Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C Kavgasız 90 DAKİKA SPOR ROPÖRTAJ EKİM SALI TUĞBA HACIBAYRAMOĞLU 0 dakika izleyip, 90 saat hatta 90 gün tartışıyoruz... Yetmiyor yıllarca konuştuğumuz da oluyor.... Yeşil sahanın emekçilerini günlerce, haftalarca, aylarca sohbetlerimizin ana kahramanı yapıyoruz. Aslında herşey santra çizgisinde değil de bitiş düdüğüyle başlıyor... Atmalıydı, kaçmamalıydı, bu oynamalıydı, o forma giymemeliydi tartışmaları, milyonları futbol sevdasının tam ortasına sokuyor. Biz de bu hafta 90 dakikaların perde arkasını pazartesi akşamları ekranlarımıza getiren programın kahramanlarını konuk ettik. Yorum farkı futbolu bu kadar keyifli kılınca keyifli sohbetlerin iki usta isimi Hıncal Uluç ve Haşmet Babaoğlu ile futbol konuşmak o kadar güzel... Bu programın başarısının sırrı yorumcularında mı yoksa tartışma üslubunda mı saklı? Hıncal Uluç: Bu programa başlarken dedik ki “Pazar akşamları herkes her şekilde tartışıyor. Telefon bağlantıları, konuklar vs. Pazartesi akşamları gayet sakin, kavgasız, gürültüsüz, telefonsuz pazar programlarına bir nokta koyalım.” Bunun için de parasını spordan kazanmayan bir ekip kuralım istedik. Haşmet Babaoğlu’nu bulduk. “Gel sen kardeşim” dedik, başladık... 8 yıl oldu... Neden geçimini futboldan kazanmayan kriterini aradınız? H.U.: Haşmetle ben belki yüzlerce hata yaptık ama hiçbir zaman düşündüğümüz şeyi saklamadık. Hayatını futboldan kazananlar belki şunu söylersem iyi olmaz diyebilirler. Bunu söylersem kulübüme zararı dokunur diye düşünebilirler. Muhabirse kulüpteki haber kaynağım küser diye endişelenebilir. Yorum yapan kişinin hiçbir kulüple bağlantısının olmaması gerekir. Oysa ki futbol yorumlamak için “Futboldan gelmek gerekir” şartı koşarlar....Var mı böyle bir şey? H.U.: Bu futboldan gelenlerin kompleksidir. Kendisini eksik hissedenlerin bizlere saldırarak kendilerini tatmin yoludur. Haşmet Babaoğlu: Futboldan gelme diye bir şey yok. Biz halı saha futbolunu yorumlamıyoruz. Mahalle arası bir şeyi de yorumlamıyoruz. Yorumladığımız şey endüstriyel futbol. Futboldan kasıt ne? Ayağında top sektirmeyen mi var?... Biz bu futbolu değil günümüzün endüstriyelleşmiş futbolunu konuşuyoruz. Bizim futbol diye konuştuğumuz şeyin top sektirmekle uzak yakın alakası yok. Benzerlerimizden belki de bu yolla ayrıştık. NTV’nin kuruluşundan bu yana Kenan Onuk’un şöyle bir düşüncesi vardı... Futbolu hayatın her alanından farklı insanlara, yazaraçizere tartıştırıyordu. Kenan, futbolu herkese tartıştırmayı kafasına koymuştu. H.U.: Bana sorarsanız Kenan’ın bizim evin bahçesinde yaptığı program Dünya Kupası’nın en başarılı programıydı. Ben zaten bu topa girmiştim, üstüne 90 Dakika geldi. Haşmet Bey iki usta yorumcuyla program yapmak sizi biraz tedirgin etmedi mi? H.B.: Ben başından beri futbol yorumcusu kaldım, spor yorumcusu değil. İki usta spor yorumcusuyla program yapmak ilk başta beni biraz tedirgin etti açıkçası. Sadece futbol yorumcusuyla yapsanız kolay, konuşursunuz. Kahvede konuşuruz, evde konuşuyoruz. Ancak iki usta spor yorumcusuyla yapmak zor. İlk yıl zorlandım sonra atlattım. ”Yaşamdan Dakikalar”ı da yapıyorsunuz. Futbol daha m çok popülarite getiriyor? H.B.: Hıncal ağabeyin bir sözü var. Ne yaparsan yap herkes seni futbol ile tanımlıyor. Ama yine de “Yaşamdan Dakikalar” programından sonra “Ağabey ne olacak bu Beşiktaş’ın hali” diyenlerin sayısı inanılmaz azaldı. Bu da beni 90 Dakikadaki yorumlarımda inanılmaz rahatlattı. H.U.: 90 dakika programı özellikle tek televizyonlu evlerde kavga sebebi oluyordu. Sonra değişimler başladı, kadınlardan epostalar gelir oldu. Bayan izleyiciler , “Biz önceleri seyretmiyorduk sonraları seyretmeye ve hoşlanmaya başladık. Futboldan hiç anlamadığımız halde futboldan keyif almaya başladık” dediler. Futboldan anlamayanın niye hoşuna gider? 1... Orada Haşmet var. Haşmet’in bize çok faydası oldu kadın seyirci konusunda. 2... Programda sadece futbolu değil, aynı zamanda hayatı konuşuyoruz. 9 Maç gerçek anlamda bitiş düdüğüyle başlıyor Peki futbol sadece 90 dakika mı? Maç öncesi ve sonrası gelişmelerin futbola etkisi ne kadar? H.U.: Bize o konuda çok tepki geldi. Program 90 dakika ama reklam giriyor, 50 dakika yapıyorsunuz diye... 90 dakika sembolik bir isim. Asıl olay 90 dakikadan sonra başlıyor. H.B.: Benim o konuda iddialı bir tezim var. Hakemin bitirme düdüğünü çaldığı andan itibaren esas oyun başlıyor. Bugünkü futbol bu. Fubol yorum için oynanıyor. H.U.: Futbolu diğer sporlardan ayaran özellik bu. Bittiği anda tartışmalar başlıyor. Hala 1966 Dünya Kupası’ndaki golü, Maradona’nın elini tartışıyoruz. Tartışmalar bitmez. Pele diyor ki “Bana annem bile telefon açıp soruyor, Ronaldo’yu niye oynatmıyorsun diye.” 90 dakikayı unutturacak kadar olaylar gündemde kalabiliyor. Benim merak ettiğim öncesi ve sonrasında yaşanan gelişmelerin futbola etkisi? H.B.: O tartışmaların konusunu 90 dakikaya sağıdıramayız. H.U.: Futbolu tartışmak ve tartışmayı dinlemek güzel. Esas olan tartışmak. Futbolun kuralları basit ama yoruma açık. Futbol tartışmalarının popüler olmasının sırrı bu mu? H.B.: Bugün futbol dediğimiz şeyin kendisi yorumdur. Biz fubolu günlerce, saatlerce konuşmamış olsaydık bu noktaya gelmezdi. Maç asıl bitince başlıyor dediğimiz konu bu. Bütün dünyada bu öyle. H.U.: Mesala Haşmet ile oturup basketbol yorumlasak herkes anlamaz. Çünkü herkes kuralı bilmez. Ama futbolu hemen herkes biliyor. H.B.: Ben baskeboldan gelmeyim ama son yıllarda basketbola ilgimi kaybediyorum. Herkes bana “Futbolla ilgilenmeye başladın da ondan” diyor. Hayır, alakası yok. Mesela ben basketbolda istatistiklere bakarak maçı okuyabiliyorum. Basketbolda maç öncesi ve maç sonrası istatistiklerle ne olabileceğini yüzde 90 görebiliyorum ama futbolda böyle değil. Basketbolda kenardaysan, maçı izliyorsan güzel ama üzerine uzun boylu yorum yapılabilecek bir şey göremiyorum. Dün akşam Messi niye gol atmadı ki onu konuşuyorduk az önce. Normal şartlarda nerede oynarsa oynasın gol olur ama futbol bu olmayabiliyor. Basketbolda istastiğin gerekliliği vardır futbolda bu yok. Son yıllarda konuşuluyor ama eğlencelik olsun diye. Kötü oynar bir gol atar tartışmalar nokta bulur... H.B.: Bu yüzden de futboldan kalkarak hayat üzerine konuşabiliyoruz. İzleyen herkes ne konuşulduğunu anlıyor. H.U.: Futbol konuşuyorsak 5 yaşın altındaki hemen her genç anlar ama basketbolu herkes bilmez. H.B.: 90 Dakikanın futbola önemli katkısı oldu. Biz mesala takım savumasını ilk olarak 90 dakikada konuşmaya başladık. Türkiye’de mesala savunma blokları, savunmacılar kavramları vardı ama takım savunması kavramı yoktu. Bunun gibi daha pek çok terim kazandırdık. 4