26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

10MART1996. SAYI520 lcmcyckoyuldu. Oözühcpyoldaydı. Kocasını geçirdi aklından: "Körolmayasıca." dcdi. "Hcm kcndi başını yedi, hcm dc elin garibinin çocuklannı yetim koydu bizler gibi.Onyıldırçifteçubuğabcnkoşaroldum. Ince bedenim bükiildü. Kadınlığımı unuttum. Karanlıkküjgecelcrindesıcacıkbirele muhtaçken, ürperentenimlcyalnızlığımı yaşadım. Yarasakanatlannaserdimkokulanmı.Sicimgibi.gözyaşIarımadizdimhıçkınklanmı, el görmedi. Oç yavrumu kanatlanmınaltınaalıp,öylecesabahladıkkılkeçeler altında. Yavrularımateşleriçindeyandığında, ben can oldum onlara, el duymadı. "Dulkarı çocuklan"dedirtmcdim kimscyc." Inck, kcçi, kuzu bağınşlan, traktör, dolmuşgürültüleri,iştendönenköylüler,akşaının habercisiydi sanki. Güneş çoktan Sakarkaya'nınardınakaymıştı. Birazönceparlayan göky üzüne lacivert şal çekivermişlerdi şimdi. Onun yüreğine ise, yağlı tencere karası bulanmış gibiydi. "Bu kadar geç kalmazdı."dedi."Şimdilerdedönmüşolmalıydı." Ikikızdaçıkmışjardıonunlabirliktekapınınönünc. "Siziçerigirin!"dcdikadın."Ben fencri alıpağabini aramayagideceğim!" Koşaradımlarlaodayadalıpyüklüktensilahını alarak koynuna soktu. Dış kapının arkasında asılı carını başına örterek fırladi dışarıya. Daha iki adım gitmemişti ki, beygirin biri boynunda at torbası ve sırtında ters dönmüş, çuluyla, sallana sallana geliyordu. Birden hıçkirıklardüğümlendi boğazında. "Fitnaaat!"dedi,büyükkızına,"Çabukbuhayvanı içeri al ve dama kapat, ben gidiyorum!" Yürüyormuydu,koşuyormuydu, uçuyor muydu, yaşıyor muydu, farkında değildi. Kaldıramadığı ayaklan taştan taşa çarpıyorduşimdi. Yüreğiduracak gibiydi. Göğsüne yüklcncn incc bir sızı soluk almasını engellcrolmuştuanidcn. Birağacayaslanıpderin nefes almaya çalıştı. "Karşı tepeyi de aştım mı görcbilirim oğlumu; oradaysa görebilirim."dedi.Dudaklanndagözyaşlannıntuzlu tadını duydu. Fcneri kaldırarak, tekrar i lcriyeatıldı. Emekleyerek tırmandı tepeyi. Ter içine batmıştı. Can başından düşmüş, boynuna kaymıştı. "Oğlum, yavrum sana bir şey olmasın, dayanamam sonra, bu anan dayanamazyavrum!"diye,hıçkınklarlaağlıyordu. Çıkti tepeye. Dizlerinin üstünezorladoğrulabildi. Gözlerini kısarak baktı karşı yamaca. Evetoradaydı. Atınbirisioradaydı. Amaoğlu, oğlu yoktu, Bıraklı kendini tepeden aşağıya. Koşuyoryuvarlanıyo^kalkıyoryuvarlanıyor, sürünüyor, bağırıyordu. Mayıs kurbağalarından ve çekirge seslerinden başka ses veren yoktu ona. Ay da girdi buluta. Klindcn düşürdüğü feneri, ondan önce kaymıştı aş.ağılara. Tarlaya vardığında yüzü gözü toprak içindekalmış,tı.Şaşkın,hcrkaraItıya oğlu diye koşuyor, bulamıyordu. Atın yanına gitti. Onun da torbası boynundaydı. Çulu, karın boşluğuna kaymıştı. Sabah oğlu içinhazırladığı çıkını gördü. Hiç açılmamıştı. Deliler gibidönüyorduortalarda. Bağırıyor.bağınyordu. Birazdaha ilcrlcdi. Önceayıt ağacının cılızdallannı, sonra daoğlunun ayaklarını gördü karaltı halinde. K.oştu,*koştu atıldı üzerine, y iizünü aradı; yüzü toprağa dönüktü. Okşar gibi çevirdi elleriyle, gözlcrinc ve burnuna kuru yapraklar yapışmıstı. Eliyle sildirirken.ağzının kcnannda ıslaklık hissetti. Kannıı diye eğilipbaktı, değildi. Sarılıp kucaklamaya çalış,ırkcn, buluttan kurtuian ayınışığında, başıtaşjaczilmişyılanı gördü. K.ocaman birGüdük Engcrck'ti. Çekti oğlunu göğsüne, sıktı. Saçlarını koklaya koklaya öpüyor,hıçkınyor,öpüyorveyinehıçkırarak karanlığa haykınyordu: "Oğlumu almayın beniiim!... Eviminerkeğinialmayınbeniiiiim!.. Yavrumu almayın beniiiiiiiiiiiiiiiiiiıiiiiimmmmmmm!."^ 15 PAZARIN PENCERESİNDEN Rusya'da baskıcı eğilimler SELÇIJK EREZ fmm^ usya'da olup bitenlerin Türkiye'yi ılgilendirmesi, bu ülkedeki gelışmelerın sonuçlannın bir şekilde bizi etkılemesı ımkânsızdır. Rusya'da hüküm süren rejimi bu nedenle dikkatle izlememiz gerekir. Bu ülkede, 16 haziranda yapılacak olan başkanlık seçımi için girişilen eylemler bize 16 haziranı izleyecek evrede neler beklenebileceğinin ipuçlarınt vermektedir. Komünıst Partisi'nın ve aşın milliyetçi Jirinovski'nin partısinin 1995 Aralık ayında yapılmış olan parlamento seçimlerinde elde ettikleri başarılar, bu ülkede demokratikleşmeyi ve serbest piyasa ekonomisini gerçekleştirmeye yönelik reformlarla özdeşleşen Boris Yeltsin'in bu kez başkan seçilemeyeceğini düşündürmektedir. Komünist Partisı, merkezıyetçi yönetimi yeglediği ve Gorbaçov'dan bu yana gerçekleştirilen değişikliklere karşı olduğu bilinıyor. Jirinovski de eski Sovyetler Birliği hudutlarına gerekirse silah kulanılarak dönülmesini savunarak oy kazanmaya çalışmakta ve başanlı olmaktadır. überal ve yapıtında şu satııiar yer alır: "Stalin, halkın kendine karşı ayaklanmasından korkuyordu. 19171918 yıllarında ayaklanmış olan Rus Halkı, Çarı, generallerıni, aristokratları ve burjuvalan yok ederek yerlerini almışlardı... Bir kez gerçekleşen bu olay niçin yinelenmesindi? Bunu önlemenin yolu, Çarlarınkini aşan bir baskı yönetimini oluşturmaktı.." Zinoviev'ın yönetimindeki ılk Komünist Internasyonal'ı örgütleyenlerden olan Viktor Serj, "Ele Geçirilmiş Kenf'te devrim henüz sona eımeden, sonu daha belirlenmeden, St. Petersburg'da oluşturulmuş komünist yönetimde kısa bir süre sonra fabrika kapılarında işçilerin iş çıkışı üstlehnin yeniden aranmasına başlandığını, yöneticilerin çıkar peşinde koşup yaptıklarını, terör ve baskı uygulayarak sakladıklarını anlatır. (Conquered Cityönce Paris'te Fransızca yayımlandıktan sonra 1978'de Londra'da Ingilizce'ye çevrilip basılmıştır. VVriters and Readers Pub. Cooperative) Rusya ile Osmanlı Imparatorluğu arasındaki zıtlaşmaların başlangıcı, yüzyılların ötesine dayanır; bunlardan çokça söz açılmıştır da Karadenizin biri kuzeyinde, birl güneyinde, Asya ile Avrupa arasında yer alan bu iki ülkenın benzerliklerinın altlarını çizen az olmuştur: Cumhuriyet Tarihimizde, tek parti yönetımının baskılarına son vermek için, "Yeter Söz Milletindir!" sloganıyla gelmiş olan Demokrat Partimizin iktidara geçince tek partili rejimi aratacak baskılar sergilediğini biliyoruz. Cumhuriyet öncesi tarihimizde de böyle örnekler vardır: H. Zafer Kars, "Belgelerle 1908 Devrimi öncesinde Anadolu" adlı kitabında (Kaynak Yayınlan, 1984) Erzurum Isyam'nın Anadolu'da 19061908 döneminde görülen ayaklanmalann en büyüğü ve önemlisi olduğunu söyler. Yapıtta, zulüm, baskı ve yolsuzluğa karşı gerçekleştirilmiş olan bu ayaklanmanın sonuçta hükümetin yenilgisiyle bittiğini, isyancılann istemedikleri bazı vergilerin kaldınlıp baskıcı valilerin görevlerinden alındığı da anlatılmaktadır. Z. Kars'a göre "Tarihçei Erzurum" yazarı Mehmet Nusret isyancılar konusunda şunları yazmıştır: "Ama halk... siyasi kuvvetini kaybeden hükümete karşı da tahakküme başladı. Bu defa da sergerdeler, hükümet ediyoriardı. Istediklerini gereksiz yere hapıs, arzu ettiklerini ister canı olsun tahlıye edıyor, mahkemeleri parmaklarında oynatıyorlardı." Demokrasi bugün egemen olduğu ülkelerde de böyle evrelerden geçıp oluşmuştur: Baskılara karşı ayaklananlar, yönelttıklerı halklar demokrasiyı içlerine sindırınceye dek fırsatını bulunca diktatörleşmişlerdir. özellıkle günümüzün Çin'inde demografik elverişsizliğe rağmen gerçekleştirilmekte olan ekonomik kalkınmanın ve bu kalkınmaya koşut giden insan hakları çığnenmelerıne bakıp "demokrasiyı özümsememış topluluklar başka türlü yönetilemez, yöneticiler böyle davranmak zorundadırlar!" diyenler de var. İster 'yumurta tavuktan çıksın' yani demokratlaşmamış ülkelerdeki yöneticiler er geç diktatörleşme yolunu tutmak zorunda kalsınllar, isterse 'tavuk yumurtadan çıksın', yani bu ülkelerin yöneticileri demokrataşmamış halkı baskı dışında bir yolla yönetemeyeceklerini ergeç kavramakta olsunlar, kendisıyle ilışkilerımizı, büyük çapta önemsemek, iyi izlemek zorunda bulunduğumuz Rusya'nın önümüzdeki yıllarda daha despotik, daha sert rejimlerle güdüleceği anlaşılıyor. Bu tür rejimlerin ülkenin dış ilışkilerinde de belli bir sertleşmeye, belli bir esneksizliğe de neden olacağı düşünülebilir. Bu gerçeği görüp politikalarımızı ona göre çizmeye, planlarımızı buna göre oluşturmaya başlamalıyız.^ eünkü.Oğunualıppulluklabirliktesürükleyipsavurmasındıbiryerlere.Zatenincecik oğlan, gücü ne ki zaptcdcbilsin hayvanları. Tekrargüneşebaktı,gölgcsincbaktı:"lkindi olmuştur!"dedi."Türküsöylcyesöyleyegelirbirazdan."Üstelikarabalarınınkampana sesini odaha uzaktan tanıyordu. Derin soluk aldı. Dut ağacının altında eşinen tavuklara baktı: "Tepeli horoz oğlumun." diye mırıldandı içinden. "Askere giderken keseceğim, kimseye el sürdürmem, hcpsini oğlum yiyecek!" Döndü, sokağadoğruyöncldi. Dışandagürültülcrvardı. Deli Rıfat'ınküçükoğlu sığırlan önüne almış, çaya sulamaya götürüyordu. Kapınınönündekitaşaoturarakbek reformcu bilinen Yeltsin ise bu rakıplerini, onlarınkini andıran tutum ve üsluplaıia yenmeye çalışmaktadır: ' Yeltsin son zamanlarda ikı Çeçen lıderin yakalanıp kurşuna dizilmesi gerektiğini savunmakta ve Rusya'dan aynlmak ısteyen Çeçenistan'da silahlısivil ayrımı yapmadan hedefleri bombalatmaktadır. * Batı taraftarı olarak bilinen Dışişleri Bakanı Kozirev'i kabınesinden uzaklaştırıp yerine Rusya'nın casus örgütlerini yönetmiş olan Yevgeni Primakov'u getirmiştir. Primakov, söylevlerıyle, "Rusya'nın yeniden büyük bir güç olarak davranacağını" vurgulamaktadır. ' Nisbeten demokratik eğılimli olarak tanıTıan Genel Kurmay Başkanı Filatov'un yerine Çeçenistan'ı rJümdüz etme taraftan olan Nikolay Yegorov'u atamıştır. * Kendisini Çeçenistan polıtikası nedeniyle eleştıren devlet televizyonunun yöneticisi olan Oleg Poptsov'u görevinden almıştır. Rusya'da diktatörlüğe son vermek, demokratikleşmeyi sağlamak sözüyle başa geçtikten sonra despotlaşan ilk yönetim Yeltsin'inki değildir: 1935 yılında Stalin tarafından yurdundan uzaklaştırılan ünlü yazar Viktor Serj, eserlerinde, Sovyetler Birliğl'nde Stalin devrinde oluşan bunaltıcı diktayı iyi irdeler. Inanmış bir komünist olan Serj'ın "Ele Geçirilmiş Kent" başlıklı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear