Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
11 PAZARIN PENCERESINDEN Elton John'un hakkı var! SELÇUK EREZ Y ılbaşına geldik; 2001 başlıyor. Dostlanmıza iyi dilek ileten, mutluluk dileyen kartlar yollamaya kalkıştığımızda düşünmek zorunda kalıyoruz: Bu dönum noktasında, birbirimizi kutlayacak haiimiz ve gerekçerniz var mı? Fatih Terim'in, Hakan Şükür'ün Italyan takımlannda zaman zaman gösterdikleri başanlar dışında sevinecek neyimiz kaldı? Mali kriz, bankalarda izlenen kepazelikler, hapishanelere ancak meydan savaşlan yaparak ve şehit vererek hâkim olabilen yönetimimiz, Avrupa Topluluğu ile ilişkiler konusunda yarımyamalak aydınlatılarak ve "iki yıla varmaz gireriz" gibi laflarla umutlandınldıktan sonra işin aslının öyle olmadığını, aslında aramızda aşılması güç sıradağların bulunduğunu kavramamız, sağsol çatışmalannın yeniden başgöstermesi gibi olaylaria dolu bir yılı geride bırakırken yapılabilecek tek şey, "2001 'in bu karanlık seneye benzememesini" dilemekten ibarettir. Peki, acaba bu dileğimizin göğün yüce katlarında kabul göreceğinin belirtileri var mı? Bu hükümet gitse de yerine bazılannca önerildiği gibi tüm partilerin katılmasıyla oluşturulan bir yeni hükümet kurulsa işler düzelir mi? Kültür Bakanlığı bütçesi görüşülürken Beethoven'in Dokuzuncu Senfonisi'nin Kilise havası olduğundan yeğlenmemesi gerektiğini savunan Kahramanmaraş saylavlı Fazilet Partisi'nin ve ancak köylü yurttaşlanmızın oylanyla ayakta kalabildiği halde başkanı, "köyden gelmediğini, bu nedenle yalıda oturmasının doğal olduğunu" savunabilen DYP'nin de katıldığı bir koalisyon mu bizi düze çıkaracak? Mali kriz henüz atlatılmadı; kapanmış fabrikalann, işyerierinin açılacağının belirtisi yok, Istinye'de demirli kotra ve motorlann hemen hepsi satılık, bunlara bakan bile yok. Bülent Eczacıbaşı durumu çok güzel özetlemiş, "Krizi atlattık, para gelirse bu iş biter" türü demeçlerin sona ermesinin yarartı olacağını açıklamıştır. Istanbul Tıcaret Odası Başkanı, hükümetin ekonomideki başansızlığı karşısında işin bari MGK tarafından düzeltilmesini önerdiğinde bunu ara rejim davetiyesi gibi anlayanlar çıktı ama birçok işadamı özel olarak görüşüldüğünde aynı umutsuzluğu açığa vuruyorlar. Istanbul Sanayi Odası Başkanı Hüsamettin Kavi de "Içinde olduğumuz krizde hükümetimizin ağır ihmali vardır... Böylesine önemli bir süreçte ülkemizin ekonomik durumunun, işsizliğin.. yaratabileceği güvenlik sorunlannın MGK gündemine alınması düşünülebilir.." diyor. Işsizlik gerçekten önemli boyutlarda.. Af ile çıkan binlerce insanın da bu işsiz ordusuna eklenmesinin nelere yol açabileceğini düşünmek gerek. Yılbaşına ramak kala bütün gazete yazılannda bunlar ya da bunlara benzer, ağıtı andıran şeyler söyleniyor; gözyaşı damlıyor bu yazılardan.. Gözümüzde yaş kalmadı böyle ağlayı ağlayı.. Eskiden, yakınlan yittiğinde tükenen, ağlayacak hali kalmayanlar, profesyonel ağlayıcı, yani "ıskatçı" tutartarmış. Vardığımız bu ürpertici işsizlik düzeyinde, yeni işler icat etmeye çalışmak, belki de bu sanatı ve unutulmuş diğer meslek kollannı yeniden canlandırmak Q 61*6 K6C6K. Eski Yunan trajedilerinde ve eski Mısır belgelerinde yer alan bu ıskatçılara günümüzde de bazı yerlerde rastlanmaktadır: Her ülkenin, her bölgenin sosyal yapısına, geleneklerine göre farklı üsluplarla gözyaşı döken ıskatçılar arasında Iran'da, Muharrem ayinlerinde zincirlerle dövünenler de var, bazı Avrupa ülkelerinde bu işi, sadece boynunu bükerek gözyaşı döküp yerine getirenler de var.. Bu çağda görevlendirilecek ulusal ıskatçılanmızın daha çok dövünüp kendini yerlere atan, saçını başını yolan kadın ya da kadın kıyafetine girmiş erkek görevliler olması uygun olacaktır. Bu yılbaşında hoş şeyler yazacağıma, Yavaşyavaş kaybolan Yahudi mezarlığı yakın tarihin tanığu duğu ova, körfezin Ege ile bağlantısım kesince Bafa denizden ayn düşmüş. Güneş son ışıklannı Beşparmak dağlanna ve Kapıkın yöresine bırakıyor. Bu saatlerde doğa menekşe rengine bürünüyor ve Bafa Gölü büyük birtuvale dönüşüyor. Karşımızda tkizceada. Bembeyaz kumsalında yürüyüşe çıkanlar, adanın yüksek kesimindeki Bizanslardan kalmamanastın keşfe gidiyorlar. Gölde tek bir kıpırtı yok. Yalnızca kuş sesleri. Doğa akşama hazırlanıyor. Karya'nın can daman Heraklia'yaakşam çökerken, Ay Tannçası Selene'nin tatlı telaşı başlıyor. O, her gece olduğugibi yine kavahyla romantik ezgiler çalan yoksul ama çok yakışıklı çoban Endymion'un peşinde. Kimbilır Hcraklia'nın riangi mağarasında buluşacaklar. Endymion derin bir uykuda olacak. Selene onu rüyalannda sevecek... Selene ile yoksul çobanın buluştuğu saatlerde Bafa Gölü gümüş bir tepsiye dönüşecek, ta ki günün ilk ışıklanna dek. Selene ile Endymion' u başbaşa bıraktık Bafa'da. Euromos'a selam verdik. Veda zamanıgelmişti.^ otan@rt.net.tr Elton John... böyle üzüntülü düşüncelerle cebelleşmek zorunda kalınca, Elton John'un 1998'de, önemli bir kişinin anısına vehlecek bir konserde çalması gündeme geldiğinde söylediklerini anımsadım. Prenses Diana'nın cenazesinde öyle dokunaklı okumuştu ki bu ölümden söz açınca artık akla Arap sevgilisi değil, "Candle in the wind" şarkısı geliyordu.. Prenses Diana'nın ve ondan ikl ay önce de arkadaşı Gianni Versace'nin cenaze tbrenlerinde çalmış ve söylemiş olan Elton John, "Artık profesyonel bir ıskatçı olarak bellenmekten sıkıldım! Bundan böyle cenaze kaldırdığınızda beni çağırmayın.." demişti. Elton'un hakkı var, son yıllarda beceriksiz yöneticilerin şu güzelim ülkeye ve hepimize yaptıklan karşısında gözyaşlanmızı tüketmiş olduğumuzdan Elton'u anlıyor ve ona hak veriyoruz. Bu sene başında da gelin felaketlerin sorumlulanna Elton gibi seslenelim: "Bunca yıldır ıskatçılık yapmaktan, ıskatçı olarak bellenmekten sıkıldık! Cenazelerinize artık bizi çağırmayın!"^ Bafa Gölü 'nde durgun bir akşam vaktL.