27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

16MART 1997. SAYI 573 Gelecekte çok sayıda uydu ya da kablo yayına, yadalnternet'teki haber bölümlcrine program sağlayacak y üzlerce kişinin özel çıkarlarına gelince, bunların çok pahalı ve çok kapsamlı bir haber hizmeti sağlayacak ne kaynak ne de isteğe sahip olamayacakları kuşku götürmez. Esas sorun, izlenen yeni yolda söz sahibi olanlann ciddi haber yayını gibi bütçeyi sarsacak bir alana el atmak isteyip istemeyecekleri. Dahası, bunlann günümüzün düşük nitelikli haber programlaruıı bu düzeyde sürdürüp sürdüremeyecekleri bile kuşkulu. Ne yazık ki, izleyiciler arasındaki en küçük ortak payda hedef ahnarak hazırlanan niteliksiz haber programlan insanlan ekrana çekmekte ve parsayı toplamakta. Kısıtlı bir bütçeyle yasal yollardan haber toplamaya çalışanlar ise, ipe sapa gelmcz programların albenisine kapılan yığınlara imreniyor ve bu yola yönelmenin yerinde bir davranış olabileceğini düşünüyorolmalılar. lşin en sakıncalı yönü, hiç kuşkusuz, çokgelir getiren kötünün, daha az gelir getiren iyiyi yok edebilmesi. En büyük sorun, televizyon haberlerinin iyi bir gazetenin yerini asla tutamamasından kaynaklanıyor. Haberleri oluşturan kişi ve yerleri canlı görüntülerle gözlerönüne serebilme yeteneğinden ötürü televizyon, bir yandan öteki kitle iletişim araçlarını gölgede birakırken, biryandan da gündemi oluşturan çok daha karmaşık konularınanahatlarıylayansıtılması veonlarabir açıklama getirilmesinde başarısız oluyor. Televizyon, okuma yazması olmayan ya da okuma alışkanbğı edinmemiş insanları aydınlatıponlarınbilgidüzeyleriniyükseltiyor, öte yandan, karmaşık konulan enine boyuna araştırmadığından, okuma alışkanlığına sahip olanlarda bu düzcyın düşmcsinc neden oluyor. Televizyondahaberlereayrılanyergülünç denebilecekdenliaz. Yarımsaatlik bir haber yayını sırasında kullanılan sözcüklcrin sayısı birga/ete sayfasının iiçte ikisindcki sözcüksayısınıbilcbulmuyor. Budagünün belli başlıolaylannı kapsamlı bir biçimde yansıtmaktan uzak kalıyor. Gerçeklcrın dar kapsamda ele alınması, tartışmaların yüzeyselliği, kimi ayrıntıların güzardıedilnıesi...Tümbunlartelevizyonun kısıtlı zaman çerçevesine göre uyarlanıyor ve haberlerin çarpıtılmasına yol açıyor. Televizyon muhabiriisebukısıtlamanmkurbanı... Kapsamlı birraporsunabilmek için yeterli zamanı olmayan muhabir, raporun ipe sapa gelmez içeriğini anlamlı bir biçimde toparlayabilecekbirbitiştümcesıoluşturmaya çabalar. Belli birbakışaçısınavarılmadığı sürcce böylcsi birtümccyi oluşturmak çok güç olduğundan, olaylara tek yönlü biryorumgetirilmiş oluyor. Tüm bunlardan en büyük payı alan ise siyasal süreç. Ulusal seçimler sırasında süresi kısıtlanmış gazetecilik halkı aydınlatmaktan uzak kaldı. Araştırmalar 1988 yılı başkanlık seçimlcrinde adaylara tanınan kesintisiz konuşma süresinin 9,8 saniye olduğunu ortaya koydu. Televizyon ağlannın bu konuya daha özenle eğılecekleri yönünde verdiklerı söze karşın bu süre 1992yılındayalnızca 8,2 saniye idi. Bu sürclcr 1968 yılında haber yayınlarına ayrılan sürcyle kıyaslandığındabusürenin beş katı olduğu görülüyor. Gözde tartışmalar, olumsuz reklamlar, ekrana gelen görüntüler ve kısıtlı konuşma sürclerisiyasalkampanyalarısiyasalbirgüsteriyedönüştürenaraçlardır. Bugösterininyapımcı, yönetmen ve sahne tasarımcıları adaylarınyöneticileriveonlarınsiyasaldanışmanları konumundalar. Adaylarmoyuncularadönüştürüldüklcri GOSTERİ HENUZ BAŞLAMAMIŞTI... Televizyon habernılığinın hızla devınen ve evrılen ilk evresınde VValter Cronkite bu dalda emek verenlerin pırı konumundaydı. Cam ekranla yaşamayı öğrenen bir kuşak ıçin, mesleğinin doruğundakı Cronkite, Soğuk Savaş'ın belirsiz dünyasında kesınhğın ve açıklığın sesıydı. ölçulü mantığın dingin temsılcisı ve televizyon haberciliğinin yaratıcısıydı: Amerikan halkı bir noktada onun seçim kampanyaları ile ılgıli programlan artık yürütemeyeceğı kanısına varmıştı. Zira, onun salt ekranda belirmesı bile ortalıgı ayağa kaldırmaya yetıyor, seçmenler Başkan adaylarından çok onunla ılgilenıyorlardı. Televizyonun tasarlanmış kahramanlar yaratmadakı gucu tartışılmaz. Ancak Cronkite mesleğe televizyonculuğun çılgın bir gösteriye dönüşmesinden çok önce bir kaınpaııyayı seçnıen ne denli ciddiye alabilir? Siyasal oyunıın kuralı cğer bııysa, kuşkusuz valandaşın da bundan haberi olmalı. Ne var ki, tclcvizyonların olayları ele alışbiçimlerininyarattığı sağlıklı kuşku bir süre sonra kamunun devlete karşı duyduğu sağlıksız birkuşkuyadönüşcbılir. Olan bıtcnin büyük bir bölümünütelevizyondan izleycnler, büyük bir olasılıkla, demokratikbirsistemde akılcı bir biçimde oy vermelerine olanak tanıyacakyeterlibılgidenyoksundurlar. Thomas JefFerson'un dabelirttiği gibi,bilgisiz veözgürolmayı bckleycn bir ulus, asla olmayaeaklar ya da olamayacakların beklentisi içindedir. Bunu günümüze uyarlayıp biraz daha açabılirizTelevi7yonların kısıtlı haber programlarına bağımlı olan bir ulus, yarım yamalakbilgiyc sahip olanlarıtuzagadüşüratıldıgından, dunyamıza egemen olan bu güç ıle ilgıli olarak söyleyeceklerine kulak vermekte yarar var. Cronkıte'a gore günümüzün televizyon habercıliğı iyi bir ornek olmaktan uzak. Televızyonculuğu meslek edınenlerin çoğu artık nıtelıklı ürün yerine nitelikli kazanca yönelmiş dummdalar. Teknolojı sayesinde artık eskiden beş dakika olan bir haber programı 60 saniyelik bir süreye indirilebiliyor. Her şeyin bir çırpıda sunulması ilk bakışta ınsarm çekıci gelse de içerıkte böylesine belırgin bir kesınti yapılması tartışmanın saçma sapan bir düzeye indırgenmesina yol açabılıyor. Bir haber programında kurgusal ıle gerçek arasında bir ayırımın yapılabilmesı için belli bir süreye ve uzmana gerek var. Cronkite meye çalışan halk avcılan ve dıktatörlcrtarat'ından sömürülmcyc mahkumdur. "Bırakmızyapsınlar"ilkesinedayananhaberciliğimiz nitelikli birbirikimyaratmadı. Yayınlanmız ipe sapa gelmez şcyleric dolu. Kanımca yayıneılar ürünlerinin niteliğini arttırmak için hcr türlü çabayı göstermek zo böylesi bir uygulama olmadıkça tüm Batı demokrasisinin tehlikeye düşeceği ınancında. Tartışmanın yerini yedi saniyelik görüş alışverişlerinin aldığı çağımızda, siyasetin içeriği insanların düşük istençlerine yenik düşüyor. Kanalları, uydulan, kablo yayınlarıyla kitle iletışimin doruk noktasına ulaştığımız şu günlerde, ne yazık ki, insanların bir araya gelmeleri konusunda pek bir gelişme olduğu söylenemez. Sonuçta, televizyona yansıyan tüm bu düzeysizliklere boyun eğme sakıncasıyla yüz yüzeyiz. Ama bedelı ne olursa olsun, bu dumma direnmemiz gerek. Haberciliğe bir eglence gözüyle yaklaşanlar ızlenme oranlarını arttırarak servetlerine servet katıyorlar. Ancak demokraslye gönül verenler onun yalnızca nitelikli haberlerle varolabileceğini unutmuyorlar.^ rundalar. Dahası, onların eglence programlarından çok büyük gelirler elde etmelerini, bu gelirin çokça bir bölümünü de, eskiden olduğu gibi, y inc haber ve olay takibine aktarmalann ı bek I i yorum. ^ The Guardian 'dan çeviren: RİTAURGAN HASTALIĞI, YÜKSEK TANSİYON ve KALP HASTALIĞI RİSKİNİ ARTTIRIR, ŞEKERİNİZİ KONTROI.OLMAYI İHMAL ETMEYlN. Türkiye Diyabet Tedavi ve Eğitim Vakfı Ülkemizin En Büyük Problemi Sigarayla Savaşmak İçin Bize Destek Olun / Aramıza Katıhn Her Yıl 1.000.000 Gencimizi Kurtaralım SİGARA SAĞLIK ULUSAL KOMİTESİ Tel: 0212 275 55 52 Pbx. Faks: O212 267 3? 97
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear