17 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

BIR ZAMANLAR NÜVİT TOKDEMİR Gün Olur Güler Yüzümüz... Sporun her alanında başarıya susamış bir kentte yaşıyorsanız, küçük kıvılcımlarda bile umutlanıyorsunuz hiç kuşkusuz. O da yoksa geçmişi anımsayıp nostaljiyle avunuyorsunuz... Futbolda 5 takımla 1. Ulusal Lig’de temsil edilirken bugün yok olmak; basketbolda Türkiye şampiyonluğu ve Cumhurbaşkanlığı Kupası‘nı getirirken şimdi gerilere düşmek; yüzme ve atletizmde sayısız yıldızlar, rekortmenler yetiştirirken o günleri anımsamak İzmirlilerin hakkı olmamalı. Tüm takım ve bireysel spor dallarında sayısız başarılara imza atmış bu kentte, “neler yaşandı da bugünlere gelindiği’ sorusuna yanıt verecek olanlar da gelmiş geçmiş kulüp ve diğer spor yöneticileridir. Akdeniz Oyunları ve Dünya Üniversite Oyunları’yla birlikte sayısız dünya, Avrupa ve Balkan şampiyonalarının dışında bir çok uluslararası organizasyonların gerçekleştirildiği İzmir, eğer günü geçmişteki başarıları anımsayarak geçiriyorsa günümüzde de kulüplerin hiçbir ileri adım atmadığını vurgulamamız gerekiyor. SPONSOR OLMAYINCA... Daralan ekonomileri içinde kulüpler futboldan başka bir şey düşünmeyip diğer dallara yeterli ilgiyi göstermeyince, sponsor da bulamadıklarından şubelerini bir bir kapatmak durumunda kaldı. Bugün bir tek Karşıyaka basketbol, voleybol ve yelken gibi dallarda mücadelesini zorluklar içinde sürdürmeye çalışıyor. Diğerleri hemen hiç yoklar... Voleybolda Arkas, son 5 yıl içerisindeki etkinliğiyle İzmir’in gururu oldu. Arkas, Türk Voleyboluna yarattığı altyapı ordusuyla kente hareket getirdi. Türkiye şampiyonluğunun dışında Avrupa Challenge Kupası‘nı da müzelerine taşıdılar ve tüm kenti ayağa kaldırdılar. Bu başarıda imzası olan başta yönetim kurulu Başkanı Lucian Arkas, Berbart Arkas, teknik direktör Munoz Benitez, Şükrü Yengil, Yaşar Ergun ve Uğur Özden’le birlikte tüm ekibi kutluyoruz. 2002’de kurulan Arkas, son Avrupa Kupası’yla 41. kupanın sahibi oldu. 7 yıllık süreçte genç, yıldız ve büyüklerde elde edilen bu başarı yadsınamaz. Şimdi İzmir kendilerinden bu başarılarını sürdürmelerini bekliyor... Peki başka hangi alanda var İzmir? Sutopunda gururumuz hakem Manol Taylan T HENTBOLCÜ KIZLAR UNUTULAMAZ... Bir sevindirici haber de İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) Bayan Hentbol Takımı’ndan geldi. İzmirli kızlar, Avrupa Hentbol Challange Cup’ta Hırvatistan’ın ZRK Trogir takımını eleyerek yarı finale yükseldi. Bu başarıyı da alkışlamak gerekiyor. Geçen sezonu lig 3.’sü olarak tamamlayan İzmir Belediye, şu anda da 2. sırada bulunuyor. Hikmet Vurgun gibi çağdaş bir eğitimcinin yönetiminde final oynamayı hedefleyen takıma İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun desteğinin de büyük olduğunu vurgulamamız gerekiyor. Geçen sezon erkeklerde Türkiye yampiyonu olan İBB, bu kez kızlarda da aynı başarıyı yakalamak istiyor. İBB Bayan Hentbol Takımı’nda 10’u A, 3’ü genç toplam 13 milli oyuncu var. Sevilay, Derya, Deniz, Fatma, Esin, Selin, Çiğdem, Asiye, Bilge, Sibel, Çağla, Gonca, Selma, Burcu, Senar, Serpil, Seda ve Fatma Özbahar, yüreklerini ortaya koyarak daha büyük başarılara koşuyor. Coşuyor, coşturuyorlar... Dikkat ederseniz futbol dışındaki dallarda başarı kulüp takımlarından değil de özel sektör ve yerel yönetim takımlarından geliyor. Başta da vurgulamaya çalıştığımız gibi futboldan öte bir şey düşünmeyen yönetici kadroları, spor yöneticiliğini kavrayamamış olduklarını ortaya koyuyor... Aslında İzmir hentbolde belli bir altyapıya sahip. 1980’li yılların ortasında liseler ve ortaokullar düzeyinde Türkiye şampiyonalarının erkek ve bayanlarda unutulmaz takımlarını yaratmış bir kent. 1984’te Yaşar Ergun yönetimindeki Mithatpaşa Meslek Lisesi’nin şampiyonluğu, aynı yıl dünya 6.’sı oluşu, üst üste 3 şampiyonluk yaşatması ve 1986’da ikinci kez dünya 6.’lığıhı elde edişi nasıl unutulur? Ve bu takımın oyuncuları İzmir sahip çıkmayınca İstanbul’a, Eskişehir’e ve Trabzon’a dağılıp gitti. Muzaffer Yedikara yönetimindeki 50. yıl Lisesi de 3 yıl üst üste Türkiye şampiyonu olmanın ötesinde Dünya Şampiyonası’na gitmiş ama dereceye girememişti. Bu takım da İzmir’de Altınordu Kulübü’nün altyapısını oluşturdu. Ne var ki ekonomik zorluk karşısında dağılıp gitti Elbet bir gün tüm alanlarda gülecek yüzümüz diyoruz. Çünkü İzmirliler artık başarısızlığa, söylemde kalan umut dolu sözlere kanmıyor. Böyle giderse salonlar dolacak, futbol tribünleri boşalacak... Salondan yükselen çığlık dolu başarılara akacak İzmirliler... ürkiye’de özellikle futbolda kulüplerin uluslararası alandaki başarılarına karşın hakemler her zaman tartışma konusudur. Ülkemizde hakem olmanın zorlukları ortada ancak amatör branşlardaki hakemlerimizin başarıları da dikkat çekiyor. 9 yıla yakın bir süredir profesyonel sutopu hakemliği yapan Manol Taylan, Avrupa’nın en değerli 2. kupası olan LEN Trophy’de final mücadelesinin 1. ayağını yönetecek. Panionios G.S.S Athens (Yunanistan) ile Szeged Beton VE (Macaristan) arasında yarın oynanacak maçı yönetecek Taylan, “Yunanistan’da ülkemi en iyi şekilde temsil etmek Manol istiyorum” dedi. Taylan final Türkiye’de yönetecek. sutopunun gelişimini nasıl buluyorsunuz? Sizce ülkemizdeki en iyi sutopu takımı hangisi? M.T: Bütçe ve organizasyon açısından en iyi durumda olan takım G.Saray. Yıllardır şampiyonluğu kimseye bırakmamaları da bunun en açık göstergesi. Sutopu takımları sadece üye gelirlerinden geçinen kulüplerden oluşuyor. İyi bir takım olsanız da tur atladıkça bütçe gerekiyor. Bu nedenle takımlarımız üst turlara çıksalar bile yurtdışına gitmelerinin zor olduğu görülüyor. G.Saray’ın Avrupa’da başarılar elde ettiği dönem 3 yabancı hakkı vardı, şu anda ise birinci. Bu da kulüplerin Avrupa düzeyindeki başarılarını etkiliyor. Şimdiden yatırım yapılırsa ileride daha iyi sporcular yetiştirilebilir. Ancak ne yazık ki Türkiye’deki eğitim sistemi buna izin vermiyor. Sutopunun popüler hale gelmesi açısından F.Bahçe ve Beşiktaş’ın da bu spor dalına yönelmesi gerektiğini düşünüyorum. F.Bahçe’nin çok sayıda havuzu olduğunu biliyoruz ama federasyon bu havuzları kullanamıyor. İzin verilmesi halinde bu havuzlardan çok sayıda sporcu yetişebilir. Sutopunda reklam alma şansınız çok az. TV ve gazeteler sutopunun tanıtımını iyi yapamıyor. Firmalar da sporsorluğa yönelmiyor. Türkiye’de sutopu hakemliğinin geldiği nokta Avrupa’yla kıyasladığımızda nerede kalıyor? M.T: Yurtdışında ülkemizi temsil eden 8 hakem var. Her biri de çok başarılı maçlar çıkararak önemli maçlarda görev alıyorlar. Sutopunda dünyanın en iyi hakemi olarak da Erhan Tulga gösteriliyor. Son 3 olimpiyatta önemli görevler aldı. Hakem kadromuza Avrupa’da çok değer veriliyor. Önümüzdeki yıl yaş kriterlerinden dolayı hakemliğe veda edecek Tulga da benimle aynı gün Euroleague’de çeyrek final maçı yönetecek. Bu Türk hakemliğinin sutopunda söz sahibi olduğunu gözler önüne seriyor. Türkiye’de havuzlara ve sporculara yapılan yatırımlar hakkında ne düşünüyorsunuz? M.T: Hükümet belediyelere havuz yapımıyla ilgili talimat verdi. Ancak yapılan bütün havuzlar 25 metre... Böyle bir havuzda başarı beklemek mümkün değil. Çünkü olimpik ölçüler 50 metre, sutopu havuzu da 33 metre olmalı. Ayrıca günümüzdeki şartlardan dolayı kızlar ve erkekler aynı anda havuzdan yararlanamıyor. Bu havuzlar yüzme kursu açıp maddi gelir elde etmekten başka bir işe yaramıyor. Sırbistan ve Macaristan gibi sutopunun önde gelen ülkelerindeki kulüpler kadrolarında 300400 kadar sutopu oyuncusu bulunduruyor. 14
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear