Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Tavansız salon yarışmaları! C Ü N E Y T E . K O RY Ü R E K C SPOR ATLETİZM OCAK SALI İNÖNÜ STADI B ugünkü yazımın başlığı sizi şaşırtabilir. Ama şaşırmayın, burası Türkiye. Hepimiz söyleriz, “Atletizm ana spordur” diye... Ama gelin görün ki Türkiye’de atletizm ana spor değil, sanki üvey evlat muamelesi görüyor. İngiltere’nin Birmingham kentinde 24 Mart tarihlerinde yapılacak olan Avrupa Kapalı Saha Şampiyonası’na katılacak atletlerin seçimini bekliyorum. İsminden de anlaşılacağı üzere bu yarışmalar, pist çevresi 190 metre olan ve tavanı kapalı bir salonda yapılır. Açık hava pistleri gibi sahanın çevresi 400 metre değildir. Virajlar keskindir, kulvarlar dardır. Biz bu yarışmaya katılacak atletleri İzmir’de yapılacak olan ve ismi ‘Türkiye Salon Yarışmaları’ olan yarışların sonuçlarına bakarak seçeriz. Ama sadece İzmir’de değil, Türkiye’nin hiçbir kentinde kapalı bir saha içinde koşulacak 190 metre çevreli bir pistimiz yoktur. İzmir’deki sözüm ona pist, Atatürk Stadı’nın tribünleri altında ve ancak 60 metrelik bir düzlüğe sahip olan böbrek şeklinde kıvrılıp dönen acayip bir pisttir. Burada atletler, sütunlara çarpmamak için önlerine bakarken yan gözle de rakiplerini gözlerler. Bu nedenle de 60 metre üstü bütün koşular, atma ve atlamalar stadın yanındaki ve açık havada serilmiş ısınma pistinde yapılır. ATATÜRK OLİMPİYAT STADI 13 MİLYON 73 MİLYON İstanbul, 13 milyonu aşkın nüfusuyla adeta orta büyüklükte bir Avrupa ülkesidir. Daha 10 milyonu bulmayan Yunanistan ise sayısını bilemediğim kadar kapalı saha sahibidir. Ve tesisler uluslararası yarışmalar yapılacak mükemmelliktedir. Türk atletleri, kapalı saha koşullarında antrenman yapamadan bu gibi şampiyonalara katılır ve pek de başarılı olamaz. Halil Akkaş hariç bugüne dek katıldığımız kapalı saha yarışmalarında başarılı olan bir Türk atleti yoktur. Ve koşullar böyle devam ederse gelecek yıllarda da olamayacaktır. Türkiye gibi 73 milyonluk bir nüfusa sahip bir ülke ve bunun çok büyük bir bölümü genç olan bir toplum için bırakın bir uluslararası bir yarışma yapılacak kadar bir tesis, atletlerimizin bu yarışmalara hazırlanabilecekleri bir kapalı spor sahası hâlâ yapılamamıştır. AÇIK SAHA VAR MI? Peki, Türkiye’de antrenman ve yarışma için kapalı saha yok da açık saha var mı sanki? İstanbul’da 2 tartan piste sahip tesis var. Bunlardan biri Burhan Felek, diğeri ENKA tesisleri. Burhan Felek’in tartan kalitesi çok kötü, tribünleri kısıtlı ve yarışacak atletlerin ısınmaları için ancak 80 metre boyunda, 1 metre genişliğinde bir tartan serili. Burada uluslararası bir yarışma yapmak günah ve ayıp. ENKA ise seyirci kapasitesi olmayan ve sadece idman ve kulüp atletleri için çalışma sahası olarak yapılmış bir tesis. Bunun dışında ise Atatürk Olimpiyat Stadı var. Bu stadın seyirci kapasitesi en azından 60 bin. Stat içinde ve dışında mükemmel tartanla döşenmiş olimpik ölçekli 2 tane de pist var. Ama burada antrenman ve yarışma yapmak hemen hemen olanaksızdır. Her şeyden ön ce stadın bulunduğu yer kentin çok dışında ve toplu taşıma araçlarının faaliyet sahası dışında. “Peki”, diyeceksiniz “İnönü Stadı’nda bir tartan pist vardı, o ne oldu?” Hıncal Uluç ve benim uyarımla zamanın spor bakanı Yücel Seçkiner’in desteğiyle Kent Gıda buraya bir tartan döktü ve İstanbul gayet güzel bir tesise sahip oldu. Ama stat 49 yıllık bir anlaşmayla Beşiktaş’a verilince kulüp yönetimi yıllarca kapıya kilit vurdu, hiçbir atletin antrenman yapmasına izin vermedi ve zamanın federasyonları da bu mükemmel pist üzerinde tek bir yarış düzenleyemedi. Beşiktaş, atletizm sporuna daha da büyük ihanet ederek stadın seyirci kapasitesini arttırmak amacıyla tartanı sök türdü, pisti kaldırdı ve tribünleri sahaya dayadı. “Peki, bu kaldırılan tartana ne oldu?” diye sorabilirsiniz. Hangi çöplüğe atıldığını Beşiktaş yöneticileri bize söylesin. ATLETİZM SEZONU 10 AY Atletizm kros, kapalı saha ve açık saha olmak üzere yılın 10 ayında yapılan bir spordur. Yarışmalarda başarılı olmak ancak bilgili olan devamlı antrenmanlar sonucu elde edilir. Bizde kapalı saha olmadığı için atletler soğuk ve kara karşın açık havada çalışmaya mecburdur. Ve atletizm camiasının yarışma yapacağı sezon da ekonomik kısıntılar ve kötü alışkanlıklar nedeniyle oldukça kısadır. Bu duru ma göre yarı ve uzun mesafe koşucuları hariç diğer atletler yılın ancak birkaç ayında yarışmalar yapar. Olimpiyadlar için İstanbul ismine aday olmamızı hepimiz büyük bir mutluluk ve umutla destekledik. Ama olimpiyadların sahibi olan Uluslararası Olimpiyad Komitesi, olimpiyad organizasyonunu bir kente vermeden önce o kentte yapılan uluslararası yarışmalar ve şampiyonlar sayısına ve kalitesine bakar. Biliyorum, atletizm dışında birkaç spor dalında İstanbul’da uluslararası yarışmalar ve şampiyonalar yapılıyor. Ama İstanbul’da bir atletizm yarışması yapacak tek bir kapalı saha tesisimiz yok. Hâlâ atletizme sporun anası diyebiliyor musunuz? 18