Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C Terzi atletizmi SPOR ATLETİZM HAZİRAN SALI GÖRÜŞ F.Bahçe Ne Yapmalı? GÜVEN BÜYÜKBAYKAL taşıyamıyor söyledi. Bu duruma göre, bu kadar kısa sürede davet edilmesi gereken önemli atletler yerine daha düşük kaliteli atletlerin gelmesi sağlandı. Dünya şampiyonu ve geçen yıllarda Golden League’de check point kazanan Meksikalı 400 metreci bayan Guevera’nın katılmasının sağlanmasına karşın iptal kararırın bu şampiyona bildirilmesi nedeniyle Guevera’nın Cezmi Or’a katılamayacağı anlaşılmış durumda. “Türkiye’de niçin büyük yarışmalar yapılamıyor” sorusuna cevap bu gibi davranışlar olsa gerek. Türkiye’nin şan ve şerefini sırf beceriksizliği yüzünden ayaklar altına almış olan federasyon Başkanı Mehmet Terzi, Türk atletizmine en büyük iyiliği başkanlıktan istifa etmekle yapacaktır. Atletizmde uluslararası yarışmaların en alt basamağı olan bu yarışmada dahi beceriksizlik nedeniyle sorun çıkaran Terzi, ya kendi istifa etmeli ya da kurallar işletilerek genel müdür tarafından işten el çektirilmelidir. CÜNEYT E. KORYÜREK B undan 61 yıl önce Kamuran ve Neriman Tekil kardeşler tarafından başlatılan Cezmi Or Yarışmaları, Atletizm Federasyonu Başkanı Mehmet Terzi’nin beceriksizliği nedeniyle iptal edilmekten son anda kurtuldu. Federasyon bütçesinde bu yarış için para olmasına karşın, bu paranın şu anda başka bir faaliyet için harcanması sonunda elde para kalmayınca federasyon en kolay yolu seçip, Cezmi Or Yarışması’nı iptal etmişti. Yarışmaların direktörü Münir Yaraş, bu durumu protesto ederek görevinden geçen hafta istifa etti. Federasyon da durumu Avrupa Atletizm Birliği’ne bildirdi, yarışmanın iptal edildiğini ilan etti ve bu yarışma için birlik tarafından gönderilmesi saptanan bir gözlemcinin gelmemesini talep etti. Bu durumu perşembe günü bana bir dostum bildirdi. Hemen Genel Müdür Mehmet Atalay’a telefonla anlattım, herhangi bir yerel yarışmanın dahi iptal veya tehir edilmesinin mümkün olmadığını ve hele böylesine büyük bir yarışmanın iptal edilmesinin konu dahi olamayacağını söyledi. Ve işe el koyduğunu ifade etti. Yarım saat sonra Genel Müdür Yardımcısı Sezai Bağbaşı beni aradı. Elde para olduğunu, Terzi’nin kendilerinden yılın ikinci bölüm bütçesinden telafi edilmek üzere para talep etmediğini ve etseydi verebileceklerini söyledi. Kısa bir süre sonra Sezai beni tekrar arayıp federasyon başkanı Terzi’yi bulduğunu ve bu yarışmanın mutlaka yapılması gerektiğini emrettiğini T GÜNER FRİK ÖLDÜ Uzun ve üç adım atlamalarda Ruhi Sarıalp ve Ömer Özkap ile 1940’ların sonunda dünyanın en iyi üç adım atlayıcıları arasında yer alan Güner Frik, geçen hafta 82 yaşında aramızdan ayrıldı. Fevkalade bir sporcu, şampiyon ve mükemmel bir insan olan Güner Firik sadece Türkiye’de değil, uluslararası olimpiyad ailesi içinde de çok iyi tanınırdı ve IOC tarafından kendisine bir olimpiyad nişanı verilmiş olup, Avrupa Olimpiyad Komiteleri Birliği’nde de Türkiye’yi bilgisi ve kişiliğiyle gayet güzel bir şekilde temsil etmişti. SÜR 2008’E A Y EY vrupa şampiyonu ulusal atlet Süreyya Ayhan Kop, kendisini eleştirenlere yanıt verdi. Ayhan, yapılan tenkitlerin yerinde olmadığını belirterek “Süreyya Ayhan gerçeği diye program yapıyorlar. Süreyya Ayhan gerçeğini bilmek için bizimle diyalog halinde olmaları gerekir. Bizimle de kimse görüşmedi, konuşmadı. Onun dışındakiler ne kadar gerçek olabilir. Bu tür eleştirileri yapmaları Türk halkının vicdanına bırakıyorum” dedi. Gazetelerde sponsor firmanın avukatının beyanatını üzülerek okuduğunu bildiren Ayhan Kop, “Görüşmelerin sürdüğü bir ortamda bu açıklamalar çok yanlış oldu. Bu anlayışla Türk sporu zor gelişir. Sporcunun her an sakatlanma riski vardır. Bu düşüncenin değişmesi gerekir. Kaldı ki biz kimseye ‘bize sponsor olun’ demedik. Kendileri bizi buldular. Bugüne kadar kimseyi ihtiyacımız olmadı. Bundan öncede sponsorluk anlaşması yaptım ama böyle birşey yaşamadım. Yapılanlar, etik açısından çok yanlış” diye konuştu. Ulusal atlet, yaklaşık 2 ay önce antrenman yaparken bir ağrı hissettiğini, daha sonra Dünya şampiyonası için antrenmanların dozunu artırma sonucunda istenmeyen sakatlığın oluştuğunu bildirdi. Ayhan Kop, doktorların kendisine sol alt adalesinde 5 lifin koptuğunu ve ödem oluştuğunu söylediklerini vurgulayarak “Ancak bu, kesinlikle spor hayatımın bittiği anlamına gelmez” ifadelerini kullandı. A ürkiye Süper Lig tarihinin en çok şampiyon olan, en çok gol atan ve en çok galibiyet alan takımı olan Fenerbahçe, 200607 sezonunu 70 puanla şampiyon olarak noktaladı. Ancak Sarı Lacivertliler 18 takımla oynanan sezonlar içinde 199798 sezonunda topladığı 75 puanla ‘en düşük puanlı şampiyon’ olan (3 puanlı sistemde) Galatasaray’ın 5 puan gerisinde kalmış ve bu unvanı ele geçirmiştir!.. Sezon içi performansına bakıldığında ilginç bir tablo karşımıza çıkmakta... ‘Büyük’ olarak kabul edilen maçlardan 14 puan çıkarılmış (Beşiktaş, G.Saray, Trabzonspor maçları), küme düşen takımlardan ise 10 puan alınmıştır. Bu tablonun nedeni kadro yapısı ve oyun sistemidir. Zor maçlardaki savunma güvenliğine karşılık zayıf rakipler karşısında yaşanılan sıkıntılar ileri çıkarılan savunmadan ve zamanında geri dönmeyip kademe anlayışını oturtamayan oyunculardan kaynaklanmıştır. Kabul edilmesi gereken gerçek, geçen sezon transferlerde geç kalınmıştır. Anelka ve Nobre takımdan ayrıldıktan sonra sırf transfer kontenjanını doldurmak uğruna yeterli araştırma yapılmadan, aceleyle oyuncu alınmıştır. Her ne kadar Deivid V.Manisaspor’a 3 gol, Trabzonspor maçında da şampiyonluğu getiren golü atmış olsa da Fenerbahçe’nin gereksinim duyduğu forvet tipine uymamaktadır. Zaman zaman eleştiriye uğrasalar da Lugano Edu ikilisi; Mehmet Aurelio Appiah Deniz ve tabii ki Tuncay’ın alan daraltmalarıyla rakiplerini fazla döndürmemiş ve az pozisyon vererek takımlarının sezonu en az gol yiyen takım olarak tamamlamasına katkıda bulunmuşlardır. Bunun dışında son yıllarda kazanılan başarılarda büyük pay sahibi olan ve kulüple adeta özdeşleşen, sembol anlamı taşıyan Rüştü, Ümit Özat ve Tuncay’ın takımdan ayrılmaları spor çevrelerinde kayıp olarak değerlendirilmektedir. Gerçekten de bitmeyen enerjisi, mücadele azmi ve attığı kritik goller Tuncay’ı unutturmayacaktır. Ümit’in profesyonelliği, dönem dönem yedek kalmasına karşın ilk 11 mücadelesini sürdürmesi, formayı yeniden kazanması ve kaptanlık vasfını başarıyla taşıması takdire değer... Yine Rüştü’nün birçok zorlu maçta adeta başrole soyunması ve kritik kurtarışlara imza atması elde edilen başarılarda büyük etken olmuştur. Yerlerinin doldurulup doldurulamayacağı ise tartışmaya açıktır. Her ne kadar sezon içinde ciddi hatalar yapmış ve çok eleştirilmiş olsa da (özellikle Dinamo Kiev ve AZ Alkmaar maçları) Arthur Zico, özellikle son 1 aylık periyotta camianın şampiyonluk umutlarını yitirmeye başladığı süreçte soğukkanlılığını korumuş ve zor maçları kayıpsız atlatarak takımını sonuca ulaştırmıştır. Türkiye Ligi’ni tanıma dönemini tamamlamış bir Zico’nun istikrar için kalması yerinde bir karardır. Ancak bitirici vuruşları olacak, rakip savunmayı yıpratıp Kezman’a boş alanlar açacak, paslaşacak ve hava hakimiyetini kuracak bir forvetin alınması şart... Bu arada diğer Avrupa kulüplerindeki gibi farklı kulvarlarda mücadelenin sürdürülebilmesi, oyuncuların dönüşümlü olarak oynatılması, takım içi rekabetin canlı tutulması ve kadro genişliği için transfer çalışmalarının devam ettirilmesi gereklidir. Bu noktada yapılması gereken Güney Amerika ağırlıklı bir kadroya sahip bu takımın mücadele gücünü yeni sezonun başlangıcına dek arttırmak, belirli bir seviyeye ulaştırmak, oyun sistemini oturtmak ve futbolcuları Şampiyonlar Ligi maçlarına motive etmektir. Çünkü Fenerbahçe camiası artık her açıdan destek verdiği takımından Avrupa’da ses getirecek başarılar beklemekte... * İstanbul Üniversitesi İletişim Fakultesi Gazetecilik Bölümü Yrd. Doç. 11