16 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

BIR ZAMANLAR NÜVİT TOKDEMİR Bosna Hersek’te altın madalya için elimden geleni yapacağım. Bana inanan ve güvenen insanları üzmeyeceğim. Maç yapılmadan kazanılmaz ama eğer bir sakatlık olmazsa Avrupa Ümitler Judo Şampiyonası’nda ağır sıklette zirveye çıkacağım. Ülkeme bir şampiyonluk daha getireceğim. Altay’ın Unutulmaz Kaptanlarından Biri: ‘BABA KAZIM’ azı insanlar vardır bulundukları topluluğun, çevrenin ya da ortamın simgesidirler. Bizde bu tür insanları çeşitli çevrelerde görmek olasıdır. Hele futbol yapımız içerisinde, oynadıkları dönemlerde birer yıldız olup, kulüpleriyle özdeşleşerek simgeleşmiş isimler çoğunluktadır. Takım tutkunları yürekten gelen bir istençle, oynadıkları futbolun etkisiyle gözlerinde büyüttükleri çoğu ismi uslarına işleyip, onları birer simgeye dönüştürmüşlerdir. Elbet bu salt futbolla sınırlı kalmamıştır ülkemizde. Özellikle dünyayı sarstıkları günlerde güreşçilerimiz de bu pastadan pay almışlardır. Büstleri ve heykelleri yapılan niceleri bugün doğup büyüdükleri kentlerde anılıyor. Futbol bizim için, özellikle de son günlerde daha bir tutku, yaşam biçimi olma durumuna geldi. Avrupa Şampiyonası’ndaki son çıkış, en küçüğünden büyüğüne toplumun tüm bireylerini etkisi altına aldı. Aslında bu olup bitenlerde, futbola olan tutkuda başarıya susamışlığın etkisi olduğu kadar, daha küçük yaştan bu spora duyulan ilginin, bize geçmişten örnekler veren büyüklerin anlattıkları futbolculara duyulan özlemin etkisi yok mudur sizce de? Evlerimizde az mı dinledik ‘Cihat’lı, Turgay’lı, Lefter’li, Can’lı, Metin Oktay’lı’ söyleşilerini büyüklerimizin? Şimdi o günlere dönüp geçmişten izlenimleri o kişilerin kendilerinden dinlediğimde, olanaksızlıklara ve bugünün ekonomik serbestliğine bakıp, nasıl da içten ama ne de zor işler başardıklarına tanıklık ediyor ve sizlere aktarıyoruz. İşte size İzmir’den bir örnek daha. Kentin ilk takımı Altay’da uzun yıllar oynayıp, kaptanlığını yapan, döneminin başarılı olduğu kadar efendiliğiyle de sevilen isimlerinden Kazım Yıldız... 1936 yılında İzmir Çamdibi’nde doğup büyüyen Yıldız, futbola 1951 yılında semtinin takımı olan Yeşilova’da başlıyor. Bir savunma oyuncusu olarak dikkatleri üzerine çeken genç futbolcu, kısa bir süre sonra başkanlığını Prof. Ali Ulvi Taşlıyük’ün yaptığı, İzmir Mahalli Lig takımlarından Ülküspor’a transfer oluyor. O günlerde yerel heyecanın dorukta olduğu maçlar oynayan Yıldız, ‘Çakır’ Muzaffer, ‘Taksi’ Mustafa gibi isimleri unutamıyor. Soyadı gibi ‘Yıldız’ olunca da Altay yöneticilerinin dikkatini çekiyor ve transfer görüşmeleri başlıyor. Siyah Beyazlı kulübün başkanı Hüseyin Barbaros, yönetici Sıtkı Erboy ve takımın efsane kaptanlarından Bayram Dinsel ile birlikte transferi gerçekleştiriyor. Her ne kadar Ülküspor yandaşları bu transfere karşı çıksalar da Kazım Yıldız 195455 sezonunda Altay’a geliyor. O günleri kendisinden dinleyelim: “İlk profesyonel sözleşmemdi. Benim için Altay önemliydi. Çünkü o günlerin mahalli liginin yenilmez armasıydı bu takım. Sanırım bin 500 lira para almıştım. Önemliydi bizim için. Takımı İtalyan Dominik ve Vahap Özaltay birlikte çalıştırıyorlardı. Kadromuzda kaleci Akın, Yılmaz, Mustafa, Erdoğan, Cemil, Bayram Dinsel, Yağlı Orhan, Kaya (Köstepen) Coşkun ve Gönen gibi önemli isimler vardı. Ve Türkiye Ligi kuruluncaya kadar da mahalli lig şampiyonluklarımız sürdü. Sonra takıma kaleci olarak Varol geldi. Altan Santepe gibi Türk futboluna emek vermiş bir kalecimiz daha vardı.” Yıldız o günleri anarken kulüp sevgisinin büyüklüğüne vurgu yaparak, “Paraya hiç önem vermezdik. Deplasmana gider aynı otobüsle döner yöneticilere bir şey diyemezdik. Masraf olmasın isterdik. Altay’da 12 yıl futbol oynadım ve aldığım en büyük ücret 15 bin lira oldu. Ayrıca bizde nakit diye bir şey yoktu. Verilen söz senetti” diyor. Yıldız, Bayram Dinsel’in 1959 yılında kaptanlığı kendisine bırakmasını hiç unutamıyor. Bir de Altaylı taraftarların kendisine ‘Baba Kazım’ tanımlamasında bulunmasını. Bu da sahadaki efendiliği, temiz futbolu, kendisini yakın çevresine olduğu kadar, rakip futbolcu, yönetici ve taraftarlarına sevdirmesinden kaynaklanıyor. Baba Kazım’a göre Lefter, Burhan, Feridun, Mikro Mustafa, Sarı Naci, kaleci Selahattin, Can Bartu’dan kurulu Fenerbahçe; Vedii, Ali İhsan, Eşref, Nusret, Süleyman Seba, Recep’ten oluşan Beşiktaş; Turgay, Sarı Muzaffer, İsfendiyar, Kadri, Suat ve Metin Oktay’ın bulunduğu Galatasaray ile oynamak büyük mutluluktu. O nedenle de, “Şimdi o günün kalitesinde futbolcular çıkmıyor. Bayramlar, Tarıklar (Gencay), Lefterler, Metinler, Seyfiler (Talay) yetişmiyor. O insanlar ve bizler takımlarımızın adıyla anılıyoruz. Şimdi birisine ‘Altaylı Kazım’, ‘Galatasaraylı Metin’ diyemezsiniz. Biriki yıl ya da üçbeş ay oynayıp kulüp değiştiriyorlar. İyi futbolcular elbette var. Ama o dönem gibi değil” diyor. Altay’da 12 yıl aralıksız oynayan ve 8 yıl da kaptanlığını yapan ‘Baba Kazım’ ın şimdilerde bir özlemi ve isteği var. Onu da yine kendisinden dinleyelim: “Takım taraftarlığını yaşatmak istiyorlarsa bugünün yöneticilerinin biz gönülden hizmet vermiş olanlardan yararlanmalarını bekliyoruz. Altay’a gönülden bağlı bir çok arkadaşımız var. Altyapı futbolcularıyla söyleşilere gidelim. Onlarla birlikte maç izleyelim. Yanımızda götüreceğimiz ikiüç arkadaşın bile takımların yaşamasında önemli katkıları mutlaka olacaktır. İzmir eski kimliğine kavuşursa önünde kimse duramaz...” Eposta: n.tokdemir@hotmail.com B Yazıcı’nın yeni hedefi Avrupa şampiyonluğu << BAHAR AKCANLAR ürkiye’de judonun altın çocuğu Feyyaz Yazıcı; çalışmalarına Manisa, Samsun, İstanbul ve Bolu kamplarıyla devam ediyor. 4 Temmuz’da Bosna Hersek’te başlayacak Avrupa Ümitler Judo Şampiyonası’na hazırlandığını belirten Türkiye Ümitler Judo Takımı kaptanı Yazıcı, “Her akşam yatmadan önce mental antrenman (zihinsel) yapıyorum. Avrupa Şampiyonası’nda yapacağım maçlarımı düşünüyorum. Türkiye ve Feyyaz seslerini duyuyorum. Birincilik kürsüsüne çıkıyorum. Daha sonra 46 ülke sporcusunun İstiklâl Marşımızı ayağa kalkıp okumasını görünce haklı bir gurur duyuyorum ve gözlerim doluyor” dedi. Geçen yıl finalde kırık parmakla mücadele edip ikinci olan Feyyaz Yazıcı, “Bu yıl da aynısı olsa kanımın son damlasına dek mücadele ederim ve altın madalyayı alırım” diye konuştu. Şampiyon judocuyla Avrupa Şampiyonası dönemini konuştuk. Avrupa Ümitler Judo Şampiyonası’nın başlamasına 3 gün kaldı. Heyecanlı mısınız? Feyyaz Yazıcı: Tabii ki tatlı bir heyecan var. Ancak iyi hazırlandık. Maç gününü sabırsızlıkla bekliyorum. Her akşam yatmadan önce 15 dakika mental antrenman yapıyorum. Avrupa Şampiyonası maçlarını zihnimde yaşıyorum. Bu nedenle maçı tecrübe etmiş ve o havayı yeniden yaşamış oluyorum. Mindere çıktığımda da rahat olacağım. En son olarak da kendimi kürsünün zirvesinde görünce İstiklâl Marşımız herkesçe okununca tüylerim ürperiyor. Gözlerim dolu dolu oluyor ve ağlıyorum. Bu yıl ağır sıklette mücadele edeceksiniz. Bunun avantaj ve dezavantajları neler? F.Y: Ben 100 kiloyum. Ancak rakiplerim 150’yle 180 kilo arasında değişiyor. Yani kilom diğer ağır sıkletlere göre çok alt seviyede. Rakiplerime göre daha hızlıyım. Bu nedenle kendimi avantajlı görüyorum. Kuvvet olarak farklar olabilir ama daha önce yurtdışında yaptığımız kamplar ve turnuvalarda rakiplerimi tanıma fırsatını buldum. Antrenmanlarda kuvvet eksiğimi de giderdiğimi düşünüyorum. Fiziki olarak da eksikliğim olabilir ama süratim, teknik kapasitem ve zekâmla başarıyı yakalayacağım. Geçen yılki Avrupa Şampiyonası’ndaki Feyyaz’la bu turnuvadaki Feyyaz arasında ne gibi farklar var? F.Y: Artık daha tecrübeliyim. Oyun zekâm rakiplerime göre daha iyi, maç kontrolümü herkes beğeniyor. Geçen yılki Avrupa Şampiyonası’nda ‘Feyyaz Yazıcı’ ismini herkes öğrendi. Rakiplerim artık karşımda sadece savunma yapıyor. Geçen şampiyonadaki ilk yılımda derece alan tek sporcu olduğum için ‘şampiyonanın sürprizi’ olarak nitelendirildim. Gelecek vaat eden judocu ödülünün de sahibi oldum. Şimdi grup başıyım. Her şey geçen yıldan daha kolay olacak. Hedeflerim büyük ve en genç olimpiyat şampiyonu olmak. İsmimi tarihe altın harflerle yazdıracağım. Feyyaz Yazıcı’yı dünya unutmayacak. T 14 ‘ ‘
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear