27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

CUMHURİYET DERGİ P+ "Sanatçı kavramının iyi bilinmesi gerekiyor. Sanatçı yaratandır. Yaratmayan insana sanatçı dcncmez. Kavram karmas.asından kurtulmak gerekiyor. Bin şarkı da bilsc, on bin türkü dc bilse o icracıdır, sanatçı değildir. Ne yazık ki ülkemizde sanatçı dcndiğinde akla yazardan, şairden, yontucudan, ressamdan, tiyatro adamından önce şarkıcı ve türkücü geliyor. Bir güntelefonettiler. Küçükbirayıbulduklarıni,üzerincbirdizi senaryosu yazmamı istedilcr. Düşünebiliyormusunuzbaijkahranıanı türkücü ayı olan bir dizi. Niçin? Çünkühalkımızküçüğemeraklıymış.Telefonuyüzlerinekapattım.Okumayantoplumyadinlerya izler. Dinlemekiçinşarkıcı türkücü çok. Izlcmck için de talk showlar. Arabesk toplumun arabesk gülmcccsiniııyapıldığıbu shovvlarşimdiaramızda olmayan gülmece yazarlarınm,Nasreddin Hoea'nın kemiklerini sızlatıyordur. Her yıl bir yapıt vercrck gcrçck gülrneccyi gönlümce yaşatmaya çalışıyorum. Ama onların arabaları var... Yo hayır.. edebiyat herzaman galip gelccektir. Kalacaktır." Beyazıt Devlet Kütüphancsi'nin "Sesli Bölümü" görmeyenlere hizmet veriyor. 1992 yılından bugüne dek, binden fazla kitap kasetlere okunup, ses olarak görmeyenlere ulaşmış. Sık sık sokağa çıkmayı göze alamayanlar sesli kitapları posta yoluyla edinebiliyorlar. Sen de gun ışığını paylaş:.. den. Küstü. Annesinin tüm çabalanna karşın, altı yıl boyuncakapattı kapılannı dünyaya. Oysa okul birincisiydi gözleri görürken, hırslıydı veöğrenmcycaçtı. Altı yıhnsonunda ne olduysa oldu yeniden sanldı yaşama. llkokulu,ortaokulu,liseyidışandanbitirdi. Sıraüniversiteyegclincedurdu.kararsızdı. Yapabilirmiydi? Annesinin dayanılmazısrarlarıy la, son gün, son dakika sınavlaragirmekiçinya7ildı.Sosyolojiyi kazandıve sene kaybetmeden de bitirdi. Hamza Göncüoğlu iki buçuk yıldan beri bir 1 isede fclsefe grubu öğretmeni olarak çalışıyor. Ama öğrctmenliği onu, birkaç yıl görev yaptığı Beyazıt Devlet Kütüphanesi'ndeki "Görme özürlülcrc" hizmet veren bu bölüme sık sık uğramaktan alakoymuyor. Burada çok şey öğrendiğini, kendisiyle aynı durumda olan, aynı sorunlan yaşayan insanlarla tanısma olanağı bulduğunu ve birlikte çözüm aradıklannı anlatıyor. Bunlan yaparken kendisinin, doğuştan görmeyenlerden farklı oluşunun, avantajlarından yararlandığınıbclirtiyor. "Daha önce gördüğüm için zihinde canlandırma ve tasarlama daha kolay. Aynca en zoralgılanabilcceksevi.rcnklcritanıyorum AYFER COŞKUN Gülmece ciddi Iştlr Birçok insan ekranlarda kalabalıkları güldürüyordu. Matta birçoğunun programlarınabiletbulmaktazorlukçekenler bile oluyordu. Buna benzer şeyler söy lüyordum, M uzaffer lzgü gülmeye başladı: "Bak scn dc bcni güldürüyorsun. Gıdıklanan herkes güler, neresı bunun gülmece? Ayağı kayıp düşenc herkes güler, neresı bunun gülmece? Eğer düşündürmüyorsa, insanı değiştir'miyorsa, soru sordurtmuyorsa o gcrçck gülmece değildir. Bcn burada gerçek gülmeccden söz ediyorum. Gülmece ciddi bir iştir. Gcrçck gülmeceyi yapanlaryönetimlerlebağdaşamamışlardır. Derisi yüzülmüştür gerçek gülmececilenn. Yönetimlcronları suslurmak içinellerinden gelenı yapmiij, kitaplarını yasaklayıp, aç bırakmaya çalişmışjardır. Bir cumhurbaijkanı, bir başbakan, bir bakan sabahleyin tclclbnu açıp da, 'Sayın lzgü kıtabınızı sabaha dck okudum, bitirdim. Sizi bunun ıçin aradım' dersc, o ülkcde çok s,ey değişiyordemektir. Ah benim düşlerim, benim ülkemde hiç olacak şey mi?" MuzafFcr Izgü'ylc sohbete doyum olmuyor. Hcleonubirröportajıniçincsıkujtırıvermck, birkaç sayfada anlatmak mümkündeğil.Sevin'insunduğuçayiyudumlayıp,Nevin'in getirdiğipastalardan atıştırırkenMuzafferlzgüdebugünlerde neleryaptığını anlatıyor: "Gençlik romanları üzcrindc duruyoruın. Çocuklar için yazdığım büyüklere yazdığımdan fazla. Çocuk, on iki, on üç yaşından sonra bir boşluk içinde kalıyor. Iştcodöneminyapıtlarıgerekli.Buyapıtlarmdaedebiyatçılartarafındanyazılması gerekli. Yoksa genç okuyucu olmaz. Edebiyatıntadınıalmayanbirgcncınokuy ucu olacağını sanmıyorum. Bulduklarını okur, sonra da bırakırlar, sürdürmezler. Işte ben sürdürmelerini istiyorum. Geçen yıl "KaçakKız"adlı gençlik romanımyayımlandı. Şirndi dördüncü baskısı yapılıyor. ü romanimda gcnçlcr üzerindeki eğitim baskısını anlatmiijtım. Ama salt gcnçler okumadılarbuyapıtı,annclcr,babalarda okudu. Analardan, babalardan çok mektup uldıın. Şinıcli de gcnçler üzerındekı baijka bir baskıy ı anlatan bir roman yazıyorum. "Kızın Adı Sevda". Bukitabımda Sevda'nınas.kınıya7iyorum.Bua!}kaolaıı baskıyı yazıyorum. Kımılcri ş.ımdı çıkıp 'Gençlikyazınıolmaz'diyeceklcr. Khbir zamanlarçocukyazınıolmaz' dademışlcrdi o kimileri. Varsın desinler. Ama gcnçler orada.cllcrinc vcrilccekyapılları bckliyorlar, edebiyat yapıtlarını..."^ B eyazıt alanının kargaşasından kurtulup da.kendinizi Devlet Kütüphanesi'neattığınızda,tümgürültüyübıçaklakesilmis.cesinedıs.arıda bırakırsıni7. Kütüphaneningörmeözürlülere hizmet veren "sesli kütüphane" diye de adlandırılan bölümünde, aynı sessizlik karijilıyorgelcnleri. Sessi7İiği, kütüphanenin eski deyişle müdavimlerınden I lamza Göncüoğlu'nun düzenli ayak sesleri bozuyor. Burada birkaç yıl çalışmış.olmanınverdiğirahatlıkla,görmemesinekars,ın,elindebeyazbastonuylakoridorda dolaşıyor, mcrdivenleri korkmadan inipçıkıyor. önce en yakınındaki ncsncleri görememeyebaijlamıştı. Uzaktaki reklam panolarını, sokak ve cadde adlarını okuyabilirken, hemen önünde duran kas,ığı görmüyordu. Sonra bembeyaz boşluklar belirdi bir türlü anlayamadığı. Ve yavaş yavaş karardı dünya. On yaşmdaydı. Görmüyordu artık!"Bir suçları vardıki, Allahbucezayıverdi."dediler."Bakın,bakın! Körgeçiyor."dediler. Bu sözlerin onda açtığı yaraları hiç düşünme ben."diycckliyor. "Sesli Kütüphane" dc dcnilen bölüm, kurulduğu 1992 yılından bugüne dek, bindcr fazla kitabın kasetlere okunup, ses olarat görmeyenlere ulaşmasınısağlamış.Görnn dışındakiduyulargörmcözürlülcrdcolağa nüstügcliijiyorkuşkusuz. Ama, işitmevedo kunmanın ayrı biryeri var. llledc işitmcnin Ses onların üjiğıoluyorvconlaraulaşmanır en önemli aracına dönüşüyor. Hamza Göncüoğlu'nun: "Gözler yalaı söylemez,derler. Asıl sesleryalan söylemez Kanjimızdakilcrinduygularını.karakterle riniseslcrleçözümleriz.Onlarlaaramızdak elektrik akımını scslersağlar.".sözlcri, Didc rot'nunk i lerlc örtüşüyor. "Körün ses hafızası şaşılacak derecedı kuvvctlidir. Onunseslerdebulduğuçeşitli lik,bizimyüzlerdebulabildiğimizdendah; fazladır. Buscslcrarasındaonuniçinsayısı. ince nüanslar vardır..." Görmcyenlcr için bu dcnli önemli olan sc sin, onların kitaplara ulaş.masında sağladığ kolaylıkyadsınamaz.Hernekadar"Körle Okulu"ve"Rehabilitasyon Eğitim Merkez leri"ndckcndi alfabelerini öğrenmisolanla rınulaşabıldiklerikitaplarvarsada, bunlanı hem taşınması çok güç hem de pratık değil Kasetlerin kütüphanede bulunan çoğaltm aygıtıyla çoğaltılması ve istenilen yerler göndcrilmesi iscdahakolay. Özürlülerin isteklerl... Bölümün kurulduğu ilk yıllarda, düny klasiklcrinc öncelik tanınmışsa da, zama bu doğrultuda seçim yapılmaya basjlanmış. "lsteklerçeşitlinedenlcrledeğiijiklikgös' teriyor, diyor bir görevli. Kışın daha çoı dcrs kitapları isteniyor. Yazmevsimindcyst roman veöykü. Aynca, mesclaCumhuriye tin 75. yılı ncdcniylc olsa gerck, Re^at Nuı Güntekin ve Halide Edip Adıvarçok istenı yor. Aynca güncelkitaplar var labii. "Bir D1 nozorun Anılan"gibi.Biliyorsunıi7,oldul< çakalın birkıtap. Gönülliilerdcn bıınu istcı ken dü^ünüyoruz doğrusu. (,'ünkü ders k taplarında değil ama romanda tek sesin okı masını tcrcih ediyorlar. "(îönüllü", "Tek ses" vc "Sesin nitcliği' sesli kütüphanenin önemli sorıınlarındaı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear