Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C SPOR FUTBOL ULUSAL TAKIM ANTRENÖRÜ ESER ÖZALTINDERE 10 S¸UBAT 2009 SALI N A K VOL KALEDE A N I Ş A B K TE ‘Kaleci konusunda alt yapı eksiği var’ ‘ Kaleci konusunda altyapı eksikliğimiz var. Futbolcu için yetenekli olması önemli olabilir ama kalecinin sadece yetenekli olması yetmez. Çok iyi eğitilmesi lazım. Alışkanlıkları, antrenmanları olmalı. Eğitim için de kesinlikle standart şart. Çok yetenekli çocuklar var ama zamanla iyi eğitim almadıklarından kaybolup gidiyorlar. Bir de sürekli eleştirilerin odağında olmak, sürekli ‘günah keçisi’ ilan edilmek onları bu sevdadan vazgeçiriyor. Volkan ve Rüştü dışında büyük takımlarda Türk kaleci göremiyoruz... E.Ö: Kaleci konusunda altyapı eksikliğimiz var. Futbolcu için yetenekli olması önemli olabilir ama kalecinin sadece yetenekli olması yetmez. Çok iyi eğitilmesi lazım. Alışkanlıkları, antrenmanları olmalı. Eğitim için de kesinlikle standart şart. Çok yetenekli çocuklar var ama zamanla iyi eğitim almadıklarından kaybolup gidiyorlar. Bir de sürekli eleştirilerin odağında olmak, sürekli ‘günah keçisi’ ilan edilmek onları bu sevdadan vazgeçiriyor. Rüştü ve Volkan gibi kaliteli kalecilerin olması gençler için iyi bir motivasyon yaratıyor mu? E.Ö: Örnek roller çok önemli. Eleştiriler hem gençleri uzaklaştırıyor hem de aileleri soğutuyor. Fatih hoca bu konuda gençlere şans verilmesinden yana. Çünkü şans bulamazsa oynayamaz. En çok beğendiniz Türk kaleci kim? E.Ö: Yanıt veremem Yabancı? E.Ö: Buffon. Ulusal maçlarda Volkan’ın yedeği kim olacak? E.Ö: Sanırım genç bir kaleci tercih edecek Fatih hoca. Fildişi Sahilleri zaten özel bir maç. Rüştü’nün ulusal takımı bırakması konusunda ne düşünüyorsunuz? E.Ö: Bu konuda net bir şey yok. Rüştü bırakacağını açıkladı ama resmi bir veda yapılmadı. Sanırım marttaki İspanya maçlarında Rüştü’ye ihtiyaç duyulabilir. İyi düşünmek gerekir, İspanya karşılaşmaları çok önemli. Volkan’ın maçlardaki agresif tavırlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? E.Ö: Kimi oyuncu stresten, özellikle maçtaki stresten çok etkilenir. Volkan maça çok fazla konsantre olduğu için küçük bir hareketten tetiklenebiliyor. Onu bu konuda çok fazla eleştirmek doğru değil. Onunki fazla motivasyondan. Kalecilikte tecrübenin önemi nedir? E.Ö: Çok önemli. O pozisyonları birçok kez yaşaya yaşaya nasıl davaranacağınızı biliyorsunuz. Yetenekli genç kaleci adayları var mı? E.Ö: Var tabii ki ama Türkiye her alanda işinin uzmanları tarafından yönetilirse, doğru politikalar güdülürse bu ülkeden de Buffon’lar çıkar. Yetenekliler var ama doğru eğitim şart. Eğitim sistemi doğru ve standart olmalı. Eleştiriler konusunda hem medyayı hem taraftarları hem de teknik direktörleri eğitmek lazım. Teknik direktörler de eleştirilerden çekinip yabancı kaleciyi tercih ediyor çoğu kez. Futbolcular “1.5 saat koşuyor, milyonları götürüyor” şeklinde eleştiriliyor ve kıskanılıyor... E.Ö: En yerleşmiş toplumlarda bile özel yetenekli insanlara değer verilir. Çünkü bir toplumdan sürekli özel yetenek çıkmaz. Herkes özel yetenekli değildir. Uluslar özel yetenekli oyuncularıyla ya da rekortmen sporcularıyla övünür. Basit gibi görünüyor ama futbolcuların gün içinde yaptığı dayanıklılık antrenmanlarına herkes katlanamaz. Zordur bu idmanlar. Özel hayatları kısıtlı, yaşıtlarına göre pek çok kısıtlama altına giriyorlar. Bu nedenle de “1.5 saat koşuyor, milyonları götürüyor” ifadesi çok cahilce... Futbolcular nasıl? E.Ö: Aslında dayanışma ruhu kuvvetli ama bireysel özelliklerinden dolayı bencillik yanlarını da var. Zaten bencil olmazsa bir insan gol atamaz... GÖRKEM ÇÖTELİOĞLU enerbahçe’nin kalecisi Volkan Demirel, bu sezon gösterdiği performansla ulusal takım için vazgeçilmez bir oyuncu olduğunu kanıtladı. 2010 Dünya Kupası Elemeleri’nde mücadele eden Ay Yıldızlıların kalesi artık başarılı file bekçisine emanet. Volkan yediği hatalı goller, zaman zaman takındığı agresif tavırlar hatta özel hayatıyla sıkça gündeme gelen bir isim. 27 yaşındaki ulusal kaleci herkesin varlığına inandığı, ancak kendisinin bir türlü ulaşamadığı üstün potansiyeline özellikle 2009’un başından beri erişmeyi başardı. Volkan’ın bu yükselişinde F.Bahçe’nin sezon başında göreve getirdiği teknik direktör Luis Aragones’in ekibindeki kaleci antrenörü Angel Ferez Crespo’nun payı yadsınamaz. Crespo’nun faydası Sarı Lacivertlilerin ikinci kalecisi Volkan Babacan’daki gelişmeden de anlaşılıyor. Fakat Volkan Demirel’deki asıl değişim futbolun mental boyutunda gerçekleşti. Artık konsantrasyonununu kaybetmiyor, üstün kalecilik yeteneklerine kritik anlarda yoğunlaşabiliyor. Kısacası kalede güven veriyor. Volkan’ın tutturduğu form ulusal takım için de büyük bir avantaj. Ulusal Takımklar Teknik Direktörü Fatih Terim, Volkan’ın ‘geçici’ yedeği olarak Manisaspor kalecisi Ufuk Ceylan’ı seçti. Peki başarılı file bekçisinin ‘gerçek’ bir alternatifi var mı? Ama Rüştü Reçber*Ay Yıldızlı formayı bıraktıktan sonra bu soru daha fazla önem kazandı. Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız futbol adamları, Ömer Çatkıç ve Hakan Arıkan’ın yeterli olmasa da Volkan’ı yedekleyebileceğini söyledi. F NE DEDİLER? ? Turgay Şeren (Eski ulusal kaleci): Milli takımın kalesinde Volkan Demirel’den başkası düşünülemez. Volkan çok toparlandı ve dört dörtlük bir kaleci oldu. Onun eksikliğinde yerini doldurabilecek biri olduğunu düşünmüyorum. Bakıyorum; G.Saray’da yok, Beşiktaş’ta da milli takımı bırakan Rüştü oynuyor. Ankaragücü’ndeki Serkan Kırıntılı milli takım şansını hatalı goller yiyerek kendisi kaybetti, Serdar Kulbilge’nin ise en büyük hatası F.Bahçe’den ayrılarak Kocaelispor’a gitmesiydi. Antalyaspor’dan Ömer iyi gidiyor, ancak o da bir sakatlık durumunda Volkan’ın açığını kapatmaya yetmez. ? Zafer Öğer (Beşiktaş Kaleci Antrenörü): Volkan Demirel son maçlarda çok iyi bir form grafiği yakaladı. Onun yedeği olarak düşünülmesi gereken kalecilerin Hakan Arıkan ve eğr dönerse Rüştü olduğuna inanıyorum. İkisi de çok formda, şans bulurlarsa neler yapabileceklerini gösteriyorlar ve milli takımı kaldıracak kapasitedeler. Anadolu takımlarında şans bulan kalecilerin bu tecrübeye sahip olduğunu düşünmüyorum. ? Erdinç Erol (Antalyaspor Kaleci Antrenörü): Ömer Çatkıç, Volkan Demirel’in alternatifi olabilir. Fatih Terim’in kadroda fazla değişiklik yapmayacağını tahmin ediyoruz. Ancak böyle bir düşüncesi olursa elimizde hem tecrübeli hem de çok formda bir Ömer var. Onun mutlaka değerlendirilmesi gerekir. Düşünülmesi gereken bir diğer kaleci de Denizlispor’dan Cenk... Kendisi çok yetenekli, 2010 Dünya Kupası’na kalırsak onun mutlaka kadroda yer alması gerektiğine inanıyorum. Kalecilerde tecrübe de çok önemlidir. Rüştü’nün kendisinin de istemesi durumunda milli takıma dönmesinde yarar var. *Rüştü 13 yıl boyunca Engin’den devraldığı ulusal takım kalesini büyük bir istikrarla korudu. Tecrübeli file bekçisi EURO 2008’in ardından AyYıldızlı formayı bıraktı ve eldivenleri Volkan’a devretti. YERLİ FİLE BEKÇİLERİNİN PERFORMANSI KALECİ VOLKAN DEMİREL *RÜŞTÜ REÇBER TOLGA ZENGİN ÖMER ÇATKIÇ SERDAR KULBİLGE MURAT ŞAHİN SERKAN KIRINTILI CENK GÖNEN RECEP BİLER UFUK CEYLAN 06.09.2008: ErmenistanTürkiye: 02 10.09.2008: TürkiyeBelçika: 11 11.10.2008: TürkiyeBosna Hersek: 21 15.10.2008: EstonyaTürkiye: 00 8 ‘ VOLKAN’IN 2010 DÜNYA KUPASI ELEMELERİ KARNESİ TAKIM Fenerbahçe Beşiktaş Trabzonspor Antalyaspor Kocaelispor G.Antepspor Ankaragücü Denizlispor Hacettepe Manisaspor MAÇ 17 16 7 17 14 12 18 19 13 19 GOL 19 17 8 24 34 14 27 36 26 23 .Saray’da UEFA Kupası şampiyonluğu, ulusal takımla Avrupa üçüncülüğü gibi antrenörlük kariyerini parlak zaferlerle süsleyen, Türk kaleciliğine büyük hizmetler vermiş mütevazı bir adam. Futbolla eğitim hayatını iyi harmanlamış, bir değil iki üniversite okuyarak; üstelik felsefe eğitimi alarak futbol camiasına farklı renk katan bir antrenör. Fatih Terim’le birlikteliğini şimdilerde ulusal takımda sürdüren Ulusal Takımlar Kaleci Antrenörü Eser Özaltındere’yle ilginç bir söyleşi yaptık... Çocukluğunuzda da hep kaleci miydiniz? Eser Özaltındere: Hep kaleciydim, gol atmayı tercih ederdim ama bu konuda pek yetenekli olmadığım için kaleci oldum. Son adam hata yapmaz, sonuçlarına katlanmak zorundasınız. Bütün sorumluluk size aittir. Genelde bütün çocuklar gol atmayı tercih eder. Bu konuda yeteneği yoksa kaleye geçer. Onun için mi kaleciler biraz deli olur derler? E.Ö: Tabii ki ondan söylemiş olabilir. Bütün eleştirilere tahammül edebilmek için deli olmak lazım. Nerede başladınız futbola? E.Ö: Artvin’de başladım. Amatör kulüpte, ardından G.Birliği’ne geçtim. Babamın görevi nedeniye Ankara’ya gitmiştim. Oradan Adana Demirspor ve G.Saray’a geldim. Oğuz ve Aykut’ların döneminde de Sakarya’ya gittim. Profesyonelce futbol oynarken aynı zamanda iki üniversite bitirebilmiş ender insanlardan birisiniz... E.Ö: Ankara’da okurken Ankara Üniversitesi İktisadi Ticari Bilimler Fakültesi’ne girdim. Burayı bitirdikten sonra İstanbul’a gelmiştim. Bizim gençliğimiz siyasi tartışmaların yoğun olduğu dönemlerden biriydi. Ben de gerekli donanıma sahip olabilmek ve tartışmalarda daha doğru konuşabilmek, düşünebilmek için felsefe okumaya karar verdim. Kampalarımızdan dolayı boş vakitlerim vardı. Kaleciler yalnız adamlar mıdır? E.Ö: Kaleciler sürekli ‘günah keçisi’ olduklarından, hatayı paylaştıklarından dolayı biraz yalnızlardır. Ama buna karşın daha iyi niyetli, daha duygusal kimselerdir. Kalecilikte eğitimin önemi nedir? E.Ö: Eğer kaleciler çok küçük yaştan itibaren iyi eğitim alırsa daha az hata yapar. Bu yüzden en geç 10 yaşında kaleci eğitimine başlanmalı. Kaleci antrenmanı çok önemli, iyi yapılması lazım. Ama Türkiye’de o kadar çok önem verilmiyor kaleci eğitimine... Futbolcu olmasaydınız ne olmak isterdiniz? E.Ö: Yine öğretmen olmak isterdim sanırım. Gençlere bir şeyler öğretmek çok keyifli. Akademisyen üniversite hocası olurdum. Felsefe okumanın antrenörlüğünüze ne gibi katkısı oldu? E.Ö: Bir çocuğu bir genci yetiştirmede derinlere inmenin faydasını görüyorsunuz. Yetiştirdiğiniz gencin en derinlerdeki düşüncesini anlayabiliyor, neyi nasıl vereceğinizi daha iyi biliyor ve sorgulayabiliyorsunuz. Yönetmeyi daha iyi biliyorsunuz. İşinizi daha rahat yapıyorsunuz. Karşı tarafın neye ihtiyacı olduğunu, ne beklediğini daha iyi gözlemliyorsunuz. Ama maalesef Türkiye’de kaleci antrenörlüğü, antrenörlük içinde en sonra sırada yer alıyor. Kaleci değil de kaleci hocası yetiştirmek istiyor musunuz? E.Ö: Evet, çok isterim. G.Saray’da bu gelenek zaten Fatih hoca zamanında oturdu. Ben yetiştirdim, benim yetiştirdiklerimi başkaları yetiştirdi. Çünkü G.Saray’da kaleci antrenörü zaten sadece A takımın kalecisini yetiştirmez; PAF’a da gider, 1314 yaş grubuna da... G Eser Özaltındere. En yerleşmiş toplumlarda bile özel yetenekli insanlara değer verilir. Çünkü bir toplumdan sürekli özel yetenek çıkmaz. Herkes özel yetenekli değildir. Uluslar özel yetenekli oyuncularıyla ya da rekortmen sporcularıyla övünür. Basit gibi görünüyor ama futbolcuların gün içinde yaptığı dayanıklılık antrenmanlarına herkes katlanamaz. Zordur bu idmanlar. Özel hayatları kısıtlı, yaşıtlarına göre pek çok kısıtlama altına giriyorlar. Bu nedenle de “1.5 saat koşuyor, milyonları götürüyor” ifadesi çok cahilce... 9