26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

26EYLÜL1999. SAYI705 sunun kaikması ruh için iyi bir şey Deprentle ki. Amadepremi yaşamışbirbirey ama depreme korunaklı bannaklaya da toplum olarak hayatımıza denn yapılmasıyla ilgili bilinç ve ta birllkte yaşam vam edeceğiz. Ama kimileri için leplerimizin kalkması vahim bir hakkımız bu, belki yaşam boyu sürebilecek şey. Burada kalması gereken önbirriskegebebirolay. Bunlann salem almaya yönelik düşünce ve kesintlye yısının çok az olmasını dilerim. davranış. Kişisel olarak satın alma Sonuç olarak... gücümüz varsa depreme uygun bir tnsan haklarının ilki yaşama ev seçmeye öncelik vermeliyiz. Bunlann hakkı. Bu dcprcmle pek çok insan Mühendisler Odası ya da belediyeonanlması ruh yaşama hakkını kaybetti. tkincisi leryapılan bütiin evleri kontrol etonurlu yaşama hakkı, insanca komeli, uygunsuzlannı teşhiretmeli, sağlığının şullarda, sağlık hizmeti alarak, bayasaklamalı. Korkuböylcceazalarınarak yaşama hakkı, bu hak da cak. Korkunun ecele faydası yok. düzelmesl İçin pek çok kişi için ihlal oldu. BunlaDeprem fobisinin olması korun de ilk adım... nn yakın zamanda onanlması talemayı da arttırmıyor, bizim daha bimizdir, ruh sağlığı açısından. çok hayattan çekilmemize neden Yolu ise ev, Ruh sağlığı doktoruolarak şunu da oluyor. söylemek istiyorum: Halk arasında Iş ve yiyecek bizden çok büyük birbeklenti yok. Güvenİn yinelenmesi... Bizim rolümüz sınırlıdır. GenellikKontroller gerçekten yapihrsa, glbl temel leağnsısızısıolanlardiğerdoktorsembolik bir iki yerde olmazsa tabii Ihtiyaçlann lara gider. Diğer doktorlar da bize kirahatlatıcıbirtarafıolur. Kendimizi güvendehissedebiliriz. Ama karşılanması... ait bir sorunsa bile kendileri çözmeye çalışırlar. Fakat gazetelere, kontrollercbugüveniduyabilirmihalkınvediğersağlıkpersonelinintalepleriyiz,bilmiyorum... ne baktığımızda psikiyatr gelsin, psikolog Depremden sonra sıklıkla duyduğumuz gelsindeniyor. Bu biranlamdadoğru,biransözşu: "Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak." lamda da doğru değil. Biz mutluluk hapı deSizcedeöylemi? ğiliz. Bizim varlığımıztılsımlıbirdeğnekdeÇokönemlibiryakınınızıkaybettiğinizde ğil, hayatı eskisi gibi yapamayacağız. Biz yadaçoksevdiğinizbirkişidenaynldığınızruhsal sorunları azaltma yönünde tedbirler da hayatınızda bir dcğişiklik olur. Ama bu almaya, gelişmesi yönünde koruyucu bazı ömür boyu olacakanlamına gelmez. Farklı şeyleryapmayaçalışacağız, bazı uyarılarda bir şey. Bu bizim için olgunlaştırıcı, ciddi bir bulunacak, bazen ilaç yazacağız, bazen de deneyim. Bundan ders alacağız, almayacakonuşacağız. En çok da onları dinlemeyi beğız,bazılarımızalacak,bazılarımızalmayacereceğiz.^ cak.Belediyclerdahaderlitoplu olacak bel 19 PAZARIN PENCERESINDEN Bu gece deprem olacak! SELÇUK EREZ 1 nsanlanmız en küçük sallantıda I konutlarından, işyerlerinden dışarı S fıriayıveriyoıiar: Ayakta kalmış hiçbir evi yıkamayan artçı depremlerden birinde onlarca yurttaşımız korkudan pencerelerden atladıklarından sakatlandılar, hatta öldüler. Bu yetmezmiş gibi en usdışı dedikodu onların yol kenarlannda sabahlamaları için yetiyor: CNN, Istanbul'da bu gece deprem olacağını alt yazıyla belirtmiş. Bundan öncekılerı bilen Urfalı falcı, "Sabaha karşı olacak" demiş. Eniştemin tanıdığı bir AkUT'çu, "Bu , gece bahçede yatmalı!" demiş. Işıkara pek bedbin görünüyor, tasasından eriyormuş; sonra hep söylediklerinin tersi çıkıyor ya, bu sefer "olmayacak" dediğine göre olması mukaddermiş... Niçin böyle ödlek, morali kaçık ve olmayacak şeylere inanır insanlar olduk? Moralimizin bozulmaması, bozulduğunda da düzelmesi için çocuksak anamıza, babamıza, büyüklerimıze; erişkinsek, bizi yöneltenlere, bize bilgi aktaranlara, bize destek olanlara, yol gösterenlere inanmamız gerekir. Yönetenler, her şeyden önce yardım ve kurtarma işlerinin hızla, bir disiplin içinde ve eşgüdümle yürütülmesi için gerekli olan "olağanüstü hal" ilanından kaçınırlar, yetkililer, bizı enkazdan kurtarmak için koşanları sınırlarda bekleterek, yeryol göstermeyerek şaşırtırlar, göçük altından çıkarılan birçok yurttaşımızı "crush" sendromundan kurtaracak sayıda yapay böbrek aygıtına sahip olmadığımız halde yabancı ülkelerden bu konuda yardım istemezlerse bundan sonra biz kime, neye, nasıl inanırız? Moralimiz bozulduğunda psikologlar kadar, gerekli bilgilerie yeterince donanmış ve yeterince namaz kılmamışsak da, oruç tutmamışsak da hatta başka mezhep ve inançtan olsak da, felakete uğradığımızda insan olduğumuzu anımsayıp bizden manevi desteğini esirgemeyecek, bunu bildiğimizden kendisine sığınabileceğimiz, sığındığımızda da sevecenlikle elimizi tutup bize umut aşılayacak din adamları nerede? Din adamlarımıza, bizi habire korkutmaktan başka şeyler de niçin öğretilmedi? Bize hangi okulda, hangi kademede akılcı davranmanın ilkeleri anlatılıyor? Ülkemiz, tarıhınde gördüğü en korkunç zelzeleyle yok olmanın eşiğine geldiğinde, Mustafa Kemal ve arkadaşları, bızı kurşun dökerek, muska yazarak mı yoksa sorunlara salt akılla, mantıkla, fenle, bilimle eğilerek mi kurtardı da biz bugüne kadar bağımsız bir ülkenin çocukları olarak alnı açık ve başı dik yaşayabildik? O Mustafa Kemal, birçok konuşmasında, "llim ve fen nerede olursa olsun orada olacağız!", "Dünyada her şey için, uygarlık için, yaşam için, başarı için, en gerçek yol gösterici ilımdir, fendır!" dememiş miydi? Başka konuşmalarında da "Benim manevi mirasım ilimdir, akıldır... Benden sonra beni benimseyenler, isteyenier, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederierse, manevi mirasçılarım olurlarl" dememiş miydi? "...Azami derecede kuvvetli vatandaş, yanı sosyal anlamda bir insan ve memleketin sıyası, iktisadi ve kültür hayatının gelişmesine katılacak, tablatın bütün kuvvetlerine esir değil hâkim olabilecek nitelikte bir (insan) yetiştirecek okullar" olarak tasarlanan Köy Enstitülerini siz kapatmadınız mı? Sonucun böyle olmasını, memleketimizin "tabiatın bütün kuvvetleri karşısında" çaresizlikten ne yapacağını şaşırıveren yurttaşlarımızla dolmasını niçin yadırgıyorsunuz? (Bkz. F. Oguz Bayır'a Göre Köyün Gücü, 1971 Ankara, I. Hakkı Tonguç'un "Iş ve Meslek Terbiyesi: Bir Taslak" adlı yapıtı 1933 Nisan.) "Eğitim sistemimizde, özellikle mesleki eğitim ve üniversite öncesi eğitim sistemimizde bağlı kalınan müfredatlar, çağdaş dısıplınlerdeki gelişmeleri takip etmek ve onlara göre uyarlanmak şöyle dursun, günü kurtarmaktan öte köklü bir değişım geçirmeyeli o kadar uzun zaman olmuştur ki..." "En temel sorunun eğitim sorunu olduğunu tespıt edebilmekten çok uzak ülkelerin köhne talımterbiyelerinin elinde" vardığımız yeri Füsun Akatlı işte böyle yansıtmış... Füsun Akatlı'yı, geçen yıl basılan "Acıyla, Sevgiyle, Kahramanca..." başlıklı kitabını okudunuz mu? Acınası sonucu iyi tanımlıyor: "Düşünmek ürkütücü bile Hüseyın B. Alptekin Halil Altındere Elıt Ara " Solım Birsel .ulr.ün Karamustafa Aytekin Olcjunsoy °.angar Şeno! Hale Tenger V^thtt Tuns Cumhuriyvt çağdaş sanatlar için özgür mekan H e r g ü n 1 3 : 0 0 2 0 : 0 0 ( P a z a r B o d r u m k a tMeşelik Sok. 2 0 B e y o ğ l u , tel: 2 4 51 0 3 9 4 8 7 1 telfax: 2 4 w w w . d u l c i n e a . o r g email: a r t @ d u l c i h a r i ç ) Istanbul 955 7 0 n e a . o r g gelmektedir çoğu insana artık. Hastalık, ayrıksılık gibi bir şeydır sanki. Düşünürken vakit yitirileceğinden, fırsat kaçırılacağından, gölgede kalınacağından, atların Üsküdar'ı yanlış binicilerle geçeceğinden ürkülmektedir. Okumak, düşünmeye yönelteceğı için okumaktan kaçınıhnaktadır..." Böyle eğitilen, böyle bir müfredat ile ezilip büzülmekten sonra eline bilmem kaç imzalı diplomalar verilen vatandaşlannızdan daha iyisini mi beklersiniz? Bu vatandaşlarımızın, Suriye Valiliği'ni esirgediğimizde tepesi atan Mehmet Ali Paşa, Nizip'e yürüdüğünde ne zaman ve hangi saatte savaşacağını falcılara soran ve sonuçta Mısır ordusu karşısında rezil olan Osmanlı kumandanlarından daha iyi, daha sağlıklı düşüneceklerini mi umarsınız? Ama işin en, en ve en acı tarafı nedir biliyor musunuz sayın yöneticimiz? Siz de böyle yetiştirildiğiniz için, üstelik bu yetersizliği gidermek için bugüne kadar herhangi bir çaba göstermeyı de gereksiz ve hatta enayice bulduğunuz için hangi yazarımız, hangi felsefecimiz, hangi şairimiz ve çızerimtz bunları nasıl anlatırsa anlatsın... pek anlayamazsınızl ^
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear