Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4KASIM200I.SAYI815 lişti. Görsel harikalar yok, her şey azaltılmış dozda ve oyuncunun üzerine odaklanmışhalde. Yanioyuncuyuönplanaçıkanyor. Daha sonra ise Lars von Trier'in rejisiyle "Dogville"de, bir Danimarka projesinde rol alacaksınız değil mi? Evet, ocakta işbaşı yapıyoruz. Bu yıl az çalıştım. Duygudünyambirkarışıktı,zorlayıcıydı.Biroyuncuolarakyaptıklarımdan daha fazlasına güç bulamadım. Lars von Trier ile çalışmak konusunda korkunç hikâyeler anlatılıyor. Örneğin, Björk " karanlıkta Dans" filminde çok yakındı. Bu sizi korku tmuyor mu? Ben, hiçbir şey ve hiç kimseden kaçmam. Tam tersine tehlike beni çeker. Bu hayatı herzaman kolaylaştırmıyor. Lars'ın bazı şeyleri sivri şekilde kullanması, sınırlan zorlaması hoşuma gidiyor. Trier'in vatanı Danimarka 'da çokaz film çevrilir. Buna rağmen ya da bu nedenle mi onunla çalışmaya karar verdiniz? Herkes bana "Deli misin? Orada kışın 22 saat karanlık olur" dedi. Ama ben istiyorum. Belki korkunç, belki de harika olacak. Ama her şekilde her zaman hatırlayacağım bir kesit olacak yaşamımda. tngiltere, Avustralya, Ispanya ve Danimarka. Son filmlerinizin hiçbiri Hollywood projesi değil ve yakın gelecekteki programınızda da Hollywood yok. Holly vvood'dan kaçıyor musunuz? Ben böyle bir insan mıyım? Kaçıyorsunuz gibi görünüyor. Gerçektenmi? Veya, Tom Cruise'a partner olduğunuz filmler dışında hiçbir tipik Hollywood projesinde ön plana çıkmadığınızdan ötiirü bu yolu seçiyorsunuz. Gerçek kişisel başarılarınıza Jane Campion, Gus Van Sant gibi rejisörlerle imza attığınız ve bir süreden sonra Londra'da daha severek çalıştığınız söylenebilir. Elbette, Sean Penn, David O. Russel, Spike Jonze gibi beraber çalışmayı çok istediğim Amerikalı rejisörler de var. Ancak tipik Hollywood filmleri başka. Beni sıkıyorlar, çünkü bana bir şey vermiyorlar, motive etmiyorlar. Bunu anladım. Hiç kendi rolünüzü gerçekten seçecek durumda oldunuz mu? Nasıl yani? Ben ABD'ye gittiğimde 22 yaşındaydım ve orada âşık oldum. 1989'da "Days of Thunder" (Tage des Donners)filminin çekimleri sırasında Tom Cruise'a... .. Ve, evlendim. Aşk insanı tarif edemeyceğibirhalesokuyor. tşim benim için ansızın çok önemsiz oldu. Bu, bugün geçmişe baktığınızda görünen mi, yoksa o zaman da öyle hissediyormuydunuz? O zaman, kariyerim hakkında hiç düşünmeme lüksünü kullandım. Biliyormusunuz, bir bebek istiyordum. Ancak, sonra gözümüaçtım. Yapmak istediğim, söylemekistediğimşeylervardı. Bütüngünboyunca büyük bir evde oturup akşamlan yemek davetlerine gitmeye devam etmek istemiyordum artık. Bu, Gus Van Sants'ın "To Die for" filminde başrolü kabul ettiğiniz zamana mıdenkdüşüyor? Evet. Ve, o zaman yeniden âşık oldum. Oyunculuğa. Kısa bir zaman sonra da Jane Campion ile tanıştım. Beni uyandırdı ve bana "Kendini daha fazla harcatma, sendenbir şey yarat" dedi. Yaşamdaböyle dönüm noktalan var. Bazı kararları birileri adına başkalarıaldığıiçin değil mi? Evet, böyle de söylenebilir. Şu anda tek başıma iki çocuk büyütmek zorundayım. Benim için çok önemliler. Bu görev kariyerimi de değiştiren bir görev. Bunun için mi Londra'ya taşındınız? Londra'da çok vakit geçiriyorum. Annemin, babamın ve kardeşimin yaşadığı Sydney'de de. Kızkardeşim ve ben ikiz gibiyizdir. Cok uzun süre ayrı kalırsak üzülüyorum. Benimle evlenenler bir anlamda kardeşimi de ilaveten eş almış gibi olurlar. Moulin Rouge'daki sürükleyici öge ne pahasına olursa olsun şov dünyasının ünlii sloganı "şov devam etmeli" (show must go on). Hollyvvood'da bu hâlâ geçerli mi? Bilmiyorum. Orada bazıları kesinlikle ruhunusatışaçıkanyor. Ancak, ben, "Teşekkür ederim. Ben almayayım" derim. Ünlii olmanın beraberinde getirdiği olumsuzluklarla nasıl mücadele edilir? Evliliğimde ünlü olmanın getirdiği sorunları yaşadım. Elbette, yararlan da var. Ancak, ünlü olmanın günden güne belirgin bir yararı yok insana. Venedik Film Festivali'nde olduğu gibi bir paparazzi tarafından adım adım takip edildiğiniz zamandaki sıkıntıları mı kastediyorsunuz? Bu tür akıl almayacak şeylere her zaman hazırlıklı olmak lazım. Yoksa oyunu kaybedersiniz. Kendi kendimi, bir zaman gelip 5 yıl, 10 yıl sonra böyle bir sirkle karşı karşıya olduğumda umursamayacağımı devamlı anlatarak telkin etmem gerekiyor. Şimdi eskiye oranla daha az etkileniyorum. Tabii, bu durumda yanınızda yakın, yardımcı birilerinin olması, doğruyu söyleyen birilerinin olması çok önemli. Annem ve babam bana sürekli destek olduğu ve doğruyu gösterdiği için çok şanslıyım. Tom Cruise'dan bahsetmiyorsunuz? Bu çılgın bir şey. 23 yaşında, çok ünlü bir adamla evlendiğimde bu konuyu çok daha saf ve hassas değerlendiriyordum. öyle bir dünyaya geldim ki her şey önceden şekillenmiş, yerine oturmuştu. önceleri bu dünyabeni şoka sokuyordu. Bu dünyayı nasıl yorumlamalı. Altın bir kafes olarak mı? Tom' u tanıdığımda kariyerinin doruğuna ulaşmıştı. Kendi kendime "burada güvende olursun" diye düşündüm. Her zaman etrafında korumalar vardı. Bu bana acı veriyordu. Sonra buna alıştım. Bu da banaacıverdi. Ama bu hayat hoşunuza gitmiş olmalı? Bu, onunla bir yaşam olduğu için hoşuma gitti. Ve, sadece ikimize özel, kimsenin anlayamadığı romantik hatta erotik yanlan da olduğu için. Şimdi Tom Cruise artık yok. Ancak, paparazziler hâlâ etrafınızda. Evet, aniden başka bir hayata başlamak ahşılması zor bir şey. Ben her zaman bir gün bir şekilde evliliğimizbiterse zamanımmı poz vermekle geçirdiğim hayat da biter diye düşünürdüm. Ancak, tam tersi oldu. Boşanma daha da fazla ilgi çekti, daha çok göz önünde oldum. Moulin Rouge'da "One Day I'll fly 13 yatroda oynamak istiyorum. örneğin Londra'dakiNationalTheatre'dalbsen'in "Denizin Kadını" oyununu (Die Frau vom Meer). "Birthday Girl" fihninde Rus kızı canladırdığımdan beri de Cehov' u anadilinde okumak için Rusça öğrenmek istiyorum. Yeni insanlar tanımayı ve seyahat etmeyi de çok isterım. lnsanların yanında kendimi çok iyi hissediyorum. Amaşiiryazmaya başlamıyorsunuz? Hayır, yazıyorum. Ancak lırik değil, kısa hikâyeler yazıyorum. Burada yeni bir kariyerden çok sadece oyunculuk yapmak değil farklı şeyler yapmak da istiyorum. Amatörce birşeyler yapmak da çok güzel. Genel olarak iirkek misiniz? Elbette öyleyim. Rejisör Sam Mendes bana bir keresinde "Nicole başını böyle öne eğmeye devam edersen olmaz" demişti. "Alkış almayı ve bundan haz duymayıbilmengerekir" diye bana öğütvermişti. En çok oynamak istediğiniz rol ? Şimdiye kadar hiç epik bir aşk hikayesınderolalmadım. Yeni bir Kazablanka gibi . Böyle bir senaryo oldugunu duyarsanız lütfen beni arayıp haber verin. Neden Kasablanca? Karşılıksız aşk bence engüzeli. Ben bunu arıyorum en azından sinemada. Belki kendi yaşamımda da benim için doğru olanbudur.^ Çeviren: SEÇİL TÜRESAY Away" (Günün birinde uçup gideceğim) şarkısını söylüyorsunuz. Bunu kelinıesi kelimesine alır, sizin hayatınıza uygularsak bir gün altın kafesten uçacağınız anlamı çıkar mı? Bir gün kesinlikle. Benyaşamımboyunca film yıldızı olarak kalmayacağım. Ti "Aniden başka bir hayata başlamak alışılması zor bir şey" diye tarif ediyor boşanmasını.