23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

CUMHURİYbl ÜEI«;I Orhan Peker'in yaşamıyla sanatı birdi. Hayata hep aynı gözle baktı. Merakla peşindcn koştuğu gerçeklikten, olağanüstü görünümler aradığı keyif seferlerinden elinde kalan yaşamın en sıradan görünümleri oldu. Sır buydu. Bu sırrı ressamca bir dile çevirmeyi başardı. Orhan Peker'in yapıtları Milli Reasürans Sanat Galerisi'nde. da Irabzon'da doğdıım. (,'oeukluğum bu kenrtegeçti.Oyaslardayalnızlıktanhoşlandığımı hatırhyorum. Yazın taşındığımız sayl'ıye yerindeki sık (,am omıanlannda gün boyu dolaşır dururdıım. Tabiatta olağanüstü birtakımgüçlerı,görıintülcnkeşfermekdileğı vardı ıçimde Kılap okuyor, okuduğum öyküleri kendimce resımlemeye çalışıyordum Odam kâğıt parçalarıyla, cini mürekkepleriyledoluydu" Od<ısınabaşkaı;ocuklar, ancak izınle girebiliyordu. Sebebini soranlara, "Herşeyıkarıştırıyorlar,dikkatimi dağıtıyorlar"demişti. Sankt Georg'dada, çocuklar bahçedeyken o, ya pıyanonun ya da resminın başındaydı, oralardadeğilse kıtap okuyordu. Arkadaşlan hep sınırlıydı. Sanatçıolduğıuıdadayaherzamangıttığılokantada belli arkadaşlarıyla, daha çok da evinde olurdu. Yalnızdı, ancak bu onun seçımıydı, yaşam bıçimıydı, llhan Berk'in ifadesiyle, "bunudakötülemezdi". Ferit Kdgü, Orhan Peker'in yıllarca yazı masasınınkarşısındaasılıduran.çevresine yalnızlık ve hüzün yayan, zayıf ve yorgun y ük beygirinı, bir süre sonra "sanatç ının bir at olarak portresı" şeklinde görmeye başladığını söylcr. Resımde, boynunda asılı torbadan yem yiyen, olağanüstü uzun ayaklannın üzerinde iyıce zayıf göriinen, yalnız bir at var. Resme siyah vebeyaz hâkinıdir. Resmın yarattığı duygu, kesınlıkle insanın başını döndürünceunutabileceğibiracımayada soğuk bir yahancılamanın yarattığı saşırtıcı bir ırkılme değildir. Resımden yayılan, insanın ıçıne sızan, bir yerlerine yerleşen, neden böyle olduğu da tam anlaşılamayan, bıraz acıtan ancak can da yakıııayanılıkbirhuzündür. Bu yalın resım, sadece duvarda değıl kitap sayfalarında da yerını aldığındaaynı huznu yayabılıyorsa, sadece sanatçının değil, hepimizin portresı değil midir? Bu huzun hepımızın ortak duygusu ya da yaşamın özünde bulunan bir gızenı değil midir? lnsan, ne garıptır, sevinçten ve dırimden daha i'azla ölümde, acının ve lıüznün ince tıtreşımlerınde yaşamı daha fazla farketmez mi? Bu hüzünde, doğanın ve yaşamın derın sırlarına açılmak ısteyen ıııeraklı birruhun, bu yolculuğu sırasındaduyduğu ve bıze de duyurduğu, nedeninı hiçbiı zamananlayanıayacağımız, muhtemeldırkı kendısının de anlamadığı vaıoluş üzerindeki sorularıbulmakdamumkündür Bu kadar yalın ve"zavallı" bir beygırresminden başlay ıp bu noktalara kadar savrulmak.. Bir resım bunu başarabiliyorsa, gercek bir sanat yapıtıyla.gercek birsanatçıylakarşı karşıyayızdemektır. ••* Ara tiiih'r 'in objektifinden Orhan l'eker... Yeniden Orhan Peker MURAT LIRAL "Orhan'ın yaşamı gözlerine vıırmtıştur Bu gözlerden vuransa yalnız ve yalnız huzündür". lllıanBcrk,arkadaşıOrhanPeker'i anlatırkenböyleder. Sonra/'Buncayalruzlığı, hüznü bu gözler nereden toplamıştır? Neden bu hiiziin?" diye sorar. Bunu sormakta haklıdır,çunkü,yaşamınabakıldığında Orhan Peker'in "bıınca lıüznü biriktırmesı" ıçın birnedenkulaylıklahulıınamaz Orhan Peker'in yeğeni Prof. Dr. Onder Küçükerman, 1994 yılında Milli Reasürans Sanat Galerisi tarafından düzenlenen sergı nedenıyle hazırlanan kitap için biyografik birçalışmayapmıştı. Dayısınakarşıduyduğıı derin sevgi ve bağlılığa rağmen objektıf olmayı başarabildığı çalışmasından öğrendiğımıze göre Orhan Peker' inçooukluk y ılları, Trabzon'daçok biiyükbırevde(eskıden ılkokulmuş), kalabalık, piyano çalınan, gramofbnlamirzıklitoplantılaryapılan.hattaelleçalıştınlanbirfilmmakinesıbilebulunan modernbıraıleortamındageçti. Yazı.sayfiyede geciriyordu. Ailesi, resme olan ılgısını fark ettiğı andan ıtibaren sanatcı olmasmı desteklemıştı. 1 latta ılk resım sıparışını babasından almıştı 1930'lu yıllarda, daha ilkokuldayken,tstanbul'dasanatçılannbılezorlııklarla sağladığı resim malzemelerine, dedesinin kırtasiye dükkânı sayesınde kolaylıkla ulaşabiliyordu. Ailenin en küçükçocuğuydu,seviliyordu,"ağırbaşlılığı"ve"farklılığı"önemsenmesini sağlıyordu. I.ise'yı, lstanbul'da Sankt (ieorg'da okumuştu. Alnıanea ve piyano öğrenmenin yanı sıra resimle ıstedıği gibı ılgilenmiş, hocalarının sağladığı kaynaklardan sanat hakkında da bılgıleredinmişti. 1945 'de GSA'ne girdi ve Bedri Rahmi 'nin öğrencisı oldu. 1951 'de Akademi'yi bitirdikten çeşitli işler yaparak resım yapmayı siirdürdü ölümünden önce Ayvalık'takurmak istediği antiakademık sanat okulu dışında istediklerini gerçekleştirebi 1 m i şt i. A nkara'daonbiryıl çalıştığıTurızm Bakaıılığı'ndaki memurlukki buradaki işi de sanatsal tanıtımdı, sürekli bir işi olmamıştı. Daha sonra sanatı hem tüm yaşamı hem de geçım kaynağı olmuştu, ne kadarolabilirse Ancak onun yaşamdan fazla yakındıgı da duyulmamıştı. llhan Berk'ınıfadesiyle"yaşamayıhıç bıkmamacasına sevmişti, yaşamı kötiilediğı duyulmamıştı". Derbederdeğildı, düzenliydı, gıyimıne özen gösterırdı. Sevmişti, sevilnıişli, hâlâ da seviliyor. Ölümünden önce, Ayvalık'ta atölyesinin kapısından, penceresindeıı giren, etrafında dolaşan güvercınlenn resımlerını yapıyordu. ölüın erken birzanıandakapısınıçaldığında,cllerıdostellenn arasındaydı Boylebıryasamınardından, llhan Berk, neden bu "hüzürTdiye sormakta lıaklı değıl midir? 1 lü/.nün ötesınde, ıçkı ve sıgaranın bulutlu dünyasında kendini tüketireesine yaşamaknedendı9 Orhan Peker yalnızdı. Bunu biliyoruz. Kendisı söyliiyor:" 1927 yılının Mayıs ayın Portrc. Torbulı (ilbıi)i... Turan Erol, Akademi'ye gıriş sınavmda (1944)tanıştığı,ölümünekadar(1978)otuz dört y ıl onun cok yakın bırkaç arkadaşı arasında yer aldığı Orhan Peker'le ılgıli bir yazısında, "Resim sanatını uğraş alanı seçen ınsanları, ressam doğanlar ve ressanı doğnıayanlar diye ikiye ay ırsak bil imsel gerçeklere ters diişmüş olur nıuyuz?" diye sorar ve "Denebilir ki Orhan Peker yeryüzüne yalnız resım yapmak ıçin gelmişti" der. Ölümünden hemen önce onun son sergısını düzenleyen i'erit lidgü de, "Alıye Berger'in Portresı" için, "Orhan Peker'in doğuştan ressanılığının, bıleğinin kanıtıdır bu lesinı" dıyerek "kaıııtir'birşekildeyargısınıaçıklar Orhan Peker'in arkasında bıraktığı izler, anılar ve resımlerı, Turan Hrol ve l'erıt Edgü'nün "doğuştan ressam" nitelemesini, böyle bir kavram olsun olmasın, lıaklı kılıyor Birressamicinbusüylenebiliyorsa,bu insan bütün hayatını resım yapmaya adamış
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear