Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C SPOR EURO 2008 1 TEMMUZ 2008 SALI BAKINCA Milli Takım 1 S ER D AR KIZIK Milli takımımızın 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda aldığı sonuçları üç ana başlık, üç ayrı yazıda irdeleyelim. Her şeyden önce yarı final oynamak gibi önemli bir başarının altını çizelim. Bunun Türk futbolu açısından önemli bir aşama olduğunu ve yeni bir sürece girildiğini de vurgulayalım. Geçen hafta başta ülkemiz olmak üzere dünya basınında yeralan ‘mucize’ değerlendirmelerini, en azından verilen emeğin, gösterilen çabanın ucuzlatılması anlamında haksız bulduğumu belirtmiştim. Konunun elbet teknik, taktik, fiziksel ve moral kapasite gibi temel unsurları var. Ana ölçütümüz her konuda olduğu gibi bilimsel bir bakış açısı ve değerlendirme, kuşkusuz. Yoksa bazı federasyon ve medya üyelerinin “dualarımızla kazandık” değerlendirmelerine kalsaydı iş, salt sporda değil, bir çok alanda İslam ülkelerinin aldığı sonuçlar ortada. Öte yandan her ulusun kendine özgü özelliklerinin de altını çizmeliyim. Tarihte bir çok kez ortaya çıktığı gibi Türkler en sıkışık, en güç dönemlerinde ‘mucize’ diye algılanan sonuçlara ulaşmıştır. Mustafa Kemal öncülüğündeki Türk devrimi, bunun en iyi örneklerindendir. Nitekim Çanakkale Savaşı’nda Mehmetlerin olağanüstü çabası, tarihe ‘Çılgın Türkler’ deyimini kazımış, Türk Milli Takımı için de bazı yabancılar aynı nitelendirmeyi yapmıştır. Gelelim ‘Türk futbolunda devrim’ değerlendirmelerine... Kimi spor yazarları sergilenen tablo karşısında bu nitelendirmeyi dile getirdiler. Devrim, toplumsal sonuçlara yol açan temel ve köklü değişiklik, eski düzenin yıkılması anlamına gelir ki kişisel olarak Türk futbolunda böyle bir dönüşüm henüz yoktur. Futbolda devrimden söz etmek için çok temel ve yapısal değişiklikler gerekir. Örneğin, özellikle altyapıda böylesi bir dönüşüm yoktur. Çocuklarımızı, gençlerimizi esas alan, geleceğin omurgasını oluşturmaya yönelik bir düzen değişikliğinden de söz edilemez. Nitekim futbolu yöneten ve yönlendirenlerin de bu konuda en azından ‘zihniyet’ değişimine gittikleri, bırakın bunu ‘arayışında’ oldukları bile söylenemez. Evet, milli takımımız bu şampiyonayla yeni bir sürecin kapısını aralamıştır. Günümüz futbolunda teknik, taktik, antrenman bilimini de içeren temel unsurlarda gelinen nokta, uluslar açısından benzer düzeydedir. O zaman temel soru, farklılıkların hangi noktalarda oluştuğuyla ilgilidir. Bunu da ulusların kendine has özelliklerinin yanı sıra bakış açıları, yaklaşımları ve çalışmaları belirlemektedir. Ulusal takım oluşana değin yaşanan süreçte, büyük ve yaygın bir tabandan yapılan seçimler, elemeler ve iyilerin arasından da ‘en iyilerin’ çıkarılması önemlidir. Sonuç olarak uluslararası alanda da kabullenildiği gibi Türk Milli Takımı başarılıdır. Milli takım yerleşik ezberleri bozmuş, her şeyden önce maçın bitiş düdüğüne kadar oyunu bırakmadığını, mücadele ettiğini, yenilgiyi düşünsel anlamda kabullenmediğini kanıtlamıştır. Bu çabanın yadsınamaz önemi de ortadadır. Türk futbolunda çıta yükselmiştir. Bundan böyle Türklere karşı her takım, bu gerçeği gözetmek durumundadır... Kupanın ekonomisi takımları zengin etti ERSİN ÖZTEKİN KI M U EFA DAN NE KAZANDI ? İSPANYA ALMANYA TÜRKİYE RUSYA 23 MİLYON 19 MİLYON 14.5 MİLYON 14.5 MİLYON HIRVATİSTAN 12.5 MİLYON HOLLANDA PORTEKİZ İTALYA İSVİÇRE İSVEÇ ÇEK CUM. ROMANYA AVUSTURYA POLONYA FRANSA YUNANİSTAN 12.5 MİLYON 11.5 MİLYON 10.5 MİLYON 8.5 MİLYON 8.5 MİLYON 8.5 MİLYON 8.5 MİLYON 8 MİLYON 8 MİLYON 8 MİLYON 7.5 MİLYON utbol severleri haziran ayı boyunca peşinden sürükleyen Euro 2008, ekonomik açıdan da önemli istatistiklerin ortaya çıkmasını sağladı. Turnuvanın yapıldığı İsviçre ve Avusturya’da taraftarların yarattığı ekonomik değerin yanı sıra şampiyonaya katılan ülkelerin elde ettiği kazanç azımsanmayacak miktardaydı. 729 Haziran tarihleri arasındaki organizasyon ev sahibi olan iki ülkeye toplamda 470 milyon Avro gelir sağladı. Euro 2008’in Almanya ve İspanya arasında oynanan final maçına ev sahipliği yapan Viyana kenti kısa dönemli ekonomik etki olarak 65 milyon Avro elde etti. Viyana uzun dönemli gelirlerde ise 100 milyon Avro’luk bir kazanç sağlayacak. Final maçının Avrupa ekonomisine katkısı 1.4 milyon Avro olarak tespit edildi. İki dev ülkenin mücadelesinin Avrupa’ya katkısı ise 300 milyon Avro... Futbolun kalbinin attığı Euro 2008’de oynanan her maçı 150 milyon kişinin izlediği belirlendi. 200’e yakın ülkede canlı olarak ekranlara gelen maçlar sayesinde UEFA da gelirlerini katladı. Portekiz’de düzenlenen Euro 2004’te 852 milyon Avro kazanan UEFA, Euro 2008 sonunda 1 milyar 250 milyon Avro gelir elde etti. F ? Rakamlar Avro olarak hesaplanmıştır. Turnuvaya katılım payları da dahildir. KASAMIZ DOLDU Euro 2008’de yarı final oynayarak Avrupa üçüncüsü olan A Ulusal Futbol Takımı turnuva sonunda kasasına 14 milyon 500 bin Avro koydu. Türkiye UEFA’dan turnuvaya katılım payı olarak 7 milyon 500 bin Avro almıştı. Türkiye 16 takım içerisinde bir başka yarı finalist Rusya’yla birlikte UEFA’dan en çok para alan 3. takım oldu. Ay Yıldızlılar bu gelirle bir çok Avrupa devini de geride bıraktı. Turnuvanın en az para kazanan takımı Yunanistan’dı... Euro 2004’ün şampiyonu Yunanistan gruplarda maç kazanamadığı için sadece 7.5 milyon Avro’luk katılım payıyla yetindi. Fransa da grupta sadece 1 puan aldığı için 8 milyon Avro gelir elde etti. Çeyrek final oynayan Hırvatistan ve Hollanda 12.5 milyon Avro’yu kasasına koydu. Şampiyonaya erken veda eden Portekiz ve İtalya ise çeyrek finalle yetindi. Portekiz 11.5; İtalya ise 10.5 milyon Avro’yu ödül olarak kazandı. EN KÂRLISI GALATASARAY U EFA, Euro 2008’de oynayan futbolcuların kulüplerine de katılım ücreti ödedi. Bu alanda Ay Yıldızlı takıma 8 futbolcu gönderen Turkcell Süper Lig’in şampiyonu Galatasaray’ın yüzü güldü. UEFA, Türkiye’nin Euro 2008 kadrosunda yer alan Servet Çetin, Hakan Balta, Sabri Sarıoğlu, Emre Güngör, Arda Turan, Ayhan Akman, Mehmet Topal ve Emre Aşık için Sarı Kırmızılı kulübe günlük 4 bin Avro ödeme yaptı. Böylece Galatasaray toplamda 800 bin Avro’yla en çok kazanan Türk kulübü oldu. Ay Yıldızlı ekipte oynayan Volkan Demirel, Uğur Boral, Mehmet Aurelio, Colin Kâzım, Semih Şentürk ve Emre Belözoğlu da Fenerbahçe’nin 600 bin Avro kazanmasını sağladı. Rüçtü Reçber ve Gökhan Zan ise Beşiktaş’ın kasasına 200 bin Avro koydu. Tolga Zengin Trabzon’a; Tümer Metin Larissa’ya; Hamit Altıntop Bayern Münih’e; Tuncay Şanlı Middlesbrough’ya; Gökdeniz Karadeniz Rubin Kazan’a; Nihat Kahveci Villarreal’e; Mevlüt Erdinç ise Sochaux’ya 100 bin Avro kazandırdı. 4