Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
MAÇ SONRASI ASLA! C A N İ Ş B A K A N C İ SPOR FUTBOL OCAK SALI ngiltere’de futbol otoriteleri son günlerde ilginç bir konuyu tartışıyor. Manchester United’ın efsane menajeri Sir Alex Ferguson’ın geçenlerde yaptığı bir açıklama Ada’ya damgasını vurdu. Ne diyor Ferguson? “Maç sonrası düzenlenen basın toplantıları çok saçma. Teknik direktörler oyunun heyecanıyla saçma açıklamalar yapabiliyor. Buna bir son vermek lazım...” Evet, kimine göre doğru, kimine göre yanlış bir açıklama. Ama Ferguson’un haklı yönlere sahip olduğu da su götürmez bir gerçek... Gerçekten de son zamanlarda bazı teknik adamlar, sinirlerine hakim olamayarak, ilginç açıklamalar yapabiliyor. Buna en güzel örnek ise Chelsea’nin uslanmaz menajeri Jose Mourinho... Kibirli, kendini beğenmiş veya ukala. Kim ne derse desin... Ama bir şey yadsınamaz ki o da Portekizlinin çok büyük başarılara imza attığı. Ancak o da bazen kendini yaşadığı olayların heyecanına kaptırıp, rakiplerini kızdıran açıklamalar yapabiliyor. Bunun son örneğini de Mavililerin, Everton ile yaptığı Premier Lig mücadelesi sonrası gördük. Rakip takım oyuncusu Andrew Johnson hakkında yanlış ifadelerde bulunan Portekizli, günler geçtikten sonra açıklamasının yanlış olduğunu anlayarak özür dilemişti. Sabıka kabarık Mourinho’da... Chelsea’nin bu yılki en büyük rakibi Manchester United olduğuna göre onlar hakkında “sallamalıydı” Portekizli. Ortalığı karıştırmalı, Chelsea’nin her zaman şampiyonluk için mücadele ettiğini sivri bir dille ifade etmeliydi. İki takım arasındaki puan farkının 7’ye çıkması kızdırdı Mourinho’yu... Mikrofonların karşısına geçti ve “Noel’de liderliği geri alırız. Manchester bizim için çok da zorlu bir rakip değil.” İşte bu ifadeler Ferguson’u kızdırdı. Haklıydı... Nasıl olur da bir Portekizli, efsanelere imza atmış bir takım hakkında bu kadar kendine güvenli konuşabiliyordu. Bu hakkı nereden alıyordu. Adeta çıldırdı İskoç teknik adam... “Mourinho artık özür dilemeli. Bu kadar ukalalık yeter...” demiş ve tepkisini dile getirmişti. İşte Ferguson bu noktadan sonra yıllardır uygu ladığı bir kuralı, sesli olarak dile getirmenin zamanı olduğunu fark etti ve “Ben 5 yıldır maçlardan sonra basın toplantısı düzenlemiyorum. Bence bu önerimi herkes bir düşünmeli ve gerekli karar alınmalı” şeklinde konuştu. İngiltere şu anda bu ‘teklifi’ tartışıyor. Evet, gerçekten basın toplantıları kaldırılsın mı yoksa basın özgürlüğü kısıtlanamaz mı? Basın bir yerde, teknik direktörler bir yanda... Sözlerini devam ettiriyor Sir, “Bence bu toplantılar basının manşet çıkarma isteğinin bir tuzağı.” Ağır bir ifade değil mi? Devam ediyor... “Tamamen bir zaman kaybı. Ben 5 sezondur bu saçma tuzaklara kanmıyorum. Maç bitmiş, belki yenmiş belki kazanmışsınız. Aklınızdan bir sürü şey geçiyor. Sonra size bir mikrofon uzatılıyor. Adrenalin ve kızgınlıkla daha sonra pişman olabileceğiniz bir şey söyleyebilirsiniz. Buna artık bir son verilsin.” İşte Ferguson’un sözleri böyle... İngiltere bölünmüş durumda. Peki aynı uygulama bizim ülkemizde de yapılabilir mi? Bunu bir de kendi teknik direktörlerimize soralım... DİLİN KEMİĞİ YOK R IZA ÇALIMBAY (Çaykur Rizespor Teknik Direktörü) : Maçlardan hemen sonra yapılan basın toplantılarını bende çok sağlıklı bulmuyorum. Kötü bir durumda kavga derecesine varan diyaloglar yaşanıyor.Tabii basının da bu konuda biraz suçu olduğunu düşünüyorum. Yöneltilen ilgisiz bir soruya ters cevap verebiliyorsunuz. Bazen hakeme ya da rakip takım futbolcusuna haketmediği tepkiyi gösterebiliyorsunuz. Ancak 34 saat sonra niye bu tür bir çıkış yaptığınızı sorguluyorsunuz. Benim de bir defasında başıma gelen ilginç bir olay var. Beşiktaş’ı çalıştırırken, maçtan hemen sonra istifa edip etmeyeceğim soruldu. Bu o gün için ilgisiz bir soruydu. Dikkatli davranmak lazım. FEYYAZ UÇAR (Mardinspor Teknik Direktörü): Maçların skorlarına bağlı bir durum. Kötü bir sonuç olduğunda agresif olabiliyorsunuz. Bu yüzden sağlıklı düşünüp karar vermek daha doğru. Teknik adamlar da insandır. Basın kendine göre haklı olarak sorular soruyor. Çalıştırıcılar da belki de kendilerini direkten zedeleyecek açıklamalar yapıyorlar. Medyaya haber için bu tür toplantılar gerekli. Ayrıca teknik direktörlerin ne düşündüğünü orada öğreniyorsunuz. Teknik direktör yaptığı oyuncu değişikliklerini orada hemen açıklıyor.Teknik adam olarak kendini ifade edebiliyorsun.Bizim ülkemizde basın toplantısı aslında yararlı. Çünkü yanlış anlamaları en azından ortadan kaldırıyorsınız. Sonuçta bunun artıları ve eksileri var. 15