Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kulübün patronu! D eneyimli teknik adam, hakemlikle ilgili de ders vermeye devam ediyor...‘‘Köln Spor Akademisi'ndeyken antrenörlük eğitiminin bir parçası olarak bir dönem hakemlik yaptım. Hakemlerin işinin zor olduğunu kabul etmeliyiz. Ne var ki yapılan basit hatalar kabul edilemez. Bizim hakemlerimizin sorunu da işte burada başlıyor. Bazı maçlarda yapılmayacak hatayı yapıyorlar. MHK'nin gençleştirme operasyonunu doğru buluyorum. Türk hakemliği belki önümüzdeki dönemde iyi bir yerlere gelebilir. Ancak bunun için genç hakemlerin daha yürekli olması gerekiyor.'' Son olarak, Antalyaspor ve buradaki görevi hakkında konuşan Yılmaz Vural, Güney ekibindeki örnek yapılanmayı şöyle anlatıyor...‘‘ Antalyaspor'daki görevim genel direktörlük. Bu belki de dünyanın hiçbir yerinde olan bir sistem değil. Tek başına kulübü idare ediyorum. Yönetim kurulu beni kulübün mali, idari ve teknik yönetiminde tek yetkili kıldı. Bu yetkilerin hepsini çok cesurca davranarak bana verdiler. Dünyada ender görülen bir yapılanma içinde görevimizi sürdürüyoruz. Anormal paralar harcamadık. Futbolcular piyasının 250 bin YTL altında bir rakama oynuyor. Bu sezon yeni bir yapılanmaya gittik. Takıma Süper lig geçmişi olan İlyas Kahraman ve Levent Kartop dahil oldu. Gelecek vadeden arkadaşlarla yola devam etmeyi uygun gördük. Aldığımız yabancı futbolcuların kalitesi her geçen gün ortaya çıkıyor. Burada biz önemli adımlar attık. Ancak kentin de takımı sahiplenmesi gerekiyor.'' C SPOR FUTBOL EYLÜL SALI BAKINCA Tribünlerden Sahalara İnin SERDAR KIZIK u kez sporun başka bir yönüne ya da ‘‘asıl işlevine'' değinelim. Aktif spora? Ne yazık ki genel anlamda spor algılaması ‘‘seyirciliğin, izleyiciliğin'' üstüne oturuyor. Özellikle ülkemizde spora ilgi, seyircilik düzeyinde. Oysa sporun gerçek anlamı, sağlıklı bir yapıya ulaşmak. Sağlıklı birey olmak, sağlıklı bir toplum oluşturmak, sporda da eyleme geçilmesiyle olası. Şimdilerde unutulsa da ‘‘beşikten mezara değin'' sporun sayısız, benzersiz yararları var. Yani tribünlerden sahalara inmek gerekiyor... Gerçi son yıllarda bazı yaklaşımlar değişti. Bir zamanlar ‘‘derslerinden geri kalmasınlar'' ya da ‘‘terleyip hasta olmasınlar'' diye çocuklarının spor yapmasını engelleyen aileler, tutum değiştirdi. Birçok anne baba çocuklarının ellerinden tutup, spor okullarına koşturuyor. Futbol, basketbol, voleybol., hentbol okullarının sayısı çığ gibi artıyor. Gerçi bu tutum değişikliğinin altında sağlıktan çok, "para kazanma" unsuru öne çıksa da, ‘‘ekonomik olanaklara kavuşup, yaşam güvencesine kavuşma'' yaklaşımı asıl olsa da bir anlamda zararı yok. Gerçekte spor demek, sağlık demek. Bugün bilimsel çalışmalar, spor yapan çocukların, gençlerin derslerinde, sonraki dönemlerinde daha başarılı olduğunu ortaya koyuyor. Sporla sağlam bir bedene, sağlam bir psikolojik ve zihinsel yapıya kavuşuluyor. İnsan daha çok toplumsallaşıyor, sosyalleşiyor. Örneğin daha güç hastalanıyor. 1956, 1960 ve 1964 olimpiyatlarında yüzmede altın madalya kazanan Down Fraser 'in astım hastası olduğunu anımsatalım. Yine 1976 yılında Montreal Olimpiyatları'na katılan Avustralya yüzme takımında 13 erkekten 5'inin, 15 bayandan 3'ünün astım hastası olduğunu, aslında spora da bu gerekçeyle başladıklarının altını çizelim. Anneler ve babalar, çocuklarınızı önce hekim gözetiminden geçirip daha sonra aktif spora yönlendirin. Çocuklar koşun, yüzün, futbol, basketbol, hentbol, tenis oynayın. Özellikle atletizme, yüzmeye ve jimnastiğe yönelin. Güreşe, bisiklete koşun. Kulüplere yönelin, beden eğitim öğretmenlerinden yardım isteyin. Büyüklerinizden, merkezi ve yerel yönetimlerden spor yapma olanaklarını yaratmalarını isteyin. Bu sizin en temel yaşam haklarınızdan biridir, unutmayın. Genç, erkek, yaşlı, çocuk, kadın, yetişkin salt izleyici olmayın, eyleme geçin... B Antalya futbolu sevsin L igde ilk galibiyetini hafta sonunda Bursaspor'a karşı alan Kırmızı Beyazlılar'da Yılmaz Vural iyi sonuçlar almaya devam edeceklerini söylüyor ve devam ediyor: ‘‘Futbol kadar iğrenç ve ürettiğini alamayan bir meslek yok. Bursa maçının ilk yarısında iyi oynamamıza karşın kalemizde golleri gördük. İkinci yarıda 20 geriden gelip 32 kazanmasını bildik. Bu galibiyet bize büyük moral oldu. İlk 3 puanımızdı. İlerleyen haftalarda daha başarılı sonuçlar alacağımızı düşünüyorum. Fenerbahçe karşılaşmasında da etkili oynamıştık. Ancak şu an için savunmada sıkıntılarımız var. Bu problemi çözdüğümüz zaman basamakları daha kolay çıkacağız.'' Vural, son olarak da taraftarlarına mesaj gönderiyor...‘‘Biz taraftarımızı arkamızda görmek istiyoruz. Ancak son maçta sahaya atılan yabancı maddeler yüzünden kulübümüz zor durumda kalabilir. Bu konuda daha dikkatli olmalılar. Ne küfür, ne de sahaya yabancı madde istemiyoruz. Antalya'nın bir turizm kenti olması insanların futbola ilgi göstermeyeceği anlamına gelmez. Bizim öncelikli hedefimiz insanlara güzel bir şov izletmek. Bunun için Antalya Büşükşehir Başkanı Menderes Türel, kulüp başkanı Sedat Peker ve ismini sayamayacağım bir dosttum futbola büyük önem veriyor.Antalyalı futbolu sevsin. İyi günde, kötü günde daima takımının arkasında dursun. Bunun temellerini atabilirsek geleceğe daha da umutla bakabiliriz.” 5