Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 NİSAN 1997. SAYI 576 Medyaveinsan... "Insanlarda kesin değer y argıları arıyoruz. Kım olduğunu, geçmişini bilen ve geleceğine yön veren, kültürünü tanıyan, ayaklan yere basan kişiler... Yani yaptığı iş, kimliği ne olursaolsun 'ben buyum' dıyen vctopluma kendini bu şekılde kabul cttircn insanlarla birlikte oluyoruz." Gözlerdeki pırıltıya çok önem veriyorum. Bezgin, scvgiden uzak, karşısındakine 'günaydın' demeyen, 'iyi akşamlar' demekten kaçınan insanlara fazlayaklaşamıyorum. Saygı ve sevgi dolu beraberliklerin, işlerinde vc özel hayatlarında insanlan hep güzelyerleretaşıdığınainanıyorum.Çocuklarımızı yetiştirirken de, insanlara scvgiyle yaklaşmalan gerektiğini ögretmeliyiz. Çünkü, ben sevginin olmadığı yerden İcorkuyorum." Dostluk, sevgi, aşk, mutluluk ve evlilik... "Doartluk, sınırsı? paylaşım." "Aşk, ayağınızın yerden kesilmesi ama, çok çabuk yere inis. iniz." "Sevgi, çok köklü, mutlaka olması gerekenbirduygu." "Evlilik, sevgiye, saygıyadayanan.zorfakat, çok özel bir beraberlik. Eğer, doğru kişiyi bulursanız, ömür boyu sürecek güzel bir birliktelik. Yanlışinsanlabirdakikabileçekilmez." "Mutluluk, çok ızafi bir kavram. Bir tek şey sizi mutlu etmeyebilir. Dostluk, sevgi, aşk, evlilik hepsinın birleşimi denebilir." S Önceişmi,evmi... "Eşim bcnden hiçbir zaman böyle bir tercihyapmamı istemedi. lsteseydi,birazzorlanırdım ve sonuçta mutlu olduğum yeri seçerdim. Çünkü, mutluluk kolay yakalanan bir şey değil. Eğer, evimde bir mutsuzluk varsa, işimi tercih etmem bunun göstergesi olurduki,o evlilik debiterdi." Radyoda başladınız şimdi televizyondasınız. Son yıllarda pek az rastlanan bir Türkçe'ye sahipsiniz... 1980 yılında TRT'nin açtığı sınava 7000 kişi girdi ve yalnız 2530 kişi başarılı oldu. Daha sonra 3 ay kurs gördiik. Aytaç Kardüz, Şebnem Savaşçı, Sevim Canbaz gibi bu meslekte profesyonel olmuş, değerli hocalardan dersler aldık. Asıl eğitim bundan sonra TRT'debaşladı. TRT'de her gün yeni bir deneyim yaşarsınız. 10 yıllık spiker olursunuz, hâlâ kendinizi eksik hissedersiniz. tşin disiplinini, mesleğe saygıyı, sevgiyi, mesleğinizle ilgili en ufak aynntıları burada yaşayarak öğrenirsiniz. 15 yıl bunun eğitimini gördüm. Ancak 15 yıl sonra 'Artık dışandabirşeyler yapabilirim. Haber spikeri de olabilirim' diyebildim. Şimdi bakıyorum da, bazı insanlar o kadar kolay spiker oluyorlar ki. Bunu hiç onaylamıyorum ve kendi mesleğim adına üzülüyorum. Çünkü, 15 y ıllık TRT deneyimim ve aileden gclen bir ses yeteneğim var. Bugün gerçekten göze çarpan, işinde başarılı pek çok insan TRT kökenlidir. Peki, TRT'den özel televizyona geçişiniz... Radyo ve televizyon programları derken, 15 yıhmı TRT'ye verdım. TRT de bana çok şeylerkazandırdı. 1994'te, Ankara Rüzgân'nın yeni başladığı günlerde, Uğur Dündar bcni aramış ve iş teklifinde bulunmuştu. O zamanlar Uğur Bey, ShovvTV'deydi. Eşimeveözellikle bana Istanbul'a yerleşmek ve orada yaşaınakzorgeldiği için kabul etmedim. lki yıl sonra Uğur Dündar tekrar aradı ve "Haberlerde benimle birlikte çalışmayı düşünür müi>ünüz?dedi. Istanbul'dayaşamaya ve özel televizyonda çalışmaya hazırdım. Çünkü, bunun ıçın yeterlı birıkımım vardı. lOdakikadakararve rip, 1520 gün ıçinde ta şındık. erap Ezgü: Telelevizyonda haber okumadan önce, haberleri izleyen, dünyada ve Türkiye'deki olaylara karşı duyarlı biriydim. Ama, sıcak haberin içinde olmak çok farklı bir duygu. Mesleğimde kendimi yenileme fırsatım oldu ve hiç düşünmeden girdim işin içine. İki aydır haber sunuyorum ama 15 yıl boyunca haber okudum, program sundum. Son olarak TRT l'de Ankara Rüzgâ rı'msundunuz. Müzikten haber spikerli ğine geçişte hiç zorlanmadınız mı? Evet. Ekranda bir müzik programı sunu yorduk. Ancak o, yaptığım işin sadece görü nen kısmıydı. Bunun gerisinde, haftanın 6 günü radyoda haber okudum. Mesleğimin uzantısı olanherişiyaptım. Müzik programı sundum, çok soft bir program seslendirdim. Hemen arkasından eğitim, kültur ve bilim programları seslendirdim. Oradançıkarak haber okudum, sonra da seyircili program sundum. Eğitim derken ben bunu kastediyorum Belkı ekranda seyircilerin gördüğü anlamda sadccc 2 aydır haber sunuyorum ama, geridc 15 yıl boyunca Ankara Radyosu'nda haber okudum, program sundum, bir bakanla, bir bürokratlamülakatyaptım. Bugün yaptığım dabu. Sizi haber spikerliğine çeken neydi? Uğur Dündar'ın beni araması çok önemliydi. Çünkü, Uğur Dündar bu anlamda gerçekbir star. öylebir stann beni haberplatformunda düşünmesi ve oraya koyması çok güzel. Belki benim bile farkedemediğim bir şeyi farketmı şti. Uğur Bey farkettiyse bu doğru olmalıydı ve iki yıl boyuncabu konu üzerinde düşündüm. Kendimi yokladım. TRT'deki hocalarım da ona katılıyorlardı. İki yıl haberciliği gözlemledim ve haberin bambaşka bir dünya olduğunu gördüm. Haber, görünürde hep aynı koşuşturmaca ama, sonuçta her gün farklı bir şcy yapıyorsunuz. Bu da insanı, yeni ve diri tutuyor. Televizyonda haber okumadan önce, haberleri izleyen, dünyada ve Türkiye'deki olaylara karşı duyarlı biriydim. Ama, sıcak haberin içinde olmak çok farklı bir duygu ve bu beni heyecanlandırıyordu. Mesleğimde kendimi yenileme fırsatım oldu ve hiç düşünmeden girdim işin içine. Geleneleştirilenn olumlu yönde olması da mutlu ediyor. Televizyonda haber sunmayabaşladğınızda yaşadıklarınız? O giinden bugüne nelerdeğişti? Hem şans hem dc şanssızlık diyebileceğimbirgündü.Türkiye'ningündemini"Fadıme Şahin Olayı" kaplamıştı. Dolayısıyla tartışmal ı geçebileceği önceden tahmin edi lenbirhaberbülteniydi.Birdenbire kendimi, o ortamın içinde buldum.Canlı yayındeney imimin çok fazla olması heyecanımı engelledi. Yine de farklı bir kıpırtıydı. Galiba başanyla atlattım o ilk geceyi. Gıderekhabere daha çok ısındım. Izinli olduğum günlerde bile burada neler olup bittiğini merak ediyorum ve gelmek istiyorum. Sanki, uzaklaşacakmışım gibi bir duyguya kapılıyorum. İnsanlar Ankara Rüzgârı iletanıyorlardı. Şimdi biraz daha fazla tanıyorlar. Sokaktakarşılaçtığımız zaman yanıma gelip konuşuyorlarvebeğenilerinidilegetiriyorlar. Böylece onlarla daha yakın oluyorum. Değişen bir şey de, araştırmam ve öğrenmem gerekenlerarttı. Ufkum ve vizyonumgenişledi. Her meslekte olduğu gibi spikerliğin de iyi taraflan yanında yorucu taraflan vardır. Haber spikerliğinin zorluklarından bahseder misiniz? Insansınız. Sizin deacılannız,sıkıntılarınız, üzün DERGIDEN Merhaba, Bu hafta sizleri Basın Mü'zesi 'nde bir gezintiye çıkartıyoruz. Abdi Ipekçi'nin 18yıl önce kırılan cross kaleminden başlıyor yolculuğumuz. Son durak ise davası bu kez de Afyon içinde sürgüne uğrayan Metin Göktepe. Davayı devlet adına yürütenler, duruşmaya gelen izleyicilerin baskısı altında hissetmişler kendilerini. Gözaltında öldürülen Metin Göktepe 'nin meslekdaş ve yakınları hukukun uygulanmasım ve suçlulann mahkum edilmesini istiyorlar. Mahkemeye hukuku uygulaması gerektiğini sessizce hatırlatıyarlar. Baskıdan kastedüen buysa, tespit doğru. Ancak bulunan çözüm korkutucu. Bir seneyi aşkın süredir zanlı polisler devlet adına korunuyor. Ve korunan her cinayet, bir yenisinin habercisi oluyor. Mahkemelerde süregiden siyasi cinayet davalannda izleyici sıraları işte bu yüzden dolup taşıyor. Bu haftaki dergimizin kapağını üniversite sınavına giren gençlerimize ayırdık. Bunca emek verdikleri sınavları kimi geçecek, kimi geçemeyecek. Girenler, çatışmamn kışkırtıldığı biryüksek öğrenim ortamında yollarını bulmaya çalışacaklar. Her gün üstleri aranacak, polis kordonundan geçecekler, yine de satırlı saldırıya uğrayacaklar. Gelecekteki savcılarımız, hakimlerimiz, siyasetçilerimiz işte bu ortamla yoğrulacak. Kurulan ürkütücü çember, yine bize, geleceğe umutla bakan kuşaklara değecek. Bu hafta dergimizde çok ilginç bulacağınız biryazı da Tanrı Priapos üzerine. Geçen ay Kültü'r Bakanı 'nın hışmına uğrayan penisi boyundan büyük Lapsekili Priapos 'un öyküsünü Özgen Acar araştırdı. Keyifli bir haftasonu dileriz. tpek Çalışlar CUMHURİYETDERGİ İMTİYAZSÂHİBİ BERİNNADİI BASAN VEYAYAN: YENİ GÜN HABER AJANSI BASIN VE YAYINCILIK A.Ş. • GENELYAYINYÖNETMENİ ORHAN ERİNÇ • GENEL YAYIN KOORDİNATÖRU: HİKMET ÇETİNKAYA • YAZIİŞLERİ MUDÜRLERİ: DİNÇTAYANÇ, İBRAHİM YILDIZ (SORUMLU) • YAYIN YÖNETMENİ: İPEK ÇALIŞLAR • GÖRSEL YÖNETMEN AYNURÇOLAK • REKLAM. MEDYA C KAPAK FOTOĞRAFI: ERZADE ERTEM