26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

CUMHURİYET DERGİ den söz konusukitlenin Phil Collins'in cebini doldurmak için bir dertleri olmasını beklemeyin. Peki, ya Collins tutkunlan? lşte, bu birazçetrefilli. 9O'lı yıllann başlannda yaşanan büyük çapta ruhsal arınmanın ardından, Collins hayranları üç farklı kılıkta karşımıza çıkar gibi; yeni lencnler, gizlcnenlcr ve uçuklar Internet'te geçireceğiniz birkaç saat sonunda ortalama birCollins hayranının Çılgın Norman adıyla anıldığını, bomba tasanmı işinde yarım gün çalıştığını, Peter Gabriel' i "biraz tuhaf" bulduğunu ve 80'lerin ortalarında vurmalılann baskın olması ve ışık düzenlemeleri nedeniy le Genesis 'e gönül verdiğini öğreniyorsunuz. örneğin,JeremyWest'iele alalım: 19 yaşında, ne yazık ki bekar, üniversiteye gidiyor aynı zamanda da öteki tarafla nükleer bomba satıyor. Collins' in Buda Collins III adında birinin ruhunu taşıdığına inanan dinsel birakımın önderliğini yapan Arnold,Collins'inliriklerininterstenokunduğunda derin anlamlar taşıdığını öne sürüyor. Müziğin ruhun gıdası olduğuna ve belli titreşimlcrin fiziksel ve fizikötesi nesneleri aynı ölçüde etkilcdiğine inanan "normalin dışındaki öğretmen" Janet ise Phil Collins' intitreşimine övgüleryağdınyor. Deli Dave'e gelince, o da boş zamanlannda Barbara Streisand'ın peşine takılıyor. Birde,BretEastonEllis'in 1991 yılında yayımlanan "American Psycho" romanmın 80'lerin Genesis topluluğu üzerine beş sayfalık bir deneme yazma işkencesınden kurtulup bir dizi cinayet işleyen kahramanı Patrick Bateman var. Bateman, "Duke albümünün 1980'de yayınlanmasından berı büyük bir Genesis hayranıyım. O albüm den önce ne yaptıklannı tam olarak kavrayabildiğimı söyleyemem. Duke albümünden önceki tüm çalışmaları bana aşın sanatsal ve entelektüel geliyor," diyor. Hayranların kişınin aynası olduğu deyişi doğru ise, Collins'in aynaya bakması pek gerekmiyor. Col lins' in, bırakın tedirgınliklenni sorgulamay ı, bundan haberdar olmaktan bile yoksun sorunlu bir kuşağın ikonu olması son derece etkileyici. O halde Collins'in tedirginliğınin doruk noktaya ulaştığı, bu ncdcnlc dingin olmanın eşiginegeldıği söylenebılirmi? Hayır, çünkü Collins, söz gelimi Rod Stevvart, Neil Diamond, Abba, ya da Elton John'un tersine, şarkı sözü yazma açısından lıiç dc iyi bir sicile sahip değil. Collins; Bay 80'ler olarak, gelişim sürecini tamamlamış bir biçimde doğdu: 70'li yıllar sona erdiğinde önemsizden tehlikcliye sıçrama yaparak aradaki ilginç bölümü atladı. "Easy Lover" dışmdaki tüm parçalannda dönemin o cafcaflı, yoz ve alaysamalı ycniden canlanış müziğinden bile eser yok. Collins'in müziği "olgun", "uygun", ağırbaş, lı bir müzik. Onu Tom Jones gibi biryığın baldın çıplakgenç kızın arasında göremezsiniz. Collins'inmüziği coşkudan, şakadan yoksundur. O, davulunun başmda kasvetli birteknisyendcn farksızdır. Collins'in zeki olduğu su götürmez bir gerçek. Öyle ya, herkesi pop sanatçılannın tesisatçılan andırmasının hoş bir şey olduğuna inandırdı, Genesis'inmüziğinin "kadınlar için aşın ağır" olduğu yönünde yorumlar yaparak kendisini temize çıkardı, "progressive rock" türüne gösterilen olumsuz tepkinin Genesis plaklannın satışını düşüreceğini sezince Yes ve Pink Floyd'a "dinozorlar" admı yakıştırarak punk türüne soyundu. Gelgelelim, Collins'in bu zekâsı bile, 80'li yıllan aratmayacak düzeyde satış yapan birkaç rap çalışmasına karşın, kendisini daha manılır kılmaya yeterli değil. Phil Collins'in satışı olabilir, ama onun dingin biri olduğu söylenebilirmi? Kesinlikle söylenemez.^ The Guardian 'dan çeviren: RİTA VRGAN Bu adama dur demeli... aşka hiçbirsanatçı 8O'li yıllan Phil Collins denli temsil edemez. Collins uzlaşmacı, kaypak ve kapitalist tavnyla bir bakıma 80'lerin ta kendisidir. 8O'lı yıllara adım atıldı... Phil Collins bildiğimiz Phil Collins oldu. 80'ler geride kaldı... Phil Collins hemen önemini yitirmeye başladı. 1985'te yayınlanan ve gelmiş geçmiş en hızlı satış yapan albümlerden biri olan "No Jacket Required" 1990 yılında halkın silkinip kendine gelmesiyle tüm zamanlann en hızlı rafa kaldırılan albümü oldu. Elimizde bunu kanıtlayacak istatistikler yok ama, elden düşme plak satıcılan söz konusualbümün 1991 yılınınbirdöneminde haftada 20 tane satarken, şimdi Supertramp'in "Breakfast In America" ve Rush'ın "Grace Under Pressure" albümleriy le birlikte "üçü bir sterline"bölümünde bile yeralamadığmı öne sürüyor. Collins'e cephe almamızaneden olan neydi? Karısmı terk edip yan yaşında bir kızla îsviçre'ye tüymesi mi? Live Aid döneminde sergilediği kaba saba tavırmı? PeterGabriel'in özgün Gcnesis modelini benimsedikten sonra bundan giderek uzaklaşması mı? 1989'da "Another Day in Armani" parçasına eşlik eden ve evsizleri aşağılayan video klibi mi, salt dinleyicileri kafakola aldıktan sonra onlanaptalyerinekoyması mı? Phil Collins artık ne Celıne Dion gibi uluslararası birpop düşmanı, ne de Barry Manilow gibi sıradan ve alaycı bir sanatçı olabilecek niteliğe bile sahip değil. Sanki de, 1990 Knebvvorth Festivali'nde pop müziğine yaptığı etkiyle birlikte dondurulmuş gıbı bir hali var. Phil Collins ancak birkaç ay önce "Tarzan" filmi için bestelediği "You'U Be In My Heart" parçasının Oscar ödülünü kazanması, rap ve çağdaş "rhythm & blues" sanatçılarının Collins'in parçalannı yorumladıklan yeni bir albümün çıkacağı haberi ve Earth, Wind and Fire topluluğunun geride kalan iki üyesiyle birlikte telifhaklan konusunda açtığı savaşla bizlere varlığını kanıtladı. Görünüşe bakıhrsa, iki kesimden insan ona bugun de ilgi gösteriyor: Bunlardan biri, pek de üzerinde durmaya değmeyen Hollywood çevresi. Ancak ikinci grup bizleri çok daha fazla ilgilendıriyor. Collins'in "cover" parçalarını içeren bir albümde, Gary Barlow, Bryan Adams, Jon Bon Jovi, Robbie Williams ve Celine Dion gibi sanatçılara yer verilmesi son derece doğal; peki, nedenOl Dirty Bastard, Montell Jordan, Li'l Kim yok? Gerçekte şirret, aşağüık çeteci rapçiler kırsal kesimden ninelerin "kelli felli Phil" portresiyle bağdaşmasa da, rap tarzı Collins'in lirikleri "I want it allI want it now " diye giden müziğine öteki tarz müziklerden çok daha fazla uyuyor. Collins'in "cover" parçalanna yer verilen bir albümün yaratacağı etkiyi önceden kestirmek olası. Ne var ki, söz konusu albüm için herhalde aynı şey geçerli olmayacak. Terk edilmiş, küflü bir depoya götürülerek üzerinde ınceden inccye çahşılan "Turn It On Again", "Sussudio" ya da "I Missed Again" gibi parçalann nasıl yeni bir ambalajla pazara sunulduklanna tanık olabilirsiniz. Ancak bu albümde Aerosmith' in Run DMC ile birlikte gerçekleştirdikleri türde bir yeniden yapım beklemeyin. Albüm satış yapar mı, yaparsa daha çok kimlere seslenebilir? Geride bıraktığırnız son beş yıl "uzlaşma" ve "dürüstlük" gibi sözcüklerin rap dinleyicilerinin dağarcıklannda yer almadığını ortaya koydu. Bu yüz
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear