Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURlYET DERGİ Onu takip eden casuslardan biri bu yolla di • ğerlerineişaretvermekte 'Dikkatişteo!' demektedir. Yine bir başka durumda, gazetede okuduğubirmakalede, yakınlardakendisinin de kullandığı bir yabancı kelime görür. Demek ki bu yazı onu hedeflemektedir..." (Lehrbuch der Psychiatrie, Eugen Bleuler, 1983.S.513) "An, paranoya..." ' EvrimX Men: Yönetmenin en büyiik desteği özel efektlen... Evrim geçiren insanların farkı bufılmde de kendisini gösteriyor... Paranoyak öyküler ADEM AYAKTA . . . G örünüşte bir ayağı sakat, gariban birhırsız. Ama aslında Kayser Söze adlı kurnaz ve gaddar bir çete reisi. Görünüşte kendi halinde, emeklilik günlerini yaşayan bir ihtiyar. Ama, aslında korkunç işler yapmış bir Nazi savaş suçlusu... Görünüşte sıradan insanlar, ama aslında evrim geçirmiş, olağanüstü özelliklerlebezeli 'mutantlar'... Evet, bunlar Bryan Singer'ın sonüçfilminden, "OlağanŞüphe liler" (The Usual Suspects, 1995), "Gizli Dosya" (AptPupil, 1998) ve "Evrim" (XMen,2000) adlıçalışmalanndan alınmışörnekdurumlar. Nedersiniz, işiniçindebiraz paranoyaklıkyokmu? Olmalıda. Sıradan kişivedurumlarladolu, komplosuz,entrikasızbirfilmneyeyararki?.. Öyleyse, paranoya bir yazarveyayönetmen için kusur değil, tersine, gerekli bir özellik. Tabii, fîlm veyaroman sınırlan içinde kalmak şartıyla. Paranoya, gerçek yaşamda sıradan bireyin felaketi olur, ağlatır... Popüler edebiyatın ve sinemanın paranoya kadar beslendiği bir başka olgu var mıdır? Suç sineması ve onun alt türleri olan gerilim, dedektif, polis ve casusluk filmleri, korku ve bilimkurgu filmleri en güzel öykülerini, daha doğrusu komplolarını paranoyak yazar ve yönetmenlere borçludur. Paranoyak zihin nasıl çalışır, biruzmandan dinleyelım: "Evden dışan çıktığında, tesadüfen sokakta çocuklar vardır. Ama, aslında onunla dalga geçmek için oraya gelmişlerdir. Başka bir durumda, birinin öksürdüğünü duyar. İnsanlar, gerçek hayatta pek de hoş olmayan çoğu durumu, sinemada zevkle izliyor. Paranoya ve komplo da bunlar arasında. 2. DünyaSavaşıyıllarında ABD'de Nazilerin sabotaj düzenleyeceği korkusu yaygındı. Hollyvvood, savaş sırasında ve ertesinde bu temayı işleyen birçok film yaptı. Bunlar, yapımcı vc yönetmenler için bir çeşit "askerlik görevi" gibiydi. Hitchcock, Welles ve benzerleri üzerlennc düşenı yaptılar. Yine de, Hitchcock'un "Sabotör"ü"(Saboteur, 1942) ıle OrsonWelles'in"Yabancı" (The Stranger, 1949) filmleri bu kapsamı aşan değerli çalışmalaroldu. Bizde, özellıkle devlet görevlilerinin paranoyak davrandığı, her taşın altında bir komünistaradığı, "anarşist" diyeyaşlıgenç,ünlü ünsüz önüne geleni hapse attığı dönemler yaşandı. Buparanoyadan ABD'de Hollywood'unyaptığıgibiserüvenveyagerilim filmleri çıkmadı. Zaten, baskıcı devlet böyleyapımlaraizinvermezdi. Ama, birdönemYeşilçam'ı etkisine alan 'şehvet paranoyası 'ndan söz edebiliriz. 1970'lerin ikinci yansında sinemaları ıstila eden bu filmlerin erkekleri, bütün kadınlann onlarla yatmak istediğini sanıyordu. Kadınlann sıradan bir davranışı,onlariçinsevişmeçağrısıydı... Paranoyarun sinemamızaböyle farklı yan• sımasmınbirnedeni, korktuğumuzşeylcrin de farklı olması. Bizdevlettençokkorkarız. Oysa, Avrupa ve ABD ınsanjan başka şeylerden korkar. Düşününki, çarmıhagerilmış, azap içinde kıvranan, kana boyalı bir adamheykeliveyaheykelciğihepbaşköşededir. Korku filmlerinin vazgeçilmez figürü vampirler, ne hikmetse sadece bu simge karşısında dehşete düşer. En yakınlarından biri lsa'yı satmış (Içinizden biri beni ele verecek.), Roma lmparatorluğu da onu çarmıha çivileyerek öldürmüştü. Onu çarmıha gerili olarak gösteren bu simge insanda korku ve suçluluk duygusu uyandmr ve ihaneti düşündürür. En yakınınız sizi satabilir, arkanızdan komplo tezgâhlayabilir. Henüz yapmadıysatabii... Birzamanlarlncil'iokuyanlaröylebirparanoyayakapılmıştı ki, "kötü ruh" ele geçirdi diye insanlan diri diri yakmaktan çekinmemişlerdi. Pek çok insanı günlük yaşamdan uzaklaştınp hastanelik edecek bir hastalıkparanoya... Ama söz konusu yaratıcılık oldu mu, işe yaramıyor değil... îşte sinemadaki örnekleri... Hitchcock ve Welles'in filmlerini hatırlaym. Sinemalarda gösterilen Bryan Singer'ın filmi "EvrimXMen" paranoyaklığın perdedeki şimdilik son yansıması... Baba: Kötüye, kötülüklere açık bir sempatiyle bakan ve baktıran ilk fılmlerden... Isa ve Hollywood... îsa'nın öyküsünü anlatan lncil ile Batı sineması ilişkisi hakkında çok şeyler söylendi, çokkitaplaryazıldı.Şöylesöylemekyanlış olmaz: lncil, Batı ve ABDsinemasını anlamak için anahtarkitaplardan biridir. Evet, paranoya olmasaydı, sinemaneyapardı? Orson Welles'in "Yabancı" (1949) fılminianmıştık. 1948'deçektiği"Şangaylı Kadın" (Lady from Shanghai,) ve 1958'de tamamladığı "Bitmeyen Balayı" (Touch of Evi 1) filmlerindeki paranoyak hava da az boğucu değildir. Her iki filmde de ana karakter dehşet verici komplolarla boğuşmak zorundakalır. Hitchcock, "Şantaj"dan (The Blackmail, 1929) son filmi "Aile Mezarlığı"na(Family Plot, 1976) kadaranakarakterinsağ kalmak için savaştığı paranoyak dünyalaryarattı. ABD'de komünistavcılığınınenhızlıolduğu zamanlarda, 1956 yılında çekilen bir film, sınemaparanoya ilişkisindeyeni dönem açtı. Naziler ve komünistlerden sonra, dünya dışı varlıklar da işin içine gırdi. Don Siegel, "Istila" (Invasion ofthe Body Snatc