Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C SPOR FUTBOL 27 OCAK 2009 SALI BAKINCA Futbolu Kucaklamak S ER D AR KIZIK Futbol ayrı bir tutkudur Türk toplumunda. Çocukluğumuzda sokakta top peşinde koşarken ‘haylazlık’ yapıyorduk büyüklerin gözünde. Terleyip hasta olabilirdik. Ders çalışmıyorduk, zaman boşa gidiyordu. Top peşinde koşup ‘serseri’ mi olacaktık gelecekte? ‘Topçuya’ kız bile verilmezdi. Beden eğitimi dersleri de öylesineydi. Anımsarım, beden eğitimi dersinde zaman zaman matematik çalıştırıldığımızı. Zaman değişti, futbol ve futbolcu itibarlı olmaya başladı. Futbolcular arasında da eğitim düzeyi yükselmeye başladı. Toplumsal algılama farklılaştı. Futbolcular iyi para kazanıyordu. Hele yıldız futbolcu olmak sağlam bir geleceğin güvencesiydi. Anne ve babalar çocukların ellerinden tutup futbol okullarına, kulüplere yöneldi. Yetenekli gençler ve çocuklar desteklendi, teşvik edildi. Şimdi ortam daha uygun ama... 70 milyonluk ülkenin liglerinde hâlâ yabancı egemenliği... Yabancı sporculara para yağdırılıyor. Kaç tane yıldız futbolcu sayabiliyoruz? Peki neden bu manzara? Yetenekleri bulup onları eğitecek bir sistem anlayışı yok doğru dürüst. Sorun buradan kaynaklanıyor. Ancak sevindirici bir gelişmenin altını çizmeliyiz bu arada. Futbol Federasyonu, olumlu bir projeyi devreye soktu. Federasyon Futbol Geliştirme Merkezi’nin uzun zamandır üzerinde çalıştığı, Türk futbolunun geleceğine çok önemli katkılarda bulunacak olan ‘Türkiye Futbolu Kucaklıyor’ projesi devreye sokuldu. Milli Eğitim Bakanlığı, Futbol Federasyonu’yla Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün ortaklaşa düzenlediği projenin protokolü imzalandı geçenlerde. Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, “Artık futbolun yasaklandığı, tesis sıkıntısı çekilen dönemler geride kaldı” dedi. 715 yaş arası 16 milyon gence futbol oynatmak istediklerini söyledi. Futbol Geliştirme Merkezi Direktörü Ahmet Güvener, bunun bir Türkiye projesi olduğunu belirtti. Futbolu yaygınlaştırmayı ve yetenekli oyunculara çağdaş eğitim olanağı vermeyi hedeflediklerini anlattı. Projeye göre okullarda futbol eğitim kulüpleri kurulacak. Gençlik gelişim tesisleri yaratılacak. 131415 yaş gruplarında kurulacak Akademi Ligi, deplasmanlı olacak 3 bölgede başlayacak. Ayrıca TFF’nin belirlediği normlarda gerekli eğitimler verilerek 3 yıl içinde Turkcell Süper Lig ve Bank Asya 1. Lig kulüplerinin tümünde futbol akademilerinin kurulması sağlanacak. Proje kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı, spordan sorumlu Devlet Bakanlığı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı, belediyeler, il özel idareleri ve üniversitelerle işbirliğine gidilecek ve her ilde ‘İl Futbol Koordinasyon Kurulları’ oluşturulacak. Kısa sürede lisanslı futbolcu sayısı 1 milyonun üzerine çıkarılacak. Bunun için kısa vadede haziran ve temmuz ayında verilecek eğitimler çerçevesinde üstün başarı gösteren 150 eğitmen, takımlarımızın altyapılarına verilecek. Bu eğitimcilerin maaşları federasyondan karşılanacak. Yetenekli oyuncular, yatılı akademiler çatısı altında toplanacak. Bu okullarda MEB’e bağlı dersler öğlene dek, futbol eğitimi ise öğleden sonra görülecek. Yerinde bir girişim. Hayata geçirilirse Türk futboluna taze bir kan akışı sağlanacaktır. .Saray Sıvasspor, G zirvedeki galibiyetiyle laştırdı. yerini sağlam İ Ğ E Ç R E G R O P S S A V I S V O L K A N A Ğ I R TFF’nin ilginç kararıyla ligin tam yarısını tamamlamadan verilen araya Sıvasspor birinci sırada girmişti. Kırmızı Beyazlıların ‘ligin ilk yarısını zirvede bitiren takım büyük oranla şampiyonluk ipini göğüsler’ teziyle hedefe çok yakın olduğu söylenmeye başlanmıştı. Öne sürülen bu tez maç sayısı olarak yapılan hesaplamalara göreydi ve Sıvasspor ligin ilk yarısını zirvede bitiremeyebilirdi. Ama öyle olmadı ve ligin gerçekten ilk devresini bitirdiğimizde Sıvasspor zirvede yer aldı. Bu sonuçla ‘kesinlikle’ şampiyon olacaklarını söyleyemeyiz ama sezon sonunda nerede olabileceklerinin önemli bir göstergesi bu. Ancak bunu başarmış olmalarından çok bu yolda izledikleri yöntemleri gözlemlemek gerekli. G.Saray, F.Bahçe, Beşiktaş’ın taraftarları Sıvasspor’dan artık korkuyor. Yenildiğinde ise şaşırmıyor. Çünkü Kırmızı Beyazlılar son 3 sezonda bunu yapmaya alıştı, alıştırdı. Türk futbol izleyicisini bu galibiyetlere alıştırmak zordur. Çünkü vakti zamanında birçok Anadolu takımı büyük ekiplere karşı maçlar kazandı. Ama bunu sürekli hale getirememişlerdi. Ancak Sıvasspor bunu ispatladı. 200708 sezonunda sahasında büyük takımlara nasıl oynayacağı hep tartışıldı ‘Yiğidolar’ın... Savunma yaparsa ‘korkak’lıkla suçlanmamak için atak oyunu tercih ettiler. Bu şekilde mücadele ederek rakiplerine gol attılarsa da daha fazla gol yedikleri için yakaladıkları şampiyonluk fırsatını kendi elleriyle itmiş oldular. Ancak geçen yıl kaybedilen şampiyonluğun en büyük nedeni büyüklere karşı oynadıkları maçlarda yaşadıkları tecrübesizlikti. Bu yıl içerideki G.Saray ve F.Bahçe sınavlarında bu tecrübesizliği aşan Sıvasspor artık olgunlaşmış ve şampiyonluk yolunda mücadele ettiği rakiplere karşı savunma yapmanın ‘korkaklık’ değil puan almak için, şampiyonluk için ‘gereklilik’ olduğunu anlamış bir takım hüviyetini kazandı. Bu iki büyük kazanımı elde etmeleri 1 yılık çalışmayla olmadı. Şampiyonluk için takımın başına önemli etiketleri olan isimleri getirmektense ‘istikrar’ı tercih ettiler. Her yıl ‘büyük’ başkanların cümlelerinde en çok kullandıkları kelimeyi uygulamaya geçirdiler. Böylece de bugün bir F.Bahçe veya Beşiktaş taraftarı kendi takımının bir sonraki maça çıkacak ilk 11’ini kolay kolay kestiremiyorken Sıvasspor’u ezbere sayabilir hale geldi. Kırmızı Beyazlılar ‘şampiyonluk’tan bahsedebilir hale geldi. Sıvasspor’un başardıkları sırf kendi taraftarını değil, tüm Anadolu takım taraftarlarını hatta büyük takım yandaşlarını heyecanlandırıyor. Çünkü Kırmızı Beyazlıların elde edeceği şampiyonluk sade bir şampiyonluktan çok liglerin makus talihini değiştirebilecek bir durum. 4