Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
• AĞUSTOS 2000. SAYI 750 L'AmourenFuite, 1970)filninde, Antoine artık 30 yatndadır, ama hâlâ sorumluuktan ve bağlılıktan kaçar. Vntoine Doinel hayal ürünü >ir kişiydi, ama bir bakıma da fruffaut idi. Onun alter egouydu. JeanPierre Leaud, bu dşiliği başany la canlandırdı. Truffaut, Leaud'ya iki ızun filmde daha rol verdi. eaud, 20. yüzyıhn başlarınla geçen "İki tngiliz Kızı" Les Deux Anglaises et le 3ontinent, 1971) filminde, ki Ingiliz kızkardeşle gönül lişkisine giren genç bir Franızı oynadı. Bu zarifve dokuıakh aşk öyküsü, yönetmeıin hemen her yapıtında ele ıldığı temalardan bazılarını sevgi arayışı; karşılık görneyen saplantılı ve yıkıcı ışk) içermekteydi. Aynı tenalar 1972 yapımı "Ameri:an Gecesi" (LaNuit Ameri:ain) filminde değişik karakerlerveöyküleraracılığıyla Bir Fellinifıimi "LaDolce Vıta" (Tatlı Hayal). reniden ele ahndı. Bir film ;ekimi sırasında yaşanan )laylan konu edinen bu çalışmada Leaud, "Mekanik" filminde iseprofesyonel birki>önül maceralan yüzünden işleri aksatan ralık katilı oynadı. Ortaklar 1973 yılında )ir aktör rolündeydi. Filmdeki yönetmen "TaşYürekliKatil"(TheStoneKiller)filolünü Truffaut kendisi üstlenmişti. mini çektiler. VVinnerburada, suç ve uyuşturucuya batmış modern kent gençliğini vc Diğer yönetmen ve ortaklıklara kısaca onları kullananlan cleştirme kisvesi altın;öz atalım. Joseph Losey ve Dirk Bogarde da, yargısız infazı ve şiddeti övmekteydi. ıralannda "Uşak" (The Servant, 1963) ve BronsonWınner ışbirliğini takip edenler, 'Kaza"(TheAccident, 1967)klasiklerinde ikilinin 1974'te çevirdiği "Yara" (Death >ulunduğu beş film yaptılar. JackNicholWish) fılmine pek şaşırmamış olmalı. Winıon, Bob Rafelson'un beş, Mike Nichols'ın ner' ın Batı toplumuna bakışı bu filmde iyilört filminde rol aldı. Alain Delon, Fransız cesağcılaşmış,hattafaşistleşmıştı.Çünkü, cara film ustası JeanPierre Melville'in artık modern kentlere baktığında, her köşe 19171973) en gözde oyuncularından bibaşında genç bir caninin pusuda beklediğı, iydi. Birlikte "Samuray" (Le Samourai, her gün vahşi cinayetlerin işlendiği, ama 1967), "Kırmızı Çember" (Lc Cercle Ropolisin aciz kaldığı hastalıklı bir toplum göıge, 1970) ve "Gecclerin Adamı" (Un Flic, rüyor ve şöy le diyordu sanki:' Sen de bır sı[ 972) gibi filmler yaptılar. lah edin ve öldür.' Bronson ve VVinner aynı Japon sinemasından Akira Kurosavva ile teraneyi gittıkçe daha düzeysiz biçimdc Toshıro Mifune işbirliğı, sinema tarihindetekrarlayan "Death Wish II" (1982) ve "Deci önemli yönetmen ve oyuncu ortaklıklaath Wish III" (1985) filmlerini çekti. Üstemdan birbaşkası. Birlikte 12 film çektiler. lik Bronson 1980'ler boyunca bu türden 3unlardan "Rashomon" (1950), "Yedi Sabirbirindcn beter filmlerde rol alarak karinuray", "Yojimbo" (1961) en çok bilinen yerinibaltaladıve diğer Hollyvvoodyıldızllmleri olsa gerektir. lan gibi, yaşlılık yıllarında da oyunculuğa Bu tür ortakl ıklar her zaman olumlu sodevametmeşansınıkaybetti. Aynı şekilde, ıuç vermedi. Örneğin, Michael Winner ile böylefilmlerçekmekteısrareden Michael Zharlcs Bronson ortaklığı. 1972'de"Devlet Winner, soyadınm tersine kaybeden taraf Jlkesi" (Chato's Land) ve "Mekanik" (The oldu ve piyasadan silinip gitti. ^ Vtechanic) adlı filmleri yaptılar. Bronson, 'Devlet Ülkesi"nde, soğukkanlı bir şekilde ıntikam alan bir Kızılderili savaşçısını, ademayakta@europe.com BAŞKENT GUNLERİ Ozlemin tadını sevmiyorum MÜŞERREF HEKİMOĞLU da Dağı kekik kokuyor bugünlerde. '; Adaçayı da var ama kekik bastırıyor. ; Geçen akşam ressamların, örneğin Yalçın Gökçebağ'ın kıskanacağı tablolar seyrettım Tahtakuşlar'da. Bağın yeşiline yüklenmiş bir traktör, içinde Kudar ailesinin kadınları, Esma bacı, gelinleri, kızları, torunlarıyla, yörük kadınlarının çarpıcı güzelliğini sergiliyor. Renkli giysileri, çiçekli başlıklarıyla düğümlü moda evleriyle yanşır gibi. Ayaklarında lastik çizmeler, yaz sıcağında çizmenin anlamı ne derseniz yılanlar. Yemeğınize tat veriyor ama kekik toplamanın da yolu yöntemi var. Yılanlann saldırısına uğramak da olası Ida tepelerinde. Yörük yaşamında önemli bir bitki kekik. Selim Kudar anlattı o akşam, kolestrolü yok ediyor. Ancak bilerek içmek gerekiyor, özü buharlaşmadan. Ida tepelerinde 70 tür kekik olduğu söyleniyor ama 9 türü biliniyor ancak. Ak kekik, mor kekik, naneli kekik, san kekik, esmer kekik. Rengi de değişiyor, tadı da. Bölge sofralarında dağ rüzgârı estiriyor. zeytini de, peyniri de, eti, tavuğu da kekikle yıyor bu yörede yaşayanlar. Kekiksiz yemek yok denebilır. Makamanın salçası da kekikle tatlanmıyor mu? Oysa bu yaz Körfez'de rejim yaşamı var. Doktor Lemi Turgut'tan kaynaklanıyor. Sevgili Uğur Mumcu'nun bacanağı olarak tanıdık onu. Evimizden, aılemizden biri oldu giderek. Burhaniye Hastanesi'nde çok emeği var, dinlenceye gelenler de hastalıktan korkmuyor, her dalda uzmanlarla sağlığını güvencede hissediyor. O hastanenin gelişmesınde çok kişinin emeği, yureği var, olumsuz gelişmeler yaşanırsa yazık olur doğrusu. *'• t ^r Tahtakuşlar Etnografya ' öğretmeni, Nahit Fıratlı geliyor masamıza. Rükzan Günaysu ile konuşuyoruz onu. O da masallaşan bir edebiyat öğretmeni kaç kuşağın belleğinde. Kimi öğrencileri de aynı günlerde tatil yapıyor mavi Körfez'de. Biri de Jale Eralp. Dışişleri'nin seçkin sefirelerinden biri. Sara Ertuğrul, Lale ve Haluk Kura, kızları Nermin Kura, Leyla Çelikbaş ile Körfez'in kuzey kıyısında. öteki kıyılarda da başka büyükelçiler, başka sefireler. Canan ve Doğan Türkmen de Acapulco plajlarının şıklığını sergiliyor martı koyunda. Ülkemizde çarpıcı bir gelişme yaşanıyor aslında. Boğaz'a, Adalar'a, Moda'ya, Anadolu kıyılarına karşın Istanbul bir denizkent değil uzun süredir. Ne kent derseniz adını bulamıyorum. Sevdiğim evler, sevdiğim yalılar, sevdiğim sokaklar, sevdiğim insanlar yok oluyor, Istanbul bir hüzün kente dönüşüyor giderek. Her gün bir sevgili, bir dost aynlıyor dünyamızdan. Her gün bir çiçek soluyor Martin Scorsese ve Robert de Niro birlikteliği depek çok filme yansıdu.. Boğaz 'a karşm Istanbul denizkent değil artık. Galensi'nde karşılaştığım bir aile, zeytinliklerin kıyımını daha gönül bahçemizde. çok vurgulamamı söyledi bana. Bir Karar verdim, en yakın sürede tüm başka okurumuz, Mahir Yeğmen de satır arasında yer alan konulardan sevdiklerımi göreceğim. Sevgiyle, vazgeçtiğımi belirtti. Şaşılası okurlarımız teşekkürle, kucaklayarak özlem var. Satırların arasını da okuyor. Ancak dindireceğim. Ozlemin tadını Mahir Yeğmen'in özelliği var. Yakın sevmiyorum artık. Kavuşmanın tadını komşumuz, neredeyse 30 yıldır Istanbul yaşamak, tüm dostlanmla paylaşmak Erkek Lısesi'nin yönetiminde çahşıyor. istiyorum. Ayrılanlara da selam yollamak. Eğitim dalında özel bir yeri, geleneği olan Onlardan biri de Ferit Apaydın. Sevgısi, bir hoca. Eniştem Enver Kök de o dostluğu zarif bir kişi. Bir Cumhuriyet ocakta yetişen kışılerden biri, Cemil Sait çocuğu. Moskova'ya giden ilk büyükelçi Bartas, Ihsan Sabri Çağlayangil ile aynı Zekai Apaydın'ın oğlu. Gazi Lisesi'nde sınıftalarmış galiba. Mahir Yeğmen Yedi okuyor. Dünyaya bakışımız çok ters. Ayn Tepe Universıtesi'nde şimdi. llginç anılan, partilere oy veriyor, ayrı görüşleri gözlemleri, 68 kuşağının izlemleriyle belli destekliyoruz ama belli doğrularda yan sorgulamaları var. Yanıtlaması kolay değil yanayız her zaman. Zarif kişiliği ile güç ama gerekli bir görev. Yanlışları, doğruları yıllanmızı kolay geçirmeyi sağlayan, saptayarak bir yoruma varmak gerekiyor. neşesiyle hüznü dağıtan bir dost. Ne Oysa yan çizme alışkanlığı giderek güzel birlikteliğimiz var. Bu dostlukların kökleşiyor toplumda. boşluğu giderek büyüyor çevremizde. Istanbul Erkek Lisesi'nden sonra Ankara Ancak bir hoş seda kalıyor gökkubbede. Kız Lisesi'ne yöneliyoruz söyleşilerde. O seda güzel şarkılan da çınlatıyor Derken dünya güzeli bir edebiyat yüreğimizde. ^