Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
St YASET 84 Avrupa'ya füzeler yerleşti, dolar fırladı Dünya ekonomisi doların keskin bıçağımıı altıııcla Kısacası, 1978 yılına doğru eski rakipler yeniden güçlenmiş ve ABD'nin karşısına dikilmişlerdi. Bu kez " d o ı u " oldukça yüksek yeni yöntemler gerekiyordu... ABD, bu yöntemleri de buldu ve esasu darbe için "üçlü" bir senaryo hazırladı. Bu senaryo uyarınca ilk adımda "petrol şoku" tekrarlanacak, ikinci aşamada SSCB'yle siyasal gerginlik tırmandırılacak ve son olarak da "kıt dolaryüksek faiz" dönemine geçilecekti. Bu amaçla petrol fiyatlarına yeniden yüklenildi. Aracı da her zamanki gibi yine OPEC'ti. "tkinci petrol şoku" ekonomilerine çeki düzen vermeye başlayan Avrünürde OPEC tarafından alınan kararın ardındaki gUç, tartışmasız bir biçimde ABD'ydi. Amaç da, petrole bağımlılıkları ABD'den kat kat fazla olan Avrupa ve Japonya'ya gerekli dersi vermek ve hızlı ekonomik gelişmelerine ket vurmaktı. Bu arada, petrolcü ülkelerin geliri arttırılarak yeni pazarlar açılarak ve "ucuz dolar" poyesine "sonsuz Istikrar" vaat eden bir "sıfiınak" olacaktı. Bu amaçla, Afganistan, Polonya ve Ortadoğu olaylarıyla ABDSovyetler sürtüşmesi iyice kızıştı. Avrupa'ya yerleştirilen füzeler ve silahsızlanma görüşmelerindeki dönemsel çıkmazlarla sertleşen, "Sibirya boru hatü bugday olimpiyat" boykotlarıyla beslenen ve Reagan'ın " 5 dakika sonra Sovyetler'i bombalayacağız" esprisiyle renklenen bu gerilim, sonunda "soguk savaşa" dönüştü. Bu ortamda Avrupa'dan Urken sermaye, uzun dönemli istikrara koşar ve Avrupa'yla ABD arasındaki yaıırım tercihinde ABD öncelik kazanır olmuştu. Dünya ekonomisinin 196O'lı yıllarla birlikte "çok merkezli" bir görünüm kazanması, ABD'yi rahatsız etti. Değişen denge ortammda ABD sermayesi etkin önlemler aldı, ardından "birinci petrol şoku" geldi. Ama Avrupayla Japonya yeniden toparlamnca "ikinci petrol şoku" gerekti. Bu da yetmeyince önce siyasi, ardından ekonomik operasyon başlatıldı. MURAT KÖPRÜ oların tırmanışı artık açıklanamaz oldu. Kimse doların bundan böyle nasıl bir eğilim göstereceğini tahmin edemiyor. Aylar önce, doların artık düşmeye başlayacağını ve 2.25 marka kadar gerileyeceğini söyleyen "uzmaıT'lar, eylülle başlayan tırmanış karşısında şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar. "Dolar çıkar belki, ama bunun da bir sınırı var" diyenler bile 3 mark sınırının aşılmasıyla ağızlarını kapadılar. DUnya borsalarında sert paraları yerden yere vuran dolar, "uzman'Marı olduğu kadar iktisat teorisinin temel kurallarını da alaya aldı. "Bir ülkenin dış ticaret açıgı çogaldıkça, o ülkenin parası deger yilirir" • kuralına inananlar, ABD'deki rekor dış ticaret açıklarına rağmen doların yükselişi karşısında hep gelecekten umut beklerken, "İki ülke arasındaki enflasyon farkı, paranın gerçek değerini belirler" kuralına sığınanlar, enflasyonda ABD'den daha iyi durumda olan lngiltere, Japonya ve F.A1manya'nın paralarının değer yitirmesine bir anlam veremiyorlar. D ABD'nin siyasi operasyonu, gerginliğin arttınlması, Avrupa'ya füzelerin yerleştirilmesi, çıkacak ilk savaşın Avrupa toprakları üzerinde gerçekleşeceği izleniminin yayılmasıydı. Bu başarılı oldu, Avrupa'dan kaçan sermaye Amerika'ya geldi. Pahalı dolaryüksek faiz Bununla birlikte ABD'ye yönelen sermayenin akışı kesilmemeli ve daha da hızlandırılmalıydı. Yani rakip ekonomiler iiiklerine kadar sermayesizleşirken, ABD, egemenliğini yeniden kurmak için ihtiyaç duyduğu tüm sermayeyi kendine çekebilmeliydi. Böylece, gündemc "!'<t (pahalı) dolaryüksek faiz" politikası getirildi. tlk adımda dünya pazarlannda ABD'nin denetimi dışına çıkmış ve iyice bollaşmış dolarlar toplandı. Bunun için altın fiyatlaıı kaldıraç olarak kullanıldı. 1979 şubatıyla tırmanışa geçen altın fiyatları "inanılmaz" değerlere ulaştı. 1979 başında onsu 225 dolar olan altın bir yıl sonra 850 dolar sınınndaydı. Herkes, elinden doları çıkarıp altın alma sevdasına girişince ABD Hazinesi dolarların önemli bir bölümünü toplama olanağı buldu. Böylece kıt dolar dönemi başladı. Buna paralel olarak, faiz oranları yükseltilince dolar daha da aranan para oldu ve sermayenin dolara dönüşümü hızlandı. Ve dolar rekordan rekora koşmaya başladı... DOLAR Quo Vadis? Bu konuda en şanslı kesim olarak, doların yukselişini ABD'deki bütçe açığına ve bunun neden olduğu yüksek faizlere bağlayan "uzman"lar gösterilebilir. Ancak bunlar da bütçe açığının ne zaman kapanacağı ve faizlerin ne zaman ineceği konusunda bir tahmin yürütemez oldular. Ayrıca, faizlerin 1981 yılındaki düzeyinin altında olmasına rağmen, doların o dönemki değerinin çok üstüne çıkmasına yeterli bir açıklama getiremiyorlar. Ne zaman duracak? Bütün bu nedenlerle, doların bundan sonraki gelişimini tahmin edebilmek için faiz oranlarında olduğu kadar sertlik politikasındaki gelişmeleri de dikkatle izlemek gerekiyor. Seçim sonrasında ABD yönetiminin yumuşama yolunda adımlar atmaması durumunda doların uzun dönemde düşmesini beklemek, eksik bir değerlendirnıe olarak gözüküyor. Bununla birlikte, ABD ekonomisinin de "yüksek faizgüclii dolar" şokundan nasibini aldığı artık bilinen bir gerçek. Dünyanın en büyük ekonomisinin kalkışa geçmesi için bu politikanın değişmesi hiç olmazsa esnetilmesi gerekiyor. Işte ABD, hızlı büyümeye geçebilecek ve "rakiplcrini" geride bırakacak sermaye birikimini sağladığı anda bu "esnetme" giindeme gelebilir. Bu durumda eşanlamlı olarak sertlik politikasmda da yumuşama olacağı söylenebilir. Söz konusu koşulların gerçekleşmesi halinde ise dolar artık tepelerden inmeye başlayacaktır. Yeni bir "ucuz dolar" politikasıyla da üretimini hızla arttıran ABD, mallarını satnıa olanağı bulacak ve dünya pazarlannda yeniden kahcı bir egemenlik kuracak, Avrupa ve Japonya'ya ise yeniden rakip olabilmek için uzun yıllar beklemek kalacaktır. Tarihi ve siyasi perspektif Böylece, dolardaki gelişmeler salt "ekonomik kavram'Marla "kavranılamaz" oldu. Bu yetersiz açıklama ortamında güçlü doları daha iyi yorumlayabilmek için biraz daha geriye gitmek, "tarihi" ve "siyasi" perspektifi de devreye sokmak gerekiyor. 1945'lerden sonra dünya ekonomisi üzerinde tartışılmaz bir egemenlik kuran Amerikan sermayesinin bu egemenliği 196O'lı yıllarla birlikte sarsılmaya başladı. Sermayenin "eşitsiz gelişmesi" sonucunda dünya ekonomisi ABD merkezli bir görünümden çıktı ve Avrupa'yla Japonya'yı da içeren çok merkezli bir hüviyet kazandı. özellikle 2. Dünya Savaşı'nın yerle bir ettiği Alman ve Japon ekonomileri hızlı bir gelişme göstererek, ABD ekonomisine "rakip" durumuna geldiler. Değişen bu denge Amerikan sermayesini etkin önlemler almaya itti. Bu konudaki en önemli vc oldukça "tehlikeli" girişim 1970'li yılların başında geldi. "Birinci petrol şoku" olarak bilinen senaryoyla petrol i'iyatlarında ani bir sıçrama yapıldı. Böylece varili 2.5 dolar olan hampetrol bir anda 10 doların üstünden satılır oldu. Gö litikasıyla bu pazarlar ABD'nin eline geçecekti. önceleri "rakip" ekonomileri sarsan bu şokun etkinliği süreç içinde azaldı ve Avrupa'yla Japonya yeniden toparlanmaya başladı. özellikle Ortadoğu'nun artan zenginliğinden ABD'den daha fazla pay kapan ve bu bölgeye yönelik ihracatını 5 yılda 5 kat arttıran Almanya, Avrupa para sistemiyle kendi etrafında zengin ve kahcı bir etkinlik alanı oluşturdu vc güçlendi. Bunalıma uyum yetcncği yüksek olan Japonya da "ileri teknoloji" tercihinden taviz vermeden ekonomisini rayına oturttu. Diğer Avnıpa ülkeleri ise biraz "sancılf' da olsa bellerini doğrultma aşamasına geldiler. rupa ve Japonya için tam bir soğuk duş etkisi yaptı. Böylece "rakip ekonomiler" yine daralmayla karşı karşıya kaldılar. Bir "sıgınak": ABD Bundan sonra sıra en "nazik" operasyona geldi. Carter yönetiminin son döneminde başlatılan ve Reagan yönetimince iştahla sürdürülen "sertlik" politikası uyarınca ABDSSCB arasındaki siyasal gerginlik hep canh tutulacak ve bu gerginliğin odak noktası Avrupa'ya kaydırılacaktı. Yani Avrupa'ya yatırım yapma sevdasındaki sermaye savaş olasılığını sürekli ensesinde hissedecek ve bundan kurtulmak için çareyi ABD'ye kaçmakta bulacaktı. Böylece ABD, siyasal açıdan dünya serrna