gecesi, Kemalettin Sami Püşa, Halit Paşa, lsmet (İnönü) Paşa, (Özalp) Paşa, Fethi (Okyar) Bey. milletvekili h'uat (liulca), Ruşen Fşref (Ünaydın)'ı yemeğe davet etti. Yemekte onlara, "Yarın Cumhuriyeü ilan edeceğiz.'.." dedi. Sofrada bulunanların hiçbiri aykırı düşüncede değildi. Yemek sürdürülmedi. lsmet Paşa kaldı, diğerleri ayrıldılar. Mustafa Kemal Paşa, lsmet Paşa ile hemen 20 Ocak 1921 Anayasası'na eklenecek maddeler uzerinde çalışmaya haşladılar ve ilk maddenin sonuna. "Türkiye Cumhuriyeü Devletinin şekli hü^ümeti Cumhuriyettir" cümlesini eklediler. 3. madde de şu şekilde değiştirildi: "Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafmdan idare olunur. Meclis, hükümetin inkısam ettiği şuabatı tcra Vekiüeri Heyeti vasıtasıyla idare eder." Fotoğrafta, Mustafa Kemal Paşa'yıyanında Fevzi Paşa (Çakmak) olduğu halde ilk Meclis'in önünde milletvekilleriyle berabergörüyorsunuz. 28 Ekim 1923 gecesine kadar uzanacak uzun ve mücadeleli günlerin hazırlığı ve kararlılığı içindeler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear