25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

B İ R kiılcsini arttırabilmck için bir yandan sömiirü mikıannt arttırınak, yani cmck güeııııuıı yenne serniaye malı ikâme eımek; diger yandan da ihliyaçlan sürekti olarak urıtırmak. yani ycni mallar (ih(iyaçlar) icat elnıck /.orundadıı. Oysa sosyali/m, hî//aı kurucu babalarının ifade cıtikleri üzcrc, kapiıali/min antifczidir ve onuıı sınırsı/ ihtiyav kavramma sahip olama?. O halde, ta başından heri tophımıı sınırlı ihtiyaç kavranu dogrullusunda yörtlendirmcyc giri^memis ve onuıı oyununu oynuyaıak ve dunyu ckonoınisi (yani kapi lalisi ckonoımdünya) iviııde yer alnıaktan kaçmmayarak. lıcr alandu kapiialiııııın ullerego'su halindc olmayı scçmiş bir ckonomik orglıtlenmcyc sosyalısi ekononıi adı vcrebilmck için hayal gllcü gcrckir. Ikinci ııokta, Sovyeıler BirliğTnde prolcturya diktatörluğıl clc gerçekleşmenıiy lir. hkiııı ücvrinıi vc onu izlcyen iç savaş donemiııde, Ücvrimin tasıyıcısı olan kuçük ama yuğun Rus prolciuryaM yok ol. mu$, ycrine köylu idcolojisinin taşıyıciM olan kır insanlan gcçmişlir. Sovyctlcr IJirliği'ndt bııniarın diktatttrlugu kurıılmu;tıır. Nihayet ve gene bu bağlamda, Stalitı doııemi bir sosyaliM "terör" kesiti olınaııuı iyice u/ağıudadır. Staliıi gerçek bir "ıcrür" uygulamıslır. ama sosyalizm adına değil (kcııdi bclki öyle sanıyordu). Arkaik bir toplumıı Baıılılasıırma ujruna; iıpkt Ilüyiik Petroların, Knrkunç Ivanlann yapiıklart gibi. Zaıen Rus larihiyle Sovyet tarihi arasında bir kopukluk olmamuMnın ipucunu da bu sürekli, inaiçı çabada huluyoıu/. RusSovyet yöncticilerinin cn bUyiık lulkuları, nc pahasına olursa olsun, Batılıla>ına yünundc olırıııjüır. Sıatin sosyali/mi (yani sosyalisilcr laratından ele geçirilmiş olan iktidan) Ha[ılıl.Tjina çabasının ana levy«i olarak kull.ııımiMit. Cîorbaçov işte tam bııraya oııırıııukiatlır. O da şiddetle Baiıhla^ma yanlısıdır, ama Stalin'in "kamı;ıh ıncdeniyet"i İ N C E L E M E K İ T A B I mak mümkUn dcgildir. Ve ()/kük dc yapmamıştır, çünkti Sovyeıler Kirliği'ndc $imdiyc kadarki uygulamaları, ftrtııliı hir hiçimde sosyalisi olarak kabul etmiiiir. Öte yandan, Sovyeıler Birliği'ndeki deği^meleıirı yunünun eski sisiemden radikal bir kopuş olarak üunulması da lıutalıdır, vunku büylesinc bir kopu> yokıur. Sudccc liaıılılajma rcıorıginin ifadclcri ücgiimistir. o kadar. Otc yandan, sürekli hir "Rus karakteri"nin bir fon dekoru olarak iiiiulmasını da kabul eımck olanakM/dır. Çiınkü ulusal karakteri tarilıin belirlcyıci raktoılvrindcrı biri saymuk, dvğişmenin içinde deStjme/ bir şeylenrı olduğurıu söylcmek ve dolayıstvla "dfgi;mcnın alanı olarak tarih"in ancak kısmi bir anali? sunabüeccgini savunmakla eşdefieılidir Taıen lıem hiı Rus kanıkıcrindert hem Kafkaslar'daki vedi^er bolgeler dcki elnik unsuılaıın "uluial". ü^clliklcrini koruduklıtrından so/ etmck hcın dc Sovyetlcr Uirligi'ndc >ımdiyc kadar uygulanan sîstemiıı sosyali/rn oltluğunu kabul etmck, aynı anda mümkün olama/. O haldc okuyucu trtugrul ö/kok'ıin kiıabını okurken, Sovyeıler BirfijŞi'nde so'iyaIt/min yerine kapttaliznıin ihya edildiği i/lenimini alınama konusunda kcndıni pe;inen uyarmulıdır. Bclkı bu kitaba karşı olumsuz yaklaşııgım gibi bir i/lenim uyanıuı> olabiliı. t j e rflyleysedü7elımeliyim ki, tcısînc çok olumlıi bakıyorum. Bir kere Türkleriıı dc Sovyetlor Birliği korşuında scrinkanlı olabileceklerini güMcrıyor (yani nc kabul, ne de reı cephesindt yer almaksı/mj, Ikincisi, antiSovyeı propagaııdanııı vn muhleşemini ya^amış olan bu ulkcdcki ılemvsllfiration'a katkıda buluııuyor, o kadar gil/el ya/ılmı> ki, tomrcpropagandanın bir yeryıUu cehcntıcmi olarak sundugu bu ülkeyc kar$ı, aslında öyle olması gcreken, çok insanca sempati dııyguları uyandınyor. r j Btlılılaşma çabası Rus Sovyet yünetıcılerinm en büyük tutkuları. ne pahasma olursa olsun. Baiılılaşma yfinıınde rıimuştur Stalln de sosyalizmi Balılılaşma çabasımn ana levyesı olarak kullarımışlır uygulaııuıııayacak kadar anakronikıir, o haldc gülvıyüzlu, "libcral" bir ü a t ı l ı l a y raa tnodeli daha uygundur noktasına ula»an Ciorbaçov pragmati/mi ilc Stalinisı terör arasında yuntem farkı vardıı, ama amaç farkı yoktıır. Beıue RusSovyet tarihinin en karaılı vizgiii t u m iiyasal etikelleri cpifeııoıııeıı lıatiııe geiirnıekıcdir. Sialin'in gctmiy geçmiv cn bilyuk vc cıkili kaiiitı (ubii ki tcorik dil/eydc katun kar>ıthkları kapsamıyorum) olarak oriaya vıkan (îorbaçov, bu kararlı çugınin üzerinde yer lurması nedcniyle Sialin'den (ok uzaja dıt$memckıeüiı. Demek ki, ba^ta du bdirüıgiııı gibi, hiçbir ıılkc hakktııda valısi gö/.lcrn yap Türkçenin talihsiz kelimelerinden biri de, ne yazık ki çok önemli bir anlam küresine ait oimaktadır. Tartışmak kelimesini kök açısmdan değerlendirdiğimizde, birden fazla kişinin, hangisinin daha ağır olduğunu antamak üzere birbirlerini tarttıklan anlamı çıkmakta ve böylece kavrama ait anlam kuresinin ilk unsurujürkçede ortadan kalkmaktadır. MEHMET ALİ KILIÇBAY ürkçenin talihsiz kclimclcriııden biri de, ne yazık ki çok önemli bir anlam küresine ail oimaktadır. lurtiinıak kelimesini kök açısından. değerlcndirdîğimizdc birden fazla kişinin, hangisinin daha ağır olduğunu anlamak üzcrc birhulerini tarıiıkları anlamı çıkmakta ve hoylccc kavrama ait anlam kiiresinin ilk utısuru, Türkçcde orıatlan k.itkmakıadır. Yani bu kavraının dncelikle ifade eımesi gcrckcn nokıa, bireylerin kvlcııni nasıl >avundukları veya üstc çıkmayı becerip beccrcmcdikk'ri dcğil de. "doftnT'nuıı cldc edilmcsıdir. Türkçcde kavraının böylece yaralanmasının ikinci bir yansıması ıla demagojiye prim vermcsidir. Madcın ki bu eylenı csna.sında esas olan üste çıkmaktır, o haldc aıııaca ula$mak için kar>ı laıafı aldaınıak, kelime veya ınanlık oyunlan yapmak ınubulıtıı. Tabii bu ara da, cğcr seyırci de varsa (üeyirci kelimesini hilhassa kullanıyorum, cünkü bi/.dc laiii^ınalar scyirlık grisicrılcr arasıtıda saytlmakıadırlar). rakibin söyledikkrıniıı, Tartışmak T vavunduklannın hiçbir onemi kalınaıııakıa, seyitvileriıı onayıııı ka/anacak lıcr tlırllt yoııicııif b.i>nıunak "akıllıru" bir ta ııı olıııakıadıı. Böylece, bu eyleın de esus olan "doftru" veya "haklı" olmuk dcğil. •'dojiru" veya "hakiı" gözilkmestini bilniekıedır. /ulcn ukuliarımı/.du da ou mvır •»KİÜCI le lejvik edilmcktedir. Uüya ögrencikre tikırieriııı saıunma alışnrmast yapıırmuk LI/LTC, matııık dışı /ıılıklar üzcrindc larrışnıa /eniıni yaratılmakta vcyııkarıda bclirttiğim anlayış dogruliusııııda, abesi sauınaıı tarıışmayı ka/anmış sayılabil ıııektedir. Boyleve ogıeiKİIerc taılı^nıa oğıvifliın deıkeıı, aslında lariışmanta öğrctilmektedir. Oysa, çağda$ bilinı vc fcbcfe, "doğru" nun kcşll'dilnıcsi <>üıvcindc, cn önemli \cıi tarıifrmaya vermektcdirler, Bilim adanıları xe filo/oriar ariık "dogru"nıın bir kcrcde cbediycte kadar gcçerli olmak ürerc bulıınamayacağıııın bilincinc varını>iar dır. Bu durıımda, "doj{ru"ya ula^manın tek bir yolıı kalıııakladır, yanlı^ların oı ıa\.ı çıkartılarak elenmesi. O halde tartifina, bir pehlivan gıireşi olmayıp bilimsi'l \Ü (cUeh bir yöntemolarak oıiüya ckmııktadır. Kclinıcııın mi geııel anlayı^tan. yoksa gcnel anlayışın nıı keliıneden kayııaklandıgı pL'k bellı oltuadan. böyksiıu bir ters anlanılar kıircsı olu^ıurdugu Ulkemizde, ıı/ııntıiyle tark cdiyorum ki, tarıı>ınalar çok bllyıık çojtunlııkları ıııbariylc skolastikitt Vani "iLsialant" ve "üsiatlana" atıttarla yüruıulınekıedirler. Bu da bir bay k.ı kavram>al ve tavırsal yaradıı Bu ravır. biraz öncc söylcdiğim gibi, "doftrıı'larıa bir kcrede cbediyete kadar geçcrli oldııgu kavrayışmdan kayrıaklanmaktadır (küçük bir örnek, aiom dcfalarca vc her seferindc başka yömemlcrie hölündüAü, aıom boınbası ve nükleer eneıji gibi uygulanıalar olduğu, ga/eteler her gün soguk fUzyoıı haberlcriyte dolu oldugu hulde, Milli Eğiıim'dou i/inli oriaya ögreninı kinıya dcrs kilaplarıııda "mııddt!nin bülunemez en küçük parvası"ımı alom oldugü ibaresi hala yer almakladır). Bu durumda kinı daha lazla uslalara aııfta bulunursa, "ııkıl" lcrazisinde o kadar agır çekmij sayılmaktadırlar. Tabii, buna "sen ...'den daha lyi mi bilrcrksin?" sö/tınıin nasıl bir kesin galibiyct ilaııı olu$ıurdıığıınu da eklemek gerekir. Son olarak ekleıımesi gereken hu&ııs ise ıarnşma adabmın ülkenıi/de ııadir rastlanan hoi bir silrpri/ oldııgııdıır. Tariı$ma kelimcüiniıı illuım eiıigi Uzere, ne pulıasma olursa olsun ka/atımaya üarılanmı$ olan ve bunu bir prcsıij sorıınu lıatiııc gcıirmiş olan insanlarımı/.ın çogu, biliınsel ve fclsefi bir tartışmayı tüm kuralları içinde yüruimektc aci/ kalmakta ve bir silre sonra mahalle kavgalarmı nratmayan manzaralar belirebilmektedir. Topluın ülarak birçok cksiğjmi/ vaı, ama gatiba cn başta, "şalısii" beyinlcrimi/e kar>ı olan güveıısizligimiz geliyor. Kendi bc>ninc saygı duymayun, başkasınıi)kınc dc duyaıua/., ancak ba/ı "kenımelH" olduguııu ııüstik oluruk inandıgı beyinlere tapar. lapına i&c biliınM1! dcgıl, diıucl bir faaliyettir. '. ı Eylul 1989 Ç E R Ç E V E 21
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear