Catalog

C 1 SPOR ATLETİZM ALTERNATİF / EKİM SALI BARBAROS ÇIDAL FEDERASYON YAPISI 984’te Hıncal Uluç, Abdülkadir Yücelman, Oktay Kurtböke’nin ısrarları üzerine 1 yıl önce Hıncal’la birlikte başlattığımız Avrasya Kıtalararası Maratonu’nun geleceğini garanti etmek için federasyon başkanı oldum. Daha masanın başına geçmeden bir dilekçe vererek genel müdürlükten federasyonun yapısı konusunda bir müfettişin rapor hazırlamasını arzu ettiğimi bildirdim. Adını hatırlamadığım ama çok takdir ettiğim bu müfettiş mükemmel bir rapor hazırladı ve sporcu yetiştirmeyen eğitim sistemimiz, federasyon elemanları, tesis eksikliği, nitelikli çalıştırıcı yokluğu, sayısı az, kalitesiz yarışmalarla, kısıtlı bir bütçeyle federasyondan istenen ve beklenen sonuçların alınmasının olanaksız olduğunu yazdı. Başka bir deyimle federasyonun verilen görevi yapmasının imkânsız olduğunu belirtti. Fenerbahçe Ülker’i Futbolcular da Seyretsin B asketbolda sezonun ilk derbisinde Fenerbahçe Ülker ezeli rakibi Beşiktaş Cola Turka’yı farklı yendi.Bu maçta görüldü ki bu sezon şampiyonluk yarışında en büyük favori sarılacivertli takım olacak. Sezon başında birbirlerine alışma sürecinde “takım” gibi oynamayan yıldızlar artık Aydın Örs’ün katkısıyla işleyen bir saat gibi sahadaki görevlerini yapıyorlar.Takımda top paylaşımı artık oturmuş, Salomon yanında oynayanların da yıldız olduğunu hatırlamış ve kaptanlığa getirilen Mrsiç’in daha önce yazdığımız gibi “sıradan” bir adam olmadığını anlamış. Elinde sahaya süreceği 10 tane kaliteli oyuncu olduğunu bilen Aydın Hoca rotasyonu doğru biçimde belirleyerek maç içinde savunmanın dozunu zaman zaman arttırınca Beşiktaş çaresiz kaldı. Fenerbahçe takımında en göze batan özellik yıldız oyuncuların savunmadaki istekleriydi. Hatta bir ara fark 20 sayı iken bile bir top için yerlere atladılar ve ben dayanamadım önümde oturan Mahmut Uslu’ya “ Bu maçı bence futbol takımına seyrettirin belki savaşmayı öğrenirler” dedim. Fenerbahçe Ülker’in tek sorunu 3 numara pozisyonunda alternatifinin olmaması... İbrahim ve Ömer’i burada denediler Rasim de var ama uzun ve atletik 3 numarası olan takımlar özellkike Avrupa Liginde bu bölgede eşleşme sorunu yaşatabilirler. Beşiktaş Cola Turka’da ise kadro geçen seneye göre daha kısıtlı.Yabancı tercihlerinde ise yanlışlar yapılmış. Johnson çok kaliteli bir oyuncu, Ostojic ise iyi bir görev adamı ama Reese’in bu yükü kaldırması ve takımı organize etmesi imkansız. Sales ise kimse kusura bakmasın biraz kazma. Beşiktaş’ın tek şansı başında Murat Didin gibi bir antrenörü olması, yol yakınken oyun kurucu ve pivotunu değiştiririrse Didin bu takımı adam eder. Efes Pilsen’in Yenilgileri Üzerine B YENi KAYNAK Y eni bir şeyler bulmaya gerek yok. Dış ülkelere bakarsak genç kuşakların atletizme ilgi duymalarını sağlamak adına yaptıkları kimi şeyleri taklit etmek veya bizim koşullarımıza uydurmak gerekir. İngiltere Atletizm Federasyonu’nun yaptığı gibi futbol, basketbol ve voleybol gibi popüler sporlarda lig takımlarına giremeyen kabiliyetli sporcuların atletizm sahalarına çekilmesiyle yepyeni bir kuşak, yeni şampiyon ve rekortmenler kazanılabilir. Son söz olarak hiçbir katkısı olmadan başarılı olan atleti ödüllendiren sistemimiz, bunun yerine destek ve ödüle özendirmek sistemini ortaya koyarsa atletin hem çalışma imkânlarını arttıracak hem de gençlere motivasyon verecektir. Bakalım Terzi kendi söküğünü dikemediği 20042006 yıllarını hatırlayarak bir elbise dikmede başarılı olabilecek mi? Zira Türk atletizminin yeni bir ruha, vizyona ve bir de elbiseye ihtiyacı var. Bakalım Terzi, adına uygun bir yöntem güdüp uygulayabilecek mi! asketbolseverlerin ayrı bir gözle izlediği hatta zaman zaman uzaydan gelen oyuncuların yer aldığını zannettiği NBA ligindeki takımlar sezon başlamadan hazırlık maçları için Avrupa’lı rakipler seçti. Bu maçlardan bazıları NBA takımları için tam bir hayal kırıklığı oldu. Barcelona’nın İverson’lı Sixers’ı yenmesi, CSKA Moskova’nın L.A. Clippers’ı sahadan silmesine mazaret olarak “NBA takımları sezona yeni başladı daha hazır değiller” demek gerçekçi olmaz. Tabii ki Avrupa takımlarındaki oyuncular özellikle de NBA’de tutunamayan Amerikalılar ekstra bir motivasyon ve istekle oynadılar ama madem onlar başka bir boyutta oynuyorlar yine de kazanmaları gerekiyordu. İşin doğrusu basketbol her yerde aynıdır. İyi takım kurarsanız ve mücadele ederseniz herkesi yenebilirsiniz. Buraya kadar tamam da Efes Pilsen’e ne demeli. Tarihte bir NBA takımıyla maç yapan ilk Türk takımı olma gururunu yaşadılar ve bunun için onları kutlarız ama ya oynadıkları maçlarda Türk Basketbolunu belki ilk kez görme fırsatını bulan ABD’li seyircilere verdikleri kötü mesaja ne demek lazım. Oktay Mahmudi ne güzel söyledi ilk maçtan sonra “Abartmayın, onlar da bizim gibi iki kollu iki bacaklı insanlar”... Peki siz iki kollu iki bacaklı insanlar olarak bu rakipler karşısında neden etkili olamadınız? Maçları anlatan arkadaşlar eleştiri yapmaktan kaçınsa da Türk Basketbolu adına iyi bir gelişme yaşanmadı iki maçta. Maçı kaybedebilirsiniz ama bu kadar dağınık ve kötü görüntü vermeye ve sokak basketbolu oynayarak mücadele etmeden 50 sayı fark yemeye hakkınız yok. Her zaman Türkiye’nin en iyi takım oyununu oynadığını söylediğimiz ve mücadelesine alkış tuttuğumuz Efes Pilsen’i eleştirmeye de hakkımız var sanıyorum. Yol yorgunluğu, saat farkı falan mazeret değil siz oraya Efes Pilsen olarak değil Türkiye’nin elçisi olarak gittiniz. Formanızın göğsünde ayyıldız taşıyorsunuz, bunun hakkını vermeniz lazım. NBA yorumcularına ise ayrı bir parantez açalım. Mavi boncuk dağıtmak adına öyle çelişkilere düşüyorsunuz ki gülmekten yerlere yatıyorum. CSKA Clippers’ı yenerken NBA yara almasın diye “Henüz sezonun ilk maçı Clippers daha hazır değil ve oyuncular maçlara çok asılmıyor.” Sezonun ilk maçını oynayan ve sıradan bir takım olan Denver Efes’i darmadağın ederken ise “Denver çok güçlü, yıldızları ise ağır basıyor” diye yorum yapıyorsunuz. İnternetten daha fazla bilgi indirip boğazına birisi basıyormuş gibi konuşmakla basketbolu bilmek arasında büyük fark vardır. EPosta: [email protected] 19