Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
24 AĞUSTOS 2003. SAYI 909 nısilmekzoroldu. Ama sonunda başardınız. Nasıl bir mutfak oluşturdunuz ? Neye ağırlık veriyorsunuz, yeniliklere açık bir mutfak diyebilirtniyiz? Doğrusunu isterseniz, hiçbir şey ağırlıklıdeğil.Çünküçokyaratıcıbirhanım. Birçok mutfağı biliyor ama kendi bulduğu yemekleri de yapıyor. Mesela, kadayıfi biz hep tatlı olarak biliriz dcğil mi? O karides kokteyline benzer bir bileşimi fırında sepet biçiminde kızartdmış kadayıfın içine koyuyor. Çok lezzetli ve değişik bir yemek. Eransa'da kalmış ve orada şarap kursıı almış. Almanya'da bulunmuş. Ama esas olan yetenek. Neyle ne gider, bilmek yetmez.denemelerlegeliştirmekgerek. Burada kaç işyeri size ait? Bu taraha beş dükkân var. Aynca alt katta da büyükçe bir yer var. Bunların hepsilokantayaait. Köşededoğalürünler satıJan bir bakkal dükkânı var. Karşıdaki eski eşyalar sattığımız dükkân çok daha eskiden beribenim tarahmdan çalıştırdıyor. Akşam 20'den itibaren pasajı tamamen kullanabiliyoruz. Evet, işte burada başından beri sormak istediğim soruya geleyim. Bu pasaj nasıl kapatılabiliyor? Bu konuda sizin de bildiğiniz gibi çok tartışma çıkmıştı.... Sizin de duymuş olduğunuz gibi, bu konuda çokspekülasyon yapıldı. "Okadm pasajı işgal etti." filan dediler. Ben 93 yılındanberiburadayım.Lokantaise99'da açıldj. Bu pasajın içinde bulunduğu bina, iiç bloktan oluşuyor. 1880'li yıllarda yapdmaya başlanmış ve sanırım tamamı 1015 yılda bitirilmiş. Önceleri konutmuş, sonra adliye olmuş. Uzun zamandan beri de işyeri, büro şeklinde ve özel mülk olarak kullanılmaktadır. Yani burası belediyeyegeçit veren bir özel mülk. Öyle olmasa, ben neden burada dükkân açayım? Eskiden burası akşam 20'den sonra kilitleniyordu. Oyleki dükkândabirşey unutsam, bekçinin camına taş atar, açmasını rica ederdim. Yani gecegündüz açık bir geçit değildizaten. Madetn özel mülk, o zaman nasıl mal sahiplerini ikna ettiniz? Burası 187 tane sahibi olan bir bina. Ben onların yüzde 55 'nin tek tek onayını aldım. Bu o kadar uzun bir zaman aldı ki, anlatamam. Kimi tngiltere'de, kimi Şile'de. Üsteliknotermasraflarıvar. Şimdi böyle bir işe kalkmaya doğrusu cesaret edemem. Çok yorucu ve pahalı bir çalışmaydı. Dost.arkadaşyardımlarıveborçlanmayla başardım ama günlerim de borç ödemeleriylegeçti. Erkeklere ait dünyada, kadın olmanın getirdiği sorunlar yaşamış olmalısınız. Tabii, kadın olmamdan cesaret alarak konan tavırlar vardı. Amaözelliklebaşka haksızlıklar da oldu. Yücel Saynıan benim erkek arkadaşım. Evli değiliz. Bu çalışmalarsırasında.birgün, "Tabii kocası Ba ro Başkanı" derken, bir başka gün," Bu kadın bu işleri yapar, zaten gayri meşru ilişkisi var" diyebildiler. Hatta bu gerekçeyle şikâyette bile bulundular. Suyumu kestiler, tankerlerle su getirttim. Gerekleriniyerinegetirerek, sonunda turizmbelgesi de aldım. Binada hiçbir değişiklik yapmadım. 1884depreminedayandığına göreoldukça sağlam. Yalnız bodrum ol dukça rutubetli. Benim tarafımı düzeltmeğe uğraştım ama tüm binanın elden geçirilmesigerekir. BuralarıgördüğünÜ2 gibi çiçeklerle donattım. Buna bile söylenenler var. Çok paraymış, nasıl veriyormuşıım v.s. Karşıda da eski eşyalar, hatlar, tombaklar, halı ve kilimler, bakır ibrikler, semaverler, çiniler ve değişik malzemeler görüyorum. Bu işi eskiden beri yaptığınızı söylemiştiniz. Nasıl başladınız ? Ben bunu, başta da belirttiğim gibi, antikacdık olarak isimlendirmiyorum. Orada hem Doğu hem de Batı var. llkgençliğimde hocalarımız:" Şarkta Garp eğitimi alıyorsunuz. Işinizzorolacak" derlerdi. Anlanıazdık o zamanlar. Belki de bu nedenle, bizim o koleksiyonumuzda hem Doğu hem de Batı vardı. Hatların, minyatürlerin yanında Avrupa resimleri vardı. Burada da öyle. Ben bu alandaki en geniş bilgileri ikı ölmüş insandan öğrendim diyebilirim.Biri çok kıymetli çerçeveleri değerlendirmeye sırageliyor. îşteosıralardaBerlin'eçağrddım. Ahmet Bey bunları bana göndermeği teklif etti. Galiba 93 yılıydı, onları parti parti getirdim. Bu koleksiyon sayesinde de çok şey öğrendim. Getirdiğim kartpostalları ve tabloları hızla satacağımı diişünüyordıım ama olmadı. Bunları bizim kurduğumuz Avusturya Liseliler Eğitim Vakfı'na ( ALHV) vereceğim. Orada bir art stüdyosu kuruyoruz. Çoculdar o ressamlarla tanışsınlar istedim. Oradan yurtdışıbursları vcrmeyidedüşünüyorum. Yine eski eşya konusuna dönmek istiyorum. Bu eşyaları sahipleri mi getirirler, yoksa siz mi araştırıp ulaşırsınız? Bu işı kardeşimle birlikte 1976 yılından beri yapıyordum. 1990 yılına kadar insan lar ellerindekileri kendileri getirirlerdi. Çocuğunun kumar borcunu kapatmak için değerli bir malını elden çıkarmak zorıında kalabilirdi birisi.. Bazıları ellerindekinin değerini bilmeden satarlardı. II D E R G Î D E N Bu hafta gerçekten ilginç bir kapağımız var. Ncfertiti.... Haber önce gazctclerde ardından da galiba Time dcrgisinde çıktı. Mısır'da bıılunan bir mumyanın adına şarkılar yazdmış Kraliçe Nefertiti olduğu söyleniyordu. Çevirip kullanacaktık ki yazı yetersiz göründü. Mutlaka Nefertiti'yc ve Mısırlı kadınlara ilişkin çok daha ayrıntdı bilgi olmalıydı. Arkeolog arkadaşımız Nermin Bayçın'dan bize Nefertiti'yi ve eski Mısır'ı tanıtan bir yazı yazmasını istedik. Aşırı titizlendiği için biraz beklememiz gerekti. tşin görsel kısmını da biz hallettik. Aynur'la epey bir arşiv taraması yaptık. Sonunda sanırım zengin bir malzemeye ulaştık. Bu eski zaman kadınını canlandıran sayfaları özene bezene hazırladık. Mısır'daki Krallar Vadisi'nde bulunan mumyanın Nefertiti olamayacağını söyleyenler de var. Ama Ingiliz mumya uzmanı Joann Fletcher 12 yıl süren çalışmasından emin görünüyor. Kulağında iki küpe deliği, kafasında peruğu ile birkaç bin yddır mezarında yatan kadının öyküsünü 7 Eylül günü Discovery Channel'da hep birlikte izleyeceğiz. Beyoğlu'nda Tünel'in tam karşısındaki Tünel Geçidi son birkaç yddır keyifli bir buluşma mekânı olarak yaşamımıza girdi. Her gün biraz daha canlanan pasajın öyküsünü, mekânı bugünkü büyüleyici konumuna getiren Hacer Gündoğdu anlatıyor. Acaba pasaj işgal altında mı sorusunun yanıtı da yazının içinde yer alıyor. Bugün Erica Jong meraklılannı da sevindireceğiz. Bir dönemin cesur romanı Uçuş Korkusu 30 yaşına basmış. Erica Jong geçen yılları değerlendirirken çok önemli adımlar atddığından kuşkulu. Kadının cinsel yaşamının özgürleşmesi için bir otuz yda daha gerek olduğunu söylüyor. Önümüzdeki hafta yeni bir dergide buluşalım... İPEK ÇALIŞLAR cumdergi@cumhuriyet.com.tr tmtiyaz Sahibi: Yedi Mayıs Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ adına tlhan Selçuk •GenelYayınYönetmeni.tbrahimYıldız • Sorumlu Müdür: Mehmct Sucu • Yayın Yönetmeni: Ipek Çalışlar • Görsel Yönetmen: Aynur Çolak • Baskı: Basın Yatırım Sanayii ve Ticaret AŞ Esenboğa YoluAkşam Tesisleri • Idare Merkezi: Türkocağı Cad. No: 3941 Cağaloğlu, 34334 tstanbul. Tel: (0212) 512 05 05 • Reklam: Medi Grup eski Baro Başkanlarındandı. Kütüphanesinegirdiğimde, üç dil bilen, Şark ve Garp kültürüne hâkim birisiyle tanışmış oldum. Çok değerli bir hat koleksiyonu vardı. Bir bölümünü "Arda Koleksiyonu" adıyla Topkapı Sarayı'na bağışlamışlardı. Kalanlardan bazılannı da satmak istiyorlardı. îşte bu satışa aracılık ederken çok şey öğrendim. Ikincisi ise belki daha ilginç. Berlin'deyaşayan Ahmet Doğan 'Ia tanıştırıldım.Beni oradaki birsanatmerkezine götürdü. Burası Wehner aile firmasına aitti. Üç bölümden oluşan yüz ydlık filan bir bina. Birkatıkitapçılar, birkatı maragozlar, diğeri altın varakçılar ve kağıtçılar olarak kullanılıyormuş. Duvaryapılınca, değerini yitirmiş.Duvaryıkılınca yeniden değerlenmiş. Ailenin son kuşağından bir müteahhit Ahmet Bey'e:" Mal benden, fikir senden yarı yarıya" diye, bir teklifte bulunuyor. Yıllar süren bir çalışmayı gerektiriyor bu. Alman ressamlarının tablolan, Rembrandt gravürleri ve ginçolay...Bendebirdefasında değerli bir tombağı neredeyse bakır fiyatına satmıştım. Kapalıçarşı'daki arkadaşlar anlatmışlardı: Adamlar ellerinde halı ya da kilimden kesilmiş küçücük parçalarla gelip, fiyatsorarlarmış.Müzayedeler vardı tabii. Onlara da katdırdık. Hep mal toplardık. Ama 91 'den beri pek almıyorum. Daha çok elimdekileri satmaya çalışıyorum. Sevdiğim bir işti ve benim için bir üniversite bitirmek gibiydir Zamanla aynı iş yordu beni. Üstünebirdekrizgeldi. Yiyecekiçecek işine geçmek gereği duydum. Akşam üzerinin serinliği ile birlikte müşteriler yavaş yavaş boş sandalyeleri doldurmaya başlıyorlar. Garsonlar hareketleniyor. Yukarıda masmavi dikdörtgen birgökyüzü güneşi uğurluyor. Tramvayın kampanası duyuluyor hafiften ve ağaç boyundaki çiçeklerin arasından Tünel Meydanı'na çıkıyorum. Buralar hep böyle sakin midir? • ayfcoskun@ekolay.net