Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14 ş+ çcktiğimi hissedersem, bu işin bana bir tekacıverdiğinigörürsemçekipgidcrim.Bu işi yapıyorum, çünkü geceleri rahat uyuyabiliyorum vc içim mutlu... On bir yıl süren yolculuktan sonra Yara'ylayenidenlstanbul'adönmck... Burayı seviyorum, burada rahatım. Kocam da Istanbul'u çok seviyor ve benden daha iyi tanıyor. Çünkü ooturmaz, insanlar nasıl yaşıyor diye bakar, yani şehriniçindeyaşar... Bakın,buradailk katlarvar, Fransa'da iseyok... I lk katta insanlar sokakta yaşar, Fransa'da kimsesokakta değil...(Beyoğlu'ndasokağın kalabalığınıgösterip). Hiçkimseböyletoplanmaz. Kahvelervardır.oralardatoplanırsın,dertleşelim,sohbetedelimyoktur... Sizce bunun nedeni ne? 1789'da, 1968'dc sokaklardaki taşları (arnavııtkaldırım)kınppoliseatmışlar. Şimdi bu taş I ar yok, hcp beton... Ehlileştirmek mi yani... Evet, eve kapatmak... Bugün bütün toplumbilgisayarlayaşıyor. Bendebirbilgisayar salağıyım, bütün gün bilgisayann önündeoturuyorum. Bizi,birtekoradatutmak istediklerini biliyorum. Bcnoradanycmcğimi ısmarlıyorum.arkadaşlarımlaoradagörüşüyorum. Böylcce birkaç kişi bizi kontrol altındatutabiliyor... Harrison Ford'unoynadığı bir film vardı,"BladeRunner",o filmi scvdim,gerçekçibirfilmdive2000'Iiyıllardan sözediyor, insanlarınnasılmakineleştiğini anlatıyordu. Bence, oraya ulaşıyoruz. Istanbul'u sokak mı kurtarıyor? Biliyormusunuz, burası.lstanbuFunmimarisi çok anarşik vc bir kaos var... Si/ce insan çıkışı bu kaostan mı, bilgisayardan mı bulacak? Eğerkontrol edemezsek, bilgisayardan sadece kötülük çıkacak... Filme dönersek senaryoyu okuduğunu/da Hülya'yı Yelda'ya ne kadar yakın buldunuz? Ne zaman bir rol alırsam ki, tiyatroda da bu böylc, çok tuhaf bir şey taraflarını uydurmayaçalışıyorum. • „..Empati mi kuruyorsunuz? Evet. Çünkü, birbirine benzemiyor, ama hepimizin beş parmağı var. Yani birbirimizden çok farklı olabiliriz, ama yine de çok benzeyen taraflarbulabiliriz. Bilmiyorum neden, ama bcn böyle başlıyorum, küçük olaylar, küçük sözcüklerle benzerlik kuruyor, ben bunu yapabilirim diyorum. Viktor Hugo'nun romanından uyarlanan biroyunda kraliçerolünüoynadım. O bir faşistti, bütün kafaları kesiyordu, ama yine de kendime benzeyenyanlannıbuldum. Hülya... Hülya gerçekten çok dengesiz, yani scvgisiz bir kız. Sevgisiz bir insan dengeli olamaz, bu imkânsızdır. Birşeyinpeşindenkoşuyor, düştüğü mutsuzluğun içinde sanıyor ki, Almanya bir umut toprağı. Ama Almanya'ya gidincedahabeteroluyor, çünkü umut ne ki? Ne? Umut benim için en üstün kötülük. Bu konuda gerçekten Nietzsche'ye katılıyorum. Umut, bir şeydenbirbeklenti. Neden? Hülya çok tuhaf bir insan, hcp hareketediyor, düşiiyor, kalkıyor, yine hareket ediyor, yamuluyor, itiliyoryinegidiyor... Hülya'da Almanya takıntısını kuran, peşinedüşenarkadaşıNerimanmı? Hayır, ncolursaolsunbabasıydı.... Sevgisizliği kırmak için yani... Evet, annesıne gittiğinde annesi ne diyor: Yeğenim. Hülya orada gerçekten tokat y iyor, geriye babası kal iyor... Çekimin yapıldığı Aksaray'ı görmeden önce I iirkiye'yi tanıyor muydunuz? Ncncmegeliyordum,amaTürkiye'yihiç tanımıyordum, Istanbul'uhattaTaksim'i bile bilmiyordum. Neneme film ekibiylc bu1 uşmak için Tepebaşı' na gideceğimi söy lediğimde "Sen Tepebaşı 'nda ne arayacaksın, orası orospularla, pezevenklerle dolu"dedi. Şaşırdım, oysa nenem de en son yirmi yıl önce gitmişti Tepebaşı'na... Çekimlerde en biiyük sıkıntı neydi? Para. Bu filmin bitcceğine bile inanamıyorduk. Durduruluyordu çekimler sık sık. Dcprcsyona giriyordum... Tek neden para mıydı? Evet. tnsanlarkendilerineyalansöylemcsinlcr. Dcsinlerki,sinemabirparaişidir,bir para sanatı dır. Para yoksa çekim de yoktur. On beş yaşında evden kaçıp beş yıl sonra nasıl bir evliliğin içine kendinizi bırakabildiniz? Benim için evlilik de bir dostluk ve saygi işi, bunlar yoksa biter, aşağılama başlar. O benim en iyi dostum. O çalışıyordu, yarışmayagelemedi, üzüldüm. Bana"Bak Yelda" dedi, "Eğerbenimle olmak senin için bir kafeste olmaksa git. Özgür olmak için gidiyorsan mutlu olurum. Sen mutsuzsan ben de mutsuzum..." Kendinizi zamansızveerkenbüyümüş hisscdiyor musunuz? Çok crken büyüdüm, bunun acısını da uzunbirsüreçektim, ama artıkbitti. Tiyatroda bu acıyı yoğun yaşamıştım, çünkü yaşıtıminsanlarlabirlikteydimvehiçbirijeypaylaşamıyordum. Çünkü onlar hâlâ evlcrinc bağlılardı,benscçıkmış,dünyayıdolaşmış, kirli şeyler görmöştüm. Onlar daha hiçbir şey görmemişlerdi. Çok acı çektim, ama hala büyümeden ihtiyarlamay ı istiyoruın... Kendinizi beğendiniz mi filmini/.de? Hatalarımı görüyorum. Bana filmin ilk gösterildiği Venedik'te, "Seni sevip filmi sevmemek, filmi sevip seni sevmemek imkânsız"dediler, "Çünküsizbirsiniz, sen filmi taşıyorsun, insanlar çıkarken bir tek seninle ya da filmle değil, ikinizlc birlikte çıkıyor". (Jcrçekten öyle, bu bütünlüğü ben de CUMHURİYP/T DERGİ seviyorum. Şiirselve tokat vuran bir film... Yara' nın Ceceyarısı E kspresi' ne benzetilmcsi sizi öfkelendirdi... Evct,çoköfkelendirdi.Ben7atenyurtdışındayaşıyorum. Fransa'yageldiğimde,"ismim Yelda" diyordum, neredcn gcldiğimi soruyorlardı, Türkiyc deyince "ah" diye sürdürüyorlardı "Midnight Exprcss". Bu aşağılamayı görüyor, filmi izlcmediğim için anlamıyordum. Filmi yirmi yaşımda yakaladım ve öyle bir kızdım ki. Ben gerçekten bu adamdan intikam alacağım, bir gün kars. ı laşacağız, bu kaçınılmaz birşey ve ben ona tokat atacağım. Türkiyc için değil, hiçbir insanın bir halka küfür etmeye, "Siz domuz yemiyorsunuz, ama domuz bir halksınız" demeye hakkı yok. O adaııı kcndisinc solcu diyor ama yaptığı "Mississippi Yanıyor" da hangi zenci cesur? Hiçbiri, bcya7İar onları kurtarıyor. Sonra neyaptı.Evita Peron'u, fa!jistbirkadını,biryalamayi... Buadamdaha farkında değil ama tam bir fa^ist. Çünküancak bir faşist böylc söyleyebilir. Bunun için Yara'nın bu filme bcn/ctilmcsine kızdım. Bu film neredcTürklerc küfür ediyor? Sizdünyamnneresindesiniz? Bcn toprağa aitim. Bir toprak var beni alan ve o toprak da bize ait değil, biz ona aidiz. Çünkü biz ölcceğiz, toprak kalacak. Zaman diye bir s.ey dc yok, bu insanın uydurduğu bir kavram. Zaman değil, bizgeçiyoruz. Bizolmadan da bu dünya vardı, bizdcn sonra da olacak. Bunu anlasak belki biraz daha mutlu olacağız... Bundan sonrası... Atıyorum kendimi,uınarımtesadüfler bana güzel şeyler getirir. Kötü filmyapmakistemiyorum, çünkü kötü film yapmak kolay. Çabuk düşünüyorsunuz vc bcn bundan korkuyorum. Benim için sincmadiliönemlı,bu yüzden iyi yönetmenlcrle çalışmak istiyorum. Gelişkin bir sincma kültürüm var vc bununlagururduyuyorum... ^ llkkat? Yelda Kaymakçı'nın Türk sineması hakkmda bilgisiyok. öğrenmek, Türkçesinigeliştirmek ve birfilmde oynamak istiyor...