Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ADNAN DİNÇER’LE F U T B O L eposta:adnandincer@hotmail.com NEYMİŞ ABDÜLKADİR YÜCELMAN LİGİMİZİN ‘EN’LERİ! rtık bilmeliyiz ki bugünkü dünyada teknoloji hiçbir gerçeği yok etme karalama ve saklama şansı bırakmıyor yalan dolan ile ortalığı idare edenlere. Futbol içimizde, ailemizin dahi ortağı olmuş vaziyette. Çok değil 25 yıl önce bu uğurda az savaşlar vermediğimi anımsıyorum. Şimdi öylesine futbol fanatikleri var ki adeta onunla yatıp kalkabiliyorlar. Hatta biraz da fanatizm psikolojilerine zararlı olma yolunda. Konumuz net! Futbolumuzda sevinilecek bir lig yaşıyoruz. Anadolu ders veriyor üç büyüklere sahada ve uygulamada. Trabzonspor bu yılki performansıyla ile geçen sezondan bu yana devam eden Sıvasspor başarısına ortak oldu. Hatta bu ortaklıkta puan savaşı söz konusu iken futbol ekolü ve oyun tarzındaki farklılıkları ile dikkat çekiyorlar. Sabırlı planlı çalışma ile günlük hesapları çöpe atan bütünlük onları öne çıkartıyor. Öncelikle Sıvasspor’un başarısı tam bir devrimdir. Bunu görmezden gelirseniz ya da küçük satırlar ile fanatik pencereden ara cümleleri ile geçiştirmeye kalkarsanız sadece ciddiye alınmazsınız futbol kültürü olanlarca. Öncelikle oynadıkları futbolun fotoğrafını çekeceksiniz Sıvasspor’un... Atak ve savunma prensipleri, taktiksel uygulama, oyundaki tempo, çapraz paslar, oyunun çevrilmesi, baskı, orta teknikleri, şut ve gol vuruşu netliği ve futbola güzellik coşku katan futbolcu yapısı... Her an çalışma ve futbol disiplini kokan bir takım. Yani açıkçası Türkiye’nin M.United’i gibi Sıvasspor. Arka arkaya G.Saray karşılaşmaları takımın oyun içinde değişen oyun taktikleri ile farklı zaman ve yerde kullanılan futbolcu tipleri... Bunların hepsini Sıvasspor’da görürsünüz. Tabii futbol gözü ile bakarsanız! Ayrıca yapılan isabetli ve araştırmaya dayalı nokta transfer isabeti. Bu ülkenin paralarını çar çur eden yönetimlere örnek dersi veren takım Sıvasspor gerçeğidir. Son alınan futbolcuları Kamanan tam bir yıldız. Fiyatı da ekonomik! Yani hepsi bonservisi ile 207 bin Avro. Hayret etmeniz için biraz dikkat yeterli. Bu Gineli yıldız 1 yıldır Bülent Uygun’un talimatıyla gözleniyor ve gelir gelmez önce 10 dakika sonra da iki karşılaşmada dudak uçuklatacak bir başarı ile Sıvasspor rakiplerine ders veriyor. Hatta artık Mehmet Yıldızlı ve onsuz bir oyun taktiği devrede. Balili ve Kamanan ile ortaya konulan taktik gerçek oyuna net ve çok sayıda karşı atak ile gol pozisyonu olarak yansıyor. İnanılmaz bir dripling gücü, golcülük, şut başarısı, hava üstünlüğü, kanat ve alan değiştiren bir futbol yıldızı Kamanan. Bu futbolcu ile Sıvasspor’un şampiyonluk şansı çok artmıştır. Mecnun Odyakmaz ekibi ve Bülent Uygun’u gerçekten tebrik ediyorum. Bir başka ekol de yıllar sonra Sadri Şener ve Ersun Yanal koordinasyonu ile yöresine uygun bir tarzda geliyor. Trabzonspor artık uzun yıllardan sonra şampiyonlukta vardır. Bu oluş taraftarın özellikle yeni jenerasyonla eski şampiyonluk yaşayanların tribündeki kaynaşmasına neden olan tempolarında buluşmuştur. İşte bu iki takım üç büyüklerin bu yıl hegemonyasına hatta şampiyonluk şansına es koymaktadırlar. Anadolu bu yıl şampiyonu bu iki takımdan birisi olarak ligimize sunacaktır. Benim şahsi düşüncem budur. Yanılsamda bir gerçeği yani ligimizin en başarılı futbol oynayan problemsiz mazeret üretmeyen kulüplerini alkışlamak istiyorum. Bu ülkede inanılmaz bonservis ücretleri ve aradakilere para kesen yanlış uygulamalar sonucu yürüyen ve gol makinesi diye alınıp traş makinesi olarak neredeyse ağlayarak gönderilen futbolculardan bıktık. Bu anlamda da bu iki kulübümüzü ve özellikle Sıvasspor’u son iki yılın en başarılısı olarak birkez daha hatırlatıyorum. Sezonun bitiminde daha parlak gerçeklerle karşılaşacağımızdan eminim. Hep birlikte göreceğiz... A Alex: Nostaljide Kalan Futbol Fenomeni enerbahçe Bursaspor’u Fortis Türkiye Kupası’nda 3 golle geçip de iki golü de Alex atınca sambacının futbolu yeniden ortaya konuldu. Alexseverler kalemlerini yontup Brezilyalı’nın sözleşmesini uzatanlara “Alex düşmanları görsün” naraları attılar. Meğer ne denli Alexsever varmış. Hatta Cumhuriyet’te o kadar çok Aleksever Galatasaraylı varmış ki... Alex iki dakikada iki gol atınca Galatasaray Kupayı geçmiş kadar sevindiler. Neden dersiniz... Geçen yıl Alexli, Fenerbahçe sahada bir eksikle oynamamışmıydı. Geldiği ilk yıllarda serbest vuruşları köşeleri bulan, kalecileri avlayan Brezilyalı’nın artık ne mahareti kalmıştı ne de koşacak gücü. Alex artık takımına artılar getiren değil, kadroyu eksilten olmuştu. Yoksa Alex’in sözleşmesini 2 yıl daha yenilenmesine karşı çıkan benim gibiler Fenebahçe düşmanı değildik elbette. Ama görünen köy ortadaydı. Alex’i havalara uçuran kimi kalemler Bursaspor maçının 23 dakikasına dek sambacıyı değil gölgesini bile görememişlerdi. Attığı iki gol usta ayaklara yakışır gibiydi ama o şahane iki gol sonrasında da Alex’i gören olmadı. Evet futbolsuzluğunu iki golle süslemek hiç kuşkusuz altın değerindedir, maçı alıp götürmüşsen kimsenin tek söz etmeye hakkı yoktur ama geri kalan 88 dakikada bostan korkuluğu olmayı kabullenmek futbolcu mesleğine, futbolun tanımına aykırıdır. Fenerbahçeli yandaşlar keçiboynuzu tadındaki maçtan skor olarak memnun ayrılırken bile kafalarında “Bu futbol ile nereye kadar varırız” sorusuna yanıt aramışlardır. Ertesi gün gazetelerin spor sayfalarında manşetten verilen başlıklarda Alex’in adı vardır. Peki Fenerbahçe neredeydi ? Futbol, takım sporu olduğu için sahadaki 11 oyuncunun da kazanılan bir maçta payı olmalı, ama bizim medya ne yazık ki yıllardır kalemlerini kişilere tahsis etmiştir. Bur F saspor karşısında alınan 10 ve 31’lik sonuçlara karşın Süper Lig’deki puan sıralamasındaki yeri öyle gösteriyor ki bundan sonraki maçlar hep üç sonuçlu olacak. Yani Fenerbahçe için ‘kesin favori’ denilecek bir maç gözükmüyor. Galatasaray ligin tepesine oturmuş Sıvasspor ile bir haftada ikisi kupa olmak üzere 3 kez karşılaştı. Bir yengi bir beraberlik ardından son maçta da uzatmada penaltılarla Galatasaray’ı eleyen Sıvasspor’un başarısı her üç maçın kaseti yeniden izlenirse ortaya çıkacaktır. Gerçek şu ki; Sıvasspor canını dişine takan, müthiş bir hırs ve istekle oynayan, topun olduğu noktada 3 oyuncusunun bir araya gelerek yardımlaşmayı sağlayan, fizik gücünü maçın son dakikasına dek sürdüren bir ekip olmuştur. Kağıt üzerinde terazi bireysel olarak Galatasaray’a kayıyorsa da fiziki güç ve bu gücün sahaya yansımasında ise Sıvasspor’un kefesi ağır basıyor. Sıvasspor bu gücü ile belki her maçı kazanır ama bilinçli ve takım oyunu oynayan bir takıma karşı kesin favori gösterilemez. Ancak genellikle yürüyen, koşmayı sevmeyen ve sadece tekniğine güvenen bireysellerle bir futbol zaferi kazanmak artık düşlerde kalmıştır. Ama ne ilginçtir ki medyada köşeleri kapanların TV ekranlarındaki şovları sanırım medya patronlarının daha çok hoşuna gidiyor ki, futbolun ve sporun ciddi sorunları konuşulmuyor. Pazartesi geceleri yabancı TV’lerden Avrupa futbolunu izleyenler de görüyorlardır, günümüz futbolu fizik güce dayanıyor, klasik ve teknik futbolcu tipi artık tarihe karışıyor. Alex bir futbol fenomenidir ama onun futbol anlayışı artık gerilerde kalmıştır. Yürüyerek futbol oynanmaz. Çağımızda futbol 90 dakika canını dişine takarak, sahanın her yerine ayak basan futbolcularla oynanıyor. Nostaljide kalan futbol ile bir yere varılamaz. Hele son kullanma tarihini geçmiş futbolcularla asla... R A L L İ D Ü N Y A S I / Ş E V K İ G ÖK E R M AN Sebastien Loeb’ün sürüş tekniğinin kendine özgü oluşu O’na başka bir güç katıyor. Aracını sağa sola oynatmadan, çizgi izleyerek kullanması, kayıp zamanları azaltıp sonunda daha iyi derecelere ulaşması açısından çok önemli ve Loeb’e avantaj sağlayan bir öğe... Göze hoş gelmiyor belki; çoğu kişi de bu tür kullanımdan görsel bir zevk almıyor. Ama finiş noktasına geldiğinde ‘tabela’ gerçeği tüm çıplaklığıyla ortaya çıkıyor. Yarışların başlarında kontrollü; hem kendini hem de rakiplerini kolluyor. Sularsellerle dolu yollarda ilk turda geri kalmasının nedenini de kendi ağzından dinledik İrlanda’da... İlk etapta çok hızlı Norveç’e Doğru olan Latvala’nın yaşadıkları küpe olmalı kulaklara; süper ralli kuralına sığınarak tamamlayabildi yarışı. Yarış bitirene puan vermiyor kimse, finişe geldiğinizde puan alacak sırada olmak gerek... “Gençliğin getirdiği ataklık ve gözü karalık iyi bir şeydir” denilebilir belki ama “Haydi bastır” desteğiyle, içinde bulunulan koşullar göz önüne alınmadan yapılacak ataklar, ‘gençliğin ataklık ve gözü karalığının’ sonunda ulaşılacak noktanın çoğu kez ‘hüsran’ olmasından kendini koruyamaz. Hafta sonunda Dünya Şampiyonasının 2. ayağı var Norveç’te; İsveç’in yerine girdi takvime… Tam bir kış rallisi, her taraf karla kaplı, yolu çevreden ayıran çizgiler çoğu yerde görünmüyor. Kazara bir tekerleğiniz bu çizgi dışına çıkarsa neler yaşanacağını kestirmek için falcı aramayın. “Elveda klasman” yakınmalarıyla çevreyi ıslatacak gözyaşları izleyenleri sudan çıkmış balığa döndürebilir. Gençler var katılımcılar arasında. Citroen ve Ford’u kutlamak gerek bu konuda... Sevgilisiyle pazar gezmesine çıkmak için sizden araba istese ‘bir üzerine bin düşüneceğiniz yaştaki bir sürücü’ 19’luk Rus Evgeny Novikov yer alıyor Citroén Genç Takımı’nda, Sebastien Ogier ve Conrad Rautenbach’a ek olarak... Ford’un Jari Matti Latvala dışında Mathew Wilson’uyla bireysel katılımcı Mad Ostbeg de ilgi ile izlenecek gençler… Gençleri izleyin, çok daha fazla zevk alacaksınız. 14