Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ÖLÜMÜNE REKABET ! CAN İŞBAKAN ünyadaki en önemli rekabet hangisidir? Galatasaray’la Fenerbahçe arasındaki çekişme mi? Yoksa Katalan derbisi Barcelona Espanyol mu? Hayır... En büyük mücadele, 1980’li yıllarda Formula 1’de Ayrton Senna ve Alain Prost arasında yaşanandır. Aralarında öylesine büyük bir çekişme vardı ki, iki pilot da birbirinin önüne taş koyuyordu. William yetkilileri efsane kadro kurup Prost’la Senna’yı bir takım haline getirmek istemişti. Ancak bir şeyi unutuyorlardı. Prost’un Brezilyalıya duyduğu nefret... Alain, Williams’la sözleşme imzaladığında menajerinden özellikle bir madde eklemesini istedi. Eğer bu madde kontratta yer almazsa asla yeni bir takıma gitmeyeceğini belirtti. Madde aynen şöyleydi... ‘‘Ayrton Senna’yla aynı takımda çalışması söz konusu bile olamaz.’’ İşte bu anlaşmada yer alan ifade Williams yetkililerinin hayalinin suya düşmesine neden oldu ve Senna Renault’nun efsanesi olarak yola devam etti. Brezilyalı pilot ölüme meydan okuyan yapısıyla rakiplerini hep korkutan bir özelliğe sahipti. Bu da en çok Prost’u sinirini bozuyordu. Fransız pilot Senna’dan her ne kadar nefret etse de ona büyük bir saygı da duyuyordu. Ancak Prost bunu çok geç anladı. Brezilyalı öldükten sonra... Senna’nın ukala tavırları çoğu kesim tarafından itici gelse de o her zaman haklıydı. Diğerleri, ‘‘Formula 1 kontrollü gitmektir’’ derken Brezilyalı, ‘‘Limitlerinizi zorlamazsanız, hatta onu aşmazsanız, bir F1 pilotu olamazsınız’’ diyordu. Herkes Senna’yı şaşkın gözlerle izliyordu. Hele bir de yağmur yağarsa... İşte o zaman diğer pilotlar yarışı kazanmak için strateji bile üretmezdi. Çünkü Senna’nın lakabı “yağmur adam”dı. Herkesin frene bastığı yerde o daha çok gaza basardı. O kadar agresif bir stili vardı ki ‘sarı kask’ı dikiz aynasından gören her pilot ona yol vermek zorunda kalırdı. Biliyorlardı ki eğer Senna’nın yolundan çekilmezlerse ya kaza yapacaklardı ya da pist dışına çıkacaklardı. Onun gazabına uğrayanların arasında günümüzün ‘yaşayan efsanesi’ Michael Schuiki Lauda, 80’li macher de var. Alman pilot daha genç yıllarda hem bir sürücüyken birçok kez BrezilyalıSenna’yı hem ed dan tur yedi. Prost’u rahatsız edecek Yarışlar sona erdiğinde Prost’la derecede iyi bir pilottu. Senna arasındaki çekişme bu kez Ancak yaşadığı kaza paddock alanında yaşanırdı. İki piloyüzünün yanmasına u tun kullandığı araç yan yana gelince neden oldu. Bu olay on yarışseverler hemen Brezilyanın otobir nebze bile pistlerden mobiline koşardı. Prost’un aracını ise uzaklaştırmadı. Aksine 35 kişi incelerdi. Bunu gören Frandünya şampiyonluğunu sız pilot sinir krizlerine girer, Senna’ya bu kazadan sonra lanetler okurdu. Basın toplantılarına kazandı. bile en erken giden Prost soruları hızlı hızlı yanıtlar ve Brezilyalının yüzünü görmemek için hemen bulunduğu yeri terk ederdi. Senna günümüzde Alman pilot M.Schumacher’le karşılaştırılıyor. Ancak bir şey hep unutuluyor. Ayrton’un rakipleri hep birer efsane haline gelmiş pilotlardı. En başta Prost, Piquet, Niki Lauda ve Nigel Mansell... ...Ve o ‘kara gün’ gelip çattı. Senna’dan nefret eden Prost, F1’e veda etmiş ve yarışları dışardan izliyordu. 1994’ün 1 Mayıs’ıydı. Brezilyalının havası değildi. Güneş pırıl pırıldı. Oysa o yağmuru seviyordu. Günün ilk aksiliği hava koşulları olmuştu onun için... Yarış başladığı anda yine Senna ayağını gazdan çekmiyor, tehlikeyi peşinden sürüklüyordu. Saatler 14.17’yi gösterdiği anda İtalya’nın İmola Pisti’nde güneşi bulutlar kapatmıştı. Ölümcül bir viraj olan ‘Tamburello’, Senna’nın kaderini belirliyordu. Sert virajı alamayan Senna, 309 km. hızla beton duvara çarpıyor ve süspansiyon kolu kopup ‘yağmur adam’ın kaskını deliyordu. İtalya’daki seyirciler boş gözlerle piste bakıyor, pilotlar da hızlarını keserek turları ‘bitmesi’ için atıyordu. Günün galibi M.Schumacher olurken herkesin gözleri yaşlıydı. Bir efsane gözlerini hayata yummuştu. Ukala, karizmatik, serseri... Aşık olanlar, nefret edenler... 7’den 70’e herkes Senna’ya ağlıyordu. ‘Su testisi su yolunda kırılır’ sözü onu anlatıyordu. O, imkânsıza meydan okuduğu pistlerde bu kez en zor rakibine boyun eğmişti. Ölüme... C D SPOR FORMULA 1 22 AĞUSTOS 2006 SALI S E N N A E n önemli rakibinin bile saygısını kazamıştı Senna... Alain Prost kazanın olduğu yıl tekrar Formula 1’e geri dönmek için düşündüğünü söylemişti. Ancak Fransız pilot, Senna’nın öldüğünü duyunca aynen şu kelimeleri söyledi... ‘‘Onunla yaşadığım rekabet beni Prost yaptı. Ben bir daha pistlere dönmeyeceğim’’ N P R O S T R ekabetin saygıya dönüştüğü an... Belki geç kalındı, ölüm araya girdi. Ancak Formula 1’in de farkı buydu. İki pilot birbirinden nefret etse de saygı her zaman daha ön planda yer alıyordu. Brezilyalının hayata veda edişi duvarları yıkmıştı. ‘Profesör’ lakablı Prost, Senna’nın ölümünde hastaneye ilk koşanlardan biriydi... 15