Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
22 EKİM 2000. SAY1 761 : . Azra Erhat'ın bir türlü gidemediği Midilli, Anadolu'nun batı kıyısı ile artık kapı komşu. Kıyıda balıkçı teknelerinde hareketlilik var. Balıkçılar ağlarını temizliyor. Teknelerde çalışanlann çoğu yabancı... Safo'nıın adasından YAZI VE FOTOĞRAFLAR: ÜMÎT OTAN ge'nin bir parçası işte; bitkisiyle, renkleriyle, yeriyle göğüyle... Bizim Bergama'dan, Kaz dağından aşağısı işte. lonya'ya inen toprak parçası nasılsa karşıki ada da odur herhalde..." Azra Erhat'la Cengiz Bektaş, neredeyse 25 yıl önce Lesboslu ünlü kadın şair Safo'nun (Sappho) şiirlerini dilimize çevirirken bir yandan da sohbet ediyorlar, "karşı"yı Safo' nun yaşamının büyük çoğunluğunu geçirdiğiLesbos'ugözlerindecanlandırmaya çalışıyorlar. Azra Erhat yakınıyor: "Şu Midilli adasınagidcmedikki. Burnumuzun dibinde oysa. Geçen gün ışıklannı gördük. Safo çağında ikiüç kent vardı orada. Biri debugünbütünadayaadını verenMittilene. Sonra bu ad değişerek, bizde Midilli oluyor. Midilli ve karşısındaki kıyılanmız, belkide Ege'nin entathyöresi..." Kaz dağlarına sanki uzansak dokunacakmış gibiyiz. Aradaki maviliği bir ova gibi düşündüğümüzde Azra Erhat' a hak vermemek imkânsız. Kaz dağlannın eteklerinde, Assos'la gözgözeyiz... Ayvalık, Burhaniye, Edremit'teki zeytinlikler, Ege'nin mavi sulannda soluklanıyor Midilli'de yine bir araya geliyorlar sanki. Biraz fark var tabii. Bizim zeytinlikler her yıl yazlıkçıların gazabına uğrayıp azalırken, Midilli'deki 11 milyon zeytin ağacı bırakın azalmayı giderek çoğalıyor. Ada, M.ö 10. yüzyılda Aiol'lerin gelmesiyle Arkaik döneme başlıyor; M.ö 5. yüzyılda Atinahlann, M.ö 4. yüzyılda da Makedonyahlann egemenliğine giriyor. M.ö 88'de Roma Imparotorluğu'nun Asya'daki eyaleti konumundaki ada, Bizans ve Türklerin, en sonunda da Yunanlılann oluyor... Midilli ılık bir sonbahar sabahın ı yaşıyor. Deniz kıpırtısız. Kıyıda balıkçı teknelerinde ! büyük bir hareketlilik var. Balıkçılarağlannı temizliyor. Teknelerde çalışanlann hiçbiri yöre insanına benzemiyor. Sonra anhyoruz ki çoğu Uzakdoğulu ve Afrikah. Yalnız onlar değil "yabancılar", zeytin zamanı ada büyük bir göç trafiği yaşıyor. Dünyanın çeşitli yörelerinden insanlar zeytin toplamaya geliyor. Kolay değil 11 milyon ağaçtan zeytin toplamak. Midilli Yunanistan'ın en önemli zeytinyağı merkezlerinden... Tipik Grek mimansi olduğu gibi korunmuş. Çeşitli renklere boyanmış kepenkleri, balkonlardan taşan rengârenk çiçekleriyle, . rahat huzurlu bir görünümü var yörenin. Midilli dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan nadir bitkileriyle de tanınıyor. En önemli sorun olan biyoloj ik antmayı da tamamlamış E lar. Aslında ada zengin, Avrupa Birliği'nden altyapı ve koruma çalışmalan için ahnan paralar onlan daha da rahatlatıyor. Midilli'nin arka sokaklannda kendimizi Ayvahk'ta, Cunda'da sanıyoruz. Küçük meyhaneler, zeytinyağı, sabun satan dükkânlar, balıkçılar, mezeciler... Saat birden sonra tüm ada "sus pus" oluyor. Tüm işyerleri kapanıyor, herkes o güzelim küçük bahçeleri olan vebegonvilleri sokaklara taşan evlerine koşuyor. Günbatımıyla birlikte yeni bir hayat başlıyor. Kıyıdaki diskolan gençler, arka sokaklardaki açıkhava meyhanelerini orta yaşlılar ve yaşlılar dolduruyor. Onlann meyhane kültüründe kadınlar da var. Bazı masalarda kadınlar daha bile çok görünüyor. Uzo kadehleri tokuşturuluyor, müzik başlıyor. Akşam keyfi yapanlar müzik aletlerini de yanlanndagetiriyor. Birmasada ud, başka bir masada buzuki ve şarkılar... Evet sözlerRumcaamaezgilertanıdık. Birmasadan "Üsküdar'a giderken"in Rumcası, diğer masadan başka tanıdık bir ezgi. En çok bizim de Kahpe Bizans filmiyle artık neredeyse ezberlediğimiz şarkı. Onlann Rumca söylediği şarkılara biz de Türkçe kaülıyoruz. Bu kez Anadolu'dan göçenlerin torunlan Türkçe söylemeye başlıyorlar. Uzun burunlu olanı bizim Karadenizlilere benziyor. Aleks Giresun'dan geldiklerini söylüyor," Yav biz akraba gibiyiz" deyip, yeni bir şarkıya başlıyor... Molivos'un taş sokaklaru.. Osmanlılar zamanında kız lisesi olarak yapılan görkemli bina şimdilerde adliye binasına dönüşmüş. Çarşısının bizim Ege'deki birçok çarşıdan hiç farkı yok. Molivos bize aynı coğrafyanın insanları olduğumuzuhissettiriyor. Girdiğimiz dükkânlann çoğunda Türkçe konuşuyoruz. Safo' nun yüzlerce yıl önce uğruna şiirler yazdığı sevgi, arada aksaklıklar olsa da sürüyor. Bu gözlerden anlaşıhyor. Üstelik bu sevgiyi, dostluğu daha ileriye götürme çabalan suyun karşı tarafında da sürüyor. Ege'de Birlikte Varolma ve lletişim Için Sivil örgüt Hareketi, girişimleriyle, etkinlikleriyle bitmeyecek bir dostluğun, sevginin yollarını açmak için tüm gücüyle çalışıyor. örgüt, silahlanmanın azaltılmasını, TürkYunan sahilleri arasındaki ulaşım ağının geliştirilmesini, vize uygulamasının kaldınlmasını, tekne bilet ücretlerinin düşürülmesini, üniversiteler arasındaki işbirliğinin artınlmasını, kalkınma amaçlı ortak planlar yapılmasını isterken, hemkendi taraflanna hem de bizim tarafa "Banş'ı sevgiyi birlikte yaşama" çağnsı yapıyor. Lesbos'ta yüzlerce yıl öncesinin sevgi şarkıları bugünde tümEge'nin mavi sulanndayankılanıyor...^ Elektronik Posta: otanlrt.net.tr Safo'nun dünyası Azra Erhat sanki karşı kıyıda bizi izliyor. O'nu sevgiyle, özlemle anarken, eskilere iki bin 400 yıl öncesine Safo'nun dünyasına uzanıyoruz... Lesboslu tanınmış bir ailenin kızı Safo, yazdığı lirik şiirlerle yüzyıllar boyu hiç unutulmadı. Aşkı, güzelliği, duyarhhğı, liriyle birlikte onun kadar güzel dile getireni neredeyse yoktu. Etrafına topladığı kızlarla, erkeklere inat bir de şiir grubu oluşturmuştu. Kimileri şiir okulu diyordu ama Azra Erhat bu okul sözünden hiç hazzetmiyordu: "Okul sözcüğü tatsız. Zaten onlar okul demiyorlardı ki. Thiasos diyorlar; taç, çelenkanlamma. Bir çevre özellikle bir ozan çevresi. Nasıl ki Homeros Oğullan diye bir gelenek var..." Kuzey'e Molivos'a doğru yol alıyoruz. Assos'la daha da yakınlaşıyoruz. Dağ, taş zeytin ve ormanhk. Fatih Sultan Mehmet Molivos'a 55 parçalık donanmasıyla saldırdığındabaşanlı olamıyor. Sadrazam Ali Paşa ölüyor ve kuvvetler geri çekiliyor. Ama Fatih Sultan vazgeçmiyor. Şu an karşımızda tüm heybetiyle duran Kaz dağlannın yağlı kerestelerinden yeni bir donanma yaptınyor. Tekrarsaldınyorvcbu kezbaşanyor. Molivos, dimdikayakta duran taş yapılan, temizliği ve sessizliğiyle dikkati çekiyor. Eski ve bakımh binalanyla Midilli sahili...