23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

18 CUMHURİYCT DERGİ le farklı birılişki içerisincgirdiğinizi anlamanızısağlayabiliyor. Kentinizinsizegüven vcrdiğini hissediyorsunuz. Rahatlıyorsunuz. Etrafınızı seyretmeyeba!>lıyorsunuz. Vegörüyorsunuz, duyuyorsunuz. Insanları görüyorsunuz, duyuyorsunuz. Denızi, ağaçlart, güne^i, bulutları görüyorsunuz. Aynı manzaranın her gün farklı olabileceğini, farklı görülebileceğini, farklı algılanabileceğmi, ruhunuzda farklı dtıygularyaratabilcceğinı anlamuyaba>lıyorsunuz. Yolcular ve çırak çocuklar Vapur yolculangenelliklememurlar,işçilcr, Eminönü'nün Sirkeci'nin esnafiarı ve öğrenciler. Ortahallı veyoksul insanlar. Biraz sonra, Beşiktasj'ta, Fminönü'nde indiklcrindeyaijamınenyıpratıcıili^kilerıniniçine atılacaklar; yorulacaklar, terleyecckler, sinirlcneceklcr, küfredccekler, itilipkakılaeaklar, ıtipkakacaklar, belki döğüijeeekler... Ama ^u an baska bir dünyanın içindeler. Bcylerbcyi'ndenayrılışjabirliktemaruılledcn, evdcn, çocuklardan baslayan konusmalarinisiskclesıyaklaîîtıkçaiiskonu^malanııa dönüşccek. Ortahalli yolcuların çoğu Boğaz "köyleri"nin kıyıya yakın oturan sakinleri. Çoğu yerli. Yoksullarise Boğaz'ıntepelerini kaplarni!}, hepsi birer Anadolu kasabası görünümündcki mahallelerden geliyorlar. Vapur yoleuluğuonlarıçınhâlâucuzvepratik. Vapur yolculularının önemlı bir bölümü ise çocuklar. Yukarı mahallelcrın yoksııl çocukları bunlar; çırak çocuklar. Hepsi erkek. Fazla birgeçmİ!>leri yok bu kenttc. (,'oğunluğunun kent geçmışi babalarmın Istanbtıl'a göç etmesiylc başlamı^. Belki Isianbul'da doğıııu>la'r. Ama memlcket diye hâlâ köy lerıni biliyorlar. Bunlar Eminönü'nün, Sultanhamam'ın, Ye^ildirek'in, Mercan'm eıı ızhe yeılcrinde.haltayeraltlarındakimahzeıılerindcgünboyunefesaldırılmadançaliijtırılan çırak çocuklar. En ucuz i^gücü. En vah^i sönıürüıninnesncsi. Ya!}ları I3ile ISarasında. Bclliya^aralıyınagörebirkaçgrupoluijturuyorlar. Büyüklerin küçüklerüz.erindegaripbirotoritesı var. Bağırmadançağırmadankurulmu'jbirotoritebu. Vapurdagcçenzamanoıılarınenö/gür oldukları sayılı saatler... Ve bunun keyfini çıkarmayaçalı^ıyorlar. Vapurunkıçtarafıonlarınmekânı. Yanlışlıklagelenbiryolcuya orasınınkendilerineaitolduğunuhemenhissettiriyorlar. (,"okyükscsseslegülü)>üpkonu!>uyorîar. Içlerindenbirisinisüreklialayaalıyorlar; bu gcnellikle grubun en küçüğii olur veodagrubun içindckalmak içinbunarazı görünüyor. Iti^ipkakışıyorlar. Hemen hepsi sigara içiyor. Sevgılerıni, heyecanlarını.kızgınlıklarını hepkülüıie ifade cdiyorlar. Hattanormal konu>malarınabile "şeylerini" bir yere "sokarak" bas>lıyorlar. Etıatlarında kimın olduğu umurlarında bile değil. Hatta kadınların olması bile bir seyi dcğİ!>tırnıiyor. (,'ünkü bu onların doğal konuşma veıfadebıçimi. Birkadın"tcrbıyclı olun"diyeazarladığında"Neoldıı"gibi.sindcn, .şa^kın şaskın bakıyorlaryiizüne. Biriki dakika susuyorlar. (,'ünkü küfürsüz nasıl konuşacaklarını bilmiyorlar. Ve ilk konuş.maya baslayan, doğal olarak küfürle başlıyor konuijinasına. Uyaran kadına da söylenerek terketmekzorundakalıyor onların bölgesini. Beşiktas'ta öğrenciler iniyor. Vapur Be^iktaş'a yaklaşırken çocuklar iskele tarafındatoplanıyor. Hcpsinin uzaktan gözünekes Hogıız hkclcUTİndıyokıısıınu lıulu Miygıh tltıvranaıt uörevHler var... (Fotoğraf: ERZADE ERTEM) Evet, Boğaz ta rklı ama insanlar aynı MURAT URAL ; stanbul gibi bir mctropolde yaşamak, M ta^raya göre ku:>kusuz bir ayrıcalık. S Amabırbedelıdcvar.lstanbul,kalaba81 lıkları, caddclcrdcn ta:jan arabaları, gökyüzünü kaplayan apartmanlarıyla; güı ültüleri, pislikleri, kokularıyla, tozları, çamurlanyla.karanlıkları vcıs.ıklarıyla,her!>eyiylc ınsanları yuluyor. Çok fazla !»ey varaınaçok az>ey Istanbııllulariçınözel bıranlam ıfadeediyor. Pek çok bakılıyoramagörülmüyor, işitliyoramaduyulmııyor, dokunulııyoramahissedilıniyor. Pekçok^eysessizeeyitıpgidiyoramafarkedilmiyor. Pckçokşey, hatta insanlar biledeğersizlesıyor. Kentlerin birtarihi oluyorama kcnllilcrintarihipckolmuyor. Hers.eyokadarçabukdcği^iyor,hci"!>cyokadarhı/lı,tclaşlıya:>aıııyorkı kimse bir ş.ey biriktircmiyor. Belki dc hepimiz üz.erimize üzcrimizc gelcn, durdurulamayan bircanavara karşı di.sjmizletırnağımızladirenmcyeçalı^ıyoruz. Istanbul ciayaşaınanın bir bedel i var kuskusuz. Bu bcdcl öğütülmc, tükctilmc, kaybolma,yabancılas,ma, yalnızlık veyorgunluk... Zamanzamanfarklıbirkcnt,farklıiliş.kilcr istiyor insan. Kcndisinc dost bir kcnli, yormayan, tükctmcycn bir kcnti düslüyor. Sıcakilis.kilerarzuluyorçevrcsinde. Ba/cn geçmis.tearıyoruzöz.lemlerimizi. Birkartpostalda.biröyküde, birresimde.birşiirde bulduğumuzu sanıyoruz özlediklcrimizi. OysaogünlcrdcbızimdÜ!>lerimizdekigibi değildimuhtcmelcn. Üstelikbugünkübeklentilerimize ccvap vermesi de miimkün de Istanbul'da, her şeye rağmen varolan farklı bir Istanbul'un havasını solumak düşlere dalmadan da mümkün. Bunun için yapılacak şey, dileyenlerle kısa bir vapur yolculuğuna çıkmak. Hem de demir kapının yolcuların üstüne kapanmadığı bir iskeleden... ğil. Biliyoruz ama yinc de duygularımızm pcijindcngü/elbırkcntedoğruuçmakhoşumu/agidiyor. Bazcngelcceğeyönclikütopyalara dalıyoru/. Hayaliınizdc bir Istanbul yaratıyoruz. istanburda,herşeye rağmen varolan farklı bir Istanbul'un huvasını solumak düşlere dalmadan da miimkün. Bunun için yapılacak sey, dileyenlerle kısa bir vapur yolculuğuna çıkmak. Sabah 7.45. Boğaz'da Beylerbeyi Iskele Meydanı. Eminönü vapuru bekleniyor. Yolcuların birbirlcrine aşina oldukları belli. Kimselcla^lı değil. Vapur iskeleyeyanaijiyor. Kiiçükbeklemesalonuıuınkapısı açık. Ama yolcular, bu l'ırsatı değerlendiripbirbirlcrini itipkakarak, vapurdahayana^nıadan ıskeleyehamleyapmıyoılar. Bekliyorlar,\apur yanasjip iskelc verilinee sakın bir sekilde vapura doğru yürüyorlar. Kı^ları beklcme salonunun kapısı rüzgârdan korıınmak amacıyla kapalı tutuluyor. Ama kilitli değil. Yolculargenebekliyorlar. Kımsekapıyı itipiskeleye fırlamıyor. Vapur yana^ınca öııdc dııran yokulardan bırısı kapıyı açıyor ve vapurabinilıyor. Insanlarınböyledavıanması için konulmuş. bir kural yok, bir zorlama yok. Hatta açık bırakılan kapıyla bir tahrik bile sözkonusu. Ancak insanlar Eminönü, Karaköy gibi mcrkezlerdeki yolculardan farklı davranıyorlar. Kapanmayan iskele kapıları Kaptan da farklı. Kaptan köijkündcn meydanı gözlüyor. Koi»arak gelenleri görürse vapuru ağırdankaldırıyor.Çımacıiskelcyiçekmiyor. Kaptan arkasında mahzun yolcu bırakmıyor. Büyiik iskelelerde hoparlörden duyulan "TurnikclerTamam"anonsuveyabirdüdük sesiyle kapanan kapılardan, siz vapuru kaçırmanın sıkıntısı içindeyken suratınızabile bakmayan,baksabilesi/ıgörıneyen,sırtını dönüp giden iskele görevlisindcn sonra gördüklerinizeinanmanızvealı^manızzoroluyor. Belki deçoğumuzaöncm.sizbirayrıntı gibi gelebilecek bu ortam kcntle ve çevrcniz tirdiği birkız var. Bağırarak, ıslık çalarak, kabaseslerçıkararak varlıklarını duyurmak istiyorlar. Ama kimse dönüp bakmıyor onlara.Sankibiroyunoynuyorgibiler. Ama aynı zamanda çok "erkekçe" ifade cdiyorlarduygularını. Kimse onlarakızmıyor. Bir^ey söylemiyor. Sanki herkes 1520 dakika sonra kcntinen derin.cn karanlık köşelerindekaybolacaklarınıbiliyor. Çırak çocuklar gözlerinizinönündebüyüyor. Boyları pek uzamıyor. Scrpilipgelişmi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear