29 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

C SPOR 27 OCAK 2009 SALI FUTBOL 1907 F.BAHÇE DERNEĞİ’NCE HAZIRLANAN ‘ASRI FENER’ KİTABI, “ULU ÖNDER HANGİ RENKLERE TUTKUNDU” SORUSUNU YİNE GÜNDEME GETİRDİ GÖRÜŞ / ORHAN KARAVELİ * Atatürk’e Takım Tutturma İsteği ıllardan beri bunca yazılıp çizilenlere karşın Mustafa Kemal Atatürk’ümüzü ille de şu veya bu takımımızın taraftarı gibi gösterme merakı sık sık depreşmektedir. Atatürk’ün yüce ruhu Türk spor kulüplerinin veya herhangi bir spor kulübüne üye olmayan Türk sporcularının ‘ferdi’ başarılarından mutluluk duymuştur ve yüce Önderimiz bu mutluluğunu açıkça belirtmekten de çekinmemiştir. Bunun örneklerini hepimiz biliyoruz. “Ben her güreş minderine çıktığımda arkamda Türk milletinin varlığını hissetmişimdir...” diyen Kurtdereli Mehmet Pehlivan’ın bu sözlerinden nasıl gurur duyduğunu ve bu sözlerin sahibini nasıl kutlayıp ödüllendirdiğini unutabilir miyiz? Hiçbir ciddi ve inanılır kanıta dayanmadan “Atatürk şu takımı tutardı...” diye ortaya atmak, onun sağlığında belki henüz kurulmamış olan nice seçkin, başarılı ve şampiyonluklar kazanmış takımımıza saygısızlık olmuyor mu? Kim bilir? Atatürk belki de yurdu kurtarmak için ilk adımı attığı Samsun’un; bu yolda en yaşamsal kongreyi topladığı Sıvas’ın ya da Ulusal Kurtuluş Savaşı boyunca onu kucaklayan, yoktan varettiği ve başkent yaptığı Ankara’nın bir kulübüne hepsinden fazla sempati duyacaktı... Atatürk takım tutuyor muydu? GÖRKEM ÇÖTELİOĞLU “Mustafa Kemal Atatürk hangi takımı tutuyordu?” Evet; 10 Kasım 1938’den, yani Ulu Önderimizi sonsuzluğa uğurladığımız o soğuk kasım sabahından beri her sporsever bu soruya yanıt aramıştır... Kimine göre Atatürk F.Bahçelidir, kimi Beşiktaşlı olduğunu savunur, kimine göreyse G.Saraylıdır... Bazıları da Atatürk’ün takım tutmadığını, tüm takımlara eşit yakınlıkta olduğunu varsayar... Evet, bu soru 1907 Fenerbahçe Derneği’nin 2 yıllık yoğun bir çalışma sonrası hazırlattığı ‘Asrı Fener’ kitabının tarihle dolu sayfalarında bir kez daha gündeme geldi... Ulu Önder Atatürk’ün sadece F.Bahçe’nin bir maçını izlediğini belgeleyen Asrı Fener kitabı, böylelikle “Atatürk, F.Bahçe’ye daha yakındı” tezini de güçlendirmiş oldu. Kitabın derinliklerine inildikçe de ortaya ilginç gerçekler çıktığı görülüyor. Asrı Fener kitabı 536 sayfa ve 30 kg ağırlığında GÖRÜŞ / VALA SOMALI* Bitmeyen Tartışma Y öne çıksa da her şey belgelere ve eski yıllarda başka yayınlarda yer almış bilgilere dayandırıldı. Her bilgi ve belge bulunduğu dönemde titizlikle ele alındı. Örneğin F.Bahçe G.Saray maçlarında Sarı Lacivertlilerin golleriyle ağların 2 kez delinmesi kaynaklarıyla gösterildi. Bu golün biri de yazarımız Halit Deringör’e aitti. U İLK SPONSORLUK ANLAŞMASI ? F.Bahçe’nin ilk başkanı Ziya Songülen’le son başkanı Aziz Yıldırım’ın stat yapma konusundaki benzerliği ortaya çıkarıldı. Sarı Lacivertlilerin ilk sponsorluk anlaşmasını gerçekleştirdiği 1933’te o zamanki şehir hatları Akay firmasının stat yapımına kendi vapurlarıyla daha çok yolcu taşıyabilmek için destek verdiği belgelendi. ? Asrı Fener, 40 kişilik çalışma grubunun devlet, kulüp, özel ve yabancı arşivler, müzeler, kütüphanelerle yüzlerce yayın ve kitap incelenerek F.Bahçe’nin tarihiyle ilgili 50 bine yakın fotoğraf, tablo ve belgeye ulaşmasıyla hazırlandı. Ayrıca F.Bahçe’de görev yapmış sporcular, idareciler ve yakınlarıyla söyleşiler yapıldı; görüşleri kaynak olarak kullanıldı. 2 yılı aşan bir çalışmayla hazırlanan Asrı Fener; bugüne kadar bilinen ve bilinmeyen belgeler, fotoğraflar ve tablolarla oluşturulmuş benzersiz bir içeriğe sahip. Asrı Fener’de sadece Türk sporunun değil; yurtseverliğin, çağdaşlaşmanın, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerindeki ‘batılılaşma’ hareketinin ortasında doğan, bir ulusun bağımsızlık mücadelesi içinde gelişen ve genç Cumhuriyet’in çağdaşlaşma atılımlarında misyon üstlenmiş olan F.Bahçe’nin Cumhuriyet’le paralel ve onun ilkelerine bağlılığın tarihi anlatıldı. 3 BÜYÜKLER İÇİNDE SADECE F.BAHÇE’Yİ İZLEDİ ? Uzun zamandır konuşulan Atatürk’ün 1926’da seyrettiği F.Bahçe maçının belgelerine dönemin gazetelerinde ulaşıldı. Ulu Önder, F.Bahçe’yi seyretmek için programını değiştirdi ve maça geldi. Bu şu ana dek bilinen, o dönemde Atatürk’ün seyrettiği 3 büyüklerin tek maçı. Cumhurbaşkanlığı Arşivi’ndense Ulu Önder’in F.Bahçe’ye para havalesi talimatları ve kulübün Ulu Önder’e çektiği orijinal telgraflar bulundu. Ayrıca daha önce yayımlanmamış belgelere yer verildi. ? Atatürk’ün F.Bahçe’nin kulüp binası yangını sırasında Sarı Lacivertlilere yardım ettiği biliniyordu. Ulu Önder ve İsmet İnönü’nün imzalarının bulunduğu ve Kadıköy’deki stadın F.Bahçe’ye 10 taksitle verilmesini öngören Bakanlar Kurulu kararı da ‘Asrı Fener’de belgelendi. G.SARAY LİSESİ’Nİ 3 KEZ ZİYARET ETTİ Çok düşündürücü olduğuna inandığım bir anımla satırlarımı sürdürmek istiyorum. Atatürk, beraberinde en yetkili kişilerle birlikte Galatasaray Lisesi’ni üç kez ziyaret etmiş, sınıfları dolaşmış, bir ‘mümeyyiz’ gibi sınavdaki öğrencileri ‘imtihan’ etmiş ve müdür odasında uzun süre oturup yetkililerle görüşmüştür. Bu arada sivil, asker ve bürokratlara yönelik ciddi uyarılarda bulunmuştur. Atatürk’ün herhangi bir liseye üç kez geldiğini gösteren başka bir örnek bulunmadığı gibi biz Galatasaraylılar ‘Atatürk’ün en çok bizim lisemizi sevdiği...’ yönünde bir iddiayı hiçbir zaman öne sürmemişizdir. Bunun belki de ona “...Ben inkılap ruhunu Fikrit’ten aldım...” dedirten Tevfik Fikret’e olan hayranlığından kaynaklandığını düşünmüşüzdür. Bilindiği gibi Tevfik Fikret; Galatasaray’ın öğrencisi, öğretmeni ve müdürü olan bir büyük şair, insan ve ‘Aydınlanma’ savaşçısıydı. Atatürk’ün Galatasaray Lisesi’ni ziyaretlerinden birinde ‘ilk elden’ dinlediğim ve kitaplarıma da aldığım çok önemli ve yol gösterici bir de konuşma geçmiştir. Dönemin İçişleri Bakanı Galatasaraylı Şükrü Kaya; Tevfik Fikret’in dayayıp döşediği ve kullandığı müdür odasında Atatürk’e, “Harbiye, Mülkiye, Harp Akademileri’ni anladım da neden hep Galatasaray Lisesi?..Yoksa sizde bizden misiniz” diye sorar. O da ne demek çocuk? Yani Galatasaraylı mısınız? Ben kulüp tutmam!.. Çünkü hepsi benimdir. Sivil ve özellikle asker, halka hizmet edenler bir kulüp tutsalar bile bunu belli etmezlerse iyi olur. Aksi halde otoriteleri sarsılır ve bölünme yaratırlar. Bu anısını bana o gün odasında Atatürk’ü ağırlayan Galatasaray Müdürü Fethi İsfandiyaroğlu anlatmıştı. (1) Ulu Önder “... Ben sporcunun çevik, zeki ve ahlâklı olanını severim...” demişti. Sanırım yöneticilerin de çevik ve zeki olmasalar bile en azından ahlâklı olanını severdi. (1) Orhan Karaveli, Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği, Doğan Kitap, 7. baskı, s. 61/62. Atatürk’ün F.Bahçe maçına gittiğine dair gazetede çıkan haber. lu Önder Atatürk’ün hangi spor kulübünü tuttuğu, bazı spor yazarlarıyla tarihçileri arasında yeniden tartışılmaya başlandı. ‘Türk Sporu’nda Bir Asır Beşiktaş Spor Tarihi’ kitabında ortaya konmuş konuyla ilgili somut belgelere karşın Ata’nın kulüpçülüğü hakkında tereddüte düşmek, olayı kendine yontmak ancak fanatizm illetine tutulmakla mümkündür... Yıkılmış bir imparatorluğun miras bıraktığı onca olumsuzluklar üzerinde modern, yepyeni bir devlet kuran ve bu mucizeyi gerçekleştiren, ‘birleştirici kimliği’yle ön plana çıkan Mustafa Kemal Atatürk’ün ortaya çıkıp “Ben Fenerliyim” ya da “Ben Beşiktaşlıyım” demesi olası mıdır?.. Şüphesiz demokratik, laik modern Türkiye Cumhuriyeti’nin her ferdi ve cemiyeti tarafından saygı ve sevgiyle benimsenmek Atamız adına sevindirici bir olgudur... Beşiktaş, F.Bahçe ve G.Saray’ın yanı sıra Samsunspor, Sıvasspor, Hatayspor gibi kulüplerimiz de bu konuda söz sahibi gençlik teşekkülleridir... Zira Mustafa Kemal Atatürk, ‘Kurtuluş Savaşı’nın ayrıca toprak bütünlüğümüzün en önemli kararlarını bu illerimizde almıştır... Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘başkenti’ olarak Ankara’yı seçmesi de boşuna değildir... Ama bu tarihi karar Ankara kulüplerine bile bir ayrıcalık sağlamamıştır spor tarihimizde... Bizzat Ata’nın emriyle kurulan ‘Muhafızgücü’ mensupları tarafından bile Ulu Önderimiz hakkında “O sadece bizdendi” gibi bir açıklama yapılmamıştır bugüne dek... F.Bahçe Kulübü yöneticileri bu gerçeğe karşın yıllardır ısrarla “Atatürk Fenerliydi” demekte ve Ulu Önder‘le yakın ilişkisi olduğunu söyleyen başka bir kulüp olduğunda büyük tepki göstermektedirler nedense... Şimdi belgelerin ışığında konuya açıklık getirelim ve tarih sıralarına göre Mustafa Kemal Atatürk’ün spor kulüplerimizle olan ilişkilerini, ziyaretlerini gözler önüne serelim: ATATÜRK VE BEŞİKTAŞ 600 küsur yıl üç kıtada hüküm süren ‘Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüyle tüm emperyalist Avrupa devletlerinin üstümüze çullandığı ve topraklarımızı paylaşmaya başladığı bir dönemde hızır gibi ortaya çıkarak harp dehası, cansızı dirilten moral kaynağı, kişiliği ve politik stratejisiyle halkını yönlendiren, onları yeniden istiklaline kavuşturan Mustafa Kemal Atatürk, bu mucizenin ardından ‘Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş, ayrıca her alandaki inkılaplarıyla ülkesine modern bir görünüm sağlamıştır... Ulu Önder Atatürk o karanlık dönemde bu olmazı gerçekleştirirken, en büyük desteği başta Beşiktaş olmak üzere F.Bahçe ve G.Saray kulüplerinden de sağlamıştır... İstiklâl mücadelesinde öncelikle görevlendirdiği sporcular ise Beşiktaş Kulübü’nün gözü pek, fedakâr bireylerinden oluşmuştur daima... Fuat Balkan’la Mehmet Ali Fetgeri, Batı Trakya’da oluşturdukları ‘Milis Kuvvetleri’yle Yunanlılara karşı çete harbi yaparken; Ahmet Fetgeri, Daniş Karabelen, Hüseyin Bereket, Cami Bayburt ve Sırıkçı İzzet gibi Siyah Beyaz kökenli yüzlerce sporcu da Anadolu’ya İstanbul’dan yapılan gizli silah sevkiyatında ‘lokomotif’ görevler üstlenmişti... Büyük özverilerle devam eden bu faaliyetler, Atatürk ve iki yakın silah arkadaşı Fevzi Çakmak’la İsmet İnönü’nün bilgileri doğrultusunda gerçekleşiyordu... Beşiktaş’ın sadece ilk futbol takımından 8’inin Çanakkale ve Kafkasya cephelerinde şehit düşmesi, Hokeyci Refik’in Sakarya Savaşı’nda bir top mermisiyle gövdesinin yarısını kaybetmesi, Mustafa Kemal Paşa’nın sevgisini pekiştiren yüzlerce olaydan sadece 12 örnektir... İşte bu nedenledir ki Beşiktaş Kulübü, Ulu Önder Atatürk’ün öncelikle sevgi ve ilgi duyduğu, kader birliği ettiği ilk spor cemiyeti olma onuru taşımaktadır ülkemizde.... ATATÜRK’ÜN AYDINLANMA DÜŞÜNCESİ BENİMSENDİ ? F.Bahçe, Kadıköy ve Moda semtlerinde aydınlık insanlar tarafından kuruldu ve Atatürk’ün aydınlanma düşüncesi Cumhuriyet’in ilanından önce F.Bahçe Kulübü’nde yeşermeye başladı. Asrı Fener projesinin ilk adımı da F.Bahçe’nin kurucuları oldu. Çalışmalara F.Bahçe’nin ilk başkanı Ziya Songülen’in torunu Nazan Hanım’la başlandı. Ziya Bey’in vizyon sahibi bir insan olduğu, Atatürk’le dostluğu ve ‘Milli Mücadele’deki yeri görüldü. Ayetullah Efendi 1918’de ölmüştü ve kendisinin Osmanlı Bankası’nda çalıştığı biliniyordu. Ferit Şahenk’in desteğiyle Osmanlı Bankası arşivinde personel dosyası bulundu. F.Bahçe’nin ilk kalecisi Hintli Asaf Beşpınar’ın yakınlarına ulaşıldı, adadaki mezarı bulundu. Necip Okaner’in bilgilerine Deniz Müzesi’nde, Enver Yetiker’in bilgilerineyse Başbakanlık Arşivi’nde ulaşıldı, mezarları bulundu. Bu çalışmalar sırasında bilinen en eski (Aralık 1908 tarihli) F.Bahçe Futbol Takımı resmine ulaşıldı. İkinci büyük belgeyse Osmanlı Cemiyetler Defteri’ne göre F.Bahçe’nin resmi kaydı oldu. ASR I FEN ER İ Çİ N N ELER DEDİ LER? ? Bekir İrdem (1907 F.Bahçe Derneği Yönetim Kurulu Üyesi): F.Bahçe’nin tarihiyle genç Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinin kesiştiğini görmek bize büyük gurur verdi. İçinde çok özel anılar var. Mesela dönemin Başbakanı Adnan Menderes, Rusya’ya bir maça giden takımımızdan Fikret Kırcan aracılığıyla Nazım Hikmet’i Türkiye’ye çağırıyor. Randevu alınıyor ama Nazım Hikmet biraz çekiniyor ve mazeret bildirerek randevuya gelmiyor. ? Yüksel Günay (Yüksek Divan Kurulu Başkanı): 1907 F.Bahçe Derneği en iyi şeyleri gerçekleştirdi. Bilgi, görüş ve eğitimle ilgili her türlü katkıyı F.Bahçe’ye yaptı. Mükemmel bir kitap... ? Vedat Olcay (Genel sekreter): Orijinalini görmedim ama duyduğum kadarıyla muhteşem bir eser olmuş. 1907, dünyada bir ilki gerçekleştiriyor. Anlatıldığı kadarıyla içeriği muhteşem. İçinde gün yüzüne çıkmamış olaylar var. ? Emre Kurttepeli (1907 F.Bahçe Derneği Yönetim Kurulu Üyesi): 1907 F.Bahçe Derneği, 22.5 yıllık bir çalışmayla ve çok kapsamlı bir arşiv taramasıyla bu eseri ortaya çıkardı. Bu eser diğer kulüplere de örnek olacak. İçinde futboldan bayan basketboluna dek birçok spor hakkında bilgiler var. Sadece F.Bahçe tarihine değil, Türk tarihine de ışık tutacak bir eser. ? Cemil Turan (Eski F.Bahçeli futbolcu): Bu güzel eser nedeniyle 1907’ye teşekkür ediyorum. ? Selçuk Yula (Eski F.Bahçeli futbolcu): İnanılmaz övgülerle bahsedilen bir kitap. İçinde bulunmaktan onur duydum. ? Simla Türker Beyazıt (1907 F.Bahçe Derneği Başkan Yardımcısı): Kulübümüzün ilk yüzyılını anlatan gurur verici bir eser. Kulübümüzün 2. yüzyılını anlatacak kitap yazılırken biz bedenen hayatta olmayacağız ama bu kitap bizim ruhumuzu yansıtacak. F.Bahçe’nin 1908’de çekilen ilk fotoğrafı STATTA GÖMÜLÜ SİLAHLAR VE MİLLİ MÜCADELE ? Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemleri, 1. Dünya ve Kurtuluş savaşlarıyla Cumhuriyet’in kurulmasında önemli roller alan F.Bahçeliler derlendi. Milli Savunma Bakanlığı, Deniz ve Hava Kuvvetleri arşivlerinden yararlanıldı. F.Bahçe’nin son şehidi Yavuz Sokullu’nun bilgileri Kıbrıs Türk Barış Gücü Komutanlığı’ndan temin edildi. Cepheye gidenlere, ‘İstiklal madalyalılar’a yer verildi. F.Bahçe’nin İstanbul’da kalıp bir sivil olarak Kurtuluş Savaşı’na katkı veren kurucusu Enver Yetiker’in * (G.Saray Divan ve Kongre Üyesi, Gazeteci) Atatürk imzalı belgesi temin edildi. Yavuz İsmet’in ağzından hep anlatılan silah kaçırma belgelendi. Faruk Ilgaz’ın anılarından statta gömülü tüfeklere değinildi. Kulübün işgal altındaki İstanbul’da bile ‘Milli Mücadele’ye toplantılar düzenleyerek destek verdiği gösterildi. ? Sportif konuların çokluğuyla dikkat çeken eserin kilometre taşlarından biri de ezeli rekabetteki çekişme... F.Bahçe çalışmada kültürel, sportif, sosyal ve siyasal yönleriyle tam bir kavim, bir halk gibi anlatılmaya çalışıldı. Zsa Zsa Gabor’dan Fikret Mualla’ya, Neyzen Tevfik’ten Münir Nurettin’e, Muhsin Batur’dan Bal Mahmud’a dek çok ilginç isimlere değinildi. F.Bahçe rozetleri, kulübün tüzükleri, marş ve şiirleri, piyangoları, kültürel ve siyasi ilişkileri irdelenerek başkan, yönetici ve sporcular hakkında kapsamlı bölümler oluşturuldu. Kulübün yakın tarihinde önemli yer tutan 1907 F.Bahçe Derneği’nin kuruluş öyküsü ve hizmetleri de anlatıldı. Metodolojide nesnel ve tarafsız olmaya özen gösterildi. Genele bakıldığında F.Bahçelilik * Beşiktaş Dergisi’nden alınmıştır. 8 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear