Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C H AY R İ G Ü N E R SPOR FUTBOL C A N A L İ O Ğ L U GÖRÜŞ / ARALIK SALI B A Ş K A N HASAN AL Trabzon’un Manifestosu T Geçiş süreci yaşanıyor T rabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu sporun içinden gelen bir isim. Trabzonspor, G.Birliği, Sebat kulüplerinde amatör olarak futbol oynayan Canalioğlu, Erzurum, Kırıkkale’de ise uzun yıllar boyunca profesyonel olarak boy gösterdi yeşil sahalarda. Sporun sorunlarını ve neler yapılması gerektiğini yakından bilen bir başkan. Bu bakımdan Trabzon ve Trabzonspor için de önemli bir şans aslında. Kendisiyle Trabzonspor, amatör branşlar ve genel anlamda Türk futbolu üzerine yaptığımız söyleşide son derece önemli mesajlar veren Canalioğlu, Trabzonspor’un bir geçiş dönemi yaşadığını belirterek, “Lige verilen ara iyi değerlendirildiği taktirde Trabzonspor’un bu zor günleri aşacağına inanıyorum” dedi. Uzun yıllar şampiyonluklar yaşamış, başarıdan başarıya koşmuş Trabzonspor’un sıkıntılı günler yaşadığına değinen Canalioğlu, “Trabzonspor uzun yıllar kendi özüne uygun, çok koşan ve konuşulan bir ekip oldu. Bugün oldukça sıkıntılı bir dönem yaşandığı ortada. Ancak ben bunu bir geçiş dönemi olarak görüyorum. Gerek yönetim kanadı gerekse de teknik heyet lige verilen arayı iyi değerlendirir, yerinde ve doğru takviyelerle mevcut kadro güçlendirilirse eski günlere dönülür. Bu bakımdan ikinci yarıya umutla bakıyorum.Trabzon halkı için Trabzonspor çok önemli. Trabzonspor, burada günlük ve ticari hayatı etkileyen, hatta yönlendirebilen bir olgu. Böylesine büyük bir potansiyele sahip bir caminanın kenetlendiği taktirde aşamayacağı hiçbir sorun olamaz” ifadelerini kullandı. Amatör sporun hep yanındayız P SPORDA SİYASET OLMAZ Futbol Federasyonu seçimleriyle ilgili bir değerlendirmede de bulunan Canalioğlu, sporun siyaset üstü bir alan olduğunu kaydederek, “Sporda siyaset yapmak demek onun altında kalmaktır. Çok değerli hemşehrimiz Haluk Ulusoy’un bütün siyasi baskılara ve oyunlara karşın yeniden seçilmesinden büyük mutluluk duyduk. Kendisinin geçmiş yıllardaki başkanlığındaki başarıları ortadadır. Bundan sonra da aynı başarılarını tekrarlayacağına inanıyoruz” dedi. Levent Bıçakcı yönetiminin siyasi olduğu için başarılı olamadığını vurgulayan Canalioğlu, “Spor her kesimden, her siyasi düşünceden insanların ortak paydasıdır. Bunu hiçbir siyaset kendi bünyesine çekmemelidir. Devlet bakanımız sayın Mehmet Ali Şahin’in çıkışları bu sonucu doğurmuştur. Bu denli siyasi baskı kurup delegelerin oyuna ipotek koyma girişimi geri tepmiştir. Bu yenilginin sonrası Sayın bakanın istifa etmesi gerekmektedir. Sanırım sayın bakan sağduyulu düşünerek gereğini yapar” diye konuştu. rofesyonel sporlar olduğu kadar amatör sporlara da gerekin ilginin gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Canalioğlu, “Belediye olarak her zaman amatör sporun yanındayız.Trabzon’un birçok mahallesinde semt sahaları yaptık. Sahil projesi içerisinde de 6 tane futbol sahası yapıyoruz. Amacımız bir spor kenti olan Trabzon’un bu özelliğine yakışır hizmetler yapmaktır. Bu arada Yavuz Selim sahasında yapılacak olan yeni projeye de her türlü desteği veriyoruz. Trabzon’da spor için ne yapılıyorsa, kim yapıyorsa her zaman onun yanındayız” dedi. rabzonspor’un tarihini 67’den 74’e, 74’ten 84’e ve 84’den 2006’ya olmak üzere 3 bölüme ayırmak lazım. Birinci dönem, Trabzonspor’un birinci lige yükselmesini kapsayan 7 yıllık gelişme dönemi. İkinci dönem, 10 yılda 6 şampiyonluk, 4 ikincilik ve sayısız kupa kazanılan yükseliş dönemi. Üçüncü dönem ise 22 yıllık şampiyonluk özlemiyle geçen başkalaşım dönemi. Bu üç dönem içerisinde, özellikle yükseliş döneminin çok önemi var. Trabzonspor, üreten ve ürettiği ile büyüyen bir kimliğe sahip. Öz kaynaklarını en etkin biçimde kullanıyor. Bu yapı ülke çapında bulunan yıldız adaylaryla destekleniyor. Gelişimini tamamlamış oyuncular, düşüşe geçtikten sonra transfer edilmiyor. Transfer bir plan dahilinde yapiliyor... Trabzonspor’un en büyük talihsizliği, 1984 yılından sonra üretimi bırakıp tüketime geçişinin futbolda endüstriyel dönemin başlangıcına rastlamasıdır. Buna geçmişte elde edilen başarıların nasıl bir kimlikle elde edildiğinin tanımının yapılmaması da eklenince, yabancılaşma başlıyor. Yani kendi yolunu bırakan Trabzonspor üç büyüklerin yoluna sapıyor. Oysa her şeyin orjinali geçerlidir... Ayrıca Trabzonspor dinamiklerinin parçalara ayrılması da tüm bu olumsuzlukların tuzu biberi oldu. Güç, bir şeydir. Güç başka bir gücün yerine geçerse hiçbir şeydir... Oysa yapılacak iş geçmişe bakıp ders almaktır. Ne yazık ki kongrelerde yapılan bu hatalardan ders alınmıyor. Zaman, yapbozlarla geçip gidiyor. Geçmişte herkes kendini Trabzonspor’a ait görüyor, koşulsuz, hiçbir mazeret gözetmeden gücünü Trabzonspor’un emrine sunuyordu. Daha sonra “biz” bilinci oluşmayınca, önemleşme duygusu ön plana geçti. Bu da vitrinde yer alma arzusunu doğurdu. Bir gücün, diğer gücün yolunu keserek kendisini ifade etmeye çalışması, zaten güçleri sınırlı olan Trabzonspor’da çatışma yarattı. Her bir çatışma birbirine duyulan öfkeyi derinleştirdi. Her bir kongre toplu bölünmelere yol açtı. Güç parçalandı. Oysa Trabzonspor’un gücü, 3 büyükler gibi kongre üyeleri arasında rekabete değil dayanışmaya dayanıyordu. Trabzonspor’da dayanışmanın yerini rekabet aldı. Rekabet kaliteyi arttırmadı. Tam aksine gücü böldü, parçaladı. Bugün Trabzohspor’un dinamikleri, birbirleriyle yardımlaşıp büyümeye çalışacakları yerde birbirleriyle çatışıp küçülmeye neden oluyorlar. Endüstriyel futbol elbette kulübün ekonomisine ciddi katkılar yaptı. Oysa pastadan asıl payı İstanbul takımları aldı. Futbolun endüstrileşmesi, 3 büyüklerle Trabzonspor arasında ekonomik uçurum doğurdu. Buna karşın bu takımların yolundan gidilmesi, adeta intihar oldu Trabzonspor için. Tek bir şans kalıyordu geriye. İstanbul takımlarının transferde çok büyük hatalar yapması. Trabzonspor’un ise hiç hata yapmaması. Bunun da tam tersi oldu. Trabzonspor kongre üyelerinin Trabzonspor’u koruma ve geliştirme bilincine sahip olmaması da bu 22 yıllık başkalaşım döneminde gelgitlerin yaşanmasına neden oldu. Kongre üyelerinin yanlış yaptığı yerde Trabzonspor’u yönetenlerin doğruyu yapması imkansız. Yapacakları tek şey yanlıştan kurtulmak için başka bir yanlışa imza atmak. Trabzonsporlular önce kendi insanına inanacak. Yabancılaşma ve başkalaşmanın tuzağına düşmeyecek. Misyonun ve vizyonun unutulduğu, bilgi ve denetimin ihmal edildiği, gelenek ve göreneklerin kapı dışarı edildiği bir kulüp ne tür yatırım yaparsa yapsın başarısızlığı yaşamaya mahkumdur. Trabzon insanı coğrafya olarak futbola yatkın. Genetik özellikleri futbola son derece uygun. Önemli olan bu özelliklerin en iyi şekilde işlenerek üretimde sürekliliğin sağlanmasıdır. Trabzonspor sadece altyapısıyla değil, diğer takımlarla da üretime dayalı bir yapı kurmalıdır. Temel ihtiyaçlarını öz kaynaklarından karşılayan Bordo Mavililer, Türkiye’deki tüm spor kulüpleri taranarak gelecek vaad eden oyuncuları bünyesine katabilir. Bunun yanında dünya futbolu da yakından takip edilerek, hem takım performansını arttıran hem de taraftarı tribüne çekecek transferlere yönelmelidir. Ancak gerek ülke içinden gerekse ülke dışından transfer edilecek oyuncularda üretimin temel ilkesi olan gelişme faktörü Trabzonspor için vazgeçilmez koşuldur. Elbette bütün bu girişimlerin sağlanmasında paranın yeri önemlidir. Para, Trabzonspor’un transfer anlayışı olan üretici yana hizmet ediyorsa yararlıdır. Para, Traszonspor’un kimliğine ters tüketim anlayışına hizmet ediyorsa zararlıdır. Para, öz kaynak düzeninin en verimli şekilde işlemesini sağlamalıdır Para, ülke içinden ve dışından gelecek vaad eden oyuncuların transferinde araç olmalıdır. Para, Trabzonspor’un bu transfer politikasına hizmet ettiğinde anlamlıdır. Para, bu sistemin değiştirilmesine yol açıyorsa felakettir. Trabzonspor kongre üyelerinin, Trabzonspor’un hiçbir maddi ve siyasi güç tarafından ele geçirilemeyecek kadar büyük olduğunu kanıtlaması gerekiyor. Kimliğine ve transfer politikasına uygun insanlara oy verecek anlayışını koruması gerekiyor. Trabzonspor’u yönetmeye soyunanlar, sistemi en iyi şekilde işletmeyi değil de yıldız almayı vaad ediyorsa buna itibar edilmemelidir. Hizmet aşkı, arınma ateşinden geçtikten sonra uygulama alanı bulmalıdır. Her düşüncenin kolay dayatıldığı bir kulüp asla büyüklükten söz edemez. Trabzonspor’da, Trabzonspor’un kimlik ve anlayışının istikrarlı bir şekilde hayata geçirilmesi devamlılığının sağlanması bundan sonraki süreçte şampiyonluktan daha önemlidir. 7